Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/649 E. 2021/573 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/649
KARAR NO : 2021/573
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02.02.2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2015/1152 E.
DAVANIN KONUSU:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davası içindeki tedbir talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati tedbir kararının değiştirilmesine dair ara ara karara karşı, davacı ve davalı … vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın uluslararası finans sektöründe faaliyet gösterdiğini, 24.11.2015 tarihinde banka müşterilerinden…Limited’e ait hesapta dolandırıcılık yapıldığına ilişkin müşteriye bildirimde bulunulduğunu, müşterinin bilgisi dışında davalılardan … San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin … Bankası A.Ş.’de bulunan hesabına 657.834,00 Euro’nun internet yoluyla girilerek havale edildiğini, bu miktarın müşterinin bilgi ve onayı dışında müşteri hesaplarına internet yoluyla girilerek transfer edildiğini ve ödemenin yapılmaması konusunda muhatap bankanın hemen bilgilendirildiğini, banka cevabına göre bu miktarın 1.000.000, TL’nin davalı …’a ait … Bankası A.Ş.’de bulunan hesaba, 948.000,00 TL’nin ise davalının … A.Ş.’de bulunan hesabına aktarıldığının belirlendiğini, iradesi dışında hesabına girilerek hesabında bulunan parası … Bankası A.Ş. hesabına gönderilen banka müşterisinin İngiltere’de dolandırıcılar hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, bilişim sistemleri kullanılarak hesap üzerinde işlem yapan kişiler hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/112640 Soruşturma dosyasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, müşterinin müvekkili bankanın nezdinde bulunan hesabındaki paranın bilgisi ve talimatı dışında Türkiye’de bulunan davalı şirket hesabına, oradan da diğer davalının hesabına aktarılması nedeniyle telafisi imkansız zararların önlenmesi amacıyla Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/621 D.İş sayılı dosyasıyla davalı … hesaplarına tedbir konularak paranın çekilmesinin engellendiğini ve tedbir sonrası süresinde dava açıldığını, müşterinin hesabından aktarılan paralarla ilgili tüm haklarını müvekkiline temlik edildiğini, müvekkilinin müşterisi ile davalılar arasında hiçbir ticari işlem bulunmamasına rağmen dolandırıcılık yoluyla paranın davalılara aktarıldığını ileri sürerek, tedbir kararının yargılamanın sonuna kadar devamına ve 657.834,00 Euro’nun fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davadan önce davacı vekilince Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan dilekçeyle, usulsüz şekilde müşterinin banka hesabından dolandırıcılık yoluyla gönderilen paraların bulunduğu … Bankası , … Bankası ve …. Bankası’na ait hesaplara tedbir konulmasını talep etmiş, mahkemece % 15 oranında teminat karşılığı tedbirin kabulüne karar verilmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen olayların müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, tedbir konulan hesaplarda bulunan paraların diğer davalı şirket tarafından noter aracılığıyla görevlendirilen .. isimli şahıs tarafından müvekkilinden döviz alınmak suretiyle havale edildiğini, bu tutar karşılığında …’a 675.216 USD döviz satıldığını, müvekkilinin dava dilekçesinde belirtilen işlemlerin tarafı olmadığını, döviz ticareti ile uğraşan müvekkilinin olağan şekilde ticaret yaptığını, usulüne uygun ticaret sonucu elde edilen paranın uzun süredir tedbir nedeniyle kullanılamadığını savunarak davanın reddine, tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Ceza yargılamasında verilen kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 8. Ceza Dairesince bozulması üzerine davalı … vekili, mahkemeye ibraz ettiği 07.12.2020 tarihli dilekçeyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep ettiği, bu dilekçede, mahkemece konulan tedbirin geçici önlem olmaktan çıkarak kesin hukuki korumaya döndüğü, delillerdeki değişme nedeniyle tedbirin kaldırılması gerektiği, bankanın katılan sıfatının bulunmadığının ceza yargılamasında belirlendiği gerekçeleriyle ihtiyati tedbirin kaldırılmasını istemiştir.İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili tedbirin kaldırılması istemine karşı sunduğu beyanında özetle; davalı tarafından daha önce tedbir kararının kaldırılmasının talep edildiğini, ancak mahkemece yerinde görülmeyen talebin reddine karar verildiğini, tedbir verilmesine ilişkin koşullarda her hangi bir değişiklik bulunmadığını, tedbirin kaldırılması halinde müvekkilinin zararının artacağını belirterek, tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, tedbirin kaldırılması talebini değerlendirdiği tarihli ara kararıyla; “…Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına binaen; Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/621 Değişik İş ve 2015/622 Karar sayılı kararı ile %15 teminat karşılığı davalı … aleyhine,… Bankası A.Ş. … IBAN nolu hesabın aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen şirkete ait olması şartıyla hesapta bulunan 657.834,00 EURO’nun veya karşılığı TL’nin ve yine … BANKASI AŞ … IBAN nolu hesabın aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen … ait olması şartıyla hesapta bulunan 1.000.000,00 TL ‘nin veya karşılığı EURO ‘nun, … BANKASI AŞ … IBAN nolu aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen … ait olması şartıyla hesapta bulunan 948.000,00 TL ‘nin veya karşılığı EURO ‘nun hesap sahibi tarafından çekilmesinin aleyhine ihtiyati tedbir talep olunanların bu yüzden uğrayabilecekleri bütün zararları da karşılamak üzere takdiren % 15 oranında nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu karşılığında HMK ‘nun 389. Maddesi uyarınca tedbiren yasaklanmasına kararı verildiği, ihtiyati tedbir kararının 2015 yılından beri devam ediyor olması, davalı yönünden ileride imkansız, geri dönülemez ve telafisi zor zararlara neden olabileceği, ceza mahkemesinde verilen kararın İstinaf edilmesi üzerine, İstinaf kararında belirtilen hususların niteliği dikkate alındığında, HMK 396/1 maddesi, ‘Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir.’ hükmü gereği, heyetimizce tekrardan yapılan değerlendirmede, davalı …’ın banka hesaplarına konulan tedbirin kaldırılması talebinin kısmen kabulü ile, davalı tarafça, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/621 Değişik İş ve 2015/622 Karar sayılı dosyasında davalı … hesabına konulan toplam bloke bedeli olan 1.948.000,00 TL bedelli teminat mektubu sunulduğunda davalı …’ın hesabına konulan blokenin kaldırılmasına, davalıya teminat mektubu sunması için tebliğinden itibaren bir haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içinde teminat mektubu sunulmadığı takdirde işbu kararın kendiliğinden kalmış sayılmasına ve (Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile değiştirilen maddelerine ilişkin 28.07.2020 gün 31199 sayılı 7251 kanun), Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/621 Değişik İş ve 2015/622 Karar sayılı dosyasında verilen tedbir kararın aynen devam edeceğinin ihtarına, (ihtarat yapılamadı) teminat mektubunun kesin süre içerisinde dosyaya sunulmadığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur” gerekçesiyle, davalının isteminin kısmen kabulü ile Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/621 Değişik İş sayılı dosyasında davalı … hesabına konulan toplam bloke bedeli olan 1.948.000,00 TL bedelli teminat mektubu sunulduğunda davalının hesabına konulan blokenin kaldırılmasına, teminat mektubu sunulması için HMK’nın 393. maddesi uyarınca bir haftalık kesin süre verilmesine, belirtilen süre içinde teminat mektubu sunulmadığı takdirde Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen tedbir kararın aynen devam edeceğinin ihtaratına, karar verilmiştir.Bu ara karara karşı, davacı vekili ve davalı vekili itinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Önceki beyanlarını aynen tekrarla, müvekkili bankanın müşterisinin banka hesabındaki paranın bilgi ve talimatı dışında müşterisinin hesabındaki paranın bilgisi ve talimatı dışında davalıların Türkiye’de bulunan banka hesabına haklı bir sebep olmaksızın aktarılması nedeniyle, davalıların mal varlıklarında hukuksuz ve sebepsiz bir biçimde çoğalma oluştuğunu, müşteri ile davalılar arasında hiç bir hukuki ilişkinin bulunmadığı halde tamamen dolandırıcılık yoluyla para aktarıldığını, müşterinin temliki nedeniyle müvekkilince davanın açılarak devam ettirildiğini, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da davalıların hesaplarındaki hareketlerin gerçek bir ticari ilişki kapsamında olmadığının belirlendiğini, davalının banka hesaplarındaki ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin müvekkilinin zararının daha da artmasına sebebiyet vereceğinden mahkemece önceki ara kararları gibi tedbirin reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemece talebin kısmen kabulü ile ihtiyati tedbir konulan paraların teminat mektubu karşılığında serbest bırakılmasına karar verilmesiyle, davalının, bu parayı haksız ve hukuka aykırı olarak kullanarak bu para üzerinden para kazanmaya devam edeceğini ve bu şekilde haksız kazanç elde edeceğini, HMK’nın 394/2. maddesine göre ihtiyati tedbir kararına karşı itirazın, ihtiyati tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içerisinde kararı veren mahkemesine yapılması gerektiğinden yasal süresi içinde yapılmış bir itiraz bulunmadığını, HMK’nın 396. maddesine göre ihtiyati tedbirin konulmasına sebep olan durum ve koşulların değişmediğini, buna rağmen paranın teminat mektubu karşılığı davalıya verilmesinin haksız olduğunu, davalı vekilinin daha önceki tedbirin kaldırılması taleplerinin ilk derece mahkemesince iki kez reddedildiğini, mahkemece paranın 30.11.2016 tarihinden itibaren nemalandırıldığı dikkate alınmadan karar verildiğini ve nemalandırılan kısım hakkında bir karar verilmediğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı ara kararı ve ara kararın uygulanmasına ilişkin tüm işlemlerinin kaldırılmasına ve davacının tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde;İlk derece mahkemesince verilen kararın müvekkilinin mağduriyetini giderme konusunda yetersiz olduğunu, ceza mahkemesince müvekkiline verilen hapis cezasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi tarafından bozulduğunu, bozma kararında da döviz işi ile uğraşan ve davaya konu olayla ilgisi olmayan müvekkili açısından hesap hareketlerinin incelenmesi, döviz bürosu sahibinin dinlenerek karar verilmesinin istendiğini, buna rağmen tedbirin teminat mektubu karşılığında kaldırılmasına ilişkin ara kararın yerinde olmadığını, tedbir ve hesaplardaki blokenin teminatsız şekilde kaldırılması gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararında suçtan doğrudan zarar görmeyen bankanın katılan sıfatının bulunmadığının belirlendiğini, davacının davaya devam etmesinde hukuki yararının bulunmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının kaldırılarak, tedbirin ve blokelerin teminatsız şekilde kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı tarafından davalılar hakkında 26.11.2015 tarihinde nitelikli dolandırıcılık suçundan şikayette bulunulmuştur. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 01.03.2017 tarihli ihtarnamesiyle … hakkında bilişim sistemi kullanmak suretiyle hırsızlık suçundan kamu davası açılmıştır. Bakırköy 21.Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda sanıkların TTK’nın 244.maddesi gereğince cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında beraatlarına karar verildiği, … hakkında hırsızlık suçundan TCK’nın 141.maddesi gereğince cezalandırılmalarına karar verildiği, davalı…’ın ise bu suça iştirakten sorumlu tutulduğu anlaşılmıştır. Kararın istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 8.Ceza Dairesinin 02.10.2020 tarih 2020/2005 Karar sayılı ilamı ile dava konusu eylem nedeniyle yurt dışında soruşturma yapılıp yapılmadığının belirlenmesi ve eksik olan delillerin toplanmasından sonra internet bankacılığı konusunda uzman bilirkişiden alınacak rapor sonucunda sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verilmesi nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararı bozulmuştur. Bozma kararında, suçtan zarar görenin banka müşterisi olduğu ve bankanın doğrudan zarar görmemesi nedeniyle kamu davasına katılması doğru görülmemiştir.Davalı … tarafından sunulan 24.11.2015 tarihli tutanakta, davalı şirket tarafından …’a verilen vekaletname ile döviz alındığı buna ilişkin satım belgesi ve tutanak düzenlendiği anlaşılmıştır. HMK’nın 341. maddesinde hangi kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği açıkça belirtilmiştir. Bu maddeye göre, ihtiyati tedbir – ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir.İstinaf talebi, HMK’nın 394. maddesi anlamında, süresinde yapılan itiraz üzerine verilmiş bir karara ilişkin değildir. Somut olaydaki talep, daha önce verilmiş olan ihtiyati tedbir karanın, değişen koşullara göre kaldırılmasına yöneliktir. HMK’nın 396. maddesi uyarınca, durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. Maddenin ikinci fıkrasına göre, “İtiraza ilişkin 394 üncü maddenin üçüncü ve dördüncü fıkrası, kıyas yoluyla uygulanır”. HMK’nın 396/2 maddesindeki düzenlemeye göre, durum ve koşulların değişmesi sebebiyle tedbirin değiştirilmesi veya ihtiyati tedbirin kaldırılması talepleri hakkında verilen ara kararına karşı, 394. maddenin sadece 3 ve 4. fıkralarına atıf yapıldığı, istinaf kanun yolunu düzenleyen 5. fıkraya atıf yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, ilk derece mahkemesinin HMK’nın 396.maddesi kapsamındaki bir talep hakkında verdiği karara karşı istinaf kanun yolu açık değildir. Bu gerekçelerle, istinafa konu ara kararına karşı istinaf yolunun açık olmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonucunda, caiz olmayan istinaf başvurusunun usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İstinafa konu ara kararına karşı kanun yolu açık olmadığından, caiz olmadığı tespit edilen istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,2-Taraflarca yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde taraflara iadesine, 3-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 352. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 29.04.2021