Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1166 E. 2022/887 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1166
KARAR NO: 2022/887
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/04/2022
NUMARASI: 2022/315 E. 2022/370 K.
DAVANIN KONUSU: 5464 S.K. Uy.Tacirlere Verilen Kurumsal Banka Ve K.Kartlarından Kaynaklanan (5411 S.K. 142/1 Hariç) (Alacak)
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın arabuluculuğa başvuru dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkili banka tarafından borçlu … San. ve Tic. A.Ş.’ye tanınan kredi limiti çerçevesinde imzalanan kredi sözleşmelerine dayanılarak kredi kullandırıldığını, borçların ödenmemesi, üzerine ihtarname ile hesapları kat edildikten sonra davalı-borçlu şirket tarafından 29.09.2020 tarihinde konkordato talepli olarak Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/637 Esas sayılı davası açıldığını, davaya 24.02.2021 tarihinde müdahil olunduğunu, yapılan yargılamada; müvekkilinin kredi borçlusu-davalı firma lehine mahkemece 28.02.2021 tarihi itibariyle 1 yıl kesin mühlet kararı verildiğini, İlk derece mahkemesince 24.02.2022 tarihli duruşmada konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, mahkemece tasdik edilen konkordato projesinde, müvekkili bankanın alacağı 850.411,39-TL olarak kabul edildiğini, bu alacağın 60 aylık vadede ve herhangi bir oranda gecikme zammı uygulanmaksızın ödenmesine karar verildiğini, tasdik edilen konkordato projesinde müvekkili banka alacağının 850.000,00-TL olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bakiye 190.250,45-TL’lik alacağınında konkordato projesi kapsamında ödenmesine; davalının konkordato vaadine aykırı davranması halinde müvekkili banka alacağının tüm fer’ileriyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini,13.09.2021 tarihi itibarı ile 1.040.661,84-TL alacağın dayanakları ile birlikte komiser heyetine bildirildiğini, komiser heyeti kesin mühlet ara raporundan anlaşıldığı üzere son aşamada alacağının bir kısmının reddedildiğini; 29.12.2021 tarihli raporda, borçlu tarafından kabul edilen tutarın 850.411,39-TL olduğu belirtildiğini ve çekişmeli bulunan alacak kısmının 190.250,45-TL olarak açıklandığını, davalının 24.11.2020 tarihli Konkordato ön projesinde müvekkili banka alacağına şüpheli alacaklar arasında yer verilmemesine rağmen tasdik kararına esas projesinde 190.250,45-TL’lik kısmının kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 190.250,45-TL’lik kısmının tespiti ile konkordato projesine dahil edilerek müvekkili bankaya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı-borçlu taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava konusu dosya incelendiğinde; davanın İİK’nun 308/b maddesi uyarınca konkordato dosyası kapsamında çekişmeli alacaklar için açılmış bulunan dava olduğu, davanın hukuki niteliği itibariyle alacak davasının hüküm ve sonuçlarını haiz olduğu, davanın para alacağı talebini içermesi nedeni ile 6102 sayılı TTK’nun 5/A ve 6325 sayılı kanunun 18/A maddesi uyarınca dava şartı olarak arabuluculuğa tabi davalardan olduğu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesinin 23/09/2021 tarih 2021/1219 Esas 2021/1348 Karar, 13.Hukuk Dairesinin 12/11/2020 tarih 2020/1616 Esas 2020/1268 Karar, aynı dairenin 23/02/202 tarih 2022/290 Esas 2022/287 Karar ve 14.Hukuk Dairesinin 02/12/2021 tarih 2021/2003 Esas 2021/1506 Karar sayılı sayılı kararları da aynı istikamettedir), dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmamış olunması nedeni ile dava şartının eksik olmasından dolayı davanın usulden reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın arabuluculuğa başvuru dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarla, Derdest davanın zorunlu arabuluculuk sürecine tabii olmadığını, Türk Ticaret Kanunu’na 7155 sayılı kanunla eklenen 5/A maddesi ile, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının zorunlu hale getirildiğini, Derdest davanın konusunun , İcra İflas Kanunu 308.maddesi b fıkrası gereğince çekişmeli alacağının kabul edilmeyen, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 190.250,45 TL’lik kısmının tespiti ile konkordato projesine dahil edilerek müvekkili bankaya ödenmesine karar verilmesinden ibaret olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kaydırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, konkordato davasında borçlu tarafından itiraz edilen ve çekişmeli hale dönüşen alacağın konkordato nisabına dahil edilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın davanın arabuluculuğa başvuru dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, davacı banka ile davalı şirket arasından genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak ilişkisi bulunduğunu, davalı şirketin ise konkordato talebinde bulunduğunu, alacaklarının tahsili amacıyla konkordato yargılamasını yapan mahkemeye başvururarak alacak kaydı talep ettiklerini ancak mahkemece bu talebin kısmen reddedilerek çekişmeli hale geldiğini öne sürerek kabul edilmeyen alacaklarının tahsilini talep ve dava etmiştir. Eldeki uyuşmazlık, İİK’nın 308/b. maddesinde düzenlenen ve anılan maddede “alacakları itiraza uğramış”kavramı ile ifade edilen konkordato talep eden borçlunun alacağa itiraz etmesi sonucu “çekişmeli alacak” haline gelen alacaklarla ilgili alacaklının yasada belirtildiği üzere tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde açması gereken alacak davasının 6102 sayılı TTK’nın 5/A. maddesi kapsamında dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa tabi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İİK’nın 308/b. maddesinde düzenlenen çekişmeli alacaklarla ilgili davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulması, konkordato hukukunun kamusal karakteri, tüm alacaklıları ilgilendirmesi, tarafların iradeleri ile kendi aralarında yapacakları anlaşmanın konkordato alacaklıları arasında eşitsizlik yaratacak ve konkordatoda ödemeler dengesini bozacak nitelikte olması nedeniyle zorunlu değildir ( Emsal Yargıtay 6. HD’nin 2022/1234 E- 2022/1358 K sayılı, 14.03.2022 tarihli kararı). Bu nedenle ilk derece mahkemesinin zorunlu arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığı gerekçesiyle davayı usulden reddetmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekmiştir. Çekişmeli alacak hakkında hiç kaynak ayrılmamış veya konkordato mahkemesince yaklaşık ispat ölçüsünde yapılan incelemede daha az bir alacak belirlenerek kaynak ayrılmışsa çekişmeli alacaklıları ile borçlunun arabuluculuk sürecinde daha yüksek bir miktarda alacak belirlemeleri veya farklı koşullarda anlaşmaları konkordato hükümlerinin bütün alacaklılar için bağlayıcı ve zorunlu olması kuralını ihlal edeceğinden ve alacaklılar arasında eşitliği bozacağından kabul edilemez. Aksi takdirde, diğer alacaklılar bakımından İİK 308/f hükmü gereği konkordatonun feshi hakkı doğar. Dolayısıyla, böyle bir anlaşmanın sadece taraflarını bağlaması ve tarafları arasında sonuç doğurması gerekirken tüm alacaklıları etkileyecek sonuçlar doğurur. Açıklanan nedenlerle, İİK’nın 308/b. maddesinde düzenlenen çekişmeli alacaklarla ilgili davanın açılmasından önce arabuluculuğa başvurulması zorunluluğu konkordato hukukunun kamusal karakteri, tüm alacaklıları ilgilendirmesi, tarafların iradeleri ile kendi aralarında yapacakları anlaşmanın konkordato alacaklıları arasında eşitsizlik yaratacak nitelikte olması, konkordatoda ödemeler dengesini bozacak olması nedeniyle yasal düzenlemelere uygun görülmemiştir. Yukarıda anlatılanlardan ötürü; ilk derece mahkemesince dava şartlarına aykırı karar verildiği anlaşılmakla, HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerektiğinden aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nun 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-İlk derece mahkemesince verilen hüküm, Dairemizin iş bu kararı ile ortadan kalktığından, İİK’nın 36/5. maddesi gereğince teminatın yatırana iadesine, 6-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.06.2022 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.