Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1051 E. 2022/902 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1051
KARAR NO: 2022/902
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23.12.2021
NUMARASI: 2021/313 Esas -2021/957 Karar
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkilleri ve diğer borçlular hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine dayanak olarak kredi çerçeve sözleşmelerinin gösterildiğini, 27/01/2021 tarihinde icra dosyasına itiraz edildiğini, Bakırköy … Noterliği’nin 24/03/2021 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile müvekkillerine ait kredilerle ilgili olarak belgelerin taraflarına teslim edilmesinin davalıya ihtar edildiğini, avukatın vekaletnamesinde özel yetki olması gerektiği ve bu gerekçe ile avukata bilgi ve belge verilemeyeceğinin beyan edildiğini, taraflarınca 05/04/2021 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na “görevi kötüye kullanma” suçu nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğunu, Bakırköy … Noterliği’nin 08/04/2021 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtamamesi ile tekrar davalı bankaya müracaat edildiğini, davalı bankanın ısrarla bilgi ve belge vermemesi nedeniyle başka türlü delil elde edebilme imkanı bulunmadığından İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/84 D.İş sayılı dosyası ile yerinde inceleme ve belge alınması ile taraflarına teslim edilmesinin talep edildiğini, 12/04/2021 tarihinde taraflar arasında arabuluculuk görüşmesi yapıldığını fakat anlaşmama ile sonuçlandığını, tüm işlem ve taleplere rağmen davalı bankanın elinde bulundurduğu genel kredi sözleşmesi tam metni ve ekleri, genel kredi sözleşmesi doğrultusunda tahsis edilen kredinin ödeme tablosu, bu ödeme tablosu doğrultusunda yapılan ödemelere ait ödeme makbuzları, ilk tahsis edilen krediden sonra borçluya tahsis edilen diğer kredilerin ödeme tabloları ve bu ödeme tabloları doğrultusunda ödeme makbuzları, müvekkilleri ile banka arasında düzenlenen tüm genel kredi sözleşmelerinin tam metinleri ve ekleri, müvekkilleri tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil olarak bugüne kadar borçlunun kullandığı tüm hesapların hesap ekstreleri, borçluya kullandırılan gayrinakdi teminat mektupları, çek vs detaylı dökümleri, borçlu ile borcu doğurduğu iddia edilen diğer tüm belgeleri vermekten imtina ettiğini, genel kredi sözleşmesi kapsamında müvekkillerinin müşterek borçlu müteselsil kefil oldukları sözleşme kapsamında borçlu … Şirketine tahsis adilen nakit kredinin ödenerek kapandığını, davalının borçluya tahsis ettiğini ileri sürdüğü nakdi veya gayrinakdi tahsis işlemlerinden müvekkillerine bilgi verilmediğini, davalı bankanın yaptığı icra takibinde; müvekkillerinin imzası ve muvafakatı bulunan ve ödenen ilk krediden sonra muvafakatları olmadan kullandırdığı kredi/krediler nedeniyle kefil olarak borçlu olduklarını iddia ettiğini, halbuki Türk Borçlar Kanunu’na göre belirlilik ilkesi uyarınca hangi borç için kefil olunduğunun kefalet senedinden anlaşılması gerektiğini, borçlunun doğması muhtemel bütün borçları için kefil olunması gibi taahhütlerin geçersiz olduğunu, aynı şekilde borçlunun doğmuş ve doğacak bütün borçlarına kefil olunmasının mümkün olmadığını beyanla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ve bu dosyaya dayanak olan kredi sözleşmeleri nedeniyle müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacılar aleyhine aynı borca dayanan icra takibine ilişkin İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/284 Esas sayılı dosyasından açılmış bulunan bir itirazın iptali davasının mevcut olduğunu, bu davanın konusu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan borca itirazın iptal edilmesi olup taraflarının aynı olduğunu, itirazın iptali davasında mahkemenin öncelikle ortada bir borç olup olmadığını tespit ederek, sonrasında eda hükmü kuracağını, itirazın iptali davasından sonra huzurda açılmış bulunan iş bu davada derdestliğin söz konusu olduğunu, davacıların dava dışı …’e kullandırılan kredilere kefil olduklarını, muaccel hale gelen ve geri ödenmeyen krediler sebebi ile aleyhlerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davacıların dava dilekçesindeki 2, 3 ve 4 nolu vakıalarına cevaben; 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Sırların Saklanması” konulu 73. maddesi gereği, avukatlar “kanunen açıkça yetkili kılınan merci” sayılamayacağından, müşterinin avukata verdiği genel vekaletname ile, avukatın bankadan müşteri sırrı niteliğindeki bilgileri talep edemeyeceğini, ayrıca BDDK’nın 08/02/2002 tarihli yazısıyla avukatların bankadan bilgi talep etmesinin ancak müvekkillerinin bu konuda özel yetki içeren vekaletname vermiş olmaları halinde mümkün olduğunu açıkladığını, ayrıca ihtarnamede talep edilmiş evrakların 31/03/2021 tarihinde davacılar … ve … Limited Şirketi’ne gönderildiğini, icra takibinden sonra açılan davada takibin durdurulmasına ilişkin tedbir kararı verilemeyeceğini, davacı yanın 28/04/2021 tarihli dava dilekçesinde belirtmiş olduğu genel kredi sözleşmesi kapsamında davacıların muvafakat ve imzası olmadan kredi kullandırıldığına dair dayanağı olmayan iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, dava dışı borçlu … ile müvekkili kurum arasında 09/07/2014 ve 21/04/2015 tarihli Genel Kredi Ve Teminat Sözleşmelerinin imzalandığını, sözleşme hükümlerine göre, müvekkilinin, dava dışı … Org. A.Ş. ‘ye kredi kullandırmayı ve davacı borçluların da krediye “müteselsil kefil” olmayı taahhüt ettiklerini, müvekkilinin dava dışı asıl borçlu … Şirketine kredi kullandırmak sureti ile sözleşme gereği üzerine düşeni yerine getirdiğini ancak ne dava dışı asıl borçlu ne de davacı/borçluların taahhütlerini yerine getirmediklerini, kullandırılan ve davacı kefillerin sorumlu oldukları tutarlar toplamının nakit 420.433,58 TL, gayrinakit 507.000 TL olduğunu, kredinin geri ödenmemesi üzerine Gebze … Noterliğinin … yevmiye numaralı 06/11/2020 tarihli hesap kat ihtarının gerek asıl borçlu, gerekse davacılara gönderildiğini ve tebliğ edildiğini, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmelerinin 11. maddesi uyarınca hesap kat ihtarnamesi ile muaccel hale gelen kredilerden olan tüm cari kredilerin hesabın kapatıldığı 05/11/2020 tarihinde muaccel hale geldiğini, borcun ödenmemesi üzerine; dava dışı asıl borçlu … hakkında İstanbul Anadolu Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasından menkul rehninin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi ve davalı borçlular hakkında ise İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasından haciz yolu ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davacı/borçlular tarafından borç ödenmediği gibi borca da itiraz edildiğini, imzalanan genel kredi sözleşmelerinin 11. temerrüt başlıklı maddesi uyarınca, temerrüdün şartları ve uygulanacak faiz oranının taraflar arasında tespit edildiğini, müvekkili bankanın alacağının temini amacı ile başlatılan icra takibine kötü niyetli olarak itiraz edilmesi sebebi ile arabuluculuk görüşmelerinin sonucunda anlaşma sağlanamaması üzerine İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/284 E. Sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığını beyanla öncelikle aynı konuda tarafları aynı açılmış ve derdest bir dava olduğundan sonradan açılan iş bu davanın reddine, davacının davasını açmakta hukuki bir yararı olmaması sebebi ile dava şartı eksikliği nedeni ile davanın reddine, mümkün değil ise hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesi ile; davalı tarafından 19/01/2021 tarihinde davacılar aleyhine, 478.621,96 TL nakdi alacağın tahsili ve 549.275 TL gayrinakdi alacağın depo edilmesi amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davacıların ödeme emrinin tebliği üzerine 27/01/2021 tarihli dilekçeleri ile borca ve ferilerine itiraz ettikleri ve icra dairesince takibin durdurulmasına karar verildiği, davalı tarafından 27/04/2021 tarihinde İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/284 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, bu tarihten sonra davacılar tarafından iş bu davanın açıldığı, davacılar tarafından bu dava ile ileri sürülen hususların aynı takibe dayalı olarak ve davacıların itirazları üzerine açılan itirazın iptali davasında inceleneceği ve bu nedenle bu davada hukuki yararlarının bulunmadığı…” gerekçesiyle, HMK’nın 114/1-h ve 115. maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı tarafça açılan itirazın iptali ve taraflarınca açılan menfi tespit davalarının konusu aynı olmayıp dava açmakta hukuki yararları mevcut olmadığını, İtirazın iptali davasında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına taraflarınca yapılan itirazın incelenmekte olduğunu, haliyle takibe konu alacaklar üzerinden sınırlı bir inceleme söz konusu olduğunu, huzurdaki davayı açmaktaki maksatlarının ise müvekkillerince ve davalı banka arasında imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinden kaynaklı kefalet sözleşmesine dayanan borçların ödenerek kapandığı, müvekkillerince ilgili bankaya ödenmesi gereken herhangi bir borç olmadığı ve asıl borçlunun banka ile yapmış olduğu diğer sözleşmelerden kaynaklı borçlanmalara müvekkillerinin kefil olmadığının tespiti olduğunu, Bunun tespiti ise ancak davalı uhdesinde yer alan aşağıda sayılı bilgi ve belgelerin davalı tarafça tarafımıza iadesi veyahut dosyaya sunulması ile yapılacak inceleme neticesinde mümkün olduğunu, hal böyleyken müvekkillerinin kefil olduğu sözleşmeye konu borcun ortadan kalkması ve sona ermesi sebebiyle asıl borçlunun başka bir hukuki işleminden doğan borçlarına müvekkillerinin kefil olmadığının araştırılması gerekirken hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK 72/3 maddesi uyarınca takipten sonra açılmış menfi tespit davasıdır. İlk derce mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Eldeki menfi tespit davasının 28.04.2021 tarihli açıldığı anlaşılmaktadır. Davacılar vekilince açılan menfi tespit dava dilekçesinde, davalı banka tarafından dava dışı asıl kredi borçlusu şirkete kullandırılan kredi nedeniyle, müvekkileri haklarında başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takip dosyası kapsamında, müvekkillerinin davalı bankaya borçlu olmadıklarının tespiti istenmiştir. Aynı icra takip dosyasına davalılarca itiraz edilmesi üzerine iş bu davanın davalısı Banka tarafından, davalılar aleyhine iş bu menfi tespit davasından bir gün önce 27.04.2021 tarihinde İstanbul 13 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/284 E sayılı dosyasında İİK 67 maddesi uyarınca itirazın iptali davası açıldığı da ihtilafsızdır. Davacıların aynı takip dosyası kapsamında davalı banka tarafından aleyhlerine açıldığı ihtilafsız olan itirazın iptali davasında, iş bu menfi tespit davasında ileri sürdükleri iddiaların savunma nedeni olarak ileri sürebilmeleri mümkün olmakla, itirazın iptali davasından sonra açılmış olan eldeki menfi tespit davasında davacıların hukuki yararının bulunmayacağı açıktır. Bu nedenle mahkemece verilen karar isabetli olup, aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir. Davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği gözetildiğinde, kendini vekil ile temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde geçerli AAÜT ndeki esaslara göre maktu vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi de doğru olup, davacılar vekilinin buna ilişkin istinaf nedenleri de yerinde değildir. İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temiyiz yolu açık olarak karar verildi. 23.06.2022
KANUN YOLU: HMK 361 maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede temyiz yolu açıktır.