Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/848 E. 2021/677 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/848
KARAR NO: 2021/677
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2020
NUMARASI: 2020/134 E. – 2020/158 K.
DAVANIN KONUSU:İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına karşı, borçlular tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek kararın itiraz eden vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; borçlu şirketle müvekkili arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine diğer borçluların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak katıldıklarını, borcun ödenmemesi üzerine keşide edilen Beşiktaş … Noterliğinin 16.01.2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile kredi sözleşmesinin kat edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmediğini ve borçluların mal kaçırma kastı ile hareket ettiği yolunda istihbaratlar alınması nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında borçlular hakkında başlatılan takip nedeniyle ihtiyati haciz talep edildiğini ileri sürerek, şimdilik 128.348,63TL alacağın temini için borçlulara ait taşınır ve taşınmaz mallar ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 17.02.2020 tarihli kararında; “…Alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre gayrinakdi alacak (teminat) bir riskin üstlenilmesi niteliğinde olmakla, muaccel para alacağı sayılması hukuken mümkün olmadığından, (Yargıtay İçtihadı Birleştirme HGK 27/12/2017 tarih 2016/1 E. 20176 K. sayılı kararı, İstanbul BAM 12. HD. 2019/1618 E. 2019/1117 K. sayılı emsal kararı) 60.900,00-TL gayrinakdi alacak için ihtiyati haciz isteminin reddine, yalnız 76.698,22-TL nakdi alacağın % 15′ ine tekabül eden 11.504,73-TL teminat karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde (Tahsilde tekerrür olmamak üzere) ihtiyaten haczine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı, borçlular … ve … vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlular … ve … vekili itiraz dilekçesinde özetle; talep dilekçesindeki açıklamaların gerçeği yansıtmadığını, İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 08.01.2021 tarih ve 2020/174 Esas sayılı kararından da anlaşılacağı üzere müvekkilleri hakkında ihtiyati haciz talep edilen 2020/2614 Esas sayılı icra dosyasında takip başlatılmadığını, müvekkillerinin başlatıldığı söylenen takibe UYAP üzerinden sonradan yapılan usulsüzlüklerle dahil edilerek başvuru öncesi haklarında takip başlatılmış gibi gösterilmeye çalışıldığını, farklı borçlular için ve farklı miktarlar içeren ödeme emirlerinin tarihleri geriye yönelik kaşelenip resmi evrakta sahtecilik yapıldığını, bu durumu belirleyen İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesince, görevli memur hakkında soruşturma başlatılması yönünde ilgili müdürlüğe müzekkere yazılmasına karar verildiğini, mahkemenin gerekçeli kararından anlaşılacağı üzere, alacaklı takip başlatılan kişiler hakkında icra dosyasında uygulanmak üzere ihtiyati haciz talep etmiş ve takip dosyasında müvekkillerine tebliğ yapılamadığı yönünde hakikate aykırı beyanlarda bulunulmuşsa da müvekkilleri adına icra dosyasından tebliğ işlemine dahi başlanmadığını ve müvekkilleri hakkında usulüne uygun bir talep bulunmadığını, UYAP kayıtlarındaki oynamalar ile kasten mahkemenin yanıltılarak kararın alındığını, müvekkili …’e ihtarın tebliğ edilmemesi nedeniyle tebliğe gönderilmeyen ihtarla ihtiyati haciz kararının alınamayacağını, ancak mahkemeye yapılan başvuruda ileri sürülen sebeplerin sanki önceden varmış gibi gösterilmesi adına resmi kayıtlarda oynama yapıldığını, başvuru esnasında derdest olan icra dosyası üzerinde kasıtlı olarak taraf bilgileri eşitlenerek talebe konu icra dosyasındaki taraflar ile başvurudaki tarafların aynı olmasının sağlandığını, icra dosyası UYAP safahatına göre haciz başvuru günü sabah 10.30’da, itiraz edenlerin icra takibine borçlu sıfatıyla eklendiğini, icra dosyasının incelenmesinde de taraf kayıtları ile kabulü beklenen ihtiyati haciz kararı arasında sistemsel olarak taraf uyumunun sağlandığını, icra takibinde taraf olmayan bir borçlu hakkında mahkemece 2020/2614 Esas sayılı dosyada uygulanmak üzere ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu kararın ancak o borçlunun takipte taraf olması halinde uygulanarak kesin hacze dönüşebileceğini ancak müvekkillerinin usulsüz şekilde dosyaya eklendiğini; İİK’nın 265. maddesi gereğince ihtiyati haczin dayandığı sebeplere itiraz edilebileceğini, ihtiyati haciz talep edenin icra dosyasını istinaden ve bu dosyadan itiraz edenler hakkında başlatılan takibe rağmen sonuç alınamadığı hususunu dayanak göstererek tebliğ sorununa dayanıldığını, bu beyanın kasıtlı şekilde gerçeğe aykırı sunulduğunu, usulsüzlüğe ilişkin üç gün öncesine ait İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin ilamıyla resmi evrak niteliğindeki ödeme emrinde hem rakam hem de taraf bakımından yapılan oynamaların mahkemece tespit edildiğini, başvuru öncesi UYAP kayıtlarına müdahale edilerek gerçeğe aykırı durum oluşturulduğunu, bu durumda itirazın süreye bağlı olamayacağını, kamu düzenini ihlal eden bu durumun re’sen dikkate alınması gerektiğini, resmi kayıtlarda memur eliyle yapılan usulsüzlüklerin kamu düzenini bozucu nitelikte olduğunu, haksız ihtiyati haciz uygulanması nedeniyle müvekkillerinin zarar uğradığını belirterek; ihtiyati haczin kaldırılarak şimdilik haciz baskısı altında müvekkili … tarafından ödenen 20.000 TL’nin faiziyle birlikte tahsiline, her bir itiraz eden için ayrı ayrı 50.000 TL manevi tazminatın karşı taraftan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin itirazı değerlendirdiği 17.02.2021 tarihli ek kararında; “…İhtiyati hacze itiraz İİK 265. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Buna göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilecektir. Alacağın muaccel olması için kat ihtarnamesi tanzimi ve tebliğ edilmesi yeterlidir. Asıl borçluya gönderilen ihtar, alacağın muaceeliyeti için yeterlidir.Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2. maddesinde yer alan ‘hukuk devleti’ ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukuki himaye sağlanmaktır. İhtiyati haciz yargılamasında, etkin hukuki himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasmdan önce gelir. Maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İcra ve İflas Kanunu’nun 264. maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası kapsamında ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacaktır, İtiraz eden borçluların itiraz nedenleri İİK’nın 265. maddesinde düzenlenen itiraz sebepleri arasında olmayıp somut olayda ihtiyati haczin koşullarının bulunduğu tespit edilmiştir. Itiraz edenlerin diğer talepleri ise yukarıda belirtildiği üzere açılacak davalarda değerlendirilmesi gerekli hususlardır. Bu nedenle itirazların reddine…” gerekçesiyle, ihtiyati hacze itiraz edenlerin tüm itirazlarının reddine, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf başvuru dilekçesinde ; İhtiyati haciz talep dilekçesisinin 13.02.2020 tarihinde sunulduğunu ve talepte dört borçlu için 128.348,63 TL’lik tek alacak rakamı belirtilerek nakit/gayrinakit alacak ayrımı yapılmayarak bu alacak miktarı için takip başlatıldığı ifade edildiğini, mahkemece 60.900,00 TL gayrinakit alacak yönünden talebin reddine, 76.698,22 TL nakit alacak yönünden kabulüne karar verildiğini, talep ile sonucun farklı olduğunu, kabul ve red toplamının 137.598,22 TL olduğunu ve dava dilekçesindeki talepten fazla olduğunu, ihtiyati haciz talep dilekçesinde, “Talebe konu alacağımız hakkında takip başlatılmıştır” denilmesine rağmen o tarihte itiraz edenler hakkında takip başlatılmadığını, talep dilekçesinde numarası geçen icra dosyasında UYAP kayıtları üzerinde usulsüz işlemlerle muterizlerin takip dosyasına sonradan eklendiğinin İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/174 Esas sayılı dosyasında belirlenerek ilgililer hakkında soruşturma başlatılmasının istendiğini, İstanbul 2. İcra Mahkemesinin 2020/174 E. 2021/24 K. sayılı kararda; İstanbul … İcra Mdüdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının tek bir borçlu … hakkında 128.348,63 TL’lik alacak için 27.01.2020 tarihinde başlatıldığı, 13.02.2020 tarihine kadar dosyada tebligat dahil herhangi bir işlem yapılmadığı, 13.02.2020 itibariyle muterizlerinde aralarında olduğu kişilerin dosyaya taraf olarak talep olmaksızın eklendiği, bunun sonrasında dosyanın ihtiyati haciz başvurusu üzerine ticaret mahkemesine gönderildiği, verilen ihtiyati haciz kararı sonrası aynı dosyadan bu sefer borçlulara 77.455,53 TL’lik ödeme emri gönderildiğinin belirlenerek ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, ihtiyati haciz talep dilekçesinde, talebe konu alacak hakkında takip başlatıldığı belirtilerek dürüstlük ilkesine aykırı olarak ve kasıtlı şekilde mahkemenin yanıltılarak geçici hukuki koruma kararı alındığını, bu şekilde menfaat elde etmeye çalışan tarafın bu talebi hukuken korunamayacağını, herhangi bir kişinin alacağını teminat almak için hukuka ve dürüstlüğe aykırı beyanlarda bulunması, bunların gereğe aykırı olduğunun mahkemece tespitine rağmen önleyici koruma tedbirinin devam ettirilmesinin kabul edilemeyeceğini, mevcut ihtiyati haciz kararının şu an için fiilen uygulanamaz ya da kaldırılmış dahi olsa dahi bu şekliyle usulsüz bir işlemin halen ihtiyati hacze dayanak olabileceği yönündeki itirazın reddi kararının hukuk devleti ilkesine açıkça aykırı olduğunu, kasıtlı beyanla sanki müvekkilleri hakkında başlatılmış bir takip nedeniyle ihtiyati haciz kararının alındığını, aksi düşüncenin kötüniyetli de olsa herkes sonradan ispat edilmedikçe sahte bir işlem ya da belgeyle önleyici tedbirlere başvurabileceği sonucuna götüreceğini, kötü niyetin açık olmasına rağmen itirazların reddi kararının hukuki olmadığını, ihtiyati haczin icrai hacze çevrilemeyeceğinin İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi kararıyla ortaya çıktığından uygulanan ihtiyati haczin hükümsüzlüğü, süresi içinde karar verilen dosyadan icrai haczin uygulanamayacağı, çünkü takip talebinde borçlu sıfatı ve isimleri olmadığı ve bu sebeple kaldırılması talep edilmesine rağmen bu talebin takibe başlandıktan sonra bu yetkinin icra mahkemesine geçeceği gerekçesiyle reddedildiğini, şikayet üzerine İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/47 Esas sayılı dosyasında talebin reddedildiğini, usulsüzlük sebebiyle tüm malvarlığı bloke altında olan borçluların mal varlığının blokeli olması nedeniyle işlem yapılamadığını, icra mahkemesinin tespitlerine rağmen mahkemenin hukuk devleti ilkesi kapsamında değerlendirmediğini, ihtiyati haciz nedeniyle uğranılan zararların tazmini için yöneltilen talepler hakkında mahkemece karar verilmediğini, bu taleplerin usulen tefrik edilerek bir karar verilmesi gerektiğini belirterek, hukuk devleti ilkesine aykırı şekilde alınan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına yönelik itirazın reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasını, itirazlarının kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, itirazın reddine karar verilmiş; bu ek karara karşı, itiraz eden borçlular vekillerince, yasal süreler içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Alacaklı vekili 13.02.2020 tarihli dilekçeyle, 13.02.2020 günü saat 11:41 de genel kredi sözleşmesi ve kat ihtarına dayalı olarak asıl borçlu ve müteselsil kefiller hakkında 128.348,63 TL alacağın tahsilini temin için ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. Talep dilekçesinde, borçlular hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, borçluların mal kaçırma hazırlığında olması nedeniyle dosyada uygulanmak üzere ihtiyati haciz istenmiştir. İlk derece mahkemesince 60.900,00 TL gayri nakdi alacak yönünden talebin reddine, 76.698,22 TL nakdi alacak yönünden %15 teminatla talebin kabulüne karar verilmiştir. İtiraz dilekçesi ekinde sunulan İstanbul 2. İcra Mahkemesinin 08.07.2020 tarihinde yapılan şikayet üzerine verilen 08.01.20201 tarihli kararla, itiyati hacze esas İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında sadece asıl borçlu … Ltd. Şti. aleyhine 27.01.2020 tarihinde 138.355,53 TL’nin tahsili amacıyla takip başlatıldığı, 13.02.2020 tarihine kadar dosyada tebligat dahi hiç bir işlemin yapılmadığı, icra müdürlüğünün 13.02.2020 tarihli görüldüsü bulunan 27.01.2020 tarihli dilekçeyle itiraz edenlerin da aralarında bulunduğu üç kişinin takip dosyasına eklendiği ve 77.455,53 TL üzerinden ödeme emrinin düzenlendiği belirlenmiştir. Mahkemece, istisnai haller dışında takipteki borçlunun değiştirilmesi veya yeni bir borçlunun eklenmesinin mümkün olmadığı, alacaklının harcını ödemek suretiyle borçlu hakkında yeniden ayrı bir takip düzenlemesi gerektiğine işaret edilerek, belirlenen aykırılıklar nedeniyle takibin iptaline karar verilmiştir. İtiraz edenler vekili istinaf başvurusunda, geçici hukuki koruma olan ihtiyati hacze yönelik itiraz nedenlerinin İİK’nın 265. maddesinde sınırlı olarak düzenlendiğini, ancak anayasanın temel ilkelerinden olan hukuk devleti ilkesinin yok sayılarak ve resmi kayıtların tahrif edilmesiyle müvekkillerinin takibin tarafı gibi gösterilerek alınan ve infazı mümkün olmayan ihtiyati haczin kaldırılmaması ve geçersiz ihtiyati hacze rağmen müvekkillerinin mal varlıklarının blokeli olması nedeniyle haklarının ihlal edildiğini belirterek itiraz ve istinaf başvurusunda bulunmuştur. İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekilince talebe eklenen genel kredi sözleşmesinde, itiraz edenlerin kefil olarak yer aldıkları, Beşiktaş … Noterliğinin 16.01.2020 tarihli kat iharıyla 76.698,22 TL nakdi ve 60.000,00 TL gayri nakdi kredi yönünden hesabın kat edildiği, ihtarın 29.01.2020 tarihinde borçlu …’e bizzat, 27.01.2020 tarihinde ise borçlu …’e aynı konutta oturan yakınına tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İhtiyati haciz isteyebilmek için İİK’nın 257/1. maddesindeki koşulların gerçekleşmiş olması yeterlidir. Genel kredi sözleşmesi kapsamında ödenmeyen nakdi kredi yönünden kat ihtarının tebliğiyle kefiller yönünden temerrüt oluşmuştur. İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz edenler, kefaletin geçersizliğine ve borcun sona erdiğine ilişkin hiç bir iddia ileri sürmemişlerdir. İleri sürülen ve az yukarıda açıklanan nedenler ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında bulunmamaktadır. İhtiyati haciz istenmesi için vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun bulunması yeterli olup, ihtiyati haciz için takip başlatılmış olması koşulu bulunmamaktadır. Sunulan genel kredi sözleşmesi ve kat ihtarına göre ihtiyati haciz koşulları oluşmuştur. İhtiyati haczin ne şekilde ve hangi sürede infaz edileceği hususları itiraz nedeni olmayıp takip hukukuna ilişkindir. İhtiyati haciz karının icrasının ve ihtiyati haczi tamamlayan merasimin yasal süresi içinde ve usulüne uygun şekilde yapılmaması, İİK’nın 265. maddesi kapsamında değerlendirilecek hususlar olmayıp takip hukuku içinde ileri sürülüp değerlendirilmesi gereken hususlardır. İtiraz edenlerin hukuki ve cezai yönden başvuru hakları da itirazın konusunu oluşturmamaktadır. Diğer yandan ihtiyati hacze itiraz dilekçesinde haksız ihtiyati haciz nedeniyle uğranılan zararın tazmini ve haciz baskısı altında yapılan ödemenin istirdadı istenmiştir. Bu tür taleplerin ihtiyati hacze itirazda değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi, bu talepler yönünden usulünce harcı ödenerek açılmış bir dava ve usulüne uygun düzenlenmiş bir dava dilekçesi de bulunmamaktadır. Açıklanan bu nedenlerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine, 2-İtiraz eden borçlular vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden borçlular tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.06.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.