Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/495 E. 2022/573 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/495
KARAR NO: 2022/573
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/09/2020
NUMARASI: 2019/111 E. – 2020/464 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan )
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından keşide edilen… Bankası Diyarbakır Dağkapı Şubesi’nin … seri numaralı 84.000 TL bedelli çekin lehdarının … Tic. Ltd. Şti., son yetkili hamilinin ise davalı banka olduğunu, çekin lehdara teminat olarak verildiğini, müvekkili ile dava dışı lehdar arasında 20.10.2018 tarihinden 120 adet canlı koyun satışına ilişkin “Yurtiçi Satış Sözleşmesi” düzenlendiğini, sözleşme uyarınca satın alınacak koyunların teslimine teminat oluşturmak üzere bir adet 84.000 TL bedelli teminat çeki verildiğini, sözleşmede 02.11.2018 tarihinde koyunların teslimi üzerine, müvekkilince satım bedelinin peşin ödenerek teminat çekinin iadesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmedeki edimini 03.11.2018 tarihli tahsilat makbuzuyla ödediğini, tahsilat makbuzunda teminat çekinin seri numarasının da yazıldığını, ancak satıcının teslim edimini yerine getirmediği gibi teminat çekini de iade etmediğini, bu nedenle müvekkilinin hem teslim almadığı koyun bedelini ödediğini hem de teminat çekini iade alamadığını, buna rağmen lehtarın çekin davalı bankaya ciro ettiğini, bankaca çekin ibraz edilmeden ve lehtar hakkında bir takip başlatılmadan sadece keşideci olan müvekkili hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğünde takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, çekin teminat çeki olarak verildiğinin lehtarla yapılan sözleşme ile sabit olduğunu, müvekkili ile davalı banka arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, ibraz edilmeyen çekin kambiyo evrakı vasfını yitirmesi nedeniyle ilamsız takibe konu edildiğini, çek vasfını yitiren ve teminat çeki niteliğinde olan evrak nedeniyle müvekkilinin borcu bulunmadığını, çek borcunun makbuzla satıcıya ödendiğini, hamilin ciro silsilesinde kendinden önceki cirantaya başvurmadan icra takibi başlatamayacağını ileri sürerek, müvekkilinin çek ve takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, çekin iptaline, çek bedelinin % 20’si oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacının karşılıksız keşide ettiği çekten dolayı yapılan icra takibini akamete uğratmak amacıyla dava açtığını, alım satım nedeniyle teminat çeki olarak verildiğini, ancak satın alınan malların teslim edilmediğini, üstelik bedelinin ödendiğini ve çekin iade alınamadığının iddia ettiğini çekin lehtarı olan … Gıda’nın davacıya teslimi gereken koyunları teslim edilmemesine rağmen davacının 84.000,00 TL ödediği ve teminat çekinin iade alınmadığının ileri sürüldüğünü, çekin keşide tarihinin 02.11.2018 olduğunu ve bu tarihte ödeme yapıldığının iddia edildiğini, sözleşme konusu koyunların teslim edilmemesine rağmen hem çekin geri alınmadığını hem de 84,000,00 TL’in ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ayrıca çek bedelinin ödenmesine rağmen takibi kesinleşmesine kadar geçen 3 ay içinde hukuki yollara başvurulmama nedeninin davacı yanca açıklanamadığını, davacının emtiayı teslim almamasına rağmen çekin keşide tarihinden bir gün sonra emtia bedelini ödediği ve teminat çekini iade almadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, takipten üç ay sonra açılan davanın kötüniyetle açıldığını, bu olguların davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını gösterdiğini, ileri sürülen teminat ve bedelin ödendiği iddiasının sadece lehdara karşı ileri sürülebileceğini, müvekkilinin iyiniyetli son meşru hamil olduğunu, icra takibi için keşideci ile arasında ticari ilişki bulunması gerekmediğini, çekin sebepten mücerret olduğunu savunarak, davanın reddi ile %20 oranından az olmamak üzere tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı vekili, müvekkili tarafından keşide edilmiş olan iş bu … Bankası Diyarbakır Dağkapı Şubesi’nin … seri numaralı 84.000 TL bedelli çekin lehdarı … Tic. Ltd. Şti., son yetkili hamili ise davalı … Bankası A.Ş. Olduğunu, ancak çekin süresinde bankaya ibraz edilmediğini, çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, söz konusu çekin müvekkili ile lehtar arasında yapılan sözleşme kapsamında canlı hayvan teslimine dair teminat olarak verildiğini, ancak müvekkilin borcunu ifa etmesine rağmen davalının teminat olarak verilen çeki iade etmediğini, çekin ibraz süresinden sonra bankaya ibraz edilmesi nedeniyle kambiyo vasfını yitirdiğini ve müvekkilinin söz konusu çek ile ilgili herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını iddia etmekte, Davacının lehtar ile arasında mevcut ilişki, çekin ne için verildiği, teminat olup olmadığı, malın teslim edilip edilmediği gibi hususlar, keşidecinin sadece lehtara karşı ileri sürebileceği def’iler olup, müvekkili bankaya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin iyiniyetli son meşru hamil olduğunu, icra takibi yapabilmek için keşideci ile arasında ticari bağı olması da gerekmediğini, çek’in sebepten mücerret olma özelliği de bunu gerektirdiğini savunmaktadır. Davaya konu çekin ‘Yurtiçi Satış Sözleşmesi’ kapsamında canlı hayvan alımı satımına ilişkin olarak teminat için verildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kaldı ki davacı tarafından ibraz edilen ‘Yurtiçi Satış Sözleşmesini’ incelediğimizde doğrudan davaya konu çeke atıf yapılarak, söz konusu çekin canlı hayvan teslimine ilişkin olarak verilen bir teminat çeki olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı vekilinin dava dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu makbuzdan da anlaşılacağı üzere davaya konu çek bedeli ödenerek borcun ifası gerçekleşmiştir. Buna karşı davalı vekili, Davacının lehtar ile arasında mevcut ilişki, çekin ne için verildiği, teminat olup olmadığı, malın teslim edilip edilmediği gibi hususlar, keşidecinin sadece lehtara karşı ileri sürebileceği def’iler olup, müvekkili bankaya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını savunmaktadır. Ancak davaya konu çek ibraz süresi geçtikten sonra bankaya sunulmuş olup kambiyo vasfını haiz değildir. Bu aşamada davaya konu çekin bir teminat çeki olarak verildiği ve davacının söz konusu çek bedelini ödemiş olduğu anlaşılmakla davalının sebepsiz zenginleşme gerekçesiyle de davacıdan çek bedelini talep etmesi mümkün görünmemekte olup davacının tüm bu nedenlerden dolayı menfi tespit talebinde haklı olduğu anlaşılmaktadır.” gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının … Bankası Diyarbakır Dağkapı Şubesi’nin … seri numaralı 84.000 TL bedelli çeki ve bu çeke istinaden açılan Bakırköy … İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ibraz edilen makbuzun borcun ödendiğinin kabulü için yeterli olmadığını, sunulan belgenin dekont olmayıp makbuz olduğunu, makbuzun, para ödendiğine dair değil sadece ticari teamüller gereği çekin teslim alındığına dair bir tahsilat makbuzu olduğunu, makbuzda çek bilgileri yer almasının da bu hususu kanıtladığını, ticari hayatta alınan çeklerin cari hesaba da alacak kalemi olarak kaydedildiğini, sadece bu belgenin çekin teslim alındığını gösterdiğini, çek bedelinin ödendiğini göstermediğini, çek bedeli olan 84,000,00 TL’nin ödenmesi halinde, banka aracılığıyla ödenerek deftere kaydı gerektiğini, bu miktarın elden ödenmesinin hayatın olağan akışına uymadığını, müvekkilinin iyiniyetli hamil olması nedeniyle iktisabının korunması gerektiğini, lehtar ile keşideci arasındaki ticari ilişkideki defilerin müvekkiline karşı ileri sürüleyeceğini, satın alınan malların teslim edilmemesine rağmen bedelinin ödendiğini ve teminat çekinin ödenmediği iddiasının soyut ve iyiniyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, TTK’nın 732. maddesi uyarınca davacının borçtan sorumlu olmadığını kanıtlaması gerektiğini, yetkili hamilin süresinde çeki ibraz etmemesine rağmen alacağını tahsil talebinde bulunabileceğini, süresinde borca itirazda bulunmaması nedeniyle takibin kesinleştiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ilamsız takibe konu çek nedeniyle davacı keşidecinin borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı ile dava dışı … Tic.Ltd.Şti. Arasında düzenlenen 02.10.2018 tarihli satım sözleşmesi ile 120 adet canlı koyunun 84.000 TL karşılığında davacıya satışı konusunda anlaşma yapılmıştır. Buna göre satıcının tanesi 700,00 TL’den 120 adet koyunu davacıya teslim edeceği, karşılığında teslimden sonra 84.000 TL’nin davacı tarafından satıcıya ödeneceği kararlaştırılmıştır. Teslim sonrası ödenecek 84.000 TL’nin teminatını oluşturmak üzere … Bankası Diyarbakır Dağkapı Şubesine ait … nolu 84.000 TL bedelli çekin ödemenin teminatı olarak satıcıya teslim edileceği, 02.11.2018 tarihinde koyunların teslimine müteakip satım bedelinin ödenmesinden sonra çekin davacıya iade edileceği kararlaştırılmıştır. Dava konusu … Bankası A.Ş. Diyarbakır Dağkapı şubesine ait 02.11.2018 keşide tarihli … çek numaralı 84.000 TL bedelli çekin keşidecesinin davacı … olduğu, çekin hamiline düzenlendiği, ilk cironun satıcı … San. Ltd. Şti.’ne ait olduğu, lehtar cirosuyla çekin … Bankası A.Ş. tarafından iktisap edildiği, çekin süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle, çek vasfını yitirdiği, davacı tarafından 21.01.2019 tarihinde çek bedeli ve işlemiş faizinin tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığı, süresinde itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı ile dava dışı satıcı arasındaki canlı hayvan satışına ilişkin sözleşme uyarınca, canlı hayvanların 02.11.2018 tarihinde teslimi gerekir. Bu tarihte hayvanların teslimi, 84.000 TL satım bedelinin davacı tarafından ödenmesi halinde teminat çekinin bir hafta içerisinde iade edileceği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından ibraz edilen 03.11.2018 tarihli … nolu tahsilat makbuzunda davacının 02.11.2018 vadeli … çek nolu çek bedeli olan 84.000 TL’yi alıcıya ödediği ileri sürülmüştür. Ancak, ibraz edilen tahsilat makbuzu ve sözleşme her zaman düzenlenmesi mümkün belgelerdendir. Dava konusu çekin süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle çek vasfını yitirdiği ve hamilin TTK’nın 730 vd. maddeleri gereğince cirantalara karşı başvuru hakkının düştüğü sabittir. Ancak, TTK’nın 732. maddesi gereğince zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmesi dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş olsa bile, bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar. Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem de zamanaşımı süresi, poliçenin zaman aşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren bir yıldır. İspat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir. Bu durumda, süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle hamilin kambiyo hukukuna göre çek sorumlularına karşı başvuru hakkını kaybettiği, ancak TTK’nın 818/1-m maddesi yollamasıyla TTK’nın 732. maddesi gereğince keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı talep hakkının bulunduğu kabul edilmelidir. Hamil, bu hakkını takip başlatarak ileri sürmüştür. Bu nedenle, TTK’nın 732/4. maddesi gereğine keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmesi gerekir. Satım sözleşmesinde kural olarak, TBK’nın 207. maddesi gereğince alıcı ve satıcının edimlerini aynı anda ifa etmeleri gerekir. Ancak somut olayda tarafların vadeli satım konusunda anlaştıkları, canlı hayvanların 02.11.2018 tarihinde tesliminden sonra, satım bedeli olan 84.000 TL’nin alıcı tarafından ödenerek çekin iade alınacağı kararlaştırılmıştır. Bu duruma göre canlı hayvanların satıcı tarafından vadesinde teslim edilmemesine rağmen, canlı hayvan bedelinin 03.11.2018 tarihinde satıcıya nakit olarak ödendiği ve buna ilişkin tahsilat makbuzu düzenlendiği iddiası hayatın olağan akışına uygun değildir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15.06.2021 tarihli 2020/4133 Esas, 2021/5082 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; davacı ile dava dışı lehtar arasında düzenlenen ve her zaman düzenlenmesi mümkün olan tahsilat makbuzunun geçerli bir ödeme aracı olduğu kabul edilemez. Bu nedenle bu belge ödemenin yapıldığına ve çekin teminat çeki olduğuna ilişkin delil olarak kabul edilemez. Davacının bununu dışında sebepsiz zenginleşmediğine ilişkin herhangi bir kanıt sunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun kabulüne. İlk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, sabit görülmeyen davanın reddine, ihtiyati tedbir konusunda 05.10.2021 tarihinde karar verildiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına ve neticede davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda;1-Davanın reddine,2- Koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine,3-Alınması gerekli 80,70 TL harcın, peşin olarak yatırılan 1.434,51 TL’den mahsubu ile artan 1.353,81 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 11.720,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,6-Artan gider avanslarının HMK’nın 333.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde yatıran tarafa ilk derece mahkemesince iadesine,7-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden;a-Davalı tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 1.434,51 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,b-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcı gideri ile ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı 51,0 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 172,30 TL istinaf kanun yolu giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekilline tebliğine,9-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.18.05.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, iş bu karar tarihi itibariyle, dava değerine göre karar kesindir.