Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1067 E. 2022/798 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1067
KARAR NO: 2022/798
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25.04.2022 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2022/357 Esas
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında ilamda yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … arasında Dağıtım Acentelik Sözleşmesi tanzim edildiğini, bu sözleşmeye istinaden müvekkili gerçek kişi tacirin, davalı şirketin acenteliğini yaptığını, müvekkilinin sözleşme kapsamında elde ettiği hak edişleri davalı taraftan tahsil etmek için … Numaralı Fatura 15.605,54 TL, … Numaralı Fatura 44.604,00 TL, … Numaralı Fatura 14.351,48 TL, … Numaralı Fatura 7.802,08 TL, … Numaralı Fatura 10.747,88 TL, … Numaralı Fatura 3.173,15 TL, olmak üzere toplamda 96.284,13 TL tutarında fatura tanzim edildiğini, davalı tarafın faturalara rağmen ödeme yapmadığını, müvekkilinin alacağını tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası nezdinde ilamsız takip başlatıldığını, davalı tarafın ödeme emrine (borca) haksız ve hukuksuz bir şekilde itiraz ettiğini ve davalı tarafın itirazı neticesinde takip durduğunu, davalı tarafça yapılan borca itiraz haksız ve hukuksuz olduğunu belirterek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesini, alacak tahsilinin imkansız kalmaması açısından davalı tarafın menkul ve gayrimenkullerine teminatsız olarak, aksi kanaate ise teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince ihtiyat haciz talebinin değerlendirildiği 25.04.2022 tarihli ara kararla; “…Dava konusu talebin faturaya dayalı alacak olduğu ve alacağın tespitinin yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada vadesi gelmiş bir borcun varlığından bahsedilemeyeceği, ayrıca dosyada davalının belirli ikametgah sahibi olmadığı veya mal kaçırmaya çalıştığına ilişkin somut bir delil de sunulmadığı, bu durumda İİK 257/1-2 maddelerinde öngörüldüğü şekliyle ihtiyati haciz kararı verme şartlarının şu aşamada oluşmadığı…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Her ne kadar ilk derece mahkemesince dava konusu alacak iddiasının vadesi gelmediğinden bahisle ihtiyati haciz şartları oluşmadığı beliriltmişse de bu tespitin yerinde olmadığını, çünkü taraflar arasında akdedilen ve dava dilekçesi ekinde dava dosyasına ibraz edilen “Dağıtım Acentelik Sözleşmesinin 3. Sayfasının Mali Hususlar” başlıklı kısmında Hak ediş ödemeleri takip eden ayın 25’i ile 30’u arasında ödeneceğini, faturalandırılmayan hak edişlerin ödenmeyeceğini, faturaların …’ya tebliğ edilmesi halinde ödeme yapılacağının belirtildiğini, bu dosyada ise Dağıtım Acentelik Sözleşmesi kapsamında müvekkili tarafından yapılan iş faturalandırıldığını ve davalı tarafa gönderildiğini, yani dosyaya konu alacağın vadesi geldiğini, ihtiyati haciz şartının gerçekleştiğini,Müvekkili tarafından tanzim edilen ve takibe konu edilen faturaların, davalı şirketin bölge müdürünü …’e gönderildiğini, yani söz konusu faturalarla ilgili olarak davalı tarafın bilgilendirildiğini, bundan önceki faturalara ilişkin bildirimlerin bu şekilde yapıldığını, davalı tarafça müvekkiline ödeme yapıldığını, fakat dava konusu faturalarla ilgili ödeme yapılmadığını, söz konusu alacağın vadesi gelmiş olduğundan ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu, kaldı ki söz konusu faturalarla ilgili olarak icra takibi yapıldığını, arabulucuya başvuru yapıldığını, yani her halde davalı tarafın dava konusu faturalardan haberdar olup, bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının yerinde olmadığını, emsal nitelikte İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi Esas No: … Karar No: … Karar, 13.01.2022 tarihli kararının ekli olduğunu, Her ne kadar Mahkemece “Dava konusu talebin faturaya dayalı alacak olduğu ve alacağın tespitinin yargılamayı gerektirdiği” gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş ise de bu şekilde yapılan tespit ve değerlendirmenin yerinde olmadığını, zira ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için Kanun maddesi “tam ispat” değil “yaklaşık ispatı” yeterli gördüğünü, bu sebeple istinafa konu ara kararın kaldırılması gerektiğini, yüksek mahkemelerin yerleşik içtihatlarının da bu merkezde olduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. HD Esas No:… Karar No: … Karar, 30.12.2021 tarihli kararın ekli olduğunu, Davalı taraf, nezdindeki tüm menkul ve gayrimenkulleri elinden çıkardığını, çok az miktarda haczi kabil menkul ve gayrimenkul kaldığı söylendiğini, şirketin içinin boşaltıldığını, müvekkilinin ve diğer mağdurların, davalı şirket yetkilileri hakkında dolandırıcılık suçundan dolayı Savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını (İstanbul Anadolu CBS 2022/83842), Bir diğer hususun iş yoğunluğu sebebiyle dosyanın ön inceleme duruşmasının 10.11.2022 tarihine bırakıldığını, yargılama süreci bayağı zaman alacağından ve müvekkilinin alacağı imkansız hale geleceğinden, ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, asıl dava içinde istenilen ihtiyati haczin reddi kararının istinafına ilişkindir.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından, taraflar arasındaki acentelik ilişkisi kapsamında davalıdan faturaya dayalı olarak alacaklı olunduğu ileri sürülerek eldeki itirazın iptali davası açılmış, açılan dava içinde istenen ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince ihtiyati haciz isteminin reddi kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. İhtiyati haciz İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir geçici hukuki koruma kurumu olup, yargılamadan önce talep edilebileceği gibi derdest bir dava içinde de istenmesi mümkündür. Davacı alacağının faturaya dayandırıldığı da gözetildiğinde, mahkemece yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle, sunulan deliller dikkate alınarak, İİK’nın 258. maddesi uyarınca alacağın varlığı ve miktarının yaklaşık olarak ispat edilmemesi nedeniyle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yine davacı vekilince İİK’nın 257/2. maddesindeki koşul ve şartların da değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın istinaf edildiği anlaşılmaktadır. Ancak davacı vekilince davalının yerleşim yerini terk ettiği, yerleşim yerinin belli olmadığı, davalının taahhütlerinden kurtulmak amacıyla malvarlığını gizlediği, kaçırdığı ve hileli davranışlarda bulunduğuna dair kanıt sunmadığı anlaşıldığından bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir Kaldı ki delillerin toplanmasından sonra, talep edilmesi halinde ilk derece mahkemesince yargılamanın her aşamasında yeniden ihtiyati haciz talebinin değerlendirilebileceği açıktır. İlk derece mahkemesinin ara karar tarihi itibariyle dosya kapsamına göre yapılan değerlendirme ışığında ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09.06.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.