Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/468 E. 2021/793 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/468
KARAR NO: 2021/793
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2020
NUMARASI: 2018/536E. 2020/647K.
Birleşen İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 019/493 esas sayılı dosyasında:
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasında görülen şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabul- kısmen reddine dair verilen hükme karşı, davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Asıl davada davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 19.İş Mahkemesinde 2016/194 esas sayılı dosyasından yapılan araştırma sonucu … Anonim Şirketi’nin Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/1991 tarihinde 1990/529 esas sayılı dosyasından iflasına karar verilmiş olup, İstanbul Anadolu 19. İş Mahkemesinin 2016/194 esas sayılı dosyasında davada karar verilebilmesi, müvekkilin hakkının tespiti ve teslimi açısından … Anonim Şirketi’nin ihyasına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olayın cereyan ettiği dönemde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nın 34 ve Ticaret Sicil Tüzüğü’nün 28.maddeleri çerçevesinde işlem yapıldığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket tasfiye memurunda olup, iflas halinde ise iflas idaresine geçmekte olduğunu, tasfiye memurunun/iflas idaresinin iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkil Sicil Müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını, dava konusu olaya ilişkin olarak müvekkiline husumet de yöneltilemeyeceğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerine, müvekkilinin yasal hasım konumunda bulunduğundan yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili … 12/04/2016 tarihinde … A.Ş. aleyhinde İstanbul Anadolu 19.İş Mahkemesinde sigortalılığın tespiti davası açıldığını, yapılan araştırma sonucunda şirketin Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/03/1991 tarihinde 1990/529 esas sayılı dosyasından iflasına karar verildiğinin öğrenildiğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/536 esas sayılı dava dosyasından şirketin ihyası konusunda dava açıldığını, Mahkemece 17/07/2019 tarihli oturumun (1) nolu ara kararı gereğince iflas idare memurları aleyhine birleştirme talepli dava açılmak üzere süre verildiği, bu nedenle iş bu davayı açtıklarını belirtilerek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı iflas idare memuru … vekili, cevap dilekçesinde özetle; …A.Ş. hakkında Kadıköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 1998/367 esas 1998/281 sayılı 01/04/1998 tarihli kararıyla iflasın kapatılması karar verildiği, iflasın kapatılması kararıyla müvekkilin iflas idare memurluğu görevi sona ermiş olup, açılan ihya davasında iflas idare memuru sıfatıyla davanın müvekkil …’e yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını belirterek, asıl dava ve birleşen davada taraf sıfatına itirazlarının kabulü ile müvekkili bakımında davanın sıfat (husumet) yokluğu nedeniyle reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Mahkememizce İstanbul Anadolu 19.İş Mahkemesi’nin 2016/194 esas sayılı dosyası sureti celp edilmiş, davacısı … tarafından davalısı … A.Ş aleyhine açılan hizmet tespiti davasında, davacısına, davalı şirketin ihyası yönünden dava açmak üzere süre verildiği, bu ara karara binaen işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. TTK.nun 547/1 maddesinde ‘tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.’ düzenlemesi getirilmiştir. Bu kapsamda İstanbul Anadolu 19.İş Mahkemesi’nin 2016/194 esas sayılı dosyasının sürdürülmesi yönünden ek tasfiye işlemlerinin yapılması Mahkememizce zorunlu görülmekle …A.Ş’nin ihyasına dair karar vermek gerekmiştir. Ancak birleşen dava davalılardan …’ın 2005 yılında vefat etmiş olduğunun anlaşılması nedeniyle bu davalı yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Yine ana davada davalı gösterilen …A.Ş. son tasfiye kurulunun taraf ehliyeti bulunmadığından bu davalı yönünden de davanın reddi gerektiği, …” gerekçesiyle, esas davanın, davalı …A.Ş. son tasfiye kurulu yönünden usulden reddine, 2-Birleşen davanın, davalı … yönünden usulden reddine, 3-Esas davanın davalı sicil müdürlüğü, birleşen davanın da, davalılar … ve … yönünden kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken terkin edilen … Anonim Şirketi’nin, İstanbul Anadolu 19.İş Mahkemesinin 2016/194 Esas sayılı dosyasının yürütülmesi ve infazı işlemleri ile sınırlı olarak TTK’nın 547.maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için Ticaret Sicil’e kayıt ve tesciline, tasfiye memuru olarak davalı …’in atanmasına, Kararın Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına, tescil ve ilan için davacıya yetki verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İflas kapatma kararıyla sona eren iflas idare memurluğu görevinin, iflasın kapatılması kararının kaldırılması halinde dahi geri dönmesinin mümkün olmadığını, ihya davasında husumetin ilgili iflas müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, ihya kararının iflas müdürlüğüne karşı verilmesi gerektiğini, İlk derece mahkemesi kararına konu hizmet tespit davasının, 01.04.1998 tarihinde iflası kapatılan şirkete karşı on sekiz yıl sonra açıldığını, Somut olayda TTK’nın 547. maddesi gereği tasfiye memurlarına görev ve sorumluluk yüklenemeyeceğini, tasfiyeyi kapatmakta hiçbir kusurlarının bulunmadığını, bu husus dahi gözetilmeden sebebiyet ilkesine de aykırı olarak müvekkiline yargılama giderleri ve ücret-i vekalet yüklenmesinin hukuka aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın müvekkili yönünden kaldırılmasın ve davanın müvekkili … bakımından reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl ve birleşen davalar, TTK’nın 547. maddesi gereğince, ek tasfiye için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı iflas idare memuru vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece incelenen İstanbul Anadolu 19.İş Mahkemesinin 2016/194 esas sayılı dosyada sigortalının tespiti davası açmış olduğu, mahkemece, terkin edilen şirketin ihyası için davacıya süre verildiği, bu kapsamda eldeki asıl ve birleşen davaların açıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine yukarıda bahsi geçen hizmet tespiti davası açıldığı, davacının taleplerin bu davada değerlendirilecek olması karşısında, derdest olan bu davada taraf teşkilinin sağlanarak yargılama yapılmasının sağlanması bakımından tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin talebi yerinde görmesi halinde tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirecektir. Mahkemece, yasal şartların oluşması nedeniyle şirketin ihyasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı tasfiye memuru vekilinin tüm istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir (Yargıtay 11.HD.’nin 27.11.2017 tarihli, 2017/4351 E., 2017/6589 K.sayılı emsal ilamı). Somut olayda, iflas idare memurları ek tasfiye işlemlerinin yürütülmesi açısından tasfiye memurları gibi sorumlu olmakla, şirket iflas nedeniyle başka bir sebepten ötürü ticaret sicilinden terkin edilmiş olsa dahi bu noktada iflas idare memurlarının açılan ihya davasında davalı olarak gösterildiği, dolayısıyla iflasın kaldırılmasına karar verilmiş olsa dahi iflas idare memurlarına ihya davasının yönetilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ancak, eldeki dava şirketin terkin edilmesinden çok sonra açılmakla, esasen bir kamu görevi icra etmiş olan ve yasa gereği davada hasım olarak yer alması gereken davalı iflas idare memurunun, iflasın kapatılmasında bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı, iflasın mahkeme kararıyla kapandığı, şirketin terkin işlemlerinin yapıldığı tarihte davacının iş mahkemesinde açacağı davadan haberdar olmasının beklenemeyeceği ve davanın açılmasına sebebiyet vermediği anlaşılan, iflas idare memurunun yargılama giderlerine mahkum edilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davalı vekilinin bu konudaki istinaf başvurusu haklı bulunmuş olup kararın düzeltilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, Mahkemece talep gibi yargılama konusu dosyayla sınırlı olmak üzere ek tasfiyeye karar verilmesi gerekirken bu şekilde sınırlandırıcı nitelikte bir hüküm verilmediği anlaşılmakla, belirlenen husus HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup, istinaf incelemesi sırasında resen dikkate alınmıştır. Bu sebeple ilk derece mahkemesinin kararının bu yönden de resen düzeltilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca, davalı iflas idare memurunun istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının, yukarıda açıklanan konularda düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353.b.1.2. maddesi uyarınca davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-Asıl davanın, davalı …A.Ş. son tasfiye kurulu yönünden usulden reddine, 2-Birleşen davanın, davalı … yönünden usulden reddine, 3-Asıl davanın davalı sicil müdürlüğü, birleşen davanın da davalılar … ve … yönünden kabulü ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken iflas tasfiyesi sonucu sicilden terkin edilmiş olan … Anonim Şirketi’nin, İstanbul Anadolu 19.İş Mahkemesinin 2016/194 Esas sayılı dosyasının yürütülmesi ve infazı işlemleri ile sınırlı olarak TTK’nın 547. maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi için, Ticaret Sicil kaydının ihyasına, Tasfiye memuru olarak davalı …’in atanmasına, Kararın Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına, tescil ve ilan için davacıya yetki verilmesine, 4-Esas dava yönünden: a-Alınması gereken 54,40 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineyi irat kaydına, b-Davalı Sicil Müdürlüğü yasal hasım olup davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretinın davacı üzerinde bırakılmasına, c-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, d-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nın 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra iadesine, 5-Birleşen dava yönünden: a-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından 44,40 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL karar harcının davalılar … ve …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, b-Davalı tasfiye memurları davanın açılmasına sebep olmadığından, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, c-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, d-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK’nın 333. maddesi gereğince, karar kesinleştikten sonra iadesine, 6- İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davalı iflas idare memuru … tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 54,40 TL peşin istinaf harcının, talep halinde iadesine, d-Davalı iflas idare memuru … tarafından sarf edilen 148,60 TL başvuru harcı gideri ile 45,00 TL posta giderinin, davcıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 6-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine, 7-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 17.06.2021 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.