Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/474 E. 2021/792 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/474
KARAR NO: 2021/792
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/02/2020
NUMARASI: 2019/676E. 2020/72K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; ihyası istenen Tasfiye Halinde … Ltd. şirketi aleyhinde İstanbul 22. İş Mahkemesinin 2018/481 E. sayılı dosyasında yargılama yapıldığının, ancak davalının tasfiye sonucu kapanmış olduğunun öğrenildiğini, bunun üzerine iş mahkemesince ihya için süre verildiğini beyanla, anılan şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …, davaya cevap vermemiştir. Zorunlu dava arkadaşlığı hükümleri uyarınca davaya dahil edilen davalı tasfiye memuru, tasfiyenin usulüne uygun yapılıp sonuçlandırıldığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce yapılan incelemede, ihyası istenen şirketin İstanbul 22. İş Mahkemesi’nin 2018/481 E. Sayılı dosyasından davalı olduğu, davacının dosyamız davacısı olduğu, şirketin tasfiye sonucu kapatıldığı ancak hakkında dava bulunduğundan ihyasını istemekte davacı tarafın hukuki yararının bulunduğu, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca ek tasfiye için bir süre ve zamanaşımının olmadığı, talebin haklı olduğu, derdest dava ile ilgili ek tasfiye konusunda ihyası gerektiği …” gerekçesiyle, davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu terkin edilmiş olan Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’nin, davacının taraf olduğu İstanbul 22. İş Mahkemesinin 2018/481 Esas sayılı dosyası ve bu dosya ile ilgili infaz ve idari tescil konuları ile sınırlı olmak üzere, ihyasına ve TTK’nın 547. maddesi uyarınca ek tasfiye memuru olarak önceki tasfiye memuru …’nun tayinine, kararın ticaret sicil müdürlüğüne tebliğine ve ilanına, ilan işlemlerinin davacı tarafça yaptırılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tasfiye memuru istinaf başvuru dilekçesinde özetle; somut olayda ek tasfiye kararı verilmesi için kanuni şartların oluşmadığını, şirketin usulüne uyun tasfiye edildiğini ve aktifinin bulunmadığını, TTK’nın 547. maddesinde ek tasfiye talebinde bulunacakların açıkça sayıldığını, her ne kadar şirket aleyhine İstanbul 22. İş Mahkemesinin 2018/481 esas sayılı dosyasında dava açılmışsa da davacının tasfiye halindeki şirketten alacağının bulunmadığını, şirket alacaklısı olmadığını, Mahkemece şirketin ihyasına karar vermekle tasfiye memuru olarak …’yu tayin etmiş ise de sarf edeceği emek karşılığında ücret taktir edilmediğini, bu durumun Anayasa’nın 18. maddesinde aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. madde gereğince ek tasfiye işlemleri için ticaret sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya içerisindeki İTO müzekkere cevabından, … Şti.’nin son tescilinin 08.10.2014 tarihinde yaptırdığı, şirketin tasfiyesinin sonuna erdiği 08.10.2014 tarihinde tescil edilerek sicil kaydının terkin edildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince 04.12.2019 tarihli celsenin 4 nolu ara kararında davacı tarafa son tasfiye memuru …’yu davaya dahil etmek üzere dilekçe ibrazı hususunda kesin süre verilerek aksi taktirde davanın pasif husumet nedeniyle red edileceğine yönelik ihtar yapılmıştır. Bunun üzerine davacı vekili tarafından 05.12.2019 tarihli dilekçe ibraz edilerek … davaya dahil edilmiştir. …, 30.01.2020 tarihli dilekçesinde; tasfiye tamamlandıktan sonra davacının hizmet tescil davasını açmış olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine hizmet tespiti davası açıldığı, derdest olan bu davada taraf teşkilinin sağlanarak yargılama yapılmasının sağlanması bakımından tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararın bulunduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde, ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri hükme bağlanmıştır. Yargıtay 11.H.D. 2017/1233 E. 2017/2026 K. 10/04/2017 tarihli emsal karar içeriğindeki tespitler de gözetildiğinde, açılan davanın limited şirketin ihyası davası olup tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğu, mahkemece hükümle tayin edilen tasfiye memurunun şirketin daha önceki tasfiye memuru olduğu da dikkate alındığında atanan tasfiye memuruna ücret takdir edilmemiş olması da yerindedir. Bahsi geçen sebeplerle, TTK’nın 547. maddesi uyarınca açılan ihya davalarında Ticaret Sicil Müdürlükleri ve şirketin en sonki tasfiye memurları arasında mecburi dava arkadaşlığı olmakla; mahkemece, yasal şartların oluşması nedeniyle şirketin ihyasına karar verilmesinde ve önceki tasfiye memurunun davaya dahil edilmek suretiyle hakkında hüküm oluşturulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından, davalı tasfiye memuru vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tasfiye memuru tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tasfiye memuru tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüüğünce taraflara tebliğine, 6-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi. 17.06.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın davalı tasfiye memuruna tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.