Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/54 E. 2021/747 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/54
KARAR NO: 2021/747
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/11/2020
NUMARASI: 2019/602 E.2020/580K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; taraflar arasındaki süregelen ticari ilişki kapsamında davalı firmanın keşide edilen faturalardan kaynaklı bakiye borcunun kaldığını, cari dönemde yapılan tüm işlere ilişkin olarak sevk irsaliyeleri düzenlendiğini, kesilen faturalara ilişin olarak aylık BA / BS mutabakat formlarının taraflarca imzalandığını, ödeme yapılmaması üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu bildirdiğinden bahisle, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, taraflar arasında cari hesap mukavelesinin mevcut olmadığını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından kabul edilen ve kesinleşen bir cari hesap kaydı veya faturanın mevcut olmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında faturaya/cari hesap ilişkisine dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, taraflar arasındaki ihtilafın takip dayanağı belgeye konu mal ve/veya hizmetin teslim edilip edilmediği ve/veya sunulup sunulmadığı hususundan kaynaklandığı, uyuşmazlığın halli ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin tespiti için defter incelemesine karar verildiği, tarafların ticari defterlerinin bilirkişi incelemesine sunulmak üzere ibraz ettiği, tarafların defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, SMMM bilirkişi tarafından hazırlanan raporda davacının ve davalının defterlerine göre davacının, davalı taraftan 74.229,78 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olduğu, bir tacirin almadığı bir hizmet/mal için düzenlenen faturayı ticari defterlerine kaydetmesinin hayatın olağan akışına ve ticari teamüllere uygun olmadığı, diğer yandan da davalının davacıdan aldığı faturaları ilgili dönemde vergi dairesine bildirdiği sabit olduğuna göre dava konusu faturaların davalıya tebliğ edildiği, davalının faturaya itiraz etmediği gibi, faturayı ve içeriğini oluşturan emtiayı iade ettiğini TTK’nın 21/2.maddesine uygun şekilde kanıtlayamadığı, bu nedenle davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu kanaatinin hasıl olduğu ve davanın kabulüne karar verildiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2) sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulü gerektiği, …” gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu 25. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, kabulüne karar verilen alacak miktarı olan 74.229,78 TL’nin %20 ‘si olan 14.845,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Takip dosyasında iki borçlu için ödeme emri düzenlendiğini ve herhangi bir “CARİ HESAP” veya “Fatura” eklenmeden tebliğ edildiğini,Dava dilekçesi ekinde davalı tarafından üretilmiş “hesap ekstreleri” sunulduğunu, davacı tarafından ayrıca delil dilekçesi ve faturaların sunulmadığını, davacının “Cari Hesap Alacağı” kaydıyla takip başlatmış olduğunu, takip talebi ve dava dilekçesine eklenmeyen, “faturaların” sonradan dosyaya sunulmasına muvafakat etmediklerini, Müvekkili şirketin, davacıya toplam 193.000,00 TL ödeme yaptığını, sayılan ödemelerin hangi faturalara mahsup edildiğinin incelenmediğini, bu yönde bilirkişi raporuna yaptıkları itirazın kabul edilmediğini, kaldı ki faturalar kabul edilse bile davacının ayrıca, faturaya konu malları davalıya teslim ettiğini kanıtlamakla yükümlü olduğunu, davacının alacağının likit olarak kabulü ve icra inkar tazminatına da hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklı açık hesap alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın, İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya esas İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı doyasının incelenmesinde; alacaklının …, borçlunun … Şti, asıl toplam alacağın 79.229,78 TL olduğu, borç sebebinin faturadan/cari hesaptan doğan alacak şeklinde gösterildiği anlaşılmaktadır. Dosya ekinde … tarafından düzenlendiği anlaşılan 01.01.2019 ila 31.12.2019 tarihli arasındaki döneme ilişkin olan borç olarak 267.229,78 TL’nin alacak olarak da 193.000,00 TL’nin gösterildiği cari hesap ekstresi bulunmaktadır. UYAP üzerinden yapılan araştırmada borçlu vekilinin 03.10.2019 tarihli itiraz dilekçesi ile borcun mevcut bulunmadığını belirterek takibe, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini beyan etmiş olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama aşamasında ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda tarafların 2019 yılı ticari defterleri incelenmiş, her iki tarafında ticari defterlerin usulüne uygun tasdik edildiği, davacı tarafından cari hesap alacağına dayanak yapılan faturaların e fatura olarak düzenlendiği, söz konusu faturaların davalı tarafından e posta adresine gönderildiği, dolayısıyla tebellüğ edilmiş sayılacağı, davalı ticari defterlerinde de davalı tarafından düzenlenmiş her hangi iade faturası olmadığı, davalı ticari defterlerinde yapılan incelemede de söz konusu faturaların davalı defterinde kayıtlı olduğu, davacı tarafından düzenlenen sevk irsaliyelerinin tümünde teslim alan imzasının bulunduğu, taraflara ait BA ve BS formları üzerinde yapılan incelemede söz konusu faturaların vergi dairesine bildirildiği ve birbiri ile uyumlu olduğu yönünde tespit yapılmakla, sonuç olarak davacın kendi ticari defterinde davalıdan 74.229,78 TL alacaklı olduğu, davalı yanın ticari defterlerinde ise 74.229,77 TL tutarında borçlu olduğunun görüldüğü anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi yargılama neticesi davanın kabulüne karar verilerek itirazın iptaline ve kabul edilen asıl tutarı olan 74.229,78 TL’nin %20’si olan 14.845,96 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda icra takip dosyasındaki ödeme emrinde borç sebebi fatura ve cari hesap olarak gösterilmekle, icra dosyasında yer alan Cari hesap ekstresi olarak sunulmuş belgede yargılama aşamasında bilirkişi incelemesine dahil olan on adet faturanın da kayıt altına alındığı görülmektedir. Dolayısıyla davalı vekilinin, sözkonusu on adet faturanın takip talebinde yer almamasına rağmen sonradan davaya dahil edilerek dava konusu haline getirildiği dolayısıyla iddianın genişletildiği yönündeki istinaf başvurusunun reddi gerekmektedir. Davacı satış ilişkisinden kaynaklanan cari hesap (açık hesap) alacağı talebinde bulunmuş, davalı ise savunmasında borcu kabul etmemiştir. Mahkemece, davacının cari hesap alacağının dayandığı faturaların ibrazı sağlanmakla, faturalara konu bu malların teslimini kanıtlama yükümlülüğünün davacıda olduğu kabul edilmiş, teslim ve alacağın varlığını ispat yönünden davacı delilleri toplanıp, ticari kayıtlar da incelenmek suretiyle değerlendirme yapılmıştır. Davacının davalıdan icra takip dosyasında talep edilen miktarda alacaklı olduğu, davalının davaya konu faturaları vergi dairesine BA formu ile bildirdiği, BA formunun davacı tarafından bildirilen BS formu ile birebir örtüştüğü bu durumda faturaya konu malların teslim olunduğunun kabulü gerektiği sonucu ortaya çıkmakla davalı vekilinin teslimin ispatlanmadığı yönündeki istinaf başvurusu da yerinde değildir. Davacı takip talebinde alacağını cari hesap bakiyesine dayandırmış olmakla karara esas bilirkişi raporunda taraflar arasındaki cari hesap ilişkisinin tümü dikkate alınarak hesaplama yapıldığından ödemelerin hangi fatura borcundan mahsup edilerek sonuca ulaşıldığı hususunun belli olmadığı yönündeki davalı vekili istinaf başvurusunun da reddi gerekir. Dosyaya bilirkişi raporunda belirlenenin haricinde davalının borcu ödediğine dair delil sunulmadığı, bu nedenle istinaf dilekçesinde yer alan oranda ödeme iddiasını ispatlayamadığı anlaşılmakla, takip fatura ve cari hesap ekstresine dayandığından alacak likit olmakla, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde hukuka aykırılık yoktur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 950,74 TL istinaf nispi karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 10.06.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değerine göre karar kesindir.