Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/604 E. 2021/851 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/604
KARAR NO : 2021/851
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2020
NUMARASI: 2020/236 E.2020/610K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin 25/10/2004 günü saat 21:30 sıralarında boş arsaya ruhsatı … San. ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı 2001 model füme renkli … marka arazi aracını park edip kapısını kilitlediğini, saat 08.45 sıralarında arazi taşıtını park ettiği yere gittiğinde … plakalı arazi taşıtını göremediğini, 26/10/2004 tarihinde aracının çalındığını anladığını, durumu hemen polise bildiren müvekkilinin aracınının çalınmasından 1 ay sonra Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 43. Maddesine göre ilgili tescil birimine müracaat ederek vergi kayıtlarından düşümünü yaparak aracın trafikteki kaydını terkin ettirdiğini, … A.Ş. tarafından kasko bedelinin davacı müvekkile ödendiğini, 16/01/2013 günü Bursa Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından söz konusu aracın terk edilmiş ve plakasız bir şekilde bulunduğunu, aracın … Sanayi ve Ticaret Limited şirketi’ne devrinin ve tescili gerektiğini, ancak söz konusu şirketin Ticaret Sicilinden terkin edilmiş olması sebebiyle tescil işleminin mümkün olmadığını belirterek, …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihya edilmesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış, davaya karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…TTK’nın geçici 7.maddesinin 15. fıkrasının son cümlesi uyarınca, ticaret sicilinden kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar, haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir. İhyası istenilen şirketle ilgili yapılan işlem dosyası ticaret sicilinden celp edilmiştir. Celp edilen belgelere ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin TTK geçici 7. maddesi kapsamında 31/07/2013 tarihinde sicil kaydı resen terkin edildiği anlaşılmıştır. İşbu davanın açılış tarihinin ise 27/01/2020 olduğu göz önünde bulundurulduğunda Türk Ticaret Kanunu ile Türk Kanunun Yürürlüğü ve Uygulama şekli hakkında kanunda değişiklik yapılmasına dair 6335 Sayılı Kanun ile 6101 Sayılı TTK’ya eklenen geçici 7. maddenin 15. bendinde “Ticaret Sicilinden kaydı silinen şirket ve kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket ve kooperatifin ihyasını isteyebilir” hükmü göz önünde bulundurulduğunda silinme tarihinden dava açılma tarihine kadar 5 yıldan fazla sürenin olduğu, kaldı ki davacının dava konusu şirketin yetkilisi ve ortağı olduğu, söz konusu çalınan aracın da şirketin terkininden önce 16/01/2013 tarihinde bulunduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı dikkate alındığında, davacının davasının reddine karar vermek gerektiği …” gerekçesiyle, hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; önceki beyanlarını tekrarlamış ve Şirket adına kayıtlı çalıntı aracın bulunması nedeniyle Sigorta şirketi tarafından devir talebinde bulunulmasını müteakip taraflarınca ihya davasının açıldığını, şirketin ihyasına karar verilmediği takdirde aracın devrinin sigorta şirketine yapılmasının mümkün olmayacağını, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve … Sanayi ve Ticaret Limited şirketi adına kayıtlı … plakalı aracın devir işleminin yapılması için şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirket tüzel kişiliğinin TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca ihyası istemine ilişkindir.Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davada hasım olarak şirket de gösterilmiş olmakla; davalı olarak gösterilen şirket, dava tarihi itibariyle, ticaret sicilinden terkin edilmiş ve tüzel kişiliği sona ermiş durumdadır. Bu nedenle, davalı şirketin taraf ehliyeti yoktur. HMK’nın 114/1.d maddesi uyarınca, taraf ehliyetinin bulunması dava şartıdır. HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca, davalı şirket hakkındaki davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekirken bu dava şartının dikkate alınmaması nedeniyle kararın, bu yönden, HMK’nın 33, 355.maddeleri uyarınca resen düzeltilmesi gerekmiştir.Ticaret sicil Müdürlüğüne karşı açılan davaya ilişkin olarak; ihyası istenen dava dışı şirketin TTK’nun geçici 7. Maddesi kapsamında 31/07/2013 tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmaktadır . Şirket ortağı tarafından beş yıllık yasal süre geçtikten sonra 27.01.2020 tarihinde ihya talep edildiği açıktır.TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden re’sen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11. bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden re’sen silineceği, aynı maddenin 15. bendinde “…ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketi veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği,” düzenlemeleri yer almaktadır.Mahkemece, adına kayıtlı araç bulunan şirketin terkin tarihinden itibaren baş yıllık yasal sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın hak düşürücü süreden sonra açılması nedeniyle reddine karar verilmiştir. TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrasının son cümlesinde, ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebeplere dayanarak, silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebileceği düzenlenmiştir. Anılan fıkranın ikinci cümlesinde ise bu maddeye göre tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder düzenlemesi bulunmaktadır.Somut olayda, şirketin 31.07.2013 tarihinde sicil kaydının resen silindiği, şirket ortağı tarafından beş yıllık yasal süre geçtikten sonra ihya talep edildiği açıktır. Ancak, yasal düzenlemeye göre on yıllık sürenin dolmaması nedeniyle şirkete ait aracın Hazineye intikal etmesi koşulu gerçekleşmemiştir. Bu durumda, şirketin, ortada tasfiyesi gerekli bir mal varlığı bulunduğundan yasa koyucunun amacı doğrultusunda uyuşmazlığın çözülmesi gerekir. Yasa maddesinde, terkinden itibaren baş yıllık sürede ihya talep edilebileceği belirtilmesine karşın, şirketin mal varlığının on yıl sonra Hazineye intikal edeceği düzenlendiğinden, kanun boşluğunun bulunduğu kabul edilmelidir. Şirkete ait mal varlığının Hazineye intikal etme süresi olan on yıldan önce ne şekilde işlem yapılacağına ilişkin TTK’nın geçici 7. maddesinde bir düzenleme bulunmaktadır. Ortada bir hukuki düzenleme eksikliğinin mi (kanun boşluğu), yoksa yasa koyucunun bilinçli bir susmasının mı bulunduğunun belirlenmesi önem taşımaktadır. Kanun boşluğu, sorunun çözümüne katkı sağlayacak bir hukuk kuralının bulunmaması şeklinde tanımlanabilir. Ancak, açık bir düzenleme yapılmamış olması her zaman kanun boşluğu anlamına gelmeyebilir. Bir sorun hakkındaki çözüm başka bir alanda düzenlenmiş olabilir. Somut olayda gerek TTK’da gerekse başka mevzuatta düzenleme bulunmadığı gibi konuya ilişkin bir örf ve adet bulunmamaktadır. Hukuki bir sorun hakkında, hukuk sistemi mutlaka bir çözüm üretmek zorundadır. Yasanın bir düzenleme öngörmediği bir sorunun çözümsüz bırakılması düşünülemez. Kanun koyucunun bir konuda düzenleme yapmamış olması, o konuyu olumsuz düzenlemek istediği anlamına gelmez. Bu açıklamalara göre, somut olaydaki uyuşmazlık yönünden bir kanun boşluğunun bulunduğunun ve bu boşluğun, TMK’nın 1. maddesiyle hakime verilen yetki kapsamında doldurulması gerektiği kanaatine varılmıştır.Kanun boşluğunun doldurulmasında, TTK’nın geçici maddesine yansıyan kanun koyucunun iadesinin esas alınması uygun olacaktır. Kanun koyucu, mevcut düzenlemeyle, terkin edilen şirketlerin ortaya çıkacak mal varlıklarının on yıl sonra Hazineye intikal edeceğini kabul ettiğine göre, bu süre dolmadıkça, şirket ortaklarının bu mal varlığı üzerindeki haklarının devam ettiğini kabul etmiş durumdadır. Ortada bir mal varlığı bulunduğuna göre, bu mal varlığının tasfiyesi için şirketin ihyasına karar vermekten başka çözüm bulunmamaktadır. Aksinin kabulü, yasanın düzenlediği on yıllık sürenin anlamsız hale gelmesi sonucunu doğurur. Bu açıklamanın bir sonucu olarak, mal varlığının Hazineye intikal süresi olan on yıllık süre doluncaya kadar ortaya çıkacak mal varlığının tasfiyesi amacıyla ihya talebinde bulunulabileceği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuş, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu nedenle kaldırılarak yeniden hüküm verilmesi gerekmiştir.Şirketin, adına kayıtlı aracın satışı ve bedelinin paylaştırılması işlemleriyle sınırlı olarak ihyasına karar verilmiş, ancak şirket tasfiyesiz terkin olduğundan, tasfiye memuru atanmamıştır. Şirket, terkin öncesi temsil durumuna göre temsil edilecektir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, doğrultuda;1-Davalı …Sanayi ve Ticaret Limited şirketi aleyhine açılan davanın, davalı şirketin taraf ehliyeti bulunmadığından, HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine,2-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlü aleyhindeki davanın kabulü ile 11342-8 sicil numarasında kayıtlı iken TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca sicil kaydı resen terkin edilmiş olan … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin, … plakalı aracın satışı satışa ilişkin her türlü işlemin yapılması işlemleriyle sınırlı olmak üzere, Ticaret Siciline yeniden tescili suretiyle ihyasına,3-Kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına, ilan işlemlerinin davacı tarafından yapılmasına, 4-Şirketin sicil kaydı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca tasfiyesiz terkin edilmiş olduğundan, tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına, 5-Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90TL karar harcının davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 6-Davalı … yasal hasım konumunda bulunduğundan ve kanuni görevini yapan davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağından, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,7-Kullanılmayan yargılama gider avansının, karar kesinleştikten sonra, yatıran tarafa iadesine,8-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafça yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına; 54,40 TL istinaf peşin karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,b-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,9-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce, davacı vekiline ve davalı … müdürlüğüne tebliğine,10-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24.06.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.