Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/542 E. 2021/525 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/542
KARAR NO : 2021/525
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2021
NUMARASI : 2021/64 E. – 2021/69 K.
DAVANIN KONUSU :İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyai haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, karada yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile borçlu arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin temin ettiği mal ve hizmet karşılığı davalı adına fatura düzenlendiğini, müvekkilinin ticari ilişki kapsamında borçludan 1.772.740,05 TL alacağı bulunduğunu, dilekçe ekinde yer alan fatura ve sevk irsaliyelerinden anlaşılacağı üzere müvekkili tarafından borçluya mal teslim edildiğini, müvekkilince keşide edilen Beşiktaş 26.Noterliğinin 31.12.2020 tarih ve…evmiye numaralı ihtarnamesiyle 1.772.740,05 TL alacağının dört gün içerisinde ödenmesinin istenilmesine rağmen alacağın ödenmediğini, borcun ifa edilmemesi ve borçlunun mal kaçırma hazırlığı içinde olması tehlikesinden dolayı ihtiyati haciz istendiğini, borçlunun mal teslimi sonrası tebliğ edilen faturalara itirazda bulunmayarak muaccel hale gelen alacağı ödemekten kaçındığını, müvekkilinin alacağının sunulan belgelerle yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlandığını, faturalar ve sevk irsaliyelerinden faturaların içeriğindeki mal ve hizmetin borçlu tarafından teslim alındığı ve faturaların karşı tarafa tebliğ edildiğinin açık olduğunu, bir çok yüksek mahkeme kararında da bu belgelerin yaklaşık ispat için yeterli görüldüğünü ileri sürerek, 1.772.740,05 TL tutarındaki alacağı teminen belirlenecek teminat karşılığında, borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine kararı verilmesi talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesinin, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 03.02.2021 tarihli ara kararıyla; ” … İİK 257. maddesinde vadesi gelmiş ve rehin ile temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya 3. şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği öngörülmüştür. İİK nun 258. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde, ‘Alacaklı, alacağa ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanat getirecek deliller göstermeye mecburdur.’ hükmü bulunmaktadır. Yaklaşık ispat kuralından hareketle ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesi gerekmektedir.Tüm dosya kapsamı ve delillerin incelenmesi neticesinde; İİK’nun 258. maddesi uyarınca ihtiyati haciz talep eden haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediğinden, alacağın varlığı ve miktarı yapılacak yargılama sonucunda belirleneceğinden davalının mallarını kaçırdığına ilişkin herhangi bir ispat vasıtası bulunmadığından, ihtiyati haciz talebinin İcra İflas Kanununun 257. ve 258. maddeleri uyarınca oyçokluğu ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.’ gerekçesiyle, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı, alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde ;
Önceki beyanlarını aynen tekrar ederek, Kanunda, ihtiyati haciz talep edenin haklılığını, tam ispat seviyesinde değil, yaklaşık ispat seviyesinde ispatlamasının arandığını, bu çerçevede, hem alacağın dayanağı olan hakkın hem de ihtiyati haciz sebebinin yaklaşık ispat seviyesinde kanaat uyandırılarak ispatı gerektiğini, ispatı gereken hususların tam olarak değil, kuvvetle muhtemel gösterilmesinin yeterli olduğunu, somut olayda ihtiyati haciz nedenlerinin fazlasıyla gerçekleştiğini, gerçekleşen bu sebeplerin varlığının da, sadece bir iddia olarak değil, somut delillerle ispat edildiğini, Yüksek mahkemenin kararlılık kazanın içtihatlarına göre alacağın rehinle temin edilmemiş ve vadesinin gelmiş olmasının ihtiyati haciz için yeterli olduğunu, müvekkilinin de fatura ve sevk irsaliyesi ile emtianın teslim edildiğinin kanıtlandığını, fatura ve sevk irsaliyesine dayanılarak yapılan başvuruların ihtiyati haczin kabulü için yeterli olduğunu, ilk derece mahkemesi kararındaki muhalefet şerhinde de belgelerin yeterli olduğunun kabul edildiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ret kararının kaldırılarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.Karşı taraf vekili istinaf başvurusuna karşı sunduğu cevap dilekçesinde özetle; istemin denizcilik ihtisas mahkemesinin görev alanına girdiğini, davacının esas takibe geçtiğini ve İstanbul 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında gönderilen ödeme emrinin usulsüz tebligat sebebiyle kesinleştiğinden davacının ihtiyati haciz talebinin konusuz kaldığını, müvekkilince tebligatın usulsüzlüğünün tespiti için İstanbul 12.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/331 Esas dosyasında dosyasında şikayet davası açıldığını, ancak hali hazırda takibin usulsüz de olsa kesinleştiğini, müvekkilinin işlettiği deniz araçlarına 2012 ile 2020 yılları arasında, davacının yetkilendirdiği bayileri üzerinden mazot alımı yaptığını, müvekkilinin bu süreçte davacının iki farklı bayisiyle sözleşme yaparak akaryakıt satın aldığını, taraflarca teslim ve ödemeler konusunda mutabakatlar yapıldığını, cari ilişki devam ederken, davalı müvekkilinin bir taraftan eski vadeli yakıt faturalarının bedellerini ödediğini ve davacının da müvekkilin işletmekte olduğu gemilere yakıt vermeye devam ettiğini, müvekkilinin takipte istenen miktarda cari borcunun hiç bir zaman bulunmadığını, böyle bir borcun bulunması halinde davacının yakıt vermeye devam etmeyeceğini, müvekkilinin 13.11.2020 tarihli cari borcunu ve bu tarihten sonra davacıdan aldığı yakıtlarla birlikte tüm borcunu ödediğini, en son kalan bakiye 330.818.04 TL borcun da 31.12.2020 tarihinde çekle ödenerek davacıyla olan cari hesabın kapatıldığını, davacı tarafından keşide edilen ihtara cevap verilerek alacağın reddedildiğini, müvekkilinin davacının bayisiyle olan sözleşmeyi 24.02.2021 tarihinde karşılıklı olarak feshettiğini, fesih sebebiyle müvekkilinin, davacının bayisine sözleşmenin feshi için 24.02.2021 tarihinde 1.180.000.00 TL cezai şart bedeli ödediğini, davacının çalışanlarınca gönderilen mail çıktılarında bulunan mutabakatların davalıyı bağladığını, mutabakat belgelerinin inkarının kötü niyetli olduğunu belirterek, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Talep, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağı temin etmek üzere, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati hacze ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, alacaklı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümle hükmü uyarınca; ”Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken husus, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi (yaklaşık ispat) yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşul da Kanun’da öngörülmemiştir. Aksine, ihtiyati hacze konu her alacağın, kural olarak İİK’nın 264. maddesi kapsamında itirazın kaldırılmasına veya itirazın iptali davasına ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davasına konu olması kanunda öngörülen bir olasılıktır.Somut olayda; ihtiyati haciz talep edilirken teslim alan imzası bulunan sevk irsaliyeleri, faturalar ve cari hesap ekstresi ibraz edilmiştir. Ancak, borçlu vekilince sunulan mutabakat belgeleri, cari hesap dökümü ve özellikle 24.02.2021 tarihli fesih ve ibra protokolü ve bu protokol kapsamında davalının yaptığı ödemeler dikkate alındığında alacağın varlığının ve miktarının yargılamaya muhtaç hale geldiği, İİK’nın 258.maddesi uyarınca alacağın varlığı ve miktarının yaklaşık ispatı koşulunun somut olayda mevcut olmadığı kanaatine varıldığndan, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haczin reddi kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 258/3. maddeleri gereğince istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.b.1.ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca, ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun reddine,
2-İhtiyati haciz talep eden tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-İhtiyati haciz talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. Ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.22.04.2021
KANUN YOLU : HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 26/04/2021