Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/625 E. 2021/522 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/625
KARAR NO : 2021/522
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2020
NUMARASI : 2020/359 E. – 2020/362 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiati haciz kararına karşı, borçlu vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, borçlu vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki satım sözleşmesi ilişkisinde müvekkilince borçluya 48.959,67 TL bedelinde emtianın fatura ve sevk irsaliyesiyle teslim edildiğini, tarafların borç miktarı üzerinde mutabakata varıldığını, mutabakata rağmen borcun ödenmemesi üzerine müvekkilince keşide edilen Beyoğlu 39. Noterliğinin 27.12.2020 tarihli ihtarıyla borcun üç gün içinde ödenmesinin istenildiğini, ihtarın tebliğiyle temerrüde düşen borçlunun borcunu ödemediği gibi mal kaçırma çabasına girdiğini ileri sürerek, borçlunun, borcu karşılayacak miktarda borçlunun taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, masraf ve avukatlık ücretinin borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 18.12.2020 tarihli kararında; ”…İhtiyati haciz talebinin kabulü ile 48.959,67 TL üzerinden % 15 oranındaki 12.240,00 TL teminatla borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarından borcu karşılayacak miktarı üzerine ihtiyati haciz konulmasına,…” gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin kabulüne, karar verilmiştir.Bu karara karşı, borçlu vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin 31.12.2020 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; alacaklının temin ettiği ayıplı kumaşlar nedeniyle müvekkilinin ciddi zarara uğradığını, müşterisi tarafından reklamasyon faturası düzenlendiğini, ayıplı ifa nedeniyle muaccel bir alacak bulunmadığını, ayıptan kaynaklanan zararların tazmini amacıyla dava açmak üzere zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu, müvekkilinin haciz baskısı altında ödemenin yapıldığını belirterek, ihtiyati hacze ilişkin itirazlarının kabulü ile mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.İtiraz eden vekilinin 15.01.2021 tarihli dilekçesinde özetle; alacaklının arabuluculuk süreci devam ederken ve arabulucudan süre talep etmesine rağmen ihtiyati haciz kararı alarak, 30.12.2020 tarihinde haciz uyguladığını, müvekkilinin haciz tehdidi altında ve yılın son günü olması nedeniyle banka hacizlerini kaldırmak için haksız surette icra takibine konu edilen meblağı ödemek zorunda kaldığını, 11540 order numaralı siparişe konu kumaşların ayıplı olduğunun müvekkilince alınan SGS raporuyla sabit olduğunu, ihtara rağmen bedelde ayıp oranında indirim yapılmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede kumaşların standartlarıyla müşteriden gelecek olumsuz dönüşlerin satıcıya rücu edileceğinin açıkça belirtildiğini, davacının buna rağmen sözleşmeye aykırı hareket ederek ayıptan doğan zararı karışlamadığını belirterek, hukuka aykırı şekilde alınan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati haciz isteyen vekilinin itiraza karşı sunduğu beyan dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararına karşı itiraz nedenlerinin yasada sınırlı olarak sayıldığını ve ifanın ayıplı olduğu iddiasının itiraz nedenleri arasında olmadığını, 30.12.2020 tarihli haciz tutanağında da itiraz veya istihkak iddiasının bulunmadığını, ödemenin kayıtsız şartsız yapıldığını belirterek, itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince, itirazı değerlendirdiği 17.12.2020 tarihli ek kararında; ”…Talep, ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkindir. İİK’nun 265/1 maddesi uyarınca “borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” İİK 257 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati hacze itirazın süresi ve koşulları aynı yasanın 265. Maddesinde açıkça hükme bağlanmıştır. Bu itiraz sebepleri sınırlı olup, şekli niteliktedir. Somut olayda, itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup, itiraz edenin ileri sürmüş olduğu sebeplerin yasal düzenlemede belirtilmemesi ancak başka davaların konusunu teşkil edebilecek sebepler olması karşısında yerinde olmayan itirazın reddine karar verilmesi uygun görülmüştür.
.” gerekçesiyle ihtiyati hacze yönelik itirazın reddine, karar verilmiştir.
Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
İhtiyati haciz kararı üzerine müvekkili şirket merkezinde haciz uygulandığını, ancak davacı tarafından satılan kumaşların ayıplı olduğunu, ayıp nedeniyle düzenlenen reklamasyon faturasının ödendiğini, emtianın gümrük işlemleri devam ettiğinden zararın artma ihtimali bulunduğunu, müvekkilinin her türlü ihtarına rağmen satıcının ayıpları gidermediğini, ayıp bedellerinin tahsili amacıyla müvekkilince dava açılacağından zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu, arabuluculuk süreci devam ederken, haksız ihtiyati haciz kararı alınarak haciz uygulandığını, likit ve kesin bir alacak bulunmamasına rağmen müvekkilinin tüm hesaplarının bloke edildiğini, müvekkilinin yılın son günü olması nedeniyle ödemelerini yapabilmek amacıyla ihtirazi kayıtla ödemeyi kabul ederek hacizleri kaldırdığını, alacaklının raporlarla belirlenen ayıplı ifaya rağmen kötü niyetli olarak arabuluculuk süreci devam ederken aldığı ihtiyati haciz kararının müvekkilini ciddi şekilde mağdur ettiğini, tek yanlı tanzim edilen faturaya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin mal kaçırmasına ilişkin somut delil sunulmadığını, mahkemece fatura yanında başka delil sunulmaması nedeniyle talebin reddine karar verilmesi gerektiği halde ihtiyati hacze karar verildiğini, tek taraflı olarak her zaman düzenlenmesi mümkün olan faturaların alacağın varlığını tek başına ispat etmeye yeterli olmadığından ihtiyati haciz isteminin reddi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin ek kararının kaldırılarak ihtiyati hazin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraz üzerine verilen kararın istinafına ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, itirazın kabulüne dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili, ihtiyati haciz talep dilekçesine, davalı borçlu şirket tarafından imzalanmış mutabakat metni, e-faturalar, cari hesap ekstresi ve teslim alanın imzasının bulunduğu irsaliye suretlerini ekleyerek mutabakatta belirlenen bedel tutarınca ihtiyati hacze kararı verilmesi talep etmiş, mahkemece de bu talep kabul edilmiştir.Dava konusu alacağın rehinle temin edilmediği hususu ihtilafsızdır. İhtiyati haciz talebi hakkında İİK’nın 257 ve 258. maddeleri kapsamında değerlendirme yapılması gereklidir. İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümle hükmü uyarınca; ”Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” Bu hükümdeki yaklaşık ispat kuralını ifade eden “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken husus, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Somut olayda, ihtiyati haciz talep edilirken e -fatura ve cari hesap ekstresinin yanı sıra borçlu tarafça imzalanmış mutabakat metni ve teslim alan imzası bulunan sevk irsaliyesi suretleri ibraz edilmiştir. Esasen, borçlu yan da emtianın teslimine karşı çıkmamakta, teslim edilen emtiada ayıp bulunduğunu ve ayıbın belirlenerek satıcıya bildirildiğini itiraz nedeni olarak ileri sürmektedir. Taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu ve emtianın teslim edildiği ihtilafsızdır. İhtiyati haciz talep edenin alacağına dair mutabakat yapıldığı mutabakat metnin de borçluya atfedilen imzanın bulunduğu ve mutabakat metnindeki tutar ile cari hesap ektresinde belirtilmiş toplam tutarın örtüştüğü görülmektedir. Dosyaya sunulan belgeler itibariyle İİK’nın 258. maddesi uyarınca, alacağın varlığı ve miktarı konusunda yaklaşık kanaat oluşturacak belgelerin sunulduğu anlaşılmaktadır.İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak ihtiyati hacze itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz eden, teslim edilen emtiada ayıp bulunduğunu, ihbar edilen ayıp bedelinin tahsili amacıyla dava açılacağını itiraz olarak ileri sürmüştür. İtiraz eden borçlu tarafça ileri sürülen itiraz nedenleri açılacak menfi tespit, itirazın iptali veya alacak davasında ileri sürülebilecek nitelikte olup, bu itiraz sebepleri İİK’nın 265. maddesi kapsamında ihtiyati hacze itiraz aşamasında değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından, borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İtiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine,
2-İtiraz eden borçlu vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-İtiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.22.04.2021
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 26.04.2021