Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/873 E. 2023/726 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/873
KARAR NO: 2023/726
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2020
NUMARASI: 2020/576 E. – 2020/842 K.
DAVANIN KONUSU: Ortaklar Kurulu Kararı ile Devir İşleminin İptali
Taraflar arasındaki ortaklar kurul kararının iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalılardan …’ın, diğer davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin %38 oranında paydaşı olduğunu, taraflarca 02.04.2014 tarihinde düzenlenen Kadıköy … Noterliğinin “Taşınmaz Satış Vaadi ve Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” ile davalının paydaşı olduğu … Dış Tic. Ltd. Şti.’ne ait İstanbul İli, Eyüp İlçesi … ada, … parselde kayıtlı 216.917,89 m² taşınmazın tamamı veya her ne suretle olursa olsun maliki ve/veya doğrudan ya da dolaylı satış, devir ve temlik olanağına sahip olacağı paylarının mülkiyetinin müvekkili şirkete devretmeyi üstlenerek taşınmazın 38/100 payını müvekkiline satmayı vaad ettiğini, bu tarihte davalı şirketin kalan %36.5 payının davalı …’ya, %25 payının … Şirketine ait olduğunu, davalı …’nın ise davalı …’nın babası olduğunu ve taşınmazın kendisinin sağladığı finansmanla alındığını iddia ettiğini, davalı …şirketinin tek mal varlığının anılan taşınmaz olduğunu, davalı … tarafından gerçekleştirilen pay devrinin davalı … şirketinin 20.10.214 tarihli genel kurulunda ortakların onayına sunulduğunu, TTK’nın 595/2. maddesine ve sicil kayıtlarına aykırı şekilde ve davalı …’ın muhalefeti ile pay devrinin onaylanmasının reddedildiğini, bu karara karşı … tarafından İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/64 Esas sayılı dosyasında iptal davası açıldığını, açılan dava ile payın müvekkiline devir edileceğin inancı yaratılırken, davalı … tarafından keşide edilen Kadıköy … Noterliğinin 24.12.2015 tarihli ihtarı ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğini, cevabi ihtarla sözleşmenin tek taraflı feshinin mümkün olmadığını ve davalının temerrüde düştüğünün belirtilerek, yapılacak aylık ödemeler karşılığında teminat bonosu vermesinin istenildiğini, anılan feshin geçersizliğinin tespiti ile fesihle oluşan muarazanın giderilmesi amacıyla müvekkilince İstanbul Anadolu 27.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/86 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, payı devir eden ve diğer ortakların müvekkilini zararlandırıcı eylemlerde bulunması nedeniyle müvekkilince İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/64 Esas sayılı dosyasına asli müdahale talebinde bulunulduğunu, bu talebin ardından …’ın davadan feragat ettiğini, mahkemece müvekkilinin talebinin ayrılarak 2016/22 Esas sayılı dosyada değerlendirildiğini, şirket ortakları arasında çok sayıda hukuki ihtilafa bulunduğu izlenimi yaratılmasına rağmen, aslında ortaklar arasında bir ihtilaf bulunmadığı ve bir çok kararın oy birliği ile alındığının belirlendiğini, bu nedenle şirket ve ortaklarına keşide edilen Kadıköy … Noterliğinin 08.12.2015 tarihli ihtarı ile pay devrinin onaylanmasının istenildiğini, ihtardan sonra davalı şirketin 11.12.2015 tarihli ortaklar kurulu kararıyla müvekkiline devir edilen payların bu kez 3.800,00 TL bedelle davalı …’ye devir edildiğinin ve devrin onaylandığının öğrenildiğini, keşide edilen ihtarla yapılan devrin ve bu devrin onaylanmasına ilişkin kararın hukuksuz olduğunun bildirildiğini, yaşanan tüm bu süreçte davalıların el birliği ile hareket ederek karşılıklı olarak açtıkları davalarla aralarında ihtilaf bulunduğu izlenimi verilerek müvekkiline devir edilen taşınmaz ve şirket paylarının devir edilmediğini, bu amaçla açılan davalardan feragat edilerek bu payların başka kişiye devir edildiğini, müvekkilinin taşınmazın tapusunu inceleyerek devir sözleşmesini imzaladığını ve devir eden …’a yüklü ödemeler yaptığını, payın değerinin dikkate alındığında sonraki devrin muvazaalı olduğunun anlaşılacağını, taşınmazın askeri yasak bölgede bulunması nedeniyle yapılan pay devri ile ortaklık yapısının da bozulduğunu ve devrin geçersiz hale geldiğini, payın devir edildiği kişinin yasa hükmünü dolanmak amacıyla aracı olarak kullanıldığını ileri sürerek, dava konusu Kadıköy … Noterliğinin “Düzenlenme Şeklinde Taşınmaz Vaadi ve Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi’nin” davalı … tarafından gerçekleştirilen feshinin geçersizliğinin tespiti ve geçersiz feshin iptali ile taraflar arasında vuku bulan muarazanın menni için açılan İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/86 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, Kadıköy … Noterliğinin “Düzenlenme Şeklinde Taşınmaz Vaadi ve Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” ile müvekkili şirkete devredilen sözleşme konusu hisselerin davalı …’nın talimatı ile muvazaalı şekilde …’ye devredilmesine ilişkin 10.12.2015 tarihli “Limited Şirket Hessi Devri Sözleşmesi” ve devrin davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin 11.11.2015 tarihli olağanüstü ortaklar genel kurul toplantısında davalı şirket ortağı …, … Ltd. Şti. ve …’ın katılımı ile oy birliği ile onanmasına ilişkin muvazaalı ve hileli işlemlerin iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı tarafından İstanbul Anadolu 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/184 Esas sayılı dosyasında 28.04.2016 tarihinde bu dava açılmıştır. Davalılar …, … ve … Ltd. Şti. vekili, savunmasında özetle; davalılarca İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/184 Esas sayılı dosyasına sunulan dilekçede, hisse devir sözleşmesi ve bu sözleşmenin onaylanmasına ilişkin ortaklar genel kurulunun iptaline ilişkin davada asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu, TTK’nın 445. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, bu davanın konusu ve tarafları aynı olan İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/218 Esas sayılı dosyasının bulunduğunu belirterek, derdestlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini, tarafları ve konusu farklı olan İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/86 Esas sayılı dosyası ile birleştirme talebinin yerinde olmadığını, bu davanın ancak belirli şartları taşıyan pay sahipleri ve müdürler tarafından açılabileceğinden, bu şartları taşımayan üçüncü kişi konumundaki davacının davasının reddi gerektiğini, dava konusu sözleşmenin tarafı olmayan ve dava konusu ortaklar kurulu kararının alındığı şirket ile hiçbir ilgisi bulunmayan üçüncü kişi konumundaki davacının davasının dinlenemeyeceğini, şirketin ortaklar kurulu kararının iptali istemli bu davada gerçek kişilerin husumet ehliyetinin bulunmadığını, davalı … şirketinin %38 oranındaki hissesinin yine bir Türk vatandaşına devrine yönelik sözleşme ve buna ilişkin ortaklar kurulu kararı bakımından esasa ilişkin olarak ileri sürülen iddiaların hukuki dayanağı bulunmadığını, davacının hukuki yararı olmadığı hâlde ve aynı konuda derdest bir yargılama olmasına rağmen görevsiz mahkemede tekrar dava açan davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın usul ve esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davalı … Ltd Şti nin 11/12/2015 tarih ve 2015/3 sayılı olağanüstü ortaklar genel kurul kararı ile onaylanması konusundaki genel kurul kararının iptal edilmesi istemine ilişkindir. Dava İstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olup, Mahkemenin 06/05/2016 tarih ve 2016/184 E-2016/141 K sayılı kararı ile İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/86 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmiştir. İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesi 22/11/2016 tarih ve 2016/86 E-2016/316 K. Sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın birleşik olarak İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/612 E sayılı dosyası üzerinde birlikte görülen davalardanİstanbul Anadolu 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olan 2016/184 E sayılı dosyaya ilişkin davayı dosyadan tefrik etmiş, tefrik edilen dava İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1124 E sayısına kaydedilmiştir.İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1124 E -2017/1202 sayılı yetkisizlik kararını vermiş ve dava dosyası yetkisizlik kararının kesinleşmesi ile mahkememizin 2020/576 esasına kaydolunmuştur.Dava dosyasında 17/12/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında HMK 114 maddesi gereğince dava şartı bakımından inceleme yapılmış, davalıların HMK 114/1-ı maddesi gereğince İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nın 2016/218 E. Numaralı dava dosyasında davanın görülmekte olması nedeniyle ileri sürdüğü derdestlik dava şartı itirazı değerlendirilmiştir.Uyap üzerinden getirtilip incelenen İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nın 2016/218 E.-2016/337 dosyasında mahkememiz dosyasında istenen; Davalı … Ltd Şti nin 11/12/2015 tarih ve 2015/3 sayılı olağanüstü ortaklar genel kurul kararı ile onaylanması konusundaki genel kurul kararının iptal edilmesinin dava edildiği, davanın aktif husumet nedeniyle reddedildiği, verilen kararın Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 2017/966-2019/474 sayılı kararı ile onandığı, dava dosyasının karar düzeltme isteminin incelenmesi için Yargıtayda olduğu tespit edilmiştir. Mahkememiz dosyasında 28/04/2016 tarihinde dava edilen istemin daha önce 02/03/2016 tarihinde açılan İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nın 2016/218 E.-2016/337 dosyasında yargılamasının devam ettiği anlaşılmış olmakla, davanın HMK 114/1-ı maddesi gereğince dava şartı yokluğundan…” gerekçesiyle HMK 114/1-ı maddesi gereğince davanın İstanbul 3. ATM’nin 2016/218 Esas sayılı dosyasında derdest olması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/218 Esas sayılı dosyasına konu edilen talebin eldeki davadan farklı olduğunu, belirtilen dosyada, … tarafından, öncesinde müvekkili şirkete devredilen 152 pay karşılığı, 3.800,00 TL bedelli hisselerinin, Beyoğlu … Noterliğinin 10.12.2015 tarih ve … yevmiye numaralı “Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi” ile davalı … tarafından davalı …’ye devrine ilişkin sözleşmenin ve bu devrin onanmasına yönelik … şirketinin 2015/3 sayılı ortaklar genel kurul kararının, hükümsüzlüğünün tespiti ve/veya iptalinin istenildiğini, bu davadaki talebin devrin onanmasına yönelik 2015/3 sayılı … şirketi ortaklar genel kurul kararının hükümsüzlüğünün tespiti ve/veya iptali ile sınırlı olmayıp, … tarafından müvekkil şirkete devredilen 152 pay karşılığı, 3.800 TL bedelli hisselerinin, Beyoğlu … Noterliğinin 10/12/2015 tarihli ve … yevmiye numaralı “Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi” ile davalı … tarafından davalı …’ye devrine ilişkin sözleşmenin hükümsüzlüğünün tespiti ve/veya iptali istemini de içerdiğini; Eldeki davada ise Kadıköy … Noterliğinin “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” ile müvekkil şirkete devredilen, sözleşme konusu hisselerin …’nın talimatı ile muvazaalı şekilde davalı …’ye devredilmesine ilişkin 10.12.2015 tarihli limited şirket hisse devri sözleşmesi ve devrin Davalı …’nin 11.12.2015 tarihli olağanüstü ortaklar genel kurul toplantısında davalı şirket ortağı …, … ve …’ın katılımı ile oybirliği ile onanmasına ilişkin muvazaalı ve hileli işlemin iptali talep edildiğini; İki davaya ilişkin talepler dikkatlice incelendiğinde, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/218 Esas sayılı dosyasında, Beyoğlu … Noterliğinin 10.12.2015 tarihli ve … yevmiye numaralı “Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi”nin hükümsüzlüğünün tespiti buna dayalı olarak da … ortaklar genel kurulunda alınan kararın hükümsüzlüğünün tespiti ile iptalinin istendiği; bu davada ise, …. ortaklar genel kurul kararı ile …’ye devrine karar verilen hisselerin Kadıköy … Noterliğinin “Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Limited Şirket Pay Devri Sözleşmesi” ile müvekkil şirkete devredilmesi sebebiyle … ortaklar genel kurul kararının iptaline karar verilmesi talep edildiğini, derdestlikten söz edebilmek için iki davanın taraflarının, konusunun ve sebeplerinin aynı olması gerektiğini, farklı sebeplere dayanarak açılan davalar nedeniyle derdestlikten söz edilemeyeceğini, her iki davaya ilişkin hukuki sebeplerin farklı olması nedeniyle derdestlikten söz edilemeyeceğini; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/218 Esas sayılı dosyasında, şirket ortaklar kurulu kararının iptalinin ancak ortaklarca talep edilebileceği gerekçesiyle davanın aktif husumetten reddine karar verildiği ve kararın onandığı, ancak henüz karar düzeltme incelemesinin tamamlanmadığı, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesince sözleşme iptaline ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını ve bir karar verilmediğini, atıfta bulunulan dosyada hisse devir sözleşmesinin iptali talebine yönelik bir hüküm ve dolayısıyla hisse devir sözleşmesinin iptaline yönelik bir Yargıtay değerlendirmesi bulunmadığını; Her bir davalı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunması nedeniyle tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden esastan incelenmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı ile davalı … arasında düzenleme şeklindeki satım vaadi ve şirket pay devri sözleşmesinden kaynaklanan ve şirketçe alınan bir kısım kararların muvazaalı olması nedeniyle iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın usulden reddine, karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı ile davalı … arasında Kadıköy …Noterliğinin 02.04.2014 tarihli işlemi ile satım vaadi sözleşmesi ile davalının davalı … şirketinde sahip olduğu paylarının davacıya devri kararlaştırılmıştır. Pay devrinin ortaklar kurulunca kabul edilmemesi ilişkin işleme karşı şirket ortağı … tarafından İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/64 Esas sayılı dosyasında dava açılmış ve davacı bu davaya katılmıştır. Daha sonra dosyanın davacısının genel kurul kararının iptali davasından feragat etmesi nedeniyle, mahkemece feragat iradesine göre işlem yapılmış ve davacının katılma talebi ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmiştir. Devir işlemleri devam ederken bu kez davalı … şirketteki payını ortaklar kurulu kararıyla davalı …’ye devir etmiş olup, bu karar şirket tarafından benimsenmiştir. Davacı 11.04.2016 tarihli eldeki dava dilekçesindeki netice-i talebinde Kadıköy …Noterliğinde düzenlenen satım vaadi ve pay devri sözleşmesi ile kendisine devir edilen hisselerin davalı …’nın talimatı ile muvazaalı şekilde …’ye devrine ilişkin 10.12.2015 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesi ve devri davalı …’nin 11.11.2015 tarihli ortaklar genel kurul kararının şirket ortaklarınca onanmasına ilişkin işlemin muvazaalı olmasına ilişkin iptalini talep etmiştir. Sonuç olarak davacı bu davada, payların …’ye devrine ilişkin pay devir sözleşmesi ile şirket ortaklar kurulu kararıyla onanmasına ilişkin işlemlerin muvazaalı olması nedeniyle iptalini talep etmiştir. Davacı tarafından aynı davalılar aleyhine açılan İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/218 Esas sayılı dosyası, mahkeme ve Dairemizce UYAP ortamında incelenmiş olup bu davaya ilişkin 02.03.2016 tarihli dava dilekçesinin netice-i talep kısmı değerlendirilmiştir. Netice-i talep kısmının ilk iki paragrafının tedbire ilişkin olduğu, üçüncü paragrafının birleştirme talebini içerdiği, talebin dördüncü paragrafta belirtildiği ve buradaki anlatıma göre davalı … tarafından davalı … ile yapılan pay devir sözleşmesinin ve bu devre ilişkin sözleşmenin onaylandığı davalı … şirketinin 2015/3 sayılı ortaklar kurulu kararının muvazaalı olması nedeniyle iptali talep edilmiştir. Görüldüğü gibi her iki davada sonuç olarak … tarafından …’ye yapılan pay devrinin ve bu devrin onaylanmasına ilişkin ortaklar kurulu kararının muvazaalı olması nedeniyle iptali talep edildiğinden her iki davanın talep sonucu aynıdır. Eldeki dava 28.04.2016 tarihinde, İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/218 Esas sayılı dosyası ise 02.03.2016 tarihinde açılmıştır. HMK’nın 114/1.ı maddesi, aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmamasını dava şartı olarak düzenlenmiştir. Davacının aynı davalılara karşı, aynı talepleri daha önceki derdest davada ileri sürmesine rağmen, bu davada da ileri sürmüş olmasına göre dava şartının yerine getirilmediği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin değerlendirmesi yerinde olup, davacı vekilinin istinaf başvuru nedeni yerinde görülmemiştir. Ancak dosyanın Dairemizdeki incelemesi sırasında yapılan incelemede, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/218 Esas sayılı dosyasında verilen, davanın aktif husumet yönünden reddine ilişkin kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17.01.2019 tarih ve 2017/966 Esas, 2019/474 Karar sayılı ilamı ile onandığı, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin aynı Dairenin 18.03.2021 tarih ve 2019/2154 Esas, 2021/2598 Karar sayılı ilamı ile reddedilerek kesinleştiği, bu nedenle istinaf incelemesi tarihi itibariyle Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca dikkate alınması gereken kesin hükme ilişkin dava şartının değerlendirilmesi gerektiği ve ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilmek üzere kaldırılarak, davanın kesin hükme ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/1-i maddesi uyarınca reddine ve hükmün gerekçesi ile hüküm fıkrasının, esas alınan davanın kesinleşmesi nedeniyle düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf başvuru nedeninin incelenmesinde, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 3/2.maddesi uyarınca; “Müteselsil sorumluluk da dâhil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davanın red sebebi tüm davalılar yönünden aynı olmakla, davalılar yararına tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, her bir davalı yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından, ilk derece mahkemesinin kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, tarife gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil eden davalılara eşit miktarda ödenmesine karar vermek gerekmiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ve resen gözetilen nedenlerle, ilk derecece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına ve neticede davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2 maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ve resen gözetilen nedenlerle ilk derecece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına bu doğrultuda; 1-HMK 114/1-i maddesi gereğince kesin hükme ilişkin olumsuz dava şartı yokluğundan, davanın USULEN REDDİNE 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 64,90 TL harcın mahsubu bakiye 115,00 TL harcın davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden ve ret sebebi aynı olduğundan, aleyhe karar verme yasağı dikkate alınarak, ilk derece mahkemesinin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereğince belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit olarak verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına; davalı … tarafından yapılan 112,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca, taraflarca yatırılan gider avanslarının bakiyelerinin, kararın kesinleşmesi sonrası, talep hâlinde yatıran taraflara iadesine, 6-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden: a-Davacı vekilince yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, b-Kararımızın mahiyetine göre, davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 8-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 27.04.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.