Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/467 E. 2021/923 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/467
KARAR NO: 2021/923
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/12/2020
NUMARASI: 2020/225 Esas – 2020/387 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda, mahkemenin Milletler arası yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı sigortalı … A.Ş. 26.03.2019 tanzim tarihli … numaralı Nakliyat Emtia Abonman Poliçesi ile … isimli satıcı firmadan alınan ve Marsilya / Fransa’dan İzmir / Türkiye taşıması yapılacak 1.664 Koli kuru erik cinsi emtiayı teminat altına aldığını, sigortalı … A.Ş. tarafından … cinsi emtianın Fransa’ da yerleşik … adlı firmadan 04.03.2019 tarih ve … nolu ekli fatura ile satın alındığını, Satıcı firma tarafından konu 1.664 koli kuru erik, … nolu 40’ High Cube konteynır içine istif edildiğini, 19.03.2019 tarihinde, bu konteynırın Fransa’ nın Marsilya Limanından … adlı konteynır gemisine yüklendiğini, Nakliyeci … tarafından bu gemi ile Marsilya’dan-İzmir‘e yapılan deniz nakliyesi ile ilgili olarak, … nolu ekli konşimento düzenlendiğini, 04.04.2019 tarihinde, … nolu konteynırın İzmir’ in Aliağa Limanına tahliye edildiğini, … nolu konteynırın … Ltd. Şti. tarafından Aliağa Limanından- sigortalının Ege Serbest Bölgesi Gaziemir/İzmir’ de bulunan tesislerine taşınmış olup, bu konuda ekli Nakliye Faturası düzenlendiğini, Konteynır incelendiğinde konteynerin tavan kısmında 8 (4+4) adet delik olduğunu, bu deliklerin dıştan yamandığını, fakat yamanın işlevini yerine girmemesi nedeniyle konteynır içine su girdiğinin tespit edildiğini, … tarafından bu konuda araç sürücüsü Sn. …’ın da imzasını taşıyan ekli tutanak düzenlendiğini, Hasara ilişkin Ekspertiz Bulgularında; Sigortalı tarafından ıslak olan 28 koli kuru erik ayrıştırılarak ayrı bir palet üzerine istif edildiğini, Palet üzerindeki karton koliler ıslak olup, bu nedenle yırtılmış ve deforme olduğunu, Islanmadan dolayı koli içindeki naylonlar şiştiğini, taşınan emtianın taşıma esnasında uğradığı zarardan davalının sorumluluğunun doğacağını, Meydana gelen hasarla ilgili 10.04.2019 tarihinde müvekkili … SİGORTA A.Ş.’ye hasar ihbarında bulunulması akabinde müvekkili nezdinde … nolu hasar ve rücu dosyası açıldığını, gerçekleştirilen ekspertiz çalışması sonucu; 24/04/2019 tarih ve … nolu rapor ile ilk tespit olarak 889,35 EUR hasar bedelinin tespit edildiğini ve müvekkili sigorta şirketi tarafından 30.04.2019 tarihinde ödendiğini, … nolu konteynerın taşıma esnasında delinmesi neticesinde sağ ve sol üst köşelerinden su alması ile yüklü 28 koli(350 kg) kuru erik emtiasının hasar görmesi sonucunda davadışı sigortalının uğradığı ve müvekkili tarafından karşılanarak rücu edilen zararın tazminatından davalı DAVALI … GEMİSİNE İZAFETEN ACENTESİ … A.Ş.nin sorumlu olduğunu beyanla; Davalı aleyhine Beykoz İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının icra dosyasına yapmış olduğu haksız itirazında “asıl alacağın tamamına, faize ve tüm ferilerine” 30.01.2020 tarihinde itirazda bulunduğunu beyanla davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; Davanın “… Gemisine İzafeten Acentesi … A.Ş.’ne” açıldığını Ancak, … gemisinin tüzel kişiliğinin olmadığını, Konşimentoda taşıyanın kimliğinin açıkça yazılı olduğu gibi, müvekkili şirketin davacının sigortacısına verdiği 15.04.2019 tarihli cevabi yazıda taşıyanın adres ve kimliğini açıkça belirtildiğini, Konşimentoda, uyuşmazlıkların çözümünde yetkili mahkeme olarak Londra Yüksek Adalet Mahkemesi olarak belirlendiğini ve uyuşmazlıklarda uygulanacak hukukun da İngiliz hukuku olarak belirlendiğini, Taşımaya konu konşimentonun ön yüzünde bulunan kloz gereğince davanın, yetkili mahkeme olan Londra Yüksek Adalet Mahkemesinde açılması gerekirken yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, Taşıyaın, eşyanın zıyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, zıya, hasar veya teslimde gecikmenin, eşyanın taşıyanın hâkimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumlu olduğunu, Taşımanın “Free Out” olarak yapıldığını, Konişmentoda yazılı olduğunu, Yani konteynere ilişkin tahliye risklerin Gönderilene ait olduğunu, Yine, Taşıyanın 04.04.2019 tarihinde konteyneri gümrüklü liman sahasına teslim ederek TTK 1178/ 3 ( c) hükmü gereğince, bu teslim anından sonra meydana gelecek hasarlara ilişkin sorumluktan kurtulduğunu konteynerin gümrüklü sahaya teslimi, yük hasarına ve ziyaı konularına münhasır olarak, yükün Gönderilene teslimi niteliğinde olduğunu, Gönderilenin hasarı 04.04.2019 tarihinden 3 gün içinde bildirmek zorunluluğunun bulunduğunu ancak hasar ihbarının 10.04.2019 tarihinde yapıldığını, hasar ihbarının süresinde olmadığını, hasar tespiti ve ekspertiz ise çok daha sonra yapıldığını, Bu sebeple ispat yükünün yer değiştirdiğini ve taşıyan lehine yükün konişmentoda yazılı biçimde teslim edildiğini veya hasar sabit ise hasarın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ve /veya sorumlu olmadığı safhada meydana geldiğine ilişkin karine doğduğunu, Taşıyanın taşıma ile ilgili sorumluluğu tahliye limanında Gemi ambarında sona erdiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini davacının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda: “…Eldeki dosyada somut uyuşmazlığın, … Limited’in yabancı bir şirket olması, taşıyıcı şirket ile geminin yabancı olması, konşimentoyu düzenleyen acentenin … Limited’in Türkiye acentesi olduğuna dair dosyada delil bulunmaması nedeniyle yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmayıp deniz taşımasından yani akdi ilişkinden kaynaklandığı, konişmentoda düzenlenen yetki klozunun halefiyet hükümlerine göre davacı sigorta şirketini bağladığı, konişmentodaki yetki şartına göre somut uyuşmazlık yönünden Londra’da bulunan Londra Yüksek Adalet Mahkemesinin yetkili olduğu kanaatine varıldığın…” gerekçesiyle, mahkemenin uluslararası yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Türk hukukuna göre konşimento, haksız işlem şartı içeren genel işlem şartı niteliğinde olduğundan, yargı yetkisi kaydının davacı müvekkili şirket bakımından geçersiz olduğunu, söz konusu konşimento tıpkı TBK’nın 20. maddesinde ifade etmiş olduğu gibi, önceden hazırlanmış ve taraflardan biri tarafından diğer tarafa sunulan, ileride çok sayıda benzer uluslararası deniz taşımacılık işlerinde kullanılabilecek ve diğer tarafa (somut olayda emtiaları satın alan, Dava-dışı Sigortalı) pazarlık olanağı verilmeyecek şekilde dayatılan bir hukuki doküman olduğunu, dolayısıyla, bahsi geçen konşimento açık ve net şekilde genel işlem koşulu niteliğine haiz olup, TBK’nın ilgili maddeleri bu konşimentodaki kayıtlar açısından da uygulama alanı bulması gerektiğini, emsal Yargıtay kararları doğrultusunda bu yetki hükmün geçersiz olduğunu, Yetki anlaşmalarının, Türk mahkemelerinin yargılama yetkisini ortadan kaldırmayacağını, MÖHUK’un 47/1.maddesine göre Türk mahkemelerinin yargılama yetkisini ortadan kaldıracak anlaşmaların yapılmasının mümkün olmadığını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2019/3799 K. 2020/3051, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E.1988/11-26, K.1988/76 sayılı emsal kararlarının ekli olduğunu, Türk mahkemelerinin MÖHUK’un 47. maddesine göre münhasır yargı yetkisinin olduğu hallerde yetki sözleşmesi yapılması mümkün olmadığını, TTK’ya göre yabancı tacirler adına acentelik yapanlar bakımından müvekkili adına Türkiye’de dava açılması halleri de bu hallerden olduğunu, bu yüzden konşimentodaki yetki kaydının Türk mahkemelerinin münhasır yargı yetkisini ortadan kaldıran nitelikte bir kayıt olduğundan ,hukuki olarak bir geçerliliği bulunmadığını, emsal nitelikteki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2019/3298 K. 2020/2018 sayılı kararının ekli olduğunu, Bunlara ilaveten taşıyıcılar tarafından tek taraflı irade beyanı ile düzenlenen konşimentonun yetki sözleşmesinin varlığına delil olarak kabul edilmesinin HMK’nın 17 ve 18.maddelerine olacağını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 1983/5142 K. 1983/5268, Yargıtay 11.hukuk Dairesi E. 2008/5454 K. 2009/2604 sayılı emsal kararların ekli olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 1472. maddesi uyarınca, Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi uyarınca ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini amacıyla başlatılan icra takibine itirazların İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. Davalı, cevap dilekçesinde uluslararası yetki itirazında bulunarak mahkemenin yetkisine itiraz etmiş, ilk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile … Gemisine İzafeten … A.Ş.’nin Milletler arası yetki itirazı kabul edilerek, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dosya kapsamında mevcut belgeler incelendiğinde; sigorta poliçesinde dava dışı … A.Ş.’nin … isimli firmadan aldığı ve Marsilya’dan İzmir’e taşıması yapılacak kuru erik emtiasının nakliye rizikolarına karşı sigortalandığı, konişmentoya göre yükleyici gönderenin …, taşıyanın … Limited olduğu, … A.Ş.’nin 15.04.2019 tarihli dava dışı sigortalı ihtarına karşı yazdığı cevapta taşıyanın acentesi olduğunu benimsediği görülmüştür. TTK’nın 1237/1. maddesi uyarınca, taşıyan ile konişmento hamili arasındaki hukuki ilişkide konişmento esas alınır. Somut olayda dava konusu konişmento incelendiğinde, gönderenin …, alıcının dava dışı sigortalı … A.Ş., yükleme limanının Marsilya, tahliye limanın Aliağa, geminin … gemisi olduğu ve taşıyanın … Limited olduğu görülmüş olup, o halde konişmeto hükümlerinin tarafları bağlayacağı açıktır. MÖHUK’un 47/1 maddesi, “Yer itibariyle yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, taraflar, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda anlaşabilirler. Anlaşma, yazılı delille ispat edilmesi hâlinde geçerli olur. Dava, ancak yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması veya Türk mahkemelerinde yetki itirazında bulunulmaması hâlinde yetkili Türk mahkemesinde görülür.” şeklinde düzenlenmiştir. Yetki şartı taraflar arasındaki ilişkiyi düzenleyen sözleşmeye ayrı bir madde olarak konulabileceği gibi ayrı bir yetki sözleşmesi olarak da düzenlenebilecektir. Anılan hükme göre yetki şartının geçerli olması için uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıması, Türk Mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması ile uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması gerekmektedir. Somut olayda dava konusun emtianın gönderici-yükleyicisinin yabancı olması, yükleme yerinin yabancı bir limandan yapılmış olması, taşımayı yapan geminin yabancı bayraklı olması ve taşıyanın yabancı bir şirket olması dikkate alındığında uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı kabul edilmelidir. Bunun yanında, dava konusunun münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmadığı, taşıma akdi ilişkisinden kaynaklandığı da açıktır. Konişmentonun ön yüzende yer verildiği üzere, arka yüzünde yer alan 24. maddesinde açıkça konişmetoya bağlı olarak açılacak bir davanın İngiltere Londra Yüksek Mahkemesi tarafından karara bağlanacağı düzenlenmiş olup, bu durumda iş bu davada da münhasıran Londra Yüksek Mahkemelerinin yetkili olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan kural olarak genel işlem koşulları içeren sözleşmeler düzenlenmesi, yasal sınırlar içinde hukuken mümkündür. Ancak, TBK’nın 25. maddesine göre, genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz. Somut olayda ise taraflar arasında düzenlenen konişmentonun ön yüzünde arka yüzündeki yetki klozuna atıfta bulunulmuştur. Kaldı ki yetki şartına ilişkin bu hükmün, tacir olan sigortalı tarafın kolayca anlayabilecek bir içerikte olup, ayrıca uyuşmazlık halinde mahkemenin yetkisinin düzenlenmesine ilişkin hüküm konulmasının dürüstlük kuralına aykırı bir düzenleme sayılamayacağı kanaatine varıldığından, haksız işlem şartı olarak kabul edilemez. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Diğer taraftan, acentelik hükümleri arasında yer alan TTK’nın 105/2. maddesindeki düzenleme; acentelik sözleşmelerine, müvekkili aleyhine açılan davalarda acentenin temsil yetkisinin olmadığına dair konulacak şartlarla ilgilidir. Bu hüküm, acentenin üçüncü kişilerle, acente sıfatıyla yapılan sözleşmelere konulacak yetki şartıyla ilgili değildir. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01.07.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a.maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre, karar kesindir.