Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/73 E. 2021/870 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/73
KARAR NO: 2021/870
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 03/07/2020
NUMARASI: 2018/719 Esas – 2020/225 Karar
DAVA: İ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili Banka ile dava dışı şirket … A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanarak kredi kullandırıldığını, davalı borçlular … ve …’ın sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, kredi borcunun zamanında ödenmemesi üzerine GKS.nin ilgili maddeleri uyarınca borçluların kredi hesapları Kadıköy …Noterliği 26.02.2018 tarih … yev.no’lu ihtarnamesi ile kat edilerek borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından takip yapıldığını, davalı borçluların yetkiye, borca ve takibe itiraz ederek takibi durdurduklarını, GKS.nin 13.4 maddesi gereği İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduklarını, müvekkili banka tarafından davalı borçlulara teminat mektubu tazmini suretiyle kullandırılan krediden kaynaklanan 22.02.2018 tarihi itibariyle 251.940,69 TL nakit alacağın ödenmesinin ihtar edildiğini, bu nedenlerle borca, yetkiye ve fer’ilerine yapılan itirazların reddine, takibe yapılan itirazın iptaline, borçlunun aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili savunmasında özetle; takip talebinde ve dava dilekçesinde görüldüğü üzere müvekkillerin adreslerinin İstanbul’un Anadolu yakasında olduğu, genel yetki kuralları uyarınca İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri ve Mahkemelerinin yetkili olacağını, HMK.17.maddesine göre müvekkilleri tacir değil anonim şirketin eski ortakları olduklarından yetki sözleşmesinin bağlayıcı olmadığını, bu nedenle takibin yetkili icra müdürlüğünde yapılmaması nedeniyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmesini, esas yönünden ise TBK. 583.maddesi gereği kefalet sözleşmesinin gerekli şekil şartlarını taşımaması nedeniyle geçersiz olduğunu, teminat mektubundan kaynaklanan kredinin müvekkillerinin rızası hilafına iki yılda bir yenilendiğini, yeni kredilerde müvekkilleri tarafından verilmiş geçerli bir kefalet bulunmadığını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren BK.nun 599.maddesinin kefillere borçtan dönme hakkı tanıdığını, müvekkilleri tarafından Kadıköy …Noterlİği 29.03.2016 tarih … yevmiye no’lu ihtarname ile kefaletten dönme keyfiyetinin davacıya iletildiğini, 31.03.2016 tarihinde davacı bankaya tebliğ edildiğini, kefaletin şekil şartlarındaki geçersizlik dışında, gayrinakdi kredinin yenilendiği tarihlerde TBK.nun 584.md. uyarınca gerekli olan eş muvafakati de alınmadığını, alacaklı bankaca keşide edilen ihtarnameye karşılık müvekkilleri tarafından 05.03.2018 tarih … yevmiye no’lu ihtarname ile itiraz edildiğini, bu nedenle kat ihtarının kesinleşmediğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda “…İncelenen takip dosyası içeriğine göre, davalıların takibe itiraz dilekçesinde icra dairesi yetkisine de “anadolu adliyesi icra dairelerinin yetkili olduğu” belirtilerek itiraz edildiği anlaşılmakla, öncelikle iirazın iptali davası yönünden özel dava şartı olan bu hususta ön inceleme celsesinde “GKS’de yer alan yetki sözleşmesi TTK md.7 uyarınca davalı kefiller yönünden de bağlayıcı olduğundan” itirazın reddine karar verilmiş ise de, yerleşik Yargıtay ve BAM içtihatları çerçevesinde yeniden incelenen GKS’nin 53 no.lu yetki sözleşmesi maddesinde yetkili mahkemenin İstanbul şeklinde elle yazılmış olduğu ve yazının yanında tarafların herhangi bir imzası-parafı vb bulunmadığı, bu haliyle tarafların iradesine uygun olarak ve tarafları da bağlayacak şekilde, sözleşme akdedilirken yetkili mahkemenin belirlendiğinin kabul edilemeyeceği (emsal Yargıtay 11.H.D 2013/12104 E. 2013/16635K. sayılı ilamı), bu durumda İİK md 50 atfıyla HMK yetki kurallarının uygulanması gerektiği, İİK md 50 ve HMK md 6 ve md 10’a göre takibin borçluların yerleşim yerinde veya akdin yapıldığı yerde veya akdin ifa edileceği yerde başlatılabileceği, davalı borçluların yerleşim yerlerinin İstanbul Anadolu Adliyesi icra dairelerinin yetki alanında bulunduğu, dava konusu GKS’nin ise davacı bankanın Ümraniye şubesi tarafından Ümraniye’de akdedildiği, yani (İİK md 50) akdin yapıldığı yerin de (HMK md 10-TBK md 89) akdin ifa yerinin de Anadolu Adliyesi icra dairelerinin yetki alanında olduğu anlaşılmakla …” İstanbul icra daireleri yetkisiz ve davalıların icra dairesi yetkisine itirazı doğru olduğundan özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; TTK’nun 4. maddesinin 1. fıkrasının f bendi gereğince müvekkili banka ile dava dışı … Anonim Şirketi arasında imzalanan 15/04/2009 tarihli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’nden doğan işbu itirazın iptali davasının ticari dava olduğu hususunda tereddüt bulunmadığını, davalıların bahse konu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olduklarından sözleşmenin 53. maddesinde yetkili kılınan İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri, kefiller yönünden de bağlayıcı olduğunu, İlk derece mahkemesinin sözleşmenin 53. maddesindeki İstanbul ibaresinin elle yazılmasına rağmen yazının yanında tarafların imza ya da parafının olmadığından bahisle yetki şartını geçerli kabul etmediğini, emsal olarak da tüm araştırmalarına rağmen bulamadıkları ve aynı yönde bir benzeri olmayan Yargıtay 11. HD. 2013/12104 E. 2013/16635 K. sayılı ilamı gösterildiğini, öncelikle belirtmek gerekir ki sözleşme yorumlanırken imzalandığı tarihteki hukuki, ekonomik ve ticari şartlar göz önünde bulundurulması gerektiğini, 2009 yılında imzalanan sözleşmenin, mahkeme tarafından 2011-2012 yıllarında değiştirilen kanunlar ve 2013 yılındaki emsal bir kararla yorumlandığını, 2009 yılında sözleşmeye elle yazılan yetkili mahkemenin taraflarca imzaları ile tasdik edileceği yönünde yasal bir düzenleme ya da ticari örf ve âdet bulunmadığını, bu itibarla mahkemenin gerekçesinin ve kararının hatalı olduğunu, Davaya ilişkin olarak mahkemenin hükme gerekçe olarak gösterdiği hususların hatalı ve eksik olduğunu, iş bu hatalı ve eksik hususların giderilmesi ile yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda hüküm kurulması gereğinin açık olduğun belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı asıl kredi borçlusu şirkete kullandırılan kredi alacağının tahsili için davalı kefiller aleyhine başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, icra dairesinin yetkisiz olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, yasal süresi içerisinde, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya dayanak davacı … dava dışı asıl kredi borçlusu … A.Ş. arasında imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’nin davalılarca müteselsil kefil olarak imzalandığı, sözleşmenin yetki şartının düzenlendiği 53 maddesinde yetkili mahkeme olarak İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Sözleşme serbestisi ilkesi gereğince kararlaştırılan yetkili yer mahkemesi HMK’nın 17. maddesi uyuarınca tacir olan taraflar için bağlayıcı ve geçerlidir. Müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış bulunan kefiller açısından da tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, yetki şartı geçerlidir. Sözleşmedeki yetki şartını düzenleyen maddenin sonradan alacaklı banka tarafından tek taraflı doldurulduğuna ilişkin bir kanıt da bulunmamaktadır. İlk derce mahkemesince somut uyuşmazlığı emsal nitelikte olmadığı anlaşılan Yargıtay 11. HD’nin 2013/12104 E- 2013/16635 K sayılı, 25.09.2013 tarihli kararı emsal gösterilerek yanılgılı gerekçe ile hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine, 4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, İlk Derece Mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 24.06.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.