Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/751 E. 2021/684 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/751
KARAR NO: 2021/684
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/08/2020
NUMARASI: 2020/169D.İş, 2020/168K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, karada yazılı nedenlerle verilen ihtiati haciz kararına karşı, borçlu vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek kararın borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin sunulan belgeler nedeni ile borçlu taraftan alacaklı olduğunu, alacağın vadesinde ödenmediğini, bütün talep ve ihtarlarına rağmen borçların ödenmediğini, borçluların kaçma ihtimali olduğunu, borçlular hakkında yapılacak icra takibi için ihtiyati haciz talep ettiğini beyanla, itiraz eden borçlunun da aralarında bulunduğu borçluların yeterli miktardaki mal varlığının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 18.04.2020 tarihli kararında; İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haczin koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle, itiraz eden borçlunun da aralarında bulunduğu tüm borçlular hakkında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar vermiştir. Bu karara karşı, borçlu … vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekili itiraz dilekçesinde özetle; anılı kararın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından infaz edildiğini, gerek İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinin gerekse Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının taraflarına tebliğ edilmemiş olup, her iki dosyadan da dilekçe tarihi ile haricen haberdar olduklarını, bu nedenle öncelikle ihtiyati haciz talep dilekçesinin ve ihtiyati haciz kararının taraflarına tebliğini talep ettiklerini, işbu dilekçe ile haricen haberdar olduğukları haksız ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, müvekkilin malvarlığı üzerindeki ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiş, ayrıca ihtiyati haciz talep dilekçesi ve ekleri ile ihtiyati haciz kararı taraflarına tebliğ edildikten sonra itiraz sebeplerini kapsamlı olarak içeren ihtiyati hacze itiraz dilekçelerinin sunulacağını beyanla, müvekkilinin malvarlığı üzerine konan haksız ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. İhtiyati hacze itiraz eden vekili 15/12/2020 tarihli mürafaa duruşmasında: ” İhtiyati haciz talep eden alacaklı banka tarafından ipotek borçlusu aleyhine de icra takibi yapılmıştır, geçen celse takibe ilişkin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılan dosya numarasını bildirmiştik, dosyanın celbi ile takibe konu alacağın tahsil edilip edilmediğinin incelenmesini ayrıca ipotek borçlusu aleyhine öncelikle takibin yapıldıktan sonra tahsil edilmeyen kısım yönünden müvekkille takip yapılıp yapılmayacağı hususunun değerlendirilerek ihtiyati hacze itirazın kabulüne karar verilmesini talep ederiz,” şeklinde beyanda bulunmuştur. Alacaklı vekili, ihtiyati hacze itiraza karşı cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka tarafından asıl kredi borçlusu … İnş. San. Ve Tic. A.Ş. firmasına kredi kullandırılmış olup ihtiyati haciz kararına itiraz eden … ise 18.09.2012 tarihli imzaladığı genel kredi sözleşmesine istinaden müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla borçlu bulunduğunu, kredi borcunun muaccel olup halen ödenmediğini, ihtarname keşidesine ve tebliğine rağmen kredi borcunun ödenmediğini, borçlunun ihtiyati haciz kararı ve ödeme emrinden haricen haberdar olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararına karşı itiraz gerekçelerine dahi değinmediğini, ihtiyati haczin konu edildiği İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrinin 17.10.2020 tarihinde bizzat borçlu muhatabın kendisine tebliğ edildiğini, borçlunun iddia ve itirazının İİK’nın 265/1. maddesinde sayılan sebeplerden olmadığından ihtiyati haciz kararına itiraz edemeyeceğini, belirterek itiraz ın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 15.12.2020 tarihli ek kararında; İİK’nın 265. Maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebeplerinin sınırlandırıldığı, ihtiyati haciz kararına itiraz eden vekili tarafından İİK’nın 265. maddesinde sınırlı olarak sayılan itiraz sebeplerinden hiçbirisine dayanmaksızın itiraz edilmiş olduğu gerekçesiyle, koşulları oluşmayan ihtiyati haciz karına itirazın reddine karar vermiştir.Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde önceki beyanlarını tekrarlamış ve ihtiyati haciz talep eden tarafından müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmış olduğunu, İİK’nın 257. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmiş alacaklar hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, ilk derece mahkemesince şartları oluşmadan verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerekirken, itirazın İİK’nın 265.maddesi uyarınca reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, somut olayda ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için şartların oluşmadığını, şartları oluşmadan verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince, itirazın reddine dair verilen ek karara karşı, borçlu vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut olayda; … Bankası ile … A.Ş. arasında 600.000,00 USD limit dahilinde kredi sözleşmesi imzalandığı, söz konusu kredi sözleşmesine …, …, …, …, … A.Ş. ve … A.Ş. tarafından 600.000 USD limit tutarına kadar 18.09.2012 tarihinde müteselsil kefil oldukları anlaşılmaktadır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında, alacaklının … Bankası A.Ş., borçluların …, …, …, …, …, … ve … oldukları, alacağın Beyoğlu … Noterliğinin 20.02.2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinden kaynaklanan 376.533,41 TL asıl alacak ve işlemiş faizler de dahil olmak üzere toplamda 441.760,56 TL için takip talebinde bulunulduğu görülmektedir. Beyoğlu … Noterliğinin 24.02.2020 tarihli ihtarnamesinin …’a tebliğ edilmiş olduğuna ilişkin tebligat parçasının dosya içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Yine söz konusu Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye numaralı 20.02.2020 tarihli ihtarnamesi incelendiğinde, 20.02.2020 tarihi itibariyle 373.894,35 TL karşılığı borcun ihtarnamenin tebliğini izleyen bir gün içinde ödenmesi gerektiği bildirilmiştir. İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/169 D.İŞ, 2020/168 K. sayılı ilamı ile istinafa konu ihtiyati haciz kararının verildiği, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılmış olduğundan alacağın ipotek ile teminat alınmış olması sebebiyle ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine ilişkin itirazı mevcut olduğu görülmektedir. İhtiyati haciz talep eden vekili de İstanbul Anadolu 9. ATM’nin 2020/169 D.İş sayılı dosyasındaki duruşma sırasındaki beyanında, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla hem ipotek borçlusuna hem de kredi sözleşmesine kefil olan borçlular aleyhine ayrı ayrı takip talebinde bulunduklarına ilişkin beyanda bulunmuştur. İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına 13.08.2020 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, alacaklının … Bankası, borçluların …, … Malzemeleri İnş.San.ve Tic.A.Ş oldukları, 376.533,41TL asıl alacak olmak üzere toplamda 440.595,14 TL toplam alacak için icra takibi başlatıldığı, borç sebebi olarak Beyoğlu …Noterliği 20/02/2020 … yev. ihtarnamesinin ve kredi sözleşmesinin gösterildi, İstanbul İli Üsküdar İlçesi … Mah. … ada … pafta … parsel … cilt no’lu … sayfa …/… arsa paylı …kat … blok 12 bağımsız bölüm 1.derece 4.000,000 TL bedelli ipotek İstanbul İli Üsküdar İlçesi … Mah. … ada … pafta … parsel … cilt no’lu … sayfa …/… arsa paylı …kat … blok 12 bağımsız bölüm 2.derece 3.000,000 USD bedelli ipotek maliki … ipotek borçlusu … olduğu, söz konusu taşınmazların … tarafından bizzat şerhler, beyanlar ve rehin hakkının beyanları bilinerek ve hukuki sonuçları kabul edilerek satın alındığı belirtilmiştir. Söz konusu resmi senedin incelenmesinde, …’dan önceki malikin … A.Ş. olduğu ve … İnşaat mülkiyetinde iken söz konusu bağımsız bölümler üzerine … A.Ş.lehine 3.100.000,00 TL bedelle ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır. İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Aynı Kanun’un 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. TBK’nın 586. maddesi uyarınca da kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz (Yargıtay 11. HD 2016/13086 E 2016/9051 K 22.11.2016 T. Yine Yargıtay 19 HD 2012/4803 E 2012/10127 K 14.06.2012 T. Ve 2010/6302 E 2010/10114 K 22.09.2010 tarihli emsal kararı). Somut olayda; alacaklı banka ile asıl borçlu arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereğince kredi kullandırıldığı, aleyhine ihtiyati haciz istenenlerin asıl borçlu ve kefiller olduğu tarafların kabulündedir. TBK’nın 586. maddesine göre asıl borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehni paraya çevrilmeden kefil aleyhine takip yapılması mümkün değilse de borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması halinde kefil aleyhine de takip yapılabilir. Somut olayda TBK’nın 586/1. maddesi uyarınca, müteselsil kefil olan borçluya alacaklının müracaat edebilmesi için gerekli olan “ihtarın sonuçsuz kalması” koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Hesabın kat edilmesiyle birlikte banka alacağı muaccel hale gelmiş, ihtarın hükümsüz kalmasıyla da müteselsil kefille müracaat koşulu da gerçekleşmiştir. Dosyaya sunulan ipotek akit tablosunun incelenmesinde, öncesinde ipotek verenin asıl borçlu şirket olduğu, ipoteğin asıl borçlunun borcunu teminen verildiği taşınmazın sonrasında itiraz eden müteselsil kefile üzerindeki takyidatla birlikte devrinin gerçekleştiği, itiraz eden borçlu kefilin, kefalet borcunu temin eden bir ipotek bulunmadığı, anlaşılmaktadır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince itiraz eden borçlu kefilin itirazının reddine karar verilmesi isabetli olup itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden borçlu … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca reddine, 2-İtiraz eden borçlu … vekili tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden borçlu … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.03.06.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/5. maddeleri uyarınca karar kesindir.