Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/742 E. 2021/541 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/742
KARAR NO: 2021/541
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04.03.2021 tarihli ara karar.
NUMARASI: 2020/592 Esas
DAVA: Ticari Şirket – Fesih İstemli
Taraflar arasındaki asıl dava şirketin fesih ve tasfiyesi, davalının münferit yetkisinin tedbiren kaldırılması- karşı dava şirketin fesih tasfiyesi, davalının TTK 630/2-3 maddesi uyarınca tedbiren müdürlük yetkisinin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sırasında duruşma ara kararıyla verilen kayyım atanması ve ücretinin yatırılmasına ilişkin ara kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİ 23.02.2021 tarihli Ara Kararında özetle “…Somut olayda, tarafların davalı …Ltd. Şti’nin iki ortağı ve münferit yetkili müdürleri oldukları, her iki tarafın da asıl ve karşı dava ile birlikte, dilekçelerinde ileri sürülen nedenlerle ortağı ve yöneticisi oldukları dava dışı şirketin fesih ve tasfiyesini istedikleri; Limited şirketlerde ortaklar ve yöneticiler arasındaki güven ilişkinini varlığı ve sürekliliği hem ortakların, hem de ortaklık için gerekli ve zorunlu olduğu; dosyaya sunulan belgeler ile tarafların birbirlerine yönelik iddiaları birlikte değerlendirildiğine, yönetici taraflar arasında husumet bulunduğu, güven ilişkisinin zedelendiği; bu durumda her iki ortak yöneticinin yöneticilik sıfatının devamı halinde şirket ve ortaklar açısından ileride giderilmesi zor zararların doğma olasılığının bulunduğu anlaşılmakla; davanın tarafları olan her iki ortak ve yöneticinin davalı şirketteki müdürlük görevlerinin tedbiren kaldırılarak davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle her iki tarafın tedbir isteminin kabulü ile, davacı-karşı davalı … ve davalı-karşı davacı …’ın davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 219282-5 sicil nosunda kayıtlı davalı …’ndeki yönetim haklarının ve temsil yetkilerinin tedbiren kaldırılmasına, adı geçen şirketin organsız kalmaması için şirkete tedbiren yönetim kayyımı olarak SMMM Ali …’ın (T.C.No: …) atanmasına, kayyımın, münferit imza ile şirket müdürlerinin tüm yetkilerini kullanmak üzere yetkilendirilmesine, kayyım görevinin mahkememizce bu konuda yeni bir karar verilinceye kadar devamına, kayyım için aylık 6.000 TL ücret takdirine, görevin başlangıcında kayyıma ödenmek üzere 3 aylık ücretin her iki tarafça 1/2 oranında 2 haftalık kesin süre içerisinde peşin olarak dosyaya yatırılmasına, 3 aylık ücretin(18.000,00 TL) peşin olarak yatırılmasını müteakip kayyıma görevinin tebliğine ve kayyımın görevinin tebliğiyle başlamasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 04.03.2021 tarihli Duruşma 2 nolu kararıyla;”… Taraflara 23/02/2021 tarihli ara karar ile atanan ve ara kararda belirtilen kayyum ücretini yatırmak üzere bugünden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde dosyadaki bilgi ve belgelere göre karar verileceğinin huzurdaki taraf vekillerini ihtarına…” karar verilmiştir. Bu ara karara karşı davacı-karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı karşı davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde dilekçesinde özetle: Kendilerince kayyım atanmasına ilişkin herhangi bir talep söz konusu olmamasına ve gelinen aşamada kayyım atanması için koşullar oluşmamasına rağmen kayyım atanmasına karar verilmesinin ve kayyımın 3 aylık 18.000 TL peşin ücretinin kendilerinden istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira, davalının ortaklık sıfatına ve sorumluluklarına aykırı davrandığı, şirketi ve müvekkilini gerek manevi gerekse maddi olarak zarara uğratığı gerekçesi ile davalı tarafın yetkisi hakkında tedbir kararı verilerek şirketin fesih ve tasfiye edilmesine karar verilmesinin talep edildiğini, kayyım atanması yönünde herhangi bir talepleri bulunmadığını, Kayyım atanması için gerekli koşullar oluşmadığı gibi mahkeme tarafından takdir edilen kayyım ücreti hayatın olağan akışına ve emsallere aykırı olacak şekilde fazla miktarda olduğunu, zira davalı tarafça şirket hesabına tahsilat geldikçe herhangi bir resmiyeti olmayan para aktarımları gerçekleştirilmiş olup şirket hesabına gelen tahsilatlar davalı tarafın şahsi harcamaları için kullanıldığını, bu sebeple, şirketin resmi borçları ödenemediğini, şirketin hesabında para bulunmadığı için 18.000 TL kayyım ücretinin ödenebilmesi de mümkün olmayacağını belirterek, Yukarıda açıklanan gerekçelerle Mahkemenin 04/03/2021 tarihli ara kararının kaldırılmasını, tedbiren yönetim kayyımı atanmasına ilişkin ara kararın kaldırılması mümkün değilse de kayyım ücretinin tamamının karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, esas dava içinde tedbiren davalı şirkete yönetim kayyımı atanması ve kayyım ücretinin yatırılmasına ilişkin kararın istinafına ilişkindir. Karara karşı davacı- karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Asıl davada davalı şirketin fesih ve tasfiyesi, davalının münferit yetkisinin tedbiren kaldırılması- karşı davada ise yine şirketin haklı nedenle fesih tasfiyesi, davalının TTK’nın 630/2-3. maddesi uyarınca tedbiren müdürlük yetkisinin kaldırılması istenmiştir. Dosya kapsamında yapılan incelemede mahkemece 23.02.2021 tarihli ara karar ile her iki tarafın açtığı davadaki taleplerine göre davacı ve davalı gerçek kişilerin davalı şirketteki yönetim ve temsil haklarının kısıtlanması ile şirkete yönetim kayyımı atanmasına karar verilmiş, iş bu ara karar davacı- karşı davalı vekiline 01.03.2021 tarihinde UTS yoluyla tebliğ edilmiştir. Sonrasında mahkemece 04.03.2021 tarihli oturum 2 nolu duruşma ara kararı ile “Taraflara 23.02.2021 tarihli ara karar ile atanan ve ara karada belirtilen kayyım ücretini yatırmak üzere bugünden itibaren 2 hafta kesin süre verilmesine, aksi halde dosyadaki bilgi ve belgelere karar verileceğinin huzurdaki taraf vekillerine ihtarına” karar verilmiştir. Davacı- karşı davalı vekilince ise 04.03.2021 tarihli duruşma ara kararına karşı istinaf başvurusunda bulunulduğu belirtilerek istinaf başvurusu yapılmıştır. HMK’nın 341. maddesinde, hangi kararlara karşı istinaf başvurusunda bulunulabileceği belirtilmiş olup, mahkemenin 04.03.2021 tarihli duruşma ara kararı istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan değildir. Mahkemenin tedbir talebinin kabulü yönünde verdiği 23.02.2021 tarihli tedbir kararına karşı davacı- karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğunun düşünülmesi halinde ise, ara kararın tebliğ edildiği anlaşılan 01.03.2021 tarihi ile istinaf başvurusunda bulunulan 17.03.2021 tarihi arasında HMK’nın 345. maddesi uyarınca iki haftalık istinaf başvurusu süresi dolmuş olduğundan ve ayrıca bu karara karşı zaten sadece itiraz yasa yolu bulunduğundan, caiz ve süresinde olmayan davacı – karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-HMK’nın 352. maddesi uyarınca, caiz olmadığı tespit edilen istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE, 2-Başvuran vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının talep halinde iadesine, 3-Başvuran tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 22.04.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f maddesi uyarınca karar kesindir.