Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1197 E. 2022/986 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1197
KARAR NO: 2022/986
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2022 tarihli ek karar.
NUMARASI: 2022/417 D.İş. – 2022/423 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz (Bankacılık İşleminden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu Burhan Sümer tarafından yapılan itirazın kabulüne ilişkin verilen ek kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile borçlu … Paz. Ltd. Şti. arasında düzenlenen 23.11.2016, 17.05.2019 ve 15.05.2020 tarihli genel kredi sözleşmeleri ile 23.11.2016 tarihli şirket kredi kartı üyelik sözleşmesi kapsamında, ticari kredi kartları, ticari kredili mevduat, iskonto kredisi kullandırıldığını ve çek yaprakları verildiğini, 08.02.2022 tarihi itibarı ile borçlunun, 23.11.2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ve 23.11.2016 tarihli şirket kredi kartı üyelik sözleşmesi kapsamında kullandırılan ticari kredi kartları nedeni ile 102.626,30 TL, 15.05.2020 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan … no.lu kredili mevduat nedeni ile 76.794,42 TL, 15.05.2020 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan … no.lu iskonto kredisi nedeni ile 50.000,00 TL, genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırılan çek karnesinden karşılıksız yazılan 1 adet çek sebebi ile ödenen 2.670,00 TL olmak üzere toplam 232.090,72 TL borcu bulunduğunu, hesabın katına rağmen borcun ödenmediğini ileri sürerek, borçlu şirket ve kefil … hakkında 232.090,72.-TL, borçlu kefil … hakkında 102.626,30 TL (kefalet nedeniyle sorumlu olduğu kısım) alacağın tahsilini temin için ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 15.03.2022 tarihli. kararında; “…Talep ve ekleri incelendiğinde talep dayanağı sözleşmenin TTK nda gösterilen unsurları taşıdığı, usulüne uygun olarak düzenlendiği ve vadesinde ödenmediği anlaşılmakla yerinde görülen talebin kabulüne karar verilmesi gerektiği..” gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin kabulü ile 232.090,72 TL alacağın temini bakımından İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının %15 oranındaki teminat ( 34.813,61-TL) karşılığında ihtiyaten haczine, karar vermiştir. Bu karara karşı, … vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekili, itiraz dilekçesinde özetle; talep dilekçesinde, müvekkili yönünden kefalet limiti ile sınırlı olarak 102.626,30 TL için ihtiyati haciz talep edilmesine rağmen, borcun tamamı için ihtiyati haciz kararı verilmesinin hatalı olduğunu, dosya kapsamındaki belgelerin müvekkili yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli olmadığını, müvekkilinin 10.03.2020 tarihinde şirketteki paylarının tamamın …’ya devir ederek ortaklıktan ayrıldığını, bu durumun ilan edilmesi nedeniyle bankaca da bilindiğini, kredi kartının şirket harcaması için kullanılması nedeniyle şirket borcu olduğunu ve şirket ortaklığından ayrılan müvekkilinin, ortaklıktan ayrıldıktan sonra şirket kartıyla yapılan harcamalardan sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin kefil olarak göründüğü kredilerin hali hazırda kapatılması nedeniyle müvekkilinin borçsuz olduğunu, müvekkilinin ortaklığı dönemindeki kredilerden kaynaklanan borç bulunmadığını, buna rağmen eski kredi sözleşmeleri ve kefalet belgelerinin bankaca sunulma nedeninin anlaşılamadığını, müvekkilinin ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonraki dönem için yapılan harcamalara ilişkin kredi kartı borcundan eski kefaleti nedeniyle sorumlu tutularak, talep edilmeyen alacak kısmı için de ihtiyati haciz kararı verilmesinin yerinde olmadığını belirterek, müvekkili yönünden hükmedilen ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 17.05.2022 tarihli ek kararında; “… Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/2928 Esas, 2021/343 karar sayılı kararında da bahsedildiği gibi ‘…İcra ve İflas Kanununun 68/b maddesi kapsamında yer alan sözleşmede gösterilen adrese yapılan tebligatın geçerli olması durumu sadece asıl borçlu yönünden geçerlidir. Davacıların sözleşmede kefil olduğu gözetilerek takip öncesi hesap kat ihtarının tebliğinin anılan madde kapsamında geçerli olmadığı, bu durumda icra takibiyle davalıların temerrüde düştükleri gözetilerek bu husus çerçevesinde karar verilmesi gerekir…’ şeklindedir. Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Yargıtay yerleşik içtihatları gereğince kefile usulüne uygun tebligat yapılmak suretiyle temerrüt olgususun gelişmediği, temerrüte düşürülmediği anlaşılmakla; ihtiyati hacze itirazın kabulü…” gerekçesiyle, itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme kararında, kefile usulüne uygun tebligat yapılmak suretiyle temerrüt olgusunun gerçekleşmediği, kefilin temerrüde düşürülmediğinin kabul edildiğini, oysa İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için temerrüt koşulunun aranmadığını, alacağın muaccel olmasının yeterli olduğunu, Müvekkilince borçlu şirket ile kefil … ile …’na Kartal … Noterliğinin 08.02.2022 tarihli ihtarını keşide ederek kredi/kredi kartı hesaplarını kat edildiğini, ihtarnamenin muhataplara tebliğ edilme zorunluluğu bulunmadığını, hesabın kat edilmesinin yeterli olduğunu, ihtarnamenin keşide edilmiş olmasının alacağın muacceliyeti için yeterli olduğunun Yargıtay 11. HD’nin muhtelif kararlarında belirlendiğini (Yargıtay 11. H.D. 2016/10154 E. – 2016/7957 K. sayı ve 10.10.2016 tarihli kararı, 2020/4149 E.- 2021/5267 K. sayı ve 22.06.2021 tarihli kararı, 2016/8392 E.-2016/7312 K. sayı ve 19.09.2016 tarihli kararı), Somut olayda, TBK’nın 586. maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleştiğini, ticari kredi kartlarının asıl borçlusu … Paz. Ltd. Şti.’ne Kartal … Noterliğinin 08.02.2022 tarihli ihtarının keşide edilerek ihtarın sonuçsuz kaldığını, kanun düzenlemesi gereği müteselsil kefil hakkında ihtiyati haczin talep edilebileceğini, ilk derece mahkemesinin kararda dikkate aldığı Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/2928 E. – 2021/343 K. sayılı kararının somut olayla ilgisinin bulunmadığını, İİK’nın 68/b maddesinde düzenlenen hükümün, cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde hesap özetinin borçluya bildirilmesine ilişkin olduğunu, ihtiyati hacze itiraz eden …’in sorumlu olduğu ticari ürünün ticari kredi kartı kredisi olması nedeniyle madde kapsamında değerlendirilemeyeceğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ek kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılmasına ve borçlu hakkında 102626,30 TL için ihtiyatı haciz kararı verilmesini, bu kısım yönünden itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itirazı ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda borçlu … yönünden ihtiyati hacze itirazın kabulüne dair ek karar verilmiş; bu ek karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Alacaklı banka ile asıl kredi borçlusu … Paz. Ltd. Şti. arasında düzenlenen genel kredi sözleşmelerine, borçlular … ve …’in müteselsil kefil oldukları, 23.11.2016 tarihli genel kredi sözleşmesi ve aynı tarihli şirket kredi kartı üyelik sözleşmesinde …’in kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu, kefaletin şekil şartlarına uygun şekilde tesis edildiği anlaşılmıştır. Kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine alacaklı banka tarafından hesabın kat edilerek, Kartal … Noterliğinin 08.02.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiği anlaşılmaktadır. İhtarın asıl borçlunun sözleşmede belirlenen adresine gönderildiği ve tebliğ edilmediği belirlenmiştir. İİK’nın 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından kredi borcununu ödenmediği gerekçesiyle hesabın kat edilip, kat ihtarının asıl kredi borçlusu şirket ile müteselsil kefillere tebliğe çıkartıldığı, asıl kredi borçlusu şirkete çıkarılan ihtarın sözleşmedeki adresine tebliğe çıkarılması karşısında İİK’nın 257. maddesi kapsamında ihtiyati haciz koşulları oluşmuştur. İİK’nın 68/b maddesi uyarınca kredi işlemlerinde sözleşmede gösterilen adrese gönderilen kat ihtarı sonuç doğuracaktır. İhtarın gönderildiği adresin borçlunun sözleşme adresi olması nedeniyle, kat ihtarının tebliğ edilmiş sayılması sonucu asıl borçlu açısından temerrüdün oluştuğu anlaşılmıştır. Kefile tebligat yapılmaması halinde kefilin temerrüte düşmeyeceği, ancak muaccel olan borç nedeniyle kefil hakkında ihtiyati haciz talep edilebileceği açıktır. Ancak, kefilin temerrüte düşürülmesi halinde kendi temerrütünün sonuçlarından sorumlu olur. Dosyadaki belgelerden anlaşılacağı üzere; alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında imzalanmış bulunan genel kredi sözleşmesine, diğer borçluların da müteselsil kefil oldukları ve bu sözleşmeler çerçevesinde tahakkuk eden alacaklar için hesap kat ihtarı gönderildiği anlaşılmaktadır. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterli olup ayrıca kefillere ihtarın tebliği şartı aranmaz. Asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, TBK’nın 586. maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsurdur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklandığı üzere, kat ihtarının alacağı muaccel hale getirdiği ve ayrıca ihtarın kefile tebliğinin gerekmediği, TBK’nın 586. maddesine göre de asıl kredi borçlusuna gönderilen kat ihtarnamesinin İİK’nın 68/b maddesi uyarınca tebliğ edilmiş sayılıp sonuçsuz kalması halinde, müteselsil kefiller hakkında da ihtiyati haciz talep edilebileceği ve İİK’nın 257. madde koşullarının oluştuğu nazara alınarak borçlu kefiller yönünden de ihtiyati haciz kararı verilebileceği düşünülerek itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulüne karar verilmesi yerinde olmamıştır.Kefilin, borcuna kefil olduğu şirketin ortaklığından ayrılmış olması, kefalet sözleşmesinin sona erdirecek nitelikte olmayıp, kefil olunan … nolu kefalet sözleşmesine o tarihte şirket ortağı olan kefilin 500.000,00 TL limitle kefil olduğu, bu durumda kefalet süresince bu genel kredi sözleşmesi kapsamında bankaca kullandırılacak her türlü krediden, kefilin kefalet limitiyle sorumlu olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince daha önce talep üzerine asıl kredi borçlusu şirket aleyhine aynı alacağa ilişkin %15 teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verildiği, istinafa konu karara dayanak ihtiyati haciz kararının aynı kredi borcunun müteselsil kefiline ilişkin olarak verildiği, verilen kararda daha önce asıl borçlu ve diğer kefil aleyhine verilen ihtiyati haciz kararında hükmedilen % 15 teminat tutarı da dikkate alınarak yeniden teminat alınmasına gerek görülmemiştir.Bu durumda, ilk derece mahkemesince borçlu kefil …’in kefaleti nedeniyle ödenmeyen 102.626,30 TL’den sorumlu olduğu anlaşılmakla, bu miktar borç için ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekmekte olup bu miktar bakımından borçlunun ihtiyatı hacze yönelik itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın tümüyle kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın kabulüne dair verilen 17.05.2022 tarihli ek kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 265/5 maddeleri uyarınca ihtiyati hacze itiraz hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine ve sonuçta borçlunun itirazının kısmen kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; İİK’nın 265/5 ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın kabulüne dair istinafa konu 17.05.2022 tarihli ek kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararına itiraz hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-İİK’nın 265. maddesi uyarınca borçlu vekilinin ihtiyati hacze itirazının102.626,30 TL borç yönünden reddine, bu miktar alacak bakımından ilk derece mahkemesinin 15.03.2022 tarihli ihtiyati haciz kararı, Dairemizin iş bu itirazın kısmen reddi kararıyla avdet edeceğinden, bu miktar bakımından yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesine yer olmadığına, bu miktarı aşan kısım bakımından itirazın kabulüne,102.626.30 TL’yi aşan kısım bakımından ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, 2-İlk derece mahkemesince 15.03.2022 tarihli haciz kararı uyarınca % 15 teminat alınmış olduğundan ve müteselsil borçluluk söz konusu olduğundan, yeniden teminat alınmasına yer olmadığına, 3-Kararın yetkili icra müdürlüğünce infazına, 4-İstinaf kanun yoluna başvuran alacaklı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 80,70 TL istinaf peşin karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde alacaklıya iadesine, 5-Alacaklı vekili tarafından yapılan 220,70 TL başvuru harcı gideri ile 45,00 TL posta giderinin – esas hakkındaki takip veya davada haklı çıkması kaydıyla- borçlu tarafa tahmiline, 6-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 7-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.07.07.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/5 maddeleri uyarınca karar kesindir.