Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1092 E. 2022/908 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1092
KARAR NO: 2022/908
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 30.03.2022
NUMARASI: 2020/337 Esas
DAVA: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davaya konu olan olayların temelinde dava dışı … A.Ş.’nin tek malvarlığını oluşturan otel icra dosyasından yapılan cebri icra satışı sonucunda davalı … Bankası AŞ. Tarafından alacağa mahsuben satın alındığını, 2018 yılında kesinleşen iş bu satış sonrası davalı banka önce kira sözleşmeleri ile Oteli kiralandığını, otelin adeta metruk bir hale gelmesine yol açarak, değer kaybetmesine sebep olan kiracıların kötü kullanımlarına göz yumduğunu, davalı Banka, Oteli gerek dava dışı Şirketin haksız şekilde elde ettiği hisseleri ile en büyük hissedarı olduğu süre boyunce ve gerekse 17.02.2017 yılında alacağa mahsuben cebri icra yoluyla satin aldığı tarihten itibaren muhafaza edemediğini, bir anlamda değersizleştirmeye çalıştığını, davalı bankanın hakim şirket olarak 2007 yılından buyana bilinçli şekilde belli bir ekonomik değeri ve getirisi bulunan tesisi çürümeye bırakarak, işletmeyerek yada kiracı ile alt kiracı ellerinde içinin boşaltılmasına seyirci kalarak bağlı şirketi olan …AŞ. ‘nin zarara uğramasına sebep olduğunu, davalı Banka ve yönetiminin neredeyse 25 yılı kapsayan aşamalı eylemleri sonucunda yönetimi haksız ve hukuksuz şekilde davalı banka eline geçen …AŞ. ‘nin uhdesinde bulunan Otelin, usulsuz işlemlerle cebri icra yoluyla davalı banka mülkiyetine girmesi akabinde 22.11.2021 tarihinde 3. Kişi … isimli firmaya 66 milyon TL. Bedelle ihalesinin yapıldığını beyanla; öncelikle iş bu otelin davalı bankaya geçişine dair şimdiye kadar yaptıkları açıklama ve beyanlarını tekrarlamakla birlikte, davalı Bankanın ihale sebebiyle elde ettiği gelir üzerine HMK 406 /2 madde kapsamında dava sonunda davacı müvekkilleri lehine elde edilecek tazminat bedellerinin karşılıksız kalmaması amacıyla İhtiyati Haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacıların alacağının varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirmekte olup yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden HMK 406-HMK 389 ve İİK 257 koşulları oluşmadığından davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine,…” . karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme huzurunda davanın aldığı yol irdelendiğinde, ilk derece mahkemesinin istinaf edilen ara kararının aksine, davada yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiğini, dayanak olan davaların lehe sonuçlanması ve davalı bankanın şirketi zarara uğratma kastının varlığı dosya içerisindeki belge ve delillerle açıkça belli olduğunu, Davalı banka ve yönetımının nerdeyse 25 yılı kapsayan aşamalı eylemlerı sonucunda, yönetımı haksız ve hukuksuz şekılde davalı banka elıne geçen …AŞ.’nın uhdesındeki otelin, usulsuz işlemlerle cebri icra yoluyla davalı banka mülkiyetine geçmesi akabinde 22.11.2021 tarihinde dosyaya sundukları belgeler ıle 3. kışı … isimli FIRMAYA 66 mılyon TL bedelle satıldığını, Davanın kat ettiği aşama dikkate alındığında bu noktada, davalı bankanın ihale sebebiyle elde ettiği gelir üzerine talep ettikleri ihtiyati haczin hukuka uygun ve yerinde bir talep olduğunu, Mahkemenin aksi yöndeki değerlendirmesi ile zaten uzun yıllardır mağdur edilen müvekkili davacıların daha da mağdur olmasına ve alacaklarına ulaşmalarının sonuçsuz kalmasına sebep olacağını, oysa ihtiyati haciz müessesinin tam da bu amaç için olduğunu, davanın sonunda haklı çıkılsa dahi maddi bir kazanç elde etme olasılığı kalmama haline dair bir güvenlik önemli olan HMK 406 /2 madde kapsamındaki ihtiyati haciz talebinin kabulü gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep asıl dava içinde HMK 406/2 Maddesi uyarınca davalı bankanın ihale sonucu elde ettiği gelir üzerine ihtiyati haciz konulması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince 30.03.2022 tarihli ara kararı ile talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava, davacıların ortak olduğu şirketin davalıların yönetici oldukları dönemde haksız eylemleri neticesi zarara uğratılması sebebiyle tazminat istemine dayalı olarak açılmıştır. Yani, TTK’nın 553-561. maddeleri arasında düzenlenen yönetim kurulu üyelerinin ve yöneticilerinin sorumluluğu kapsamında açılan tazminat davasıdır. TTK’nın 553. maddesine göre, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticilerin kanun ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerine aykırı olarak kusurlu fiil ve işlemleri sonucunda şirketin doğrudan uğradığı zarar sebebiyle şirkete, pay sahiplerine ve alacaklılara karşı zarardan sorumludurlar. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Davacı, yönetici sorumluluğundan kaynaklı zarar tazmini davası içinde ihtiyati haciz talep etmiştir. Dosyanın mevcut durumu itibariyle, davalıların şirketi veya davacıları zarara uğratıp uğratmadıkları, sorumlu görülüp görülemeyecekleri, sorumlu oldukları zarar tutarı var ise miktarının ne olduğu konularında yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Buna göre ilk derece mahkemesinin HMK 406/2 Maddesi uyarınca istenilen geçici hukuki koruma kapsamında ihtiyati haciz isteminin reddi kararı isabetli olup, aksi yöndeki davacılar vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin kararı, dosyanın mevcut durumu itibariyle isabetli olup davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b1. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf peşin ve başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacılarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 23.06.2022
KANUN YOLU: İİK 258/3 ve HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.