Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1031 E. 2022/810 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1031
KARAR NO: 2022/810
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 13.04.2022
NUMARASI: 2022/93
DAVA: Munzam zarar- Kazanç Kaybı- Çek Tazminatı
Taraflar arasındaki Munzam zarar- Kazanç Kaybı- Çek Tazminatı alacağı davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında talep edilen ihtiyati haczin reddine dair verilen karara karşı, davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davalı- Karşı Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … İnşaat-… arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, ticari ilişki kapsamında müvekkilinin bu davalıya satış yaptığını ve bu davalı adına fatura kestiğini, davalının faturaya karşılık … Bankası A.Ş. Samatya/İstanbul Şubesine ait … seri numaralı, 31/01/2020 tarihli, 58.000,00-TL bedelli çeki verdiğini, sonrasında borcun ödenemeyeceğini vade farkı ödemek sureti ile ana borca karşılık … Bankası A.Ş. Samatya/İstanbul Şubesine ait … seri numaralı, 04/04/2020 tarihli, 58.000,00-TL çeki verdiğini, sonrasında borcun 7.500,00-TL’lik kısmının ödendiğini, geriye kalan kısmının ise icra yoluyla tahsil edildiğini, her ne kadar müvekkili alacağını işlemiş faiz ile tahsil etse dahi faizi aşan zararın bulunduğunu, davalıların borcu zamanında ödemesi durumunda müvekkilinin böyle bir zararının olmayacağını beyanla ikinci çek nedeni ile oluşan vade farkının tespiti ile şimdilik 2.175,96-TL vade farkının tahsiline, müvekkili tarafından işlemiş faizi ile tahsil edilen alacağın, müvekkilinin zararını karşılamadığından munzam zararın tespiti ile şimdilik 10.000,00-TL’nin tahsiline, bilirkişi marifetiyle tespit edilecek ticari kazanç kaybı için şimdilik 7.600,00-TL’nin tahsiline, karşılıksız çıkan çek tazminatı miktarı olan 5.050,04-TL’nin tahsiline, çek bedeli üzerinden hesaplanacak komisyon bedeli olan 174,00-TL’nin tahsiline ve davalılar aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacının iddiasına konu ettiği istemlerinin varlığı ve tutarı ile diğer hususların tartışılması sonucu ortaya çıkacağından ve mevcut delil durumu itibariyle yaklaşık ispat düzeyinde mahkememizde kanaat uyandırmadığından, bu aşamada muaccel bir alacağın varlığından söz edilmesi olanaklı olmayıp, İİK’nin 257/1 maddesinde belirtilen ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerektiği…” gerekçesiyle, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Alacak iddialarına dayanak çeklerin bedelleri ve vadeleri itibariyle muaccel olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, İİK 257/2 Maddesi uyarınca vadesi gelmemiş alacak için de ihtiyati haciz talep edilebileceğini, Müvekkilinin işinin boru, profil üretimi olup sağlamış olduğu kazançla her tacir gibi işine yatırım yaparak elde ettiği gelirden kâr sağlamayı amaçladığını, müvekkilinin her ne kadar faizi ile alacağının bir kısmını tahsil etmişse de demir fiyatlarındaki artış sebebiyle aynı miktar demiri tahsil tarihinde alma imkanı kalmadığını, dolayısıyla sonraki aşamada davacı müvekkilinin uğradığı zararı tazmin etme imkanı ortadan kalkacak olup davacı müvekkilinin zor duruma düşeceğini, iş bu sebeple ve dava dilekçesinde belirtmiş oldukları sebeplerle müvekkilinin uğrayacağı zararların önüne geçmek adına ihtiyati haciz talebinin tekrardan değerlendirilmesini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, esas dava içinde ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati haciz İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir geçici hukuki koruma kurumu olup, yargılamadan önce talep edilebileceği gibi derdest bir dava içinde de istenmesi mümkündür. Ancak bunun için, İİK’nın 258.maddesi uyarınca davacının, alacağın varlığı ve miktarı konusunda yaklaşık ispat yükümlülüğünü yerine getirmiş olmalıdır. Davacı eldeki davada, davalıların keşidecisi ve cirantası olduğu çekin mal karşılığı verildiğini, zamanında ödenmemesi üzerine ileri tarihli bir başka çekin verildiğini, bu çekin tutarının da tümüyle ödenmediğini, icra takibi marifetiyle tahsil edilebildiğini ileri sürmüş, bu nedenle munzam zarar, kazanç kaybı ve çek tazminatı alacağının tahsilini talep etmiştir. İİK’nın 258. maddesi uyarınca davacının iddia ettiği alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık olarak ispat edilmediği gözetildiğinde, yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle ihtiyati haciz isteminin reddi kararı isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvurusu yerinde değildir. Davacı vekilince İİK 257/2 maddesi kapsamında da vadesi gelmeyen alacak kalemleri yönünden ihtiyati haciz talep edilebileceği, İİK’nın 257/2. maddesindeki koşul ve şartların da değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın istinaf edildiği anlaşılmaktadır. Ancak davacı vekilince davalıların yerleşim yerini terk ettiği, yerleşim yerinin belli olmadığı, davalıların taahhütlerinden kurtulmak amacıyla malvarlığını gizlediği, kaçırdığı ve hileli davranışlarda bulunduğuna dair kanıt sunmadığı anlaşıldığından bu yöndeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09.06.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.