Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/965
KARAR NO: 2021/899
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2021
NUMARASI: 2020/66E. 2021/417K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle mahkemenin yetkisizliğine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket aleyhine 7.891,93 TL tutarındaki cari hesaptan kaynaklanan alacak için ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, borçlu şirkete yemek hizmeti vermiş olduklarını ve düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini, ticari kayıt ve defterler incelendiğinde bu hususların ortaya çıkacağını belirterek, icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket nezdinde yapılan araştırma sonucu, müvekkil şirketin davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığının tespit edildiğini, bu nedenle takibe itiraz edildiğini, davanın, takibe itirazdan beş yıl sonra açıldığını, yetkili mahkemenin Gebze mahkemeleri olduğunu, davacının dilekçesinde ileri sürdüğü alacak iddiasının asılsız olduğunu, ticari defterler incelendiğinde bu durumun ortaya çıkacağını belirterek, davanın yetkisizlik ve hak düşürücü süre nedeni ile usulden reddine, davanın esastan reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… 6100 sayılı HMK’nun yetki sözleşmesinin düzenlendiği 17’nci maddesinde; ‘Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.’ denilmektedir. Bu maddeyle münhasır yetki sözleşmesi yapabilme imkânı getirilmiştir. Münhasır yetki sözleşmesinden; tarafların yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemenin dışında başka bir mahkemede dava açmama konusunda anlaşmış olmaları hâli anlaşılmalıdır. Başka bir deyişle, yetki sözleşmesinde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça sözleşme ile belirlenen mahkeme veya mahkemelerin münhasır yetkili olduğu kabul edilmiştir. Taraflar şayet kanunla yetkili kılınan genel ve özel mahkemelerin yetkisinin de devam etmesini istiyorlarsa bu hususu ayrıca sözleşmede kararlaştırmaları gerekir. Burada vurgulanması gereken önemli hususlardan biri de HMK.nun 17’nci maddesinde öngörülen yetki sözleşmesinde belirlenen mahkeme ya da mahkemelerin münhasır hâle gelmesi kuralı ile kesin yetki kuralının birbirine karıştırılmaması gereğidir. Zira, yetkinin kesin olduğu hallerde yetki sözleşmesi yapılamaz (HMK’nın 18/1. Md.). Somut olayda, davacı vekili dilekçesi ile taraflar arasındaki sözleşme kapsamında verilen hizmetlerin karşılığı olarak düzenlenen faturaların süresinde ödenip ödenmemesinden kaynaklı ortaya çıktığı iddia edilen alacağın tahsili için başlattıkları icra takibine yapılan itirazın iptalini istemiş ise de, tarafların tacir olduğu, davanın tarafların serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerinden olması karşısında yetki ilk itirazının süresinde yapıldığı da gözetilerek münhasır yetki anlaşması nedeniyle HMK’nun 17.maddesi uyarınca mahkememizin yetkisizliği karşısında davanın usulden reddine, yetkili mahkemenin Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu…” gerekçesiyle; yetkili ve görevli mahkemenin Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeni ile mahkemenin yetkisizliğine, yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin reddine, HMK’nın 20.maddesindeki usul çerçevesinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Alacak davalarında genel yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, davalı …’nin merkez adresinin ise Bakırköy/İSTANBUL’da bulunduğunu, HMK’nın 6. maddesi gereğince davanın yetkili mahkemede açıldığını, tarafların yetki hususunda mutabık kaldıklarını, söz konusu icra dosyasında yetki itirazının kabul edilerek dosyanın yetkili olan Küçükçekmece İcra Dairesine gönderildiğini, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden borçlu şirkete yeniden ödeme emri gönderildiğini ve icra takibine borçlu şirket tarafından sadece borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, Tarafların sözleşmede yetkili mahkemeyi kararlaştırmış olmalarının genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkilerini kaldırmayacağını, bu hususun Yargıtay kararları ile de sabit olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, cari hesap alacağından kaynaklı olarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. HMK’nın 17. maddesinde, “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” denilmektedir. Bu maddeyle münhasır yetki sözleşmesi yapabilme imkânı getirilmiştir. Münhasır yetki sözleşmesinden; tarafların yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemenin dışında başka bir mahkemede dava açmama konusunda anlaşmış olmaları hâli anlaşılmalıdır. Burada vurgulanması gereken önemli hususlardan biri de HMK’nın 17. maddesinde öngörülen yetki sözleşmesinde belirlenen mahkeme ya da mahkemelerin münhasır hâle gelmesi kuralı ile kesin yetki kuralının birbirine karıştırılmaması gereğidir. Zira, yetkinin kesin olduğu hallerde yetki sözleşmesi yapılamaz (HMK’nın 18/1.maddesi). Somut olayda yetki sözleşmesinde belirtilenin aksine bir anlaşma yapıldığı ispatlanamamakla, münhasır yetki sözleşmesinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava, münhasır yetkili mahkemede açılmadığından, davalı vekilinin süresinde ve usulüne uygun yetki itirazında bulunarak uyuşmazlığın çözümünde Gebze Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş olması karşısında, ilk derece mahkemesince verilen yetkisizlik kararı usul ve yasaya uygundur. İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinini istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına; 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.01.07.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.c maddesi uyarınca karar kesindir.