Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/936 E. 2021/898 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/936
KARAR NO: 2021/898
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2020
NUMARASI: 2020/439 E.2020/709K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkili şirket ile davalı firma arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, davalı firmanın davacı şirketten olan alacaklarının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davalı firmanın bu dosya üzerinden müvekkilinin alacaklı olduğu üçüncü kişilere 89/1 haciz ihbarnamesi göndererek tahsilat yaptığını, ancak icra takibine konu alacağın icra dosyası vasıtasıyla tahsil edilmesi sürecinde müvekkili şirketin daha önce yaptığı 100.000,00 TL ödemenin mahsup edilmeyerek mükerrer tahsilat yapıldığını, müvekkili şirketin bu şekildeki haksız tahsilat sebebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davalı firmanın herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine haksız ve gerekçesiz olarak itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına, kötüniyetli davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; davanın icra baskısı altında fazla ödendiği iddia edilen parasının iadesine yönelik istirdat davası olduğunu, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, fazla tahsilatın söz konusu olmadığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinden kaynaklı davalı tarafça 05/06/2018 tarihli 328.780,27 TL tutarlı ve 11/09/2018 tarihli 123.839,93 TL tutarlı kur farkı faturası düzenlenerek davacı tarafa tebliğ edildiğini, davacı tarafça bu faturalara yasal süre içerisinde itiraz edilmediğini, davalı şirketin tahsilat yapamadığını, davalının halen davacıdan 27.174,91 TL tutarlı alacağının bulunduğunu beyanla; davanın reddine, %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda, davacı borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda kaldığını iddia ederek davalı aleyhine takip başlatmış olup dava esasen hukuki niteliği itibariyle İİK.nın 72/7.maddesi uyarınca istirdat davası niteliğindedir. Tüm dosya kapsamından; davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasında mükerrer tahsil edilen bedelin iadesi için huzurdaki davaya konu İstanbul … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu, itirazın iptalinin talep edildiği, talebin icra tehdidi altında ödenen bedelin istirdadı niteliğinde olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosya borcunun 11/09/2018 tarihinde ödendiği, icra tehdidi altında mükerrer ödendiği iddia edilen bedelin iadesi için 17/02/2020 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, bu durumda Hem takip hem de dava tarihi itibariyle yasada öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşıldığından, İİK’nın 72/7 maddesi uyarınca süresinde açılmayan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiği …” gerekçesiyle, İİK’nın 72/7. maddesi uyarınca süresinde açılmayan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davadaki iddialarını tekrarlamış ve davanın açılış sürecinde hiçbir şekilde istirdat davası şeklinde ikame edilmemiş olduğunu, Eldeki davanın konusunun, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına ilişkin değil, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasındaki alacağın oluşturduğunu, taraflar arasındaki ticari defter ve belgelere göre müvekkil şirketin davalı firmadan 100.000 TL alacaklı olduğunun yapılacak incelemelerde açıkça ortaya çıkacağını, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, icra dairesince fazla (mükerrer) tahsil edildiği iddia edilen paranın ilamsız icra takibine konu edilmesi neticesi icra dosyasına yapılan vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İİK’nın 67. maddesinde, takip talebine itiraz edilen alacaklının, mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir. İtirazın iptali davası genel hükümlere yönelik bir eda davası olduğu için ispat da genel ispat kurallarına göre yapılabilir. Borçlunun itirazının hükümden düşürülerek takibin devamını sağlamayı amaçlayan itirazın iptali davasında davanın dayanağı olan icra takibinin hangi alacak sebebine dayandığına bakmak gerekir. Davacı, iş bu itirazın iptali davasına konu icra takibiyle, daha önce karşı tarafın başlattığı takipteki fazla tahsilatı geri almak istemektedir. Yani, bu davaya konu icra takibini, istirdat amaçlı olarak başlatmıştır. İstirdat talebi için hem takip hem de dava tarihi itibariyle yasada öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşıldığından, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararı isabetlidir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, dosyada resen gözetilecek istinaf nedeni de bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01.07.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.