Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/789 E. 2022/1250 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/789
KARAR NO: 2022/1250
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2018
NUMARASI: 2013/1001- 2018/355 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dir olarak verilen hükme karşı, süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalanan … AŞ’ye ait “Kağıt üretim makinesi” emtiasının Bandar Abbas limanı/İran-Abhar/İran arasındaki nakliyesi işini davalı şirketin üstlendiğini, demonte halde 9 kap içerisinde bulunan taşıma konusu emtianın İsveç’ten İzmit Yeniköy limanı’na, buradan da İran’ın Bandar Abbas limanı’na taşındığını, deniz taşıması akabinde Bandar Abbas limanı sahasına tahliye edilen emtiaların davalının sorumluluğunda alıcı firmanın Abhar/İran’da bulunan tesislerine sevk edilmek üzere lokal taşıma araçlarına yüklendiğini, sözkonusu lokal taşıma esnasında “…” adlı parçayı taşıyan aracın ani fren yapması sonucunda, araç üzerinde bulunan emtianın yola düşerek hasarlandığını, meydana gelen hasardan ötürü sigortalıya 1.269.313,67 Euro hasar tazminatı ödemesi yapıldığını, sigortalısının haklarına halef olduğunu, emtianın taşıma işini üstlenen davalının hasardan dolayı sorumlu olduğunu, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, savunmasında özetle; taşımaya konu silindirin “…” isimli makinenin yola düşerek hasara uğradığı iddia edilmiş ise de sigortalıya 187.500 Euro sovtaj bedeli ile bırakılan parçanın hiç bir tamirat yapılmadan İran’daki alıcısının fabrikasına monte edilmiş olup, halen çalışır vaziyette olduğunu, dolayısıyla davacı … şirketinin gözle görülemeyecek boyutlarda birkaç çizik tespit edilen, çalışır durumdaki emtiayı tam zayi olmuş kabul ederek sigortalısına fatura değerinin tamamını ödemesinin kendi takdirine olduğunu, bu ödemeyi müvekkilinden rücu edemeyeceğini, müvekkilinin talebi üzerine İran/Abhar Mahkemesi tarafından makinenin kurulu olduğu alıcı … Sağlık Ürünleri şirketine ait fabrikada yapılan keşif neticesinde alınan 20.07.2013 tarihli raporda, “…” isimli parçanın hasarlı olmadığının, kağıt üretim makinesinin sorunsuz çalıştığının tespit edildiğini, fabrika yetkililerince hasarın onarıldığı iddia edilmiş ise de herhangi bir masrafa ilişkin belgenin sunulmadığının belirlendiğini, ayrıca 16.04.2012 tarihli … Sigorta ve … Sigorta tarafından hazırlanan ortak raporda da, silindirde hasar izlerinin olmadığının belirtildiğini, davacı … şirketince görevlendirilen … Ekspertiz firmasının düzenlediği raporun kendi içinde çelişkiler barındırdığını, hesaplamanın doğru olmadığını, dava konusu taşımanın İran’da yapılan bir iç taşıma olduğundan CMR hükümlerinin uygulanamayacağını, sigortalı ile müvekkili arasında imzalanan sözleşme hükümleri gereğince müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunu, takipte talep edilen faiz oranın kabul edilmediğini belirterek, davanın reddine ve %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; dava dışı sigortalıya ait demonte makina parçalarının meydana gelen kazada hasarlanmadığı, herhangi bir hasarın gerçekleşmediği, parçaların monte edilip çalıştırıldığı ve halen çalışmakta olduğu, nitekim dava dışı sigortalı şirket tarafından da makineye herhangi bir tamir yapılmadığının, mevcut durumu ile monte edilip çalıştırıldığının, halen de çalışmakta olduğunun, klasik anlamda bir hasar oluşmasa da yere düşen parça nedeniyle makinenin garanti kapsamından çıktığını ve bu sebeple sigorta tarafından ödeme yapıldığını, makinenin yenisinin çok pahalı olduğu için kendilerince garanti kapsamından çıkan makinenin bu haliyle kabul edilip, kurulduğunun bildirildiği, dolayısıyla düşme sonunda makinenin hasarlanmadığı, herhangi bir hasar oluşmayan makinenin garanti kapsamından çıkmayacağı, üreticisi tarafından çıkarılmışsa ona da sigortalı şirketin karşı koyması ve yasal haklarını kullanmasının gerekeceği, üretici ile sigortalı şirket arasındaki ilişkinin davalıyı bağlamayacağı, makinede bir hasar oluşmadığı için davalı taşıyıcının sorumluluğunun doğmadığı, davacının icra takibi başlatmasında kötü niyetli olmadığından aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmediği, rücuen tazminat alacaklarında gerçek zararın ortaya çıkmasının bir dava şartı olduğu, bu dava şartı gerçekleşmediğinden dolayı dava reddedildiğinden davalı yararına sadece maktu vekalet ücretine hükmedildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınmış olan bilirkişi raporunda varılan sonucun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, hadisenin, araç sürücüsünün kusuru sebebiyle yükün, istifli olduğu römorktan kayarak yola düşmesi şeklinde meydana geldiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğunu, bu boyutta bir kaza sonrasında emtiada hasar meydana gelmemiş olduğunun söylenmesinin gerçekle bağdaşmadığını, sunulan ekspertiz raporunda da silindir yüzeyinde 3 mm’ye varan derinlikte izler ölçüldüğünün, silindir üzerinde bulunacak en ufak bir kılcal çatlak veya ihmal edilecek bir hasar makinenin çalışması esnasında basınç altındaki parçanın infilak etmesine ve büyük çapta ölümlü hasarların meydana gelmesine neden olabileceğinin belirtildiğini, gözle tespit edilemeyecek kılcal çatlakların bile göz ardı edilmesi mümkün değil iken araçtan yola düşerek yüzeyinde gözle görülür derin çiziklerin meydana gelen emtianın hasarlanmamış olduğunun kabul edilemeyeceğini, bunun yanında, emtianın onarılması halinde dahi üretici firma tarafından garanti verilemediğini ve üretici firmadan alınan cevaba göre emtianın tam ziya olarak kabul edilerek ödeme yapıldığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince dava şartı ile ispat şartının birbirine karıştırıldığını, müvekkili lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının sadece vekalet ücretine ilişkin kısım yönünden düzeltilmesini ve müvekkili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İran’ın Hürmüzgan Eyaleti’ndeki Bandar Abbas Limanı’na tahliye edilen demonte haldeki dokuz parçadan müteşekkil kâğıt üretme makinesinin, bu yerden İran’ın Zencan Eyaleti’ndeki Abhar şehrine davalı tarafından karayolu ile taşınması esnasında, “…” adlı silindir parçayı taşıyan aracın ani fren yapması sonucunda, emtianın aracın üzerinden düşerek hasarlanması sonucunda zayi olduğu iddiasıyla, dava dışı sigortalıya ödenen sigorta tazminatının davalı taşımacıdan rücuen tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, her iki taraf vekillerince, yasal süreleri içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dosyası istinaf için Dairemize gelmiş ve 2018/1498 esas numarasını almıştır. Dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi yarınca esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına, neticede davanın reddine ve davalı yararına takdir edilen nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsiline dair 2018/1498 E- 2019/796 K sayılı, 29.05.2019 tarihli hüküm verilmiştir. Mahkememizin bu hükmünün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.03.2021 tarihli, 2019/3666 Esas – 2021/2841 Karar sayılı ilamıyla, mahkememizin anılan hükmü bozulmuştur. Yargıtay bozma ilamında; “…Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, nakliyat rizikolarına karşı sigortaladığı emtianın hasar bedelini ödeyen sigortacının rücuen tahsil için taşıyıcı aleyhine başlattığı icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı sorumluluğunda İran’ın Bandar Abbas Limanından alıcının Abhar Şehrindeki fabrikasına taşınan … emtiasının güzergah esnasında araç üzerinden düştüğü, sigortalının makineyi sovtaj olarak kabul ettiği ve makinenin alıcının tesislerinde halen çalıştığı uyuşmazlık dışıdır. Davacı tarafından alınan 30.05.2012 tarihli ekspertiz raporunda “silindir yüzeyinde max. 3 mm’ye varan derinlikte izler ölçüldüğü, silindir et kalınlığının toplam 42 mm olduğu, kanal diplerinde silindir et kalınlıklarının 21 mm’ye düştüğü, silindir yüzeyinde 3 mm kadar taşlama yapılması gerektiği, silindir dış yüzeyinde yapılacak bu taşlama sebebiyle silindir et kalınlığı ve dolayısıyla hem malzeme dayanımı hem de …’in kullanım ömrünün azalacağı” belirtilmiştir. Davacı da, silindir üzerinde bulunacak en ufak bir kılcal çatlak veya ihmal edilecek bir hasarın makinenin çalışması esnasında basınç altındaki parçanın infilak etmesine ve büyük çapta ölümlü hasarların meydana gelmesine neden olabileceğinden gözle tespit edilemeyecek kılcal çatlakların bile göz ardı edilmesinin mümkün olmadığını, araçtan yola düşerek yüzeyinde gözle görülür derin çiziklerin meydana geldiğini, emtianın hasarlanmamış olduğu iddiasının dinlenemeyeceğini ileri sürmüştür. 6762 sayılı TTK’nın 781’nci maddesi uyarınca, taşıyıcı eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen müddet içinde uğradığı ziya ve hasardan sorumludur. Mahkemece, bilirkişi raporu alınmışsa da emtia üzerindeki çiziklerin neye neden olabileceği, bu çiziklerin emtianın değerinde bir azalmaya sebebiyet verip vermediği hususlarında bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu bakımdan mahkemece taşıma konusunda uzman bir bilirkişi ile dava konusu emtia hakkında ihtisas sahibi iki makine mühendisinden oluşturulacak bir bilirkişi heyetinden anılan hususların değerlendirildiği rapor alınıp kaza nedeniyle sigortalı emtiada bir değer kaybının meydana gelip gelmediği belirlenerek ulaşılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde olmamış, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir. 2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,,…” denilmiştir. Yargıtay bozma ilamı izerine dosya yeni esasa kaydedilmiş, HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca duruşma açılarak taraf beyanları alınmış, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Uyulan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yeniden yargılama yapılmıştır.Somut olayda, davalı taşıyıcının İran içi dâhili nakliye işini üstlendiği kâğıt üretme makinesi ve ekipmanlarının (alt taşıyıcı yada taşıyan konumundaki … unvanlı şirketten temin edilen … plakalı çekiciye takılı) … plakalı araca yüklenen makine parçasının aracın Zahran’dan İsfahan’a doğru seyir halinde iken sürücünün yolda ani fren yapması nedeniyle yola düştüğü sabit olup, uyuşmazlık, taşımaya konu demonte haldeki kağıt kurutma makinesinin “…” isimli silindir parçasının hasarlanarak zayi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Davacı tarafından dosyaya sunulan ekspertiz raporunda, yapılan kontrolde silindir yüzeyinde “0,05 mm. ila + 0,30 mm.” aralığında sapmalar olduğunun gözlendiği, bu değerlerin kabul edilebilir sınırlar içinde kaldığı, ancak hasarlanan silindirin yüzeyinde max. 3 mm. ye varan derinlikte izler ölçüldüğü, bu durumun silindirin mukavemetini ve ömrünü azaltacağı, görsel incelemede ise döküm kısmın yüzeyinde ya da civatalarında herhangi bir defonmasyon izinin görülmediği, silindirin sert darbe aldığına dair emareye rastlanmadığı, görülebilen tek yüzey bozukluğun silindirin yol yüzeyine teması sonucu oluşan max. 2 mm. derinliğinde çizikler olduğu, bununla birlikte kurutucu silindir parçasının basınçlı kap olması özelliğinden dolayı meydana gelen olay sonucu parçaların döküm ana gövdesinde gözle tespit edilemeyecek kılcal çatlak veya diğer aksamlarında hasar oluşma olasılığının bulunduğu, ancak fabrika koşulları sağlanamayacağından parçanın bulunduğu ortamda bunun tespitinin mümkün olmadığı, buradaki bir kılcal çatlak veya ihmal edilen bir hasar sebebiyle ileride makinenin çalışması esnasında basınç altındaki parçaların infilak edebileceği ve daha büyük ve ölümlü hasarlara sebebiyet verebileceği belirtilmiştir.Dava dışı … San.AŞ’nin davacı … şirketine hitaben 02.04.2014 tarihli yazısında; “…Sevkiyat sırasında hasar gören yankee silindiri, gerekli tamiratı yapılarak Mısır’da kurulması planlanan Temizlik Kağıdı Üretim Tesisinde kullanılmak niyeti ile sovtajdan alınmıştır. Ancak gerek Mısır’daki siyasi ortamın düzelmemesi sebebi ile ertlenen yatırım planı, gerekse İran için yeni … silindiri alımının eski alım fiyatlarına göre, çok daha yüksek çıkması ve üretime başlama zamanını geciktirecek olması gerekçeleri gözönüne alınarak İran’da gerekli tamirat ve testleri yapılarak tüm risk … üzerinde kalmak üzere, İran’daki tesise monte edilmiştir. İran’daki Temizlik Kağıdı Üretim Tesisi’ne monte edilerek kullanıma alınan yankee silindiri hasardan kaynaklı kılcal çatlak riski içermektedir. Bu tür hasarlardan kılcal çatlaklar zamanla ortaya çıkarak buhar kaçırma ihtimalini içermektedir. Bu durum ciddi verim kaybına sebebiyet verecek husustur. Aynı zamanda yankee silindiri üretici firma … tarafından tesiste kullanılmaya devam edilmesi sebebi ile garanti kapsamından çıkarılmış ve garanti riksi tamamen … üzerine kalmıştır.” denilmiş ise de basınç altında yüksek devirle çalışan dava konusu ünitenin sisteme montajının tamamlanıp devreye alınması için onarıldığına veya düşmeye bağlı hasarın tamir edildiğine dair herhangi bir yazılı delil dosyaya sunulmamıştır.Bununla birlikte, uyulan Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere; taşıyan, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim ettiği tarihe kadar taşınan emtiada meydana gelen hasardan sorumludur. Dosya kapsamındaki belgelere göre, taşıma sırasında araçtan düşürülen makine üzerinde bazı çiziklerin oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu durumda bu çiziklerin makinenin değerinde bir azalmaya sebebiyet verip vermediği değerlendirilmelidir. Bu bağlamda mahkememizce makine mühendislerinden ve uluslararası taşıma uzmanında oluşan üç kişilik bilirkişi kurulu eliyle bilirkişi incelemesi yapılmış ve kök heyet raporları alınmıştır.Bilirkişi kurulu 20.12.2021 tarihli kök raporunda, taşıma süreçlerini değerlendirmiş ve yükün toplam ağırlığına göre, davada talep edilen tazminatın sorumluluk üst limitinin altında kaldığı, yükün araçtan düşürülmesi olayında taşıyanın kusurlu ve sorumlu olduğu, taşımaya konu olup … olarak adlandırılan makinenin üzerinde, düşme sonucu çizik ve çatlaklar oluştuğu, bu hususun ekspertiz raporunda tespit edilmiş olduğu, silindirde oluşan bu çizik ve çatlakların silindir gövdesinin incelmesine ve mukavemetinin azalmasına sebebiyet vereceği, silindir parçasının basınçla çalışan bir kap olması nedeniyle, meydana gelen olay sonucu parçaların döküm ana gövdesinde gözle tespit edilemeyecek kılcal çatlak veya diğer aksamlarında hasar oluşma ihtimalinin bulunduğu, fabrika koşulları sağlanmadan parçanın bulunduğu ortamda bunun tespitinin mümkün olmadığı, buradaki bir kılcal çatlak veya ihmal edilen bir hasar sebebiyle ileride makinenin çalışması esnasında basınç altında infilak edebileceği, büyük hasarlara sebebiyet verebileceği yönündeki eksper tespitlerinin dikkate alındığı, hasara maruz kalan makine ünitesinin üzerinde meydana gelmiş çizik ve çatlaklardan oluşan hasarların teknik olarak neye sebebiyet vereceği hususunun, ancak bu hasarlı ünite teknik üniversitelerin tam donanımlı laboratuvarlarında yapılacak basınç tespitleriyle kesin olarak anlaşılabileceğini, ancak yukarıda alınan eksper raporundaki tespitler dikkate alındığında bu hasarların, ünitenin hasarlı durumuyla çalıştırılması ve çalıştırmaya devam edilmesi durumunda çok önemli hayati tehlikelerin meydana gelmesine sebebiyet verebileceği, imalat projesinde dikkate alınan çalışma basınçlarının dahi sağlanmasının kesinlikle mümkün olmayacağı, silindir yüzeyinde maksimum 3 mm’ye varan derinlikte ölçülen çizilme ve aşınma izlerinin kaldırılabilmesi için ünitenin bütün yüzeyinin bu ölçüde taşlanmasının makine ünitesinin projesinde müsaade edilen basınç mukavemet değerlerinde çalıştırılmasını teknik yönden imkansız ve hatta çok tehlikeli kılacağı, bu hususlar dikkate alındığındı, taşıma sırasında oluşan hasarın makine ünitesinde mutlaka değer kaybına sebebiyet verdiği sonucuna ulaşıldığını, bu değer kaybının yaptıkları tetkik değerledirmeler sonucunda takriben ve takdiren ünite değerinin %15’i kadar olduğu, yani değerin %15’i oranında hasar oluştuğunun kabulü gerektiği, ünitenin değerinin 1.241.250 Euro olduğu göz önüne alındığında %15’lik değer kaybının 186.187,50 Euro olarak hesaplandığı tespitlerine yer verilmiştir. Bu rapora her iki taraf vekillerince itiraz edilmesi üzerine HMK’nın 281/2. maddesi uyarınca, aynı bilirkişi kurulundan 28.04.2022 tarihli ek rapor alınmıştır. Bilirkişilerden, ek raporlarında ayrıca temerrüt faizi hesabı yapmaları da istenmiştir. Bilirkişi kurulu ek raporunda, kök rapordaki görüş muhafaza edilmiş ve ara kararımız doğrultusunda temerrüt faizi hesabı yapılmıştır. Davalı vekili bilirkişi kurulunun hesaplamalarını çelişkili olduğunu, somut verilere dayanmadığını, makinenin on yıldır çalışır durumda olduğunu belirterek davanın reddini istemiş ise de bilirkişi kurulunun yaptığı tetkik değerlendirmeler, dosyada yer alan eksper raporundaki tespitlere göre, makine üzerinde, taşıma sırasında düşme sonucu çatlak ve çiziklerin oluşmuş olması nedeniyle makinede bir değer kaybının olacağı hususu gerekçeli olarak ortaya konulmuştur. Bilirkişi kurulunun kendi uzmanlık alanlarındaki bu teknik ve bilimsel değerlendirmeleri sonucu %15 oranında değer kaybı oluşacağına dair varlıkları nihai kanaat, mahkememizce de benimsenmiştir. Bilirkişi kurulu, makinenin projesindeki basınç değerlerinde çalıştırılmasının tehlikeli olacağını belirlemiştir. Bilirkişi kurulunun vardığı kanaat gerekçeli olup bu konudaki davalı itirazları yerinde görülmemiştir. Davacı vekili son beyanlarında, makinenin değerinin %15 oranında azaldığına dair bilirkişi tespitinin isabetli olmadığını, zararın daha yüksek olduğunu, makinenin basınçla çalışan bir makine olması nedeniyle, bu şekilde çalıştırılmasının hayati tehlike yaratacağı belirtildiği halde düşük bir kıymet azalması taktir edilmesinin çelişkili olduğunu belirterek davadaki taleplerinin tümümün kabul edilmesini istemişse de; bilirkişinin yaptığı teknik tespitler ve makinenin halen çalışır durumda olması dikkate alındığında bu iddialar mahkememizce yerinde görülmemiş, oluşan çatlakların niteliği ve bilirkişi kurulunun uzmanlığı dikkate alınarak, bilirkişi kurulunca belirlenen %15 oranındaki değer kaybının dosya kapsamıyla uyumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle ve alınan teknik bilirkişi raporu içeriğine göre; somut olayda davalı tarafça taşıması yapılan emtianın araçtan düşürülerek hasarlanmasına neden olunduğu, oluşan hasarın taşımaya konu makinenin değerinde %15 oranında azalma yaratacağı, makine değerinin %15’i olan 186.187,50 Euro tutarında zarardan davalının taşıyan sıfatıyla sorumlu olduğu, davacı tarafından davalıya gönderilen 27.06.2012 tarihli ihtarnameye davalının 12.07.2012 tarihli ihtarla cevap verdiği ve cevabi ihtarname tarihinde davalının, davacının ihtarnamesine vakıf olduğu, davalının 12.07.2012 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, bilirkişi ek raporunda yapılan hesaplamaya göre, temerrüt tarihi ile icra takip tarihi arasındaki dönem için davacının 719,24 Euro tutarındaki işlemiş faiz talebinin haklı olduğu sonucuna varılmıştır. Oluşan bu kanaat doğrultusunda, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm verilmesine ve sonuçta davanın kısmen kabulüne; davalının istinaf başvurusunun ise sadece hükmün ferilerinden olan vekalet ücretine ilişkin olması ve Dairemizce yeniden verilen hükümde vekalet ücretinin resen hüküm altına alınmış olması nedeniyle konusuz kaldığından, davalının istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;Uyulan Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda duruşmalı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; A-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden:Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda;1-Davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız icra takibine davalı tarafından yöneltilmiş olan itirazın İİK’nın 67/1. maddesi uyarınca kısmen iptali ile 186.187,50 Euro asıl alacak, 719,24 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 186.906,74 Euro alacağın, asıl alacak tutarına icra takip tarihinden itibaren işletilecek 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte ve tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının tahsili için takibin devamına, 2-Fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Alacak miktarı yargılama ile belirlenmiş olup likit kabul edilmediğinden, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, 4-Davanın reddedilen bölümü yönünden davacının kötü niyeti sabit görülmediğinden, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, 5-Alınması gerekli 31.230,82 TL harcın, peşin alınan (icra takip dosyasına yatan dâhil) 54.632,05 TL ‘den mahsubu ile artan 23.401,23 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince davacı tarafa iadesine, 6-Davacı tarafından sarf edilen 31.230,82 TL peşin harç gideri ile 24,30 TL başvuru harcı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7- Davacı tarafından harç dışında ilk derece aşamasında yapılan ve ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı 1.598,00 TL yargılama giderinin, davadaki haklılık oranlarına göre belirlenen 228,37 TL’lik bölümünün davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 67.006,96 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca ve Tarife’nin 13/3. maddesi dikkate alınarak belirlenen 67.006,96 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,b-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince davacı tarafa iadesine,c-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan ve ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı 6.318,00 TL yargılama giderinin, haklılık oranlarına göre belirlenen 902,93 TL’lik bölümünün davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,d-İstinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından ve birden fazla duruşma icra edildiğinden, AAÜT’ndeki esaslara göre belirlenen 11.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, e-İstinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından ve birden fazla duruşma icra edildiğinden, AAÜT’ndeki esaslara göre belirlenen 11.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, B-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusu, kaldırılan ilk derece mahkemesi kararının ferisine ilişkin olup davacının istinafı hakkında verilen karar nedeniyle konusuz kaldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince davalı tarafa iadesine dair;Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren ikişer haftalık süreler içinde temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05.10.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.