Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/826 E. 2021/1074 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/826
KARAR NO: 2021/1074
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2019/357 Esas – 2020/450 Karar
TARİHİ: 15/09/2020
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği, davalı vekilince karara karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu, 16.03.2021 tarihli ek kararla süresinde nispi harçların yatırılmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK’nın 344-346. maddeleri uyarınca reddine yönelik verilen ek karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmakla, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında Sermaye Piyasası Araçları Alım Satıma Aracılık İşlemleri Çerçeve Sözleşmesi ve Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Sözleşmesi imzalandığını, buna istinaden müvekkil şirket nezdinde davalıya 61307 numaralı yatırım hesabı açıldığını ve davalının türev araçların alım satımı ile ilgili işlemler yapmaya başladığını, davalı ile bahsi geçen sözleşmeler imzalanmadan önce bu konularda davalıya Sermaye Piyasası mevzuatı gereği yapılması gereken tüm risk bildirimleri yapıldığını ve bu bildirimlerin yapılmasının SPK düzenlemeleri çerçevesinde zorunlu olduğunu, davalının da bu risk bildirim formlarını ve sözleşmeleri okuyup kabul ederek imzaladığını, davalının sözleşme hükümlerinin yerine getirilmesini sağlamak amacıyla almak istediği her pozisyon için müvekkil şirkete öncelikle işlem teminatı yatırmak, teminat açığı doğarsa bunu para yatırarak ya da pozisyonlarını eksilterek tamamlamak zorunda olduğunu ancak davalının sözleşmeler kapsamında yapmış olduğu türev işlemlere ilişkin 10/08/2018 tarihli işlem teminat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, sözleşme hükümleri ihlal edildiğinden 207.560,51 TL eksi bakiye oluştuğunu ve davalı eksi bakiyeyi kapatmamakta ısrarcı olduğundan davalıya Beşiktaş … Noterliğinden 16/08/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı borcun ödenmesi ihtarı ve ekinde hesap özeti/müşteri portföyü gönderildiğini, talep edilen muaccel borcun ihtara rağmen ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalı borçlunun haksız ve dayanaksız olarak itiraz ederek icra takibini durduğunu belirterek, davalı borçlu tarafından icra takibine yöneltilmiş olan itirazın iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi özetle; davacının takip dosyasında sunmuş olduğu sözleşmenin müvekkilinin borsada gerçekleştirdiği işlemlere ilişkin olduğunu ve 2006 tarihli olduğunu, sözleşme ile huzurda talep ettiği alacak kalemi arasında herhangi bir bağ bulunmadığını, bu sözleşmelerin birbirinin tamamlayıcısı olmadığını, bağımsız farklı içerik ve yetkiler veren sözleşmeler olduğunu, davacının alacak kalemine dayanak gösterdiği sözleşmenin hukuki bir geçerliliği, ispat aracı olma vasfı bulunmadığını, davacının takip talebinde açıklama kısmında sözleşmenin 13/08/2018 tarihli olduğu belirtildiğini, ancak borcun ödenmesi için gönderilen ihtarnamenin tarihinin ise 16/08/2018 olduğunu, oluştuğu iddia edilen borcun üç gün içinde oluşmayacağının izahtan vareste olduğunu, mevcut teminat miktarının ne olması gerektiği konusunda da davacı ile aralarında uyuşmazlık bulunduğunu ve bu uyuşmazlığa ilişkin davanın İstanbul 2.Tüketici Mahkemesinin 2019/1052 Esas sayılı dosyasında görüldüğünü, davacı her ne kadar risk bildirimi yapılmış olduğunu iddia etmiş ise de bu risk bildiriminde ana paranın tamamının kaybedileceği ve/veya eksi bakiyeye düşüleceğine ilişkin bir risk bildirimi yapılmadığını belirterek, tüm bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin 15/09/2020 tarihli kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı ile toplanan deliller ve usulüne uygun olarak alınan bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirildiğinde; davalının VİOP işlemi yapmış olup VİOP Borsa İstanbul bünyesinde işlem gören vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin alım satımının gerçekleştiği piyasanın kısa adıdır. Sermaye Piyasası Kurulu’nun tebliğleri çerçevesinde yazılı sözleşme yapılması zorunlu olup davalının yaptığı VİOP işlemleri için türev araçların alım satımına aracılık sözleşmesinin imzalanması, risk bildirimlerinin yapılması ve 6362 sayılı SPK’nu kapsamındaki düzenlemeler uyarınca uygunluk testinin yapılmış olması gerekmektedir. Davalı tarafa mevzuatın gereği tüm iş ve işlemlerin yapıldığı, bu kapsamda yapılan işlemlere ilişkin sözleşmesel bir aykırılıktan söz edilemeyeceği gibi davalının yapacağı işlemlerin sorumluluğunu kabul ve beyan etmiş olduğu tespit edilmiştir. Davalının bu çerçevede 08.08.2018 – 14.08.2018 tarihleri arasında yaptığı VİOP işlemleri sonucu bakiyesinin – 207.367,19-TL olduğu, icra takibine geçilen 05.09.2018 tarihi itibarıyla temerrüt faiziyle birlikte toplam borcunun 215.875,33-TL’ye ulaştığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin Sermaye Piyasası mevzuatına uygun olup davalının aydınlatılmış onayı sonucu yapılan sözleşmeler kapsamında yapılan iş ve işlemler sonucu zarar etmesinin sonuçlarına katlanmak zorunda olduğu…” gerekçesiyle, davanın kabulüne, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekilinin başvuru sırasında gerekli istinaf karar harcını yatırmamış olması nedeniyle ilk derece mahkemesince davalı tarafa HMK’nın 344. maddesi uyarınca harcı ikmal etmesi konusunda muhtıra tebliğ edilmiştir. Yasal süresi içinde istinaf harcının yatırılmaması üzerine ilk derece mahkemesince verilen 16.03.2021 tarihli 2019/357 Esas – 2020/450 Karar sayılı ek kararıyla;”…Nispi istinaf harçlarını yatırması konusunda 06.03.2021 tarihinde tebliğ olunan muhtıraya rağmen yasal süresi içerisinde eksiklik tamamlanmadığından, HMK.344.maddesi gereğince davalı Vekilinin istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına …” karar verilmiştir. Bu ek karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
EK KARARA YÖNELİK İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, ek karara yönelik istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin 16.03.2021 tarihli ek kararının kaldırılması gerektiğini, 15.09.2020 tarihli kararı istinaf ettiklerini, istinaf başvuru nedenlerini dilekçelerinde açıkladıklarını, sözleşmelerin usulüne uygun yapılmadığını, müvekkiline uygulanan VİOP oranlarının farklı olduğunu, müşterinin yönlendirilmesi vb. sebeplerle tamamlanması gereken teminat miktarının olması gerekenden fazla olması ve artmasında davacının da kusuru bulunduğunun tartışılmadığını, ilk derece mahkemesi yargılama aşamasında cevap dilekçesinde istedikleri adli yardım talebi hakkında da karar verilmediğini, adli yardım talebinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince reddi üzerine yaptıkları itirazın da İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince reddedilmesi üzerine HMK’nın 344. maddesi uyarınca çıkarılan muhtıra üzerine 16.03.2021 tarihli ek karar ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiğini, ancak dosyaya fakirlik belgesi ile SGK kayıtlarının sunulduğunu, müvekkilinin mal varlığı olmadığı gibi borçlarının bulunduğunu, ülkenin yaşadığı ekonomik sıkıntılardan müvekkilinin de etkilendiğini, adli yardım müessesesinin olması gerektiği gibi uygulanmadığını, Anayasa ve insan hakları sözleşmesi hükümleri uyarınca müvekkilinin hak arama hürriyeti kapsamında adli yardım talebinin kabulü ile istinaf incelemesi yapılması gerektiğini, bu konuyla ilgili Anayasa Mahkemesine de müracaat edileceğini, bireysel başvuru için kanun yollarının tüketilmiş olması gerektiğinden iş bu istinaf başvurusunun yapıldığını, bu nedenlerle istinaf talebinin reddine dair verilen ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ek kararın kaldırılmasına, adli yardım talebinin kabulüne ve nihai karara yönelik istinaf dilekçesinde yazılı sebepler de dikkate alınarak müvekkilleri aleyhine tesis edilen hükmün kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalının istinaf başvurusu sırasında istinaf harçlarını yatırmamış olması nedeniyle HMK’nın 344.maddesi uyarınca harçları ikmal etmesi konusunda muhtıra tebliğine rağmen davalı, istinaf harçlarını yatırmamıştır. Bunun üzerine ilk derce mahkemesince, 16.03.2021 tarihli ek kararla, HMK’nın 344-346 maddeleri uyarınca davalının istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davalı vekilince iş bu ek karara yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekilinin 16.03.2021 tarihli ek karara yönelik istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde; Dosyanın incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında ilk derce mahkemesinin 2019/357 E- 2020/450 K sayılı, 15.09.2020 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verildiği, iş bu kararın davalı vekilince istinaf edildiği, ilk derece mahkemesince davalılar vekiline nispi istinaf harcı yatırılması için 11.11.2020 tarihli muhtıra gönderilmesi üzerine, davalılar vekilince 20.11.2020 tarihli dilekçe ile adli yardım talebinde bulunulduğu; ilk derece mahkemesince davalının adli yardım talebinin Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilmesi için dosyanın dairemize gönderildiği, dairemizin 2020/1988 esas nolu, 24.12.2020 tarihli kararı ile davalı vekilinin adli yardım taleplerinin reddine karar verildiği, adli yardım talebinin reddine dair verilen karara itiraz edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2021/1 D.İş sayılı, 03/02/2021 tarihli kararı ile dairemizin adli yardım talebinin reddine dair karara yöneltilen itirazın reddine karar verildiği; sonrasında dairemizin 2020/1988 esas nolu, 2021/149 karar nolu, 11.02.2021 tarihli kararı ile ” ilk derece mahkemesince verilen hüküm davalı vekili tarafından adli yardım talepli olarak istinaf edildiği, istinaf harçlarının yatırılmadığı belirlenmekle, adli yardım talebinin de reddedilmesi karşısında HMK’nın 344. maddesi gereğince istinaf harçlarının tamamlaması için kararı istinaf eden davalı vekiline muhtıra gönderilerek harcının yatırılması halinde sayman mutemet makbuzunun da eklenerek dosyanın istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmesi, harcının yatırılmaması halinde HMK’nın 344. maddesi gereğince işlem yapılması için mahalline geri çevrilmesine HMK’nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile kesin olarak” karar verilerek, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği anlaşımaktadır. Dosya kendisine geri çevrilen ilk derece mahkemesince, nispi istinaf harçlarını yatırması konusunda davalı vekiline HMK’nın 344. maddesi uyarınca 26.02.2021 tarihli muhtıra çıkarılıp tebliğ edildiği, muhtıra üzerine harç ve giderlerin yatırılmaması nedeniyle ilk derce mahkemesince 16.03.2021 tarihli ek kararla, HMK’nın 344.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin istinafa konu iş bu ek kararında da işaret edildiği üzere; dairemizin ilk incelemesi sonucunda 24.12.2020 tarihli karar ile davalı vekilinin adli yardım talebinin reddine karar verilmiştir. Adli yardım talebinin reddine ilişkin karara itiraz üzerine, itirazı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2021/1 D.İş sayılı, 03/02/2021 tarihli kararı ile dairemizin adli yardım talebinin reddine ilişkin kararına yöneltilen itirazın reddine karar verilmiş, böylece adli yardım talebinin reddine dair karar kesinleştikten sonra, harç ikmali konusunda gereğinin yapılması için dosya ilk derece mahkemesine geri çevrilmiş, ilk derece mahkemesinin muhtırasına rağmen davalı, istinaf harcını yatırmamıştır. Davalı vekili ek karara yönelik istinaf başvurusunda müvekkilinin adli yardımdan yararlandırılması gerektiğine dair istinaf sebepleri ileri sürmüş ise de davlının adli yardım talebinin reddine dair daha önce dairemizce verilen karar, itiraz yolunda da geçmek suretiyle kesinleştiğinden adli yardım talebinin tekrar değerlendirilmesi hukuken mümkün değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 344. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair ilk derece mahkemesince verilen 16.03.2021 tarihli ek karar isabetli olup, davalı vekilinin ek karara yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin HMK’nın 344. maddesi gereğince verilen ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Karar kesinleştikten sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16.09.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.