Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/897 E. 2021/914 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/897
KARAR NO : 2021/914
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2020
NUMARASI: 2020/220E. 2020/860K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle usulden reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkilleri hakkında, alacaklı … Bankası A.Ş. vekilleri tarafından, kredi sözleşmesinden kaynaklanan 144.325,61 TL bedelin tahsili için İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/254 D.İş. Sayılı dosyası üzerinden alınan ihtiyati haciz kararının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine konu edildiğini, müvekkilleri tarafından takibe itiraz edildiğini, bu kapsamda İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/545 Esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığını, dava devam ettiği sırada borcun davalı … şirketine devredildiğini, taraflarca yapılan anlaşma kapsamında müvekkilleri tarafından davalıya bir kısım ödemenin yapıldığını, ancak hiçbir ödeme yapılmamış gibi müvekkilleri hakkında işlemlerin devam ettiğini belirterek, müvekkilleri tarafından yapılan ödemelerin tespiti ile borcun bakiye kısmının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; dava şartı olan arabuluculuk şartının davacılar tarafından yerine getirilmediğini, davacılar ile imzalanan protokol kapsamında açık feragatlerinin bulunması sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, huzurdaki dava alacak davası olarak açlmış ise de davanın konusu borcun tespiti olduğundan menfi tespit davası olarak değerlendirilmesi gerektiğini, menfi tespit davasınında şartlarının sağlanmadığını, tahsilatların da davacılar tarafından düzenli ve zamanında yapılmadığını savunarak, haksız davanın reddi ile yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacılar vekili, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/545 esas sayılı itirazın iptali dava dosyasında yargılama devam ederken taraflar arasında sulh protokolü yapıldığı, sulh protokolündeki önemli bir miktarın temlik alacaklısına ödendiği, davacılarla temlik alacaklısı arasında yapılan sulh protokolleri gereğince davacıların kalan borcunun tespit edilmesini dava etmiştir. İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/545 esas sayılı dosyası incelendiğinde, dosyanın istinaf aşamasında olduğu ve henüz kesinleşmediği, bu dosyadaki dava taraflarının, dava sebebinin ve konusunun mahkememiz dosyasıyla aynı olduğu dikkate alındığında davacıların sulh protokolü kapsamındaki borcunun bu dosya kapsamında itiraz üzerine belirlenebilecek bir husus olduğu kanaatine varılmakla derdest bir dava devam ederken iş bu davanın açıldığı anlaşılmakla davanın HMK. 114/1-ı maddesi gereğince usulden reddi gerektiği, …” gerekçesiyle, HMK’nın 114/1-ı, 115/2. maddeli gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan 2017 / 545 E sayılı dosyada taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ve borcun belirlenmesine dair itirazın iptali davasının bulunduğunu, İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020 / 220 E sayılı dosyada ise yargılama konusunun, icra takibi sonrasında müvekkilleri tarafından, ilk takip alacaklısı .. Bankası’na 12.03.2018 tarihinde yapılan 4.100.- TL tutarındaki, temlik alacaklısı vekili Av. …’e yapılan 20.000. TL ve 14.000.- USD tutarındaki ödemeler düşüldükten sonra dava tarihi olan 08.04.2020 tarihi itibariyle kalan borcun tespitine dair menfi tespit davası olduğunu, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020 / 220 E sayılı menfî tespit davası 08.04.2020 tarihinde, taşkın hacizle ilgili olan İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/1596 Esas sayılı dosyasına ilişkin davanın ise 28.04.2020 tarihinde açılmış olduğu halde her iki davada da yargılamalarda gecikilmiş olması yüzünden müvekkili …’un İstanbul Bakırköy İlcesinde kain gayrımenkullerini satarak paraya çevirmek durumunda kaldığını, bu yüzden müvekkilinin zarara uğratılmış olduğunu, İstanbul 9 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017 / 545 E ve İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020 / 220 E sayılı dosyalarının tarafları aynı olsa dahi bu iki davanın niteliklerinin, konularının, taleplerinin ve hukuki sonuçlarının faklı olduklarını dikkate almadan sadece taraflar arasında bir dava olmasını dikkate alarak derdestlik gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki icra takibi nedeniyle borçlunun itirazı üzerine açılan ve halen derdest bulunan itirazın iptali davasındaki sulh protokolüne bağlanan hukuki ilişkide sonradan yapılan ödemeler nedeniyle bakiye borcun tespiti istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın derdestliğe ilişkin dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacının iş bu davadaki talebi, mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği üzere, menfi tespite ilişkindir. Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, itirazın iptali davası derdest iken menfi tespit davası açmakta hukuk yararı yoktur. Ancak, somut olayda, taraflar arasındaki itirazın iptali davasında sulh protokolü ile sona erdiği, yapılan ödemelerin menfi tespit davasına konu edilmekle bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Taraflar arasındaki İstanbul 9. ATM’nin 2017/545 esas sayılı dosyasındaki davanın sulh protokolünün yapılması ile sonuçlandığı anlaşılmaktadır. HMK’nun 315. maddesi uyarınca sulh; davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Dolayısıyla bahsi geçen İstanbul 9.ATM’nin 2017/545 esas sayılı dosyası ile istinafa konu dava dosyası açısından derdestlikten bahsetmek mümkün değildir. Nitekim, anılan İstanbul 9. ATM’nin 2017/545 esas sayılı dosyasına ilişkin istinaf başvurusunda sulh protokolünün esasına ilişkin bir hususun yer almadığı, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin yanlış değerlendirilmiş olduğundan bahisle istinaf başvurusunda bulunduğu görülmektedir. Kabule göre ise; İstanbul 9.ATM’nin 2017/545 esas sayılı dosyasında hüküm fıkrası ile eldeki istinafa konu dava dosyasındaki talep sonucu farklı olmakla, derdestliğin yasal koşullarının oluştuğu da söylenemez.İlk derece mahkemesince, hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacıya talep sonucunu açıklaması için süre verilmeli, yapılacak açıklamaya göre işin esası incelenmelidir.Yukarıdaki açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesince dava şartlarına aykırı karar verildiği anlaşıldığından, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın, İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 01.07.2021