Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/58 E. 2021/865 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/58
KARAR NO : 2021/865
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 01/10/2020
NUMARASI: 2020/446 Esas – 2020/470 Karar
DAVA: Ayıplı ürünlerin iadesi ile, bedel indirimi ve uğranılan zararın tahsili
Taraflar arasındaki ayıplı ürünlerin iadesi ile, bedel indirimi ve uğranılan zararın tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemenin yetkisizliğine yönelik verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıdan satın alınan kimyasal malzemelerin gizli ayıplı olması nedeni ile kullanılmayan ürünlerin müvekkili şirkete iadesini, borçlu olmadıklarının tespiti, kullanılmış ürünler yönünden ayıp oranında bedelden indirimi ile fazla ödenen miktarın davalıdan istirdadı ile müvekkilinin ayıplı mallar nedeni ile uğramış olduğu zararların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili savunmasında özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkemelerinin görevli olduğunun kararlaştırıldığını, işbu sebeple yetki itirazında bulunduklarını beyanla davanın usulden reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesi istinafa konu kararında “…Tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların tacir oldukları, 14/05/2013 tarihinde yapılan Gizlilik Sözleşmesi Sözleşmesinin 15. maddesinde sözleşmeden kaynaklı ihtilaflarda çözüm yerinin İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri olarak belirlendiği, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konulara veya kesin yetki hâllerine ilişkin olmayıp, belirli olduğu ayrıca yetkili kılınan mahkemenin açıkça gösterildiği(HMK m.18), sözleşmede belirlenen mahkeme kesin yetkili olmamakla beraber davalının cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunarak uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu beyan ettiği(HMK m.19/2), bu halde genel yetki(m.6) ve diğer yetki kurallarının uygulanma imkanı kalmadığı, davalının yetki itirazının süresinde ve usulüne uygun olduğu, davalının sözleşmedeki yetki şartına dayalı itirazı ile birlikte Mahkememizin yetkisinin sona erdiği, yetkili mahkemenini sözleşme ile belirlenen İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri yetkili mahkemede değerlendirilmek üzere …” mahkemenin yetkisizliğine ve davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı firmanın adresinin Tuzla/ İstanbul olup dava konusu olayda genel yetki kuralına göre Anadolu Ticaret Mahkemeleri yetkili olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede seçimlik yetki kuralı konmuş olması davanın asıl yetkili Mahkemede açılmasına engel olmadığını, bu hali ile davalı vekilinin yetki itirazı hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Diğer taraftan dava konusu uyuşmazlıkta birden fazla sözleşme ve siparişler ile ticari işlemler yapılmış ve bu konuda Genel Satınalma Şartnamesi imza altına alınmış olup dosyaya sunmuş olduklarının tarafça imzalanmış “Genel Satınalma Şartnamesi” 14. Maddesi “Müzakerelerin her iki tarafı da tatmin eden ortak bir karar ile sonuçlanmaması halinde sözleşmeden doğan tüm uyuşmazlıklara ilişkin olarak Kocaeli Mahkemeleri yetkili olacaktır” dendiğini, buna göre de taraflar arasındaki sözleşmelerde birden fazla yer yetkili olarak belirlenmiş olup, Yargıtay kararlarına göre geçerli bir yetki kuralından bahsedebilmek için yalnız bir yer Mahkemesinin belirlenmesi gerektiğini, ancak ilk derece mahkemesince bu hususun hiç değerlendirilmediğini, Bu çerçevede İlk Derece Mahkemesince İstanbul Asliye Ticaret mahkemelerinin yetkili olduğuna dair verilen kararın hatalı olup genel yetki kuralına göre davalının ikametinde açılan davada yetki yönünden hukuka aykırı bir durum bulunmadığını, icra takibinin de Kocaeli’nde açıldığını belirterek,Yukarıda açıklanan nedenlerle, yetki yönünden verilen kararın kaldırılarak davanın açıldığı mahkemede yargılama yapılmaya devam edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davalıdan alınan ayıplı ürünlerin iadesi ile, bedel indirimi ve uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davalının yetki itirazının kabulü ile, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesince, taraflar arasında 14.05.2013 tarihli imzalanan Gizlilik Sözleşmesinin 15. Maddesindeki, taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı ihtilaflarda çözüm yerinin İstanbul Mahkemeleri olarak belirleyen yetki şartı düzenlemesi uyarınca ve HMK 17 maddesi kapsamında yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın “yetki sözleşmesi” başlığını taşıyan 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü yer almaktadır. HMK’nın 18/2. maddesinin ” Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır. ” hükmünden de açıkça anlaşılabileceği üzere yetki anlaşmasıyla yetkilendirilen mahkemelerin HMK’nın 17. ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak “belirli” olması şarttır. Seçilen mahkemenin belirli olduğunun kabulü için de yetkili kılınan mahkemeler ismen zikredilmiş bulunmalıdır. HMK 19. maddesinde “Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir.Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir” hükmü düzenlenmek suretiyle yetki itirazının şekli ve zamanı ile usule uygun yetki itirazının bulunmaması halinde ne yapılması gerektiği düzenlemiştir.Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında imzalandığı ihtilafsız olan 14.05.2013 tarihli Gizlilik Sözleşmesinin 15. Maddesinde ” Taraflar iş bu Sözleşme’den veya Sözleşme’ye ilişkin olarak kaynaklanabilecek her türlü dava,takip ve ihtilaf ve uyuşmazlığı çözmek için İstanbul ( Çağlayan) mahkemeleri ve icra dairelerinin münhasıran yetkili olacağını gayri kabili rücu kabul ederler” şeklinde kararlaştırılmış, ancak daha sonra taraflar arasında 02.01.2018 tarihli Pasco Assan TST (MRO) Operasyon & Sarf Malzemeleri Genel Satın Alma Şartnamesi başlıklı sözleşme imzalandığı ve iş bu sözleşmenin 14. Maddesinde “Anlaşmazlık halinde Alıcı ve Satıcı toplantı ve müzakereler düzenleyerek çözüm ürütmek için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklardır. Toplantı ve Müzakerelerin neticesinde her iki tarafı da tatmin edecek ortak bir karara varılamaması halinde, Alıcı ve Satıcı sorunu bağlayıcı olmayan arabuluculuk yardımıyla çözmek için gerekli adımları atacaklardır. Müzakerelerin her iki tarafı da tatmin eden ortak bir karar ile sonuçlanmaması halinde sözleşmeden doğan tüm uyuşmazlıklara ilişkin olarak Kocaeli Mahkemeleri yetkili olacaktır” şeklinde kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından davalıdan alınan ürünlerin ayıplı olduğu iddiasıyla eldeki dava açılarak talepte bulunulmuştur. Oysa mahkemece daha sonra taraflar arasında imzalandığı ihtilafsız olan Pasco Assan TST (MRO) Operasyon & Sarf Malzemeleri Genel Satın Alma Şartnamesi başlıklı sözleşmeden önce imzalanan 14.05.2013 tarihli Gizlilik Sözleşmesinin 15. Maddesindeki yetki şartına değer verilerek sonuca gidilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişki Gizlilik Sözleşmesinin ihlali olmayıp, davalıdan satın alınan ürünlerin gizli ayıplı olduğuna ilişkindir. Buna göre ve HMK’nın 18/2. Maddesindeki yasal düzenleme uyarınca ilk derece mahkemesince uygulama yeri olmayan 14.05.2013 tarihli Gizlilik Sözleşmesinin 15. Maddesindeki yetki şartına değer verilerek yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında davalının yetki itirazında yetkili mahkeme olarak İstanbul ( Çağlayan) mahkemelerinin yetkili olduğu yönündeki yetki itirazının usule uygun yetki itirazı olarak kabulü de mümkün olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu yetkisizlik karaın KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24.06.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.