Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/870 E. 2021/915 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/870
KARAR NO: 2021/915
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2018
NUMARASI: 2018/814E. 2018/1178K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen ihya davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle şirketin ihyasına dair verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; ihyası istenen şirket aleyhine Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2017/193 E sayılı dosyasında görülmekte olan kurum zararlarının karşılanması talepli dava açılmış olduğunu, davalı şirketin 09/10/2015 tarihinde sicilden resen silindiğinin anlaşıldığını, İş Mahkemesince ihya davası açılması hususunda kendilerine süre verildiğini ileri sürerek, adı geçen şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Sicil Müdürlüğü vekili, savunmasında özetle; ihyası istenen şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince sicilden 09/10/2015 tarihinde resen terkin edildiğini, terkin işlemlerinin ilgili mevzuata uygun yapıldığını, bu nedenle ihyasına karar verilmesi halinde yargılama giderleri ile yükümlü tutulmaları gerektiğini savunarak, davanın reddine ve yargılama giderlerinin her halükârda davacı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Bilindiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 1. fıkrası uyarınca 01.07.2015 tarihine kadar aynı maddede sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler. Tüm dosya kapsamından davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine Bakırköy 4.İş Mahkemesinin 2017/193 E sayılı dava dosyası ile dava açıldığı ve davanın da derdest olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirketin ihyasını isteyebileceklerinden iş bu davayı açmasında da hukuki yarar bulunduğu ve davanın da hak düşürücü süre içinde açıldığı saptanmıştır. Diğer yandan davacı ihyasını istediği şirketi de hasım göstermiş ise de ihyası istenen şirketin tüzel kişiliği davanın açıldığı tarihte bulunmadığından ihyası istenen şirket hakkındaki davanın husumet nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Hal böyle olunca davanın haklı nedenlere dayandığı ve ihyası koşullarının da bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulü gerektiği, …” gerekçesiyle, 1-Davalı … LİMİTED ŞİRKETİ hakkındaki davanın husumet nedeniyle usulden reddine, 2-Diğer davalı İTSM hakkındaki davanın kabulü ile İstanbul Ticaret sicilinin … numarasında kayıtlı iken resen terkin edilen … LİMİTED ŞİRKETİ’nin resen terkin işleminin iptali ile ticaret siciline yeniden tescili suretiyle ihyasına karar verilmiş, ayrıca yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarlamış ve davacının taraf olduğu başka bir davada yargılama giderlerinin davalıya yüklendiğini, bildirdikleri emsal yargıkararlarının da bu yönde olduğunu, ilk derece mahkemesinin yargılama giderlerini davcı üzerinde bırakmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davnın davalı şirket yönünden de kabulü gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın şirket yönünden de kabul edilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı kuruma ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicil kaydı resen terkin edilmiş olan şirketin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın davlı şirket şirket yönünden husumetten reddine, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yönünden ise kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2017/193 Esas sayılı dosyasında, meydana gelen iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik iddiasına dayalı olarak dava açılmıştır. Davalı olarak gösterilen şirketin dava açılışından önce sicilden terkin edildiği anlaşılmakla iş mahkemesi tarafından ihya davasının açılması konusunda davacı kurum vekiline yetki ve süre verilmiştir. Dava dilekçesinde davalı olarak Ticaret Sicil Müdürlüğü ve terkin edilen şirket gösterilmiştir. İhyası istenen şirketin, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesi gereğince resen terkin edildiği hususunun İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısı mevcuttur. Terkin edilen şirketin tüzel kişiliği sona erdiğinden, HMK’nın 50.maddesi uyarınca taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Taraf ehliyetinin bulunması, HMK’nın 114/1.d maddesi uyarınca dava şartıdır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince, taraf ehliyeti bulunmayan şirket hakkındaki davayı usulden reddetmesi isabetli olup, bu konudaki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Ticaret sicili müdürlükleri ihya davalarında yasal hasım konumunda olduğundan, sicilden terkin işlemlerini yasa ve tüzük hükümlerine uygun yapmış olan sicil müdürlüğü yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz ( Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016 / 2926 Esas 2016 / 3585 Karar ve 04.04.2016 tarihli kararı). Davalı kurum yasal hasım konumunda olduğundan ve davanın açılmasına da sebebiyet vermediğinden, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması isabetli olup bu konudaki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Dava dışı şirket, TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca tasfiyesiz resen terkin edilmiş olmakla; ilk derece mahkemesince tasfiye memuru atanmaması isabetlidir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davcı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemekle birlikte; ihya kararının az yukarıda bahsi geçen Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2017/193 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olarak verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince bu şekilde bir sınırlandırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu husu kamu düzenine ilişkin olup HMK’nın 33 ve 355.maddeleri uyarınca Dairemizce resen dikkate alınmış ve kararın bu yönden düzeltilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemekle birlikte kararın resen düzeltilmesi gerektiğinden, HMK’nın 33, 355 ve 353.1.b.2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemekle birlikte kararın resen düzeltilmesi gerektiğinden, HMK’nın 33, 355 ve 353.1.b.2 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Davalı … LİMİTED ŞİRKETİ hakkındaki davanın, taraf ehliyeti bulunmaması nedeniyle usulden reddine, 2-D İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhindeki davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sucul Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken resen terkin edilen … LİMİTED ŞİRKETİ’nin, Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2017/193 esas sayılı dosyasının görülmesi ve infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere, ticaret sicil kaydının İHYASINA, 3-Alınması gereken karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davalı Sicil Müdürlüğü yasal hasım konumunda bulunduğundan ve ayrıca dava açılmasına neden olmadığından, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına, 5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, kinde üzerinde bırakılmasına, 6-Kullanılmayan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde iadesine, 7-İstinafa aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı harçtan muaf olduğundan, istinaf harçları konusunda karar verilmesine yer olmadığına, b-Davacı tarafından yapılan istinaf başvuru giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 9-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2. maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01.07.2021 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davacı vekiline ve davalı sicil müdürlüğüne tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.