Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/64 E. 2022/96 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/64
KARAR NO: 2022/96
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 20.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 27.10.2020
NUMARASI: 2019/290 Esas – 2020/527 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişki kurulduğunu, sunulan hizmet karşılığında iş bedeli olarak davalıya 31/12/2018 tarihli 102.920,00.-TL lik fatura düzenlendiğini, ancak davalı tarafından 17/04/2019 tarihinde 69.576,00.-TL lik bir ödeme yapıldığını, kalan bakiye tutarın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazları üzerine takibin durdurulduğunu, beyanla neticeten itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirketin davacıdan almış olduğu ürünlere karşılık 17/04/2019 tarihinde 69.576,00.-TL lik bir ödeme gerçekleştirdiğini, davacı yanın takibe konu ettiği tutarın ise siparişin yanlış gönderilmiş olması sebebiyle ödenmediğini, davacı firmadan iade taleplerinin olduğunu, ancak davacı tarafından iade isteklerine geri dönüş olmadığını, davacı yanın müvekkili şirketi mağdur ettiğini ve iade edilmek istenen ürünlerinde ücretini talep ettiğini beyanla neticeten davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 33.344,00 TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, her ne kadar takipten önce işlemiş faiz talep edilmişse de; somut olayda davacının davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürmediğinden temerrüt şartları oluşmadığından işlemiş faiz talebinin reddine, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle takibe haksız itiraz eden borçlu davalı aleyhine asıl alacağın %20’si(6.668,80-TL) oranında icra inkar tazminatı yüklenmesine dair oluşan vicdani kanıya göre…” davanın kısmen kabulü ile davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında borçlu davalı tarafından 33.344,00 TL asıl alacağa yönelik yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden devamına, temerrüt koşulları oluşmadığından faize yönelik fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmolunan asıl alacağın %20’si(6.668,80-TL) oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde, iddia etmiş olduğu hususların, yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olup, bu beyanlara itibar edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, Müvekkili … A.Ş., davacı şirketten satın almış ürünlere karşılık 17.04.2019 tarihinde 69.576,00 TL’lik bir ödeme gerçekleştirdiğini, davacı yanın bakiye borç olduğunu iddia ettiği 33.344,00 TL ise siparişin yanlış gönderilmiş olması sebebi ile ödenmediğini, davacı firmadan söz konusu yanlış siparişler için iade talepleri olmasına rağmen, taleplerinin sürüncemede bırakıldığını ve ekli maillerden de anlaşılacağı üzere iade isteğimize geri dönüş olmadığını, hal böyle iken, davacı firmanın, müvekkilini mağdur etmekle kalmadığını, iade etmek istediği ürünlerin de ücretini tahsil etmeye çalıştığını, bunun yanı sıra iade edilmek istenen ürünlerin nakliye masrafı dahi müvekkili firmaya yükletilmeye çalışıldığını,Davacı tarafın, iddia etmiş olduğu hususları ispat yükü altında olup, dava dilekçesinde delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin hiç biri, usul kuralları çerçevesinde, iddia edilen vakıayı ispata elverişli araçlar olmadığını, davacı ile müvekkili arasında, dava dilekçesinde iddia edilen hususların, hiç bir zaman gerçekleşmemiş olup, davacının taleplerinin, tamamen karşılıksız maddi menfaat temin etmek üzere dile getirildiğini, iddia edilen hususların hiç birinin, gerçeği yansıtmadığından, davanın kabulü halinde, davacı tarafın, sebepsiz yere zenginleşeceğini, hakkaniyete tamamen aykırı bir hüküm tesis edilmiş olacağını, Bu nedenlerle, iş bu davaya daha evvel sundukları beyanlar ve istinaf dilekçesinde ifade edilen hususları tekrar ederek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK 67 maddesi uyarınca iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı, davalı vekilince yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı tarafından davalıya satılan ürünler nedeniyle 102.920,00 TL lik düzenlenen fatura bedelinin 17.04.2019 tarihinde 69.576,00 TL sinin ödendiği, davacı tarafından fatura bakiyesi 33.344,00 TL si ve işlemiş faiz alaacağının tahsili için takip yapıldığı anlaşılmaktadır. Taraf ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapor içeriklerinden faturanın davalı yan defterlerinde kayıtlı olup, yine her iki taraf defterlerine göre davalının 69.576,00 TL lik ödemesinin de kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davalı fatura bakiyesinin davalı yanca yanlış gönderilen sipariş konusu malllara ilişkin olduğunu, bu nedenle davacının alacağı bulunmadığını ileri sürmüştür. Ancak davalı yanca, davacıdan satın alınıp teslim alındığı kendi ticari defterlerinde kayıtlı fatura ile kanıtlanmış olan ürünlerin, sipariş konusu olmayan ürünler içerdiği, sipariş dışı yanlış gönderildiği ileri sürülen ürünlerin iade faturası ve irsaliye ile davacıya iade edildiği kanıtlanmadığı gibi, bakiye alacağa konu malların yanlış gönderilen mallar olduğu da usule uygun şekilde kanıtlanmamıştır. Davalının bu konuda bilirkişi raporuna beyan dilekçesi eki olarak sunduğu mail içeriği de, davalının teslim aldığı ürünlerin bir kısmının sipariş dışı ürünler olup, davacı tarafından iade alınması zorunlu olan ürünler olduğu hususlarını kanıtlamaya yeterli değildir. Tüm bu açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesi isabetli görülmüş olup, aksi yöndeki davalı vekilinini istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harçlarının Hazineye irat kaydına, 1.653,89 TL bakiye istinaf karar harcının davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.02.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, karar kesindir.