Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1101 E. 2022/906 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1101
KARAR NO: 2022/906
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29.12.2021
NUMARASI: 2021/612 Esas – 2021/871 Karar
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; İdarelerince ihalesi yapılan … 200 Öğrenci Kapasiteli Pansiyon Binası Yapım İşi için … A.Ş. Pendik Şubesi emriyle Erzincan Şubesi tarafından … San. Tic. Ltd. Şti adına düzenlenen 21/12/2016 tarihli ve … sayılı 100.000,00 TL tutarında teminat mektubunun Kamu İhale Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair tebliğ gereğince vade bitim tarihi olan 31/12/2019 tarihinden itibaren bir yıl olmak üzere 31/12/2020 tarihine kadar uzatılması, süre uzatımının mümkün olmaması halinde nakde çevrilerek İdarelerinin … Bankası Erzincan Şubesindeki … IBAN numaralı hesabına aktarılarak İdarelerince bilgi verilmesi istenilmiş ancak davacı yükümlülüğüne aykırı davranarak bu hususta müvekkili İdareye herhangi bir bilgi vermediğini, söz konusu talebe karşılık süre uzatımı yapılmamakla beraber teminat nakde de çevrilmediğini, akabinde yapılan yazışmalar neticesinde sürenin 1 yıl süre ile uzatıldığı ancak süresinde yeniden süre uzatımı talebinde bulunulmadığından bahisle teminatın hükümsüz hale geldiği cevabı verildiğini, ancak buna ilişkin cevabi yazının yahut posta evrakı suretlerinin istenmesine rağmen müvekkili İdareye bildirilmediğini, sürenin uzatıldığına ilişkin bir yazı da gelmediği için teminat tutarının bildirilen banka hesabına aktarılmasının beklendiğini, ancak ne kabule ne de aktarıma ilişkin bir işlem gerçekleşmediğini, aynı tarihte yine İdarelerince ihalesi yapılan 16 derslikli Terzibaba İmam – Hatip Ortaokulu Yapım İşi için yine davalı bankanın aynı şekilde Pendik Şubesi emriyle Trabzon Şubesi tarafından … San. Tic. Ltd. Şti adına düzenlenen 28/12/2015 tarihli ve … sayılı söz konusu teminat mektubu Pendik Şubesi emriyle düzenlendiğini ve iadeli taahhütlü olarak gönderildiğini, aynı tarihli bu dilekçeye olumlu cevap verilmiş iken diğer teminata ilişkin olumlu dönüş olmaması tarafın yasal yükümlüğü doğmasa dahi aynı tarihli iki yazıdan birinin kabulü, verilmeyen cevabın sehven olduğu ihtimalini düşürmekle esas olanın Ticari Şirket vasfındaki davalının yasaya, ticari şirket ve banka işletmesi kuruluşuna, işleyişine yapısına uygun davranması gerektiğini, davalı bankanın tüm bu hususları bir tarafa bırakarak müvekkili İdare’nin tabiri caiz ise niyet okuması ile ticari ilişki yürütmeye çalışmasını, İdarece söz konusu tarihte dava açmak üzere talepte bulunmayışını kendi lehinde çevirmeye çalışması ne hukuki ne de etik bir yaklaşım olmadığını, 100.000,00 TL’lik nakde çevrilmeyen teminat miktarının İdareye ödenmesi için bu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, davanın kabulü ile davaya konu 21/12/2016 tarihli ve … sayılı 100.000,00 TL tutarındaki teminat mektubuna konu miktarın ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte müvekkil İdareye ödenmesini, vekalet ücreti dahil tüm yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı İdarenin 06.12.2019 tarihli yazılı talebine istinaden müvekkilim banka tarafından … sayılı ve 100.000,00 TL tutarlı olan kesin teminat mektubunun 31.12.2019 tarihinden 31.12.2020 tarihine kadar süresi uzatıldığını, davacı idarenin, müvekkili banka tarafından hiçbir işlem yapılmadığı şeklindeki beyanlarının gerçek dışı olduğunu, teminat mektubunun süresinin 31.12.2020 tarihine kadar uzatıldığını, müvekkili bankanın sistem ve ekran kayıtları ile sabit olduğunu, davacı idarenin, banka teminat mektubunun en son geçerlilik tarihi olan 31.12.2020 gününe kadar müvekkili bankaya ulaşacak şekilde sürenin uzatımı için veya nakde çevrilmesi için başvuruda bulunmadığını, teminat mektubunun süresinin dolduğunu ve kendiliğinden hükümsüz hale geldiğini, teminat mektubunun en son geçerlilik süresinin dolarak hükümsüz hale gelmesinden sonra davacı idarenin, aradan yaklaşık üç (3) ay geçtikten sonra 17.03.2021 tarihli yazısıyla … sayılı ve 100.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun 31.12.2021tarihine kadar uzatılması ve uzatımı yapılmasının mümkün değilse, nakde çevrilmesini talep ettiğini, dava dilekçesinde, davacı idarenin açık adresi ve davacı vekilinin açık adres bilgisinin yazmadığını, dava dilekçesinin bu haliyle, eksik olduğunu, müvekkili banka tarafından davacı kurumun yazılı isteği üzere teminat mektubunun süresi uzatıldığını, müvekkili banka ile … San. Tic. Ltd. Şti. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imza ve akdedildiğini, işbu genel kredi sözleşmesi tahtında … San. Tic. Ltd. Şti.’nin talebi üzerine muhatabı Erzincan Özel İdaresi Destek Hizmetleri Müdürlüğü lehtarı ise … Tic. Ltd. Şti. olan 100.000,00 TL tutarlı ve konusu “… 200 Öğrenci Kapasiteli Pansiyon Binası Yapım İşi” olan kesin teminat mektubu düzenlendiğini, kesin teminat mektubunun geçerli olduğu süresinin ise 29.01.2018 olarak belirlendiğini ve bu tarihe kadar müvekkili bankanın eline geçecek şekilde yazılı tazmin talebinde bulunulmazsa, kendiliğinden hükümsüz olacağı düzenlendiğini, muhatabı Erzincan Özel İdaresi Destek Hizmetleri Müdürlüğü lehtarı ise … San. Tic. Ltd. Şti. olan 100.000,00 TL tutarlı kesin teminat mektubunun süresi, davacı idarenin talebi üzerine önce 28.12.2018 tarihine ve ardından yine davacı idarenin talebi üzerine 31.05.2019 tarihine kadar süresi uzatıldığını ve ardından ise hem … San. Tic. Ltd. Şti.’nin hem de davacı idarenin talebi üzerine kesin teminat mektubunun süresi 31.12.2019 tarihine kadar uzatıldığın davacı İdarenin 06.12.2019 tarihli ve … sayılı yazısıyla … numaralı ve 100.000,00 TL tutarlı kesin teminat mektubunun vade bitim tarihi 31.12.2019 tarihinden 31.12.2020 tarihine kadar uzatılmasını şayet süresinin uzatılması mümkün olmuyor ise teminat mektubunun nakde çevrilmesini talep ettiğini, davacı İdarenin, 06.12.2019 tarihli yazısı üzerine müvekkilim banka tarafından … numaralı ve 100.000,00 TL tutarlı kesin teminat mektubunun geçerlilik süresi 31.12.2020 tarihine kadar uzatıldığını, teminat mektubunun süresi içerisinde, müvekkili bankanın eline geçecek şekilde hiçbir talepte bulunulmadığını, teminat mektubu, süresinin dolmasıyla birlikte kendiliğinden hükümsüz hale geldiğini, … sayılı ve 100.000,00 TL tutarlı kesin teminat mektubunun geçerlilik süresinin dolması ve teminat mektubunun kendiliğinden hükümsüz hale gelmesinden sonra ve arada (3) ay kadar süre geçmesine rağmen davacı idarenin 17.03.2021 tarihli ve … sayılı yazısı ile teminat mektubunun süresinin 31.12.2021 tarihine kadar uzatılmasını veya teminat mektubunun nakde çevrilmesini talep ettiğini, teminat mektubunun geçerlilik süresi dolmakla birlikte kendiliğinden hükümsüz hale geldiğini, 31.12.2019 tarihinde müvekkilim banka tarafından yapılan süre uzatımı sonucunda 31.12.2020 tarihine kadar süre uzatılmış ve davacı idare 17.03.2021 tarihli yazısıyla müvekkili bankaya başvurduğunu, 31.12.2019 tarihinde yapılan süre uzatımdan sonra aradan bir (1) yıldan daha fazla zaman geçtiğini, davacı İdarenin, teminat mektubunun geçerlilik süresinin sona ermesinden çok sonra 17.03.2021 tarihli yazısıyla müvekkili bankaya başvurusu ise teminat mektubunun süresinin dolması ve hükümsüz hale gelmesi nedeniyle yerine getirilemediğini, müvekkili bankanın 26.03.2021 tarihli ve … sayılı yazısıyla, davacı idareye teminat mektubunun süresinin dolduğu ve süresi içerisinde herhangi bir talep ulaşmadığı için teminat mektubunun hükümsüz hale geldiği şeklinde cevap ve bilgi verildiğini, davacı il özel idaresi olup, kamu tüzel kişiliğine sahip olduğunu, kamu tüzel kişiliği olan davacı idarenin, kendisine teminat olarak tevdi edilen banka teminat mektuplarının süresinin dolup dolmadığını veya akıbetini araştırmakla yükümlü olduğunu, davacı idarenin 06.12.2019 tarihli yazısına istinaden müvekkilim banka tarafından kesin teminat mektubunun süresi 31.12.2019 tarihinden 31.12.2020 tarihine kadar uzatıldıını, davacı idarenin, ancak teminat mektubunun süresi geçtikten sonra 17.03.2021 tarihli yazısı ile mektubun süre uzatımını veya tazmin talep ettiğini, hukuki dayanaktan yoksun ve gerçek dışı davanın reddine karar verilmesini, öncelikle, huzurdaki davanın 6100 sayılı HMK.61. maddesi gereğince, dava dışı … San. Tic. Ltd. Şti.’ye İhbar Edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…HMK.nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK.nun 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re’sen gözetilebileceğinden, mahkememizce yapılan araştırma neticesinde; iş bu davanın davacısının tacir olmadığı, eldeki davanın mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı; genel hükümlere dayalı olarak açıldığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine; davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli bulunduğuna; karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine…” gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı … bankası ile dava dışı …. Tic. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imza ve akdedildiğini, söz konusu taraflar arasındaki işlemin taraflarının tüzel kişiliğe sahip tacir olduğu sabit olan … Bankası ve … San. Tic. Ltd. Şti. arasındaki banka işlemi olduğu yönünde bir tereddüt bulunmadığını, bu yönüyle iki tacir arasında vuku bulan bu işlemin ticari iş olduğu aşikar olduğunu, bu durumun TTK madde 19 fıkra 2`de tanımlandığını, Davalı ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında hukuki ilişkide bir tarafın banka olduğunun sabit olduğunu, bir tarafın banka olmasından dolayı taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin bir banka işlemi olarak yorumlanıp, düşünülmesini ve nihayetinde uyuşmazlığın ticari davaya konu olması gerektiğini, şöyle ki; TTK 4.maddesinin (f) bendi uyarınca bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayıldığını, Müvekkili idare tacir olmasa bile, TTK madde 4 fıkra (c) uyarınca tek tarafının tacir olduğu bilindiği Kuveyt Türk Bankasının davaya konu olan uyuşmazlığının banka tarafından verilen kredi emri olarak yorumlanması halinde söz konusu uyuşmazlığın TTK da düzenlenen husus olmasından dolayı tarafların tacir olup olmamasının araştırılması dahi gerekmeksizin uyuşmazlığın mutlak ticari dava olarak değerlendirilmesi kaçınılmaz olacağını, yine davalının banka olması ve TTK madde 4 fıkra (f) uyarınca, bankalara ilişkin düzenlemelerdeki işlemlerinden ticari dava olduğu düzenlendiğini, bu durumda davanın İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde sürdürülmesi gerekeceğini, bu nedenle istinaf kanun yoluna başvurmak gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılamaya kaldığı yerden devam edilmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı ile dava dışı şirket arasında öğrenci pansiyon binası yapım işi için davacının muhatabı olduğu davalı bankaca verilen … sayılı 100.000 TL tutarlı teminat mektubunun nakde çevrilmemesi nedeniyle, teminat mektubu tutarının faizi ile davalıdan tahsili istemine ilişkinidir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş; bu karara karşı davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Eldeki davada, davacı il özel idaresi tarafından davalı banka hasım gösterilerek, dava dışı şirket lehine verilip, muhatabı davacı olan teminat mektubu bedelinin davalı bankadan tahsili talep edilmiştir. Teminat mektubununu verilmesine neden olan temel ilişkinin tarafı olan şirket bu davada taraf değildir. Her ne kadar davacı tacir olmasa da, uyuşmazlığın banka teminat mektubuna dayalı olduğu, 6102 sy TTK 4/f bendi düzenlemesi uyarınca bankacılık işleminden kaynaklandığı anlaşılmakla, bu haliyle dava mutlak ticari dava niteliğindedir. Buna göre görevsizlik kararı veren Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olup, yanılgılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenle ilk derce mahkemesinin görevsizlik kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Görevsizlik kararı veren mahkemenin görevli olduğu anlaşıldığından, HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu görevsizlik kararının kaldırılmasına, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hakkındaki kararla birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.06.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.