Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/871
KARAR NO: 2021/697
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17.03.2021
NUMARASI: 2021/188 Esas
DAVA: İtirazın iptali – Dava içi ihtiyati haciz
Taraflar arasındaki itirazın iptali yapılan yargılaması sırasında talep edilen ihtiyati haczin reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı ile arasında 07/06/2012 tarihli Akaryakıt İkmal Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında müvekkilinin ürün ikmalinde bulunmuş olmasına rağmen davalının ürün bedellerini ödemediğini, müvekkilinin davalıdan 1.257.493,46 TL asıl alacak ve 1.854.767,51 TL vade farkı alacağı ile birlikte toplam 3.112.260,97 TL alacağının bulunduğunu, vade farkı alacağının taraflar arasında imzalanan Akaryakıt İkmal Sözleşmesi hükümleri doğrultusunda hesaplandığını, müvekkilinin alacaklarının ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli şekilde takibe itiraz edildiğini, davalının faize ilişkin itirazlarının da yerinde olmadığını, dilekçeleri ekinde sundukları faturalar ve faturalara ait sevk irsaliyelerinden müvekkili tarafından karşı tarafa mal teslim edildiğinin ve bu malların borçlu tarafından teslim alındığının anlaşıldığını, davalı borçlu tarafından bedeli ödenmemiş faturaların tebliğ edildiğini, faturalara karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığını, İİK’nın 257. maddesine göre ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması yeterli olup, alacağın varlığının tam ispatı değil, yaklaşık ispatının yeterli olduğunu beyanla, rehinle veya başka bir teminat ile temin edilmemesi sebebiyle dava konusu 3.112.260,97 TL tutarındaki alacakları için ihtiyati haciz taleplerinin kabulü ile tayin olunacak teminat karşılığında karşı tarafın menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 17.03.2021 tarihli ara kararla; “…İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati haciz kararının verilebilmesi için vadesi gelmiş bir para borcunun varlığı ile borçlunun mallarını kaçırma amacına yönelik işlemler yapması ya da belirli bir yerleşim yerinin olmaması gerekmekte olup mevcut dosyada davacı tarafça sunulan delilere göre bu aşamada alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilemediği, yargılamaya muhtaç olduğu ve davalının mallarını kaçırmaya yönelik işlemler yaptığına yönelik bir emarenin bulunmadığı, belirli bir adresinin olduğu anlaşıldığından…” gerekçesiyle, şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati haciz talep eden davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesi ekinde sunulan faturalar ve sevk irsaliyelerinden faturaların içeriğindeki mal ve hizmetin borçlu tarafından teslim alındığı ve faturaların karşı tarafa tebliğ edildiği açıkça ortada olup ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, istinaf mahkemelerinin emsal uygulamasının bu yönde olduğunu, alacaklının fatura ve sevk irsaliyesine dayanarak yaptığı ihtiyati haciz başvurusunda fatura ve sevk irsaliyelerinin yaklaşık ispat için yeterli olduğu, dolayısıyla ihtiyati haciz başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerektiğinin yerleşik hale geldiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/10514 E- 2016/6608 K sayılı ve 14.04.2016 tarihli; Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2015/18001 E- 2016/4750 K sayılı ve17/03/2016 tarihli; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/2214 E- 2016/2481 K sayılı ve 7.3.2016 tarihli,; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/7567 E- 2015/17419 K sayılı ve 22.12.2015 tarihli emsal nitelikte kararlarının da bu yönde olduğunu, Öte yandan, karardaki mal kaçırmaya ve borçlunun yerleşim yeri olmamasına ilişkin olguların, vadesi gelmemiş alacaklar bakımından yapılan ihtiyati haciz talepleri bakımından göz önünde bulundurulacak nedenler olduğundan, vadesi gelmiş alacaklara ilişkin talepleri yönünden verilen kararın gerekçesinin de isabetsiz olduğunu, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin reddine dair ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, asıl dava içinde İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz istemine ilişkindir. Davacı vekili ihtiyati haciz istemini içeren dava dilekçesinde, davalıyla 07.06.2012 tarihli akaryakıt ikmal sözleşmesi kapsamında davacıya verilen ürünler nedeniyle alacaklı olunduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz kararı verilmesi istenmiştir. İlk Derece Mahkemesince, alacağın yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati haczin yasal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle istem reddedilmiş; bu ara karara karşı, alacaklı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkdasının 2. cümle hükmü uyarınca; ”Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” Bu hükümdeki yaklaşık ispat kuralından hareketle, mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken husus, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Somut olayda; ihtiyati haciz talep edilirken müşteri ürün talep formları, faturalar ve akaryakıt teslim formları ibraz edilmiştir. Bu durumda, somut olayda yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz isteminin takipte istenilen asıl alacak yönünden kabulü gerekirken, talebin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Davacı yanca taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca davalının vade farkı borcunun da doğduğunu ileri sürerek bu kalem yönünden de 1.854.767,51 TL için de ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. Davalının vade farkı borcunun doğup doğmadığı, vade farkı alacağı var ise miktar ve tutarının yargılama ile belirlenebileceği gözetildiğinde, bu kalem alacak yönünden ihtiyati haciz isteminin reddi yönünde verilen karar isabetli görülmüştür. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, alacaklı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının kaldırılarak, Dairemizce takipte istenen 1.257.493,46 TL asıl alacak tutarı üzerinden ihtiyati haciz talebinin kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin, ihtiyati haciz talebinin reddine dair istinafa konu 17.03.2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığı kısmen kabulü ile davalının 1.257.493,46 TL alacağı karşılamaya yeterli miktardaki menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, fazlaya ilişkin ihtiyati haciz talebinin reddine, 2-İİK’nın 259. maddesi uyarınca takdiren %15 oranında belirlenen 188.624,00 TL nakdi teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiğinde, kararın infazı için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından, davacı vekiline verilmesine, 3-Kararın yetkili icra müdürlüğünce infazına, 4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 59,30 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde alacaklıya iadesine, 6-Davacı vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine, 7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 8-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 03.06.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 22.04.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.