Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/603
KARAR NO : 2021/850
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI: 2019/672E.- 2020/149K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; davalı ile 05.04.2018 tarihli, … kredi numaralı, 62.177,00-TL bedelle müvekkili … A.Ş. tarafından ticari amaçlı taşıt kredi ve rehin sözleşmesi imzalandığını, davalının ödeyebileceği doğrultuda ödeme planı hazırlandığını, müvekkilinin edimini ifa ettiğini, davalının sözleşme gereği üzerine düşeni yerine getirmediğini, kredinin ödenmemesi üzerine Beyoğlu … Noterliğinin 10/06/2019 tarihli hesap kat ihtarının davalı borçluya keşide edildiğini, davalı borçlu hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasından menkul rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine gidildiğini, ancak davalının borca, faize, ferilerine ve vekalet ücretine itiraz ettiğini, sözleşme gereği İstanbul Anadolu Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, davalının haksız olduğunun bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkabileceğini, alacağın likit olduğunu ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirtere, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işlemiş %27,36 temerrüt faizi, %5 BSMV üzerinden yapılan takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, söz konusu davanın ikame edilmesi sebebiyle sarf edilen tüm yargılama giderleri ve hak edilen vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalıya usulüne uygun tebligat çıkarıldığı, dava dilekçesine karşı cevap vermediği, duruşmaya katılmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Somut olayda davacı, aralarındaki ticari ilişki sebebiyle takip başlatmış olup bu husus sözkonusu alacağı hem ‘aranacak’ borç niteliğine sokup hem de ticari ilişki iki tarafa borç yüklediğinden, uyuşmazlığın çözümünde ‘genel yetki’ kuralının işletilmesi gerekecektir. HMK.6.maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme davalının şirket merkezi mahkemesi olup, davalının icra müdürlüğüne yapmış olduğu yetki itirazında belirtmiş olduğu adres Kemalpaşa/ İzmir adresi olduğundan bu doğrultuda takibe yetkili icra müdürlüğü Kemalpaşa İcra Müdürlükleridir. Huzurdaki davaya konu icra takibi ise İstanbul Anadolu İcra Müdürlüklerinde başlatılmıştır.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; genel yetki kuralları gereği takibin, Kemalpaşa İcra dairelerinde yapılması gerekirken Anadolu İcra Müdürlüklerinde başlatıldığı, bu durumda icra takibinin yetkili yer icra dairesinde yapılmayarak itirazın iptaline dair dava şartının yerine getirilmemiş olduğu kanaatine varılarak 6100 sayılı yasanın 114/2 maddesinde düzenlenen yasal düzenleme de göz önünde bulundurularak aynı yasanın 115. Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddi gerektiği…” gerekçesiyle, davanın HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Dava ve takip konusu uyuşmazlığın ticari sözleşmeden kaynaklandığını ve iki tarafın da tacir olduğunu, ilk derece mahkemesinin HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddelerine göre karar verdiğini, ancak HMK’nın 17. maddesi incelenmeden HMK’ nın 114/2 ve 115/2. maddesi hükümlerine göre karar verilemeyceğini, taraflar arasında akdedilen ticari sözleşmede yetki sözleşmesi yapılmış olduğunu, sözleşmeden doğabilecek uyuşmazlıklarda yetkili yer olarak İstanbul Anadolu Mahkeme ve İcra Dairelerinin kararlaştırdığını, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle, icra dairesinin yetkisizliği sebebiyle özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. İtirazın iptali davasında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliğ edilmesi, HMK’nın 114/2. maddesi anlamında özel dava şartıdır. İİK’nın 50’nci maddesinin birinci fıkrasına göre “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.” Aynı Kanun’un 5. maddesinde de, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. HMK’nın “Yetki itirazının ileri sürülmesi” başlıklı 19/2. maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz” hükmü yer almaktadır.Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalıya geçer. HMK’nın yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Somut olayda taraflar tacir olup davaya esas kredi sözleşmesinin 12. maddesinde, uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili kılındığı, yetki şartının geçerli olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemenin yetkisine ilişkin bu açıklamalar, İİK’nın 50. maddesi uyarınca, icra dairesinin yetkisi hakkında da uygulanır.Somut olayda, davacı şirket vekili tarafından davalı taraflara karşı itirazın iptali istemine ilişkin dava açıldığı, davaya esas icra dosyasında alacaklının davacı, borçlunun davalı oldukları, borç sebebi olarak kredi sözleşmesi, ihtarname ve hesap özetinin gösterildiği, borçlular vekilinin icra dosyasına olan itirazında, borçlunun merkez adresinin bulunduğu yer itibariyle takipte İzmir-Kemalpaşa İcra Daireleri yetkili olduğundan yetki itirazında bulunduğu ve alacaklı görünene herhangi bir borçlarının olmadığını ileri sürerek, öncelikle yetkiye borca, faize ve tüm ferilere yönelik olarak itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Az yukarıda bahsi geçtiği üzere icra dosyasına yapılan itirazda da yetkili icra dairesinin yetki şartı gözeltilmeksizin borçlu şirket merkezinin bulunduğu İzmir, Kemalpaşa olarak gösterilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Kredi sözleşmesindeki yetki şartı, münhasır yetki anlaşması niteliğindedir. HMK’nın 17. maddesi uyarınca, takibin sadece yetki şartında gösterilen yerde açılması gerekir. İcra takibinin, yetki sözleşmesinde kararlaştırılan İstanbul Anadolu İcra dairesinde yapılmış olması nedeniyle, icra dairesi yetkilidir. Bu açıklamalara göre, icra dairesinin yetkili olduğu, bu nedenle icra dairesinin yetkisine itirazın reddedilerek işin esasının incelenmesi gerekirken, dava şartı hakkında hukuka aykırı yorum yapılarak karar verildiği anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinaf konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, İlk Derece Mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.24.06.2021