Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2022/1029 E. 2022/874 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1029
KARAR NO: 2022/874
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2021
NUMARASI: 2020/437 E. – 2021/640 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılar arasında yazılı bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, ancak taraflar arasında uzunca süren bir ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalıların yolcularına verilecek taşıma hizmetini gerçekleştirebilmek için minibüs tipi araç edindiğini, davalıların talebiyle müvekkilinin … ve …’nin standartlarına uygun araç alarak aracı donattığını, müvekkilinin … uygulamasını kullanarak davalılarca yönlendirilen yolcuları taşıdığını, bu sistemde ödemenin doğrudan …’ye yapıldığını, yolcuların doğrudan bu şirketle sözleşme yaptığını, araç sahiplerinin sözleşmede ifa yardımcısı olduğunu, müvekkilin bu amaçla … standartlarını taşıyan aracı alarak yolcu taşımacılığı yaptığını, davalı … şirketinin 21.01.2013 tarihinde Türkiye’de faaliyete başlayarak … sistemini Türkiye’de hayata geçirdiğini, bu şirketin … sistemine giriş için belgeleri düzenleyip kontrol etmesi ve taşıma işi için müvekkiliyle yazışma yaparak ticari ilişkinin tarafı olduğunu, şirketin bu amaçla personel istihdam ettiğini, … uygulamasının sağlıklı yürütülmesi için eğitimler vererek personel temin ettiğini, taşımanın … adına gerçekleştiğini, 31.05.2019 tarihinde davalı …’nin tek taraflı olarak internet üzerinden vermiş olduğu, çevrimiçi araç çevirme hizmetlerini … model araçlar için durdurması nedeniyle, müvekkilince … için özel olarak temin edilen aracın çalışamaz hale geldiğini, davalı …’nin zararları ödenerek feragat sözleşmesi düzenlenmesini talep ettiğini, ancak müvekkilince bu talebin yerine getirilmediğini ileri sürerek, kredi faizleri için 3.000 TL, firma mutad masrafları için 500 TL, D2 Belgesi, Ulaştırma Bakanlığı Taşıt Kartı, TÜRSAB üyelik ücreti, Kültür ve Turizm Bakanlığı A Grubu Seyahat Acentası İşletme Belgesi ücreti, Karayolları Motorlu Araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ücreti, karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesi için 3.500 TL, Araç servis ve bakım, muayene ücreti, araç kasko ücreti, noter ücreti, İBB Yol ve Güzergah Belgesi ücreti, taşıt kira sözleşmesi ücreti olarak 2.000 TL, davalıların şart koştuğu araç içi dizaynın yapılması için 900 TL, yoksun kalınan kar için 100 TL olmak üzere toplam 10.000 TL’nin faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili, savunmasında özetle; … uygulaması ulaşım hizmeti sağlamaya yetkili taşımacılar (araç sahibi şirketler veya gerçek kişi tacirler) ile bu ulaşım hizmetinden faydalanmak isteyen yolcuların (… uygulaması kullanıcılarının) çevrimiçi (online) bir platformda bir araya getirilmesini sağlayan bir hizmet olduğunu, müvekkilinin taşımacılık hizmetini yapmadığını sadece teknolojik bir hizmet sunduğunu, davacı ile müvekkili arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacının kendi aracını kullanarak müvekkilinin online platformundan yararlandığını, …’in sözleşmenin tarafı olmadığını, davalılar arasında da müteselsillik sorumluluk olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda, ulaşım hizmeti sağlamaya yetkili kişiler (araç sahipleri) ile bu ulaşım hizmetinden faydalanmak isteyen yolcuların (… uygulaması kullanıcılarının) çevrimiçi (online) bir platformda bir araya getirilmesine hizmet eden … uygulamasından yararlanmak isteyen davacının söz konusu uygulamayı sunan Hollanda’da mukim davalı …den hizmet aldığı, eldeki davada, sözleşmenin hizmet sağlayıcısı davalı … tarafından tek taraflı olarak sonlandırılması nedeniyle uğranılan zararların tazmini istenmiş olup, davalı … şirketinin, davacı ile davalı … arasındaki hizmet sözleşmesine konu, … mobil uygulaması hizmetinin tedarikçisi olmadığı gibi, sözleşmeye taraf olduğunun ispat edilemediği, davalı şirketin iştigal konusunun, aracı ulaşım hizmetleri sağlamak konusunda yazılım ve teknoloji desteği ve pazarlama hizmetleri sağlamak olduğu, davalı … şirketinin temsilcisi veya acentesi olduğunun dosya kapsamı itibari ile delillendirilemediği anlaşılmakla, davalı … Ltd Şti yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinde ” gerekçesiyle davalı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı … yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; …’in telefon uygulaması üzerinden kullanıcının talebi üzerine, ulaşım sağlayan bir platform olduğunu, …’nin %100 pay sahibi olan … aynı zamanda …’in de %100 pay sahibi olarak faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin de istenilen standartta araç alarak …’in yolcularını taşımaya başladığını, taşıma sözleşmesinin yolcularla … arasında yapıldığını, … sisteminin kapatılması nedeniyle uğranılan zararların tazminin istenildiğini, mahkemece deliller değerlendirdirilerek bilirkişi raporu alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, …nin tüzel kişilik perdesinin arkasına saklanmasına izin verildiğini, yapılan incelemede her iki şirket arasındaki perdenin aralanmadığını, her iki şirket arasındaki ticari ilişki ve ortaklık yapısının mahkemece belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin davalılar arasındaki sözleşmeyi sunamayacağını, davalı … Ltd. Şti.ne karşı bir çok dava açıldığını, …’in 21.01.2013 tarihinde Türkiye’de kurulup faaliyete geçerek … sistemini Türkiye’de uygulamaya başladığını, müvekkilinin …BER sistemine girmesi için başvurusunu kabul ederek gerekli belgeleri düzenlediğini, davalının … sisteminin Türkiye’deki yürütücüsü olarak hareket ettiğini, bu kapsamda müvekkili ile yazışma yaptığını, taşıma hizmetinin devamı için eğitimler vererek personel istihdam ettiğini, …’nin hem …’in hem de …’nin sahibi olduğunu, birçok Yargıtay kararında bu gibi durumlarda Türkiye’deki temsilcinin acente gibi sorumlu tutulduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hizmet sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı ile davalı … şirketi arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı sabittir. İstinaf başvurusuna eklenen e-mail çıktıları, sözleşmenin kurulduğuna ilişkin delil niteliğinde değildir. …’nin faaliyetlerini diğer şirketin perdesi ardına gizlediğine ilişkin somut bir delil veya olgu bulunmamaktadır. Davalı … şirketine karşı asaleten dava açılmış olup, acente sıfatıyla izafeten dava açılmamıştır. Somut olayda, ulaşım hizmeti sağlamaya yetkili kişiler (araç sahipleri) ile bu ulaşım hizmetinden faydalanmak isteyen yolcuların (… uygulaması kullanıcılarının) çevrimiçi (online) bir platformda bir araya getirilmesine hizmet eden … mobil uygulamasından yararlanmak isteyen davacının söz konusu uygulamayı sunan Hollanda’da mukim davalı …den hizmet aldığı sabit olup, eldeki davada, sözleşmenin hizmet sağlayıcısı davalı …tarafından tek taraflı olarak sonlandırılması nedeniyle uğranılan zararların tazmini istenmiş olup, davalı … şirketin, davacı ile diğer davalı …arasındaki hizmet sözleşmesine konu, … mobil uygulaması hizmetinin tedarikçisi olmadığı gibi, sözleşmeye taraf olduğunun ispat edilemediği, kaldı ki, davalı şirketin iştigal konusunun, aracı ulaşım hizmetleri sağlamak konusunda yazılım ve teknoloji desteği ve pazarlama hizmetleri sağlamak olduğu, dava dışı …şirketinin temsilcisi veya acentesi olduğunun dosya kapsamı itibari ile delillendirilemediği hep birlikte gözetildiğinde, davalı … Ltd Şti yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddinde karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2021/517 E 2021/845 K 01/07/2021 T. Kararı ile Aynı dairenin Yargıtay 3. HD 2021/8133 2022/3677 18.04.2022 Tarihli kararı ile kesinleşen 2021/485 E 2021/616 K 20.05.2021 Tarihli emsal karar içerikleri) Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 23.06.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.