Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/461 E. 2023/966 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/461
KARAR NO: 2023/966
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2020
NUMARASI: 2018/687 E. – 2020/757 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalının tüm sermayesine sahip olduğu … Ltd. Şti.’de 20.01.2016 tarihinden 27.12.2017 tarihine dek B sınıfı iş güvenliği uzmanı olarak istihdam edildiğini, müvekkilinin, şirket bünyesinde çalıştığı dönemde her ne kadar şirket sahibi davalı … olsa da şirketin işleyişinden sorumlu olan ve şirketin 3.kişilerle olan ilişkilerden de kendisini şirket sahibi olarak tanıtan …nın şirket ve şubesinin fiili yöneticisi ve müdürü olduğunu, 17.03.2017 tarihli şube ile hizmet alan iş yeri arasındaki işyeri hekimliği sözleşmesinde de şahsın mesul müdür kaşesi ile sözleşmeyi akdettiğini, şirket sahibi davalının, …nın 3.şahıslara yüksek miktarda borçları olması sebebi ile şirketin kağıt üzerindeki sorumlusu olduğunu, davalının yabancı uyruklu olması sebebiyle ülkede şirket yönetimini üstlenebilecek bilgi ve deneyime sahip olmadığını, şahıslar arasındaki evlilik resmen sona ermiş olsa da tarafların birlikte yaşamaya da devam etmekte olduğunu, müvekkilinin ücretli personel olarak şirket bünyesinde çalıştığı süreçte davalı ve … tarafından kendisine … Ltd. Şti. OSGB şubesinin sermayesini oluşturan payların % 10’unu devredilmesinin teklif edildiğini, taraflar arasında 17.500.00 TL karşılığında devrin gerçekleştirilmesi yönünde mutabakat sağlandığını, bu mutabakata istinaden müvekkilinin 01.07.2016 tarihinde … Ltd. Şti. Osgb şubesinin %7 hissesi karşılığı olarak 12.250.00TL, 26.07.2016 tarihinde ise %3 hissesi karşılığı 5.250,00 TL ödemeyi … Bankasının …ya ait banka hesabına gönderdiğini, yapılan anlaşma gereği şirket sahibi …nın şirket devrini gerçekleştirmediğini, son aylardaki ücretlerini de alamamasından ötürü müvekkilinin rahatsızlığını ilettiği toplantıda davalı ve dava dışı şahıslar tarafından kendisine ibraname imzalatılmak istenerek müvekkilinin iş akdinin feshedildiği, müvekkili tarafından ödenen tutarın talebe rağmen iade edilmediğini, müvekkilinin iş akdinin sonlandırılması akabinde 19.01.2018 tarihinde … tarafından müvekkilinin hesabına 3.000,00 TL’lik ödeme gerçekleştirildiğini, açıklama kısmına ise borç olarak gönderilen 17.500,00 TL için kısmi ödeme yazıldığını, ücretli şekilde istihdam edilen işçinin şirket sahiplerine şahsi borç vermesinin hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, müvekkilinin 17.500.00TL’lik ödemesinin … Ltd. Şti. Osgb şubesinin toplamda %10 oranındaki hisse devri adına yapıldığını, bunun müvekkili tarafından yapılan ödemelerin açıklama kısmında belirtildiğini, müvekkiline yapılan kısmi ödeme sonrası müvekkilinin ödemenin devamını iyi niyetli olarak beklediğini, davalı yanın ödemeyi gerçekleştirmemesi üzerine bakiye 14.500,00 TL’nin tahsili için 14.02.2018 tarihinde davalı aleyhine Silivri İcra Müdürlüğünün … Esas numaralı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, başlatılan takibin, davalının haksız olarak itirazı nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; huzurdaki davanın muhatabının, parayı davacıdan alan … olduğunu, müvekkilinin olmadığını, şirketin %10’luk hisse devrine ilişkin işlemin oldukça ciddi bir işlem olduğunu şifahi beyanlarla mutabakat yapılmasının elbette hayatın olağan akışına ticari teamüllere göre beklenir bir durum olmadığını, davacının bu hususta herhangi yazılı bir anlaşma ibraz etmediğini, para gönderirken açıklama kısmına yazdığı hisse karşılığı ibaresine sığındığını, tahmini olarak davacının, dava dışı …ya 17.500,00 TL’yi borç olarak gönderdiğini, müvekkilinin bu para alışverişi ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile usul yönünden reddi gerektiğini savunarak, davanın reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, alacağın tahsili istemiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerinden ibarettir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, ticaret sicil kaydı, Silivri İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına binaen; davacı … tarafından dava dışı …’ya, … Bankası A.Ş. Merter – İstanbul Şubesinin … nolu hesabından dava dışı …’nın … Bankası … nolu hesabına 01.07.2016 tarihinde “… OSGB % 7 HİSSE BEDELİDİR “ açıklamalı , 12.250,00.-TL , … Bankası A.Ş. Merter – İstanbul şubesinin … nolu hesabından dava dışı …’nın … Bankası … nolu hesabına 26.07.2016 tarihinde “… OSGB % 3 HİSSE BEDELİDİR “ açıklamalı , 5.250,00.-TL EFT yaptığı, toplam olarak dava dışı … hesabına 17.500 TL ödemede bulunduğu, dava dışı … tarafından davacı …’ya, davacı …’nın … Bankası A.Ş. Merter – İstanbul şubesinin … nolu hesabına 19.01.2018 tarihinde “ BORÇ OLARAK GÖNDERİLEN 17.500 TL İÇİN KISMİ ÖDEMEDİR” açıklamalı 3.000,00.-TL , aynı hesaba 26.09.2018 tarihinde “ BORÇ OLARAK GÖNDERİLEN 17.500 TL İÇİN KISMİ ÖDEMEDİR” açıklamalı 4.000,00.-TL, Yine aynı hesaba 08.11.2018 tarihinde “ BORÇ OLARAK GÖNDERİLEN 17.500 TL İÇİN KISMİ ÖDEMEDİR” açıklamalı 5.000,00.-TL ödeme yaptığı, toplamda davacı hesabına 12.000,00.-TL geri ödemede bulunduğu , davacının açmış olduğu davada, davalı olarak …’yı gösterdikleri, davalı …’nın açılan bu davada dava dışı … Ltd.Şti.’nin ortağı ve münferiden yetkili müdürü olduğu, dosya münderecatında davacı tarafın davalı tarafla dava konusu ile ilgili olarak herhangi bir alışverişte veya ticari bir ilişkide bulunduğuna dair herhangi bir emareye rastlanmadığı, davacı tarafın davalı tarafla ilişkisinin sadece adı geçen şirketin 20.01.2016 – 27.12.2017 tarihleri arasında çalışanı olduğu, dosyada davalı ile şirket hissesinin satılması konusunda davalı tarafça imzalı bir belgeye rastlanmadığı ve bu konuda herhangi bir belge sunulmadığı, tarafların dosya kapsamına göre aralarında ticari ilişkinin bulunmadığı, davacı …’nın davalı …’dan herhangi bir alacağının bulunmadığı, davacı tarafından yapılan ödemelerin dava dışı …’nın hesabına yapıldığı anlaşılmakla davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, davanın HMK 114/1-d ve 115/2 maddesi gereğince pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacının ücretli personel olarak dava dışı şirket bünyesinde çalıştığı süreçte davalının eşi …nın aynı zamanda şirketin fiili olarak en üst kademedeki yöneticisi olduğunu, …nın “Mesul Müdür” kaşesi ile imzaladığı yazılı belgenin bulunduğunu, davacıya dava dışı … Ltd.Şti. OSGB Şubesi’nin sermayesini oluşturan payların %10’unun devredilmesinin teklif edildiğin, taraflar arasında 17.500,00 TL karşılığında devrin gerçekleştirilmesi yönünde mutabakat sağlandığını, mutabakata istinaden müvekkilinin 01.07.2016 tarihinde … Ltd.Şti. OSGB Şubesi’nin %7 hissesi karşılığı olarak 12.250,00 TL, 26.07.2016 tarihinde ise %3 hissesi karşılığı 5.250,00 TL ödemeyi …ya yaptığını, davacının iş akdinin sonlandırılması akabinde 19.01.2018 tarihinde … tarafından müvekkilinin hesabına 3.000,00 TL’lik ödeme gerçekleştirildiğini, ödemenin açıklama kısmına ise “Borç olarak gönderilen 17.500 TL için kısmi ödemedir” yazıldığını, …’nın işbu kısmi ödeme ile amaçladığı şeyin davacının mutabakat sonucu … Ltd.Şti. OSGB Şubesi’nin %10’luk hissesi karşılığı ifa ettiği edimin, kendisine şahsen borç olarak verildiği izlenimini uyandırmak olduğunu, muhakeme sürecinde arz olunduğu üzere kendisinin üçüncü kişilere yüklü miktarda borcu bulunduğunu, şirket hisseleri dahil … çiftinin sahip olduğu hiçbir mal varlığının kendisinin mülkiyetinde olmadığını, ücretli şekilde istihdam edilen işçinin şirket sahiplerine şahsi borç vermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının 17.500,00 TL’lik ödemesinin, … Ltd.Şti. OSGB Şubesi’nin toplamda %10 oranındaki hisse devri adına yapıldığı ise müvekkilince, ödemelere ait dekontlarda, açıklama kısımlarında belirtildiğini, mutabakattan haberdar olan tanıklara ait bilgiler dava dilekçesinde belirtilmiş ise de mahkemece tanıkların dinlenmediğini, bilirkişi raporunun da hatalı olduğunu, esas sermaye payının devri TTK m. 595’te düzenlendiğini, devir işleminin basamaklarının detayları ile açıklandığını, şirket hisseleri, hisse sahibinin malvarlığı değeri olduğunu, şirket hisselerinin el değiştirmesi, şirket aktifini artıracak bir tasarruf olamadığını, bu nedenle ödemenin şirkete ait banka hesabına yatırılması gerekmediğini, devir mutabakatının eşitler arasında gerçekleştirilen bir mutabakat olmadığını, bilakis bağımlı çalışan müvekkili ile şirket hisselerinin sahibi davalı ile davalının hayat arkadaşı ve şirketin fiilen tek yöneticisi, davacının amiri konumundaki … arasında gerçekleştirilen bir akit olduğunu, bu nedenle dezavantajlı konumu olan davacının davalının şirketinde bağımlı çalışan olması ve …nın da davalı ile arz edilen yakın ilişkisi dikkate aldığında, müvekkilinin hisse devri karşılığında yaptığı ödemeyi davalı hesabına değil … hesabına yatırmasının ummadığı kötü niyete karşı tedbirsizlik olsa da yaşamın akışında yadırganabilecek bir kusur olmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne, karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının hisse devir bedeli olarak ödediğini iddia ettiği paranın, hisse devrinin gerçekleştirilmemesi sebebiyle iadesi için başlatılan icra takibinine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, davalı ve dava dışı … ile aralarında, davacının sahibi olduğu dava dışı … Ltd. Şti.’nin OSGB şubesinin sermayesini oluşturan payların % 10’unun devredilmesi konusunda mutabakat sağlandığını, bu mutabakata istinaden 01.07.2016 tarihinde şirketin Osgb şubesinin %7 hissesi karşılığı olarak 12.250.00TL, 26.07.2016 tarihinde ise %3 hissesi karşılığı 5.250,00 TL ödemeyi dava dışı …ya ait banka hesabına gönderdiğini, ancak hisse devrinin yapılmaması sebebiyle ödediği bedelin tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını, takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış; davalı, davacıyla arasında böyle bir anlaşmanın bulunmadığını, kendisine husumet yönetilemeyeceğini savunmuş, mahkemece, davalının pasif husumeti bulunmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Silivri İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından, davalı aleyhine toplam 14.500,00 T asıl alacak için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip sebebi olarak12.250,00 TL ve 2.250,00 TL’lik ödemelerin gösterildiği, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından, 01.07.2016 tarihinde ”… OSGB % 7 hisse bedelidir” açıklamalı dekont ile 12.250,00 TL, 26.07.2016 tarihinde ”… OSGB % 3 hisse bedelidir” açıklamalı dekont ile 5.250,00 TL’nin dava dışı … hesabına toplam 17.150,00 TL ödeme yapıldığı görülmektedir. Dava dışı … Ltd. Şti.’nin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; şirketin 11.01.2012 tarihinde … Sicil numarası ile 200 paya ayrılmış 5.000.00 TL sermayeye sahip olarak kurulduğu, ilk kurucu ortaklar … ve …ın ortaklıktan 01.01.2013 tarihinde ayrıldıkları, toplam 5.000.00 TL olan hisselerini davalı …ya 5.000,00 TL karşılığında devrettikleri, şirketi her hususta …nın münferiden temsil ve ilzam edeceğinin tescil edildiği, 13.02.2014 tarihinde tescil edilen karara göre şirket sermayesinin 400 paya karşılık 10.000,00TL’ye çıkarıldığı ve artırılan sermaye paylarının tamamının davalı …ya ait olduğu, bu kararın sicil gazetesinde 19.02.2014 tarih, 8511 sayılı nüshasında yayımlandığı, sicil gazetesinin 11.01.2018 tarihli nüshasında yayımlanan karara göre davalının süresiz olarak şirket müdürlüğüne münferit imzası ile temsil ve ilzam yetkisinin verildiği, dava dışı … Ltd. Şti.’nin OSGB şubesinin 12.01.2016 tarihinde … sicil numarası ile şube olarak tescil edildiği, şirketin sermayesinin merkezden karşılanacağı, ilk on yıl için münferit imzası ile …nın temsil ve ilzama yetkili olduğu, bu tescilin ise 18.01.2016 tarihli nüshasında ilan edildiği anlaşılmaktadır. Bu bilgi ve tespitler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı esasında eldeki davada, davalının sahibi olduğu dava dışı şirketin %10 hissesini, davalının verdiği yetkiye binaen davalının dava dışı eşinden bedeli karşılığında satın aldığını ileri sürmektedir. Bir diğer deyişle, dava dışı …nın davalının sahibi olduğu şirketin hissesini devretmek için davalının temsilcisi olarak hareket ettiğini iddia etmektedir. Nitekim davacının hisse bedeline karşılık gönderdiğini belirttiği paranın gönderilme tarihlerinde davalı şirketin tek hissedarıdır. Bu açıdan davacının aslında eldeki davada husumeti doğru kişiye, davalı …’ya yönelttiği anlaşıldığından mahkemece davalının pasif husumetinin bulunmadığı yönündeki gerekçesi yerinde görülmemiştir. Davalının pasif husumetinin bulunduğu anlaşıldığından Dairemizce işin esasına ilişkin olarak inceleme yapılmıştır. Buna göre, davacı, 01.07.2016 tarihinde ”… OSGB % 7 hisse bedelidir” açıklamalı dekont ile 12.250,00 TL, 26.07.2016 tarihinde ”… OSGB % 3 hisse bedelidir” açıklamalı dekont ile 5.250,00 TL’nin dava dışı … hesabına toplam 17.150,00 TL ödeme yapmış ve bu ödemelerin iadesini talep etmiştir. Ancak somut olayda, davacı, dava dışı …’nın davalıyı ve davalının sahibi olduğu şirketi temsil etmesi ve şirket hisse devrini yapması konusunda davalı tarafından yetkilendirildiğini, yaptığı ödemeleri bu amaçla yaptığını dosya kapsamı nazara alındığında ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Bu nedenlerle, davacı vekilinin davalının pasif husumetinin bulunduğu yönündeki istinaf istemi yerinde görülmekle birlikte işin esasına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esastan reddine dair yeniden hüküm kurulması gerekmiştir. İstinafa gelenin sıfatına göre ve istinafa gelenin aleyhine hüküm verme yasağı gözetilerek, Dairemizce yeniden hüküm kurulurken ilk derece mahkemesince davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti miktarı aynen muhafaza edilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davacı vekilinin husumet dışındaki istinaf sebepleri yerinde görülmemekle birlikte, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2 maddeleri uyarınca hükmün ve gerekçesinin resen düzeltilmek üzere ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak yukarıdaki gerekçeyle davanın reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; Davacı vekilinin husumet dışındaki istinaf sebepleri yerinde görülmemekle birlikte hükmün düzeltilmesi gerektiğinden, HMK’nın 33, 355 ve 353/1.b.2 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davanın reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin olarak yatırılan 175,13 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,77 TL harcın davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,6-Kararın kesinleşmesi hâlinde kullanılmayan gider ve delil avansları kalırsa yatıranlara iadesine, 7-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; peşin istinaf karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, b-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 8-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 9-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 01.06.2023
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir