Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/443 E. 2021/762 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/443
KARAR NO: 2021/762
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/12/2020
NUMARASI: 2020/673 Esas – 2020/633 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri tarafından dava konusu şirket aleyhine kira alacaklarına ilişkin olarak Bakırköy 6.SHM 2019/222 esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, yargılama aşamasında şirketin tasfiye sonucunda sicilden terkin edildiğini öğrendiklerini, mahkemece kendilerine verilen yetki kapsamında sicilden terkin edilen şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Tasfiye memuru … vekili savunmasında özetle; şirketin müvekkili tarafından mevzuata uygun olarak tasfiye edilerek sicilden terkin edildiğini, terkinden önce SHM’den görüş sorulduğunu, mahkemece dosyada tedbir kararı bulunmadığından terkin hususunun sicil müdürlüğüne ait olduğu yazısı kapsamında işlem yapıldığını, dolayısıyla müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 09.12.2020 tarihli, 2020/673 Esas – 2020/633 Karar sayılı kararında, “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu şirket aleyhine terkinden önce 30/01/2019 tarihinde Bakırköy 6.SHM 2019/222 esas sayılı dosyası ile dava açıldığı, dava derdest iken şirketin tasfiye sonucunda sicilden terkin edildiği, hakkında dava veya icra takibi bulunan şirketin söz konusu dava veya takip sonuçlanmadan tasfiye edilmesinin mümkün olmadığı, buna rağmen davalı tasfiye memuru tarafından şirketin sicilden terkin edildiği, Bakırköy 6.SHM 2019/222 esas dosyası üzerinden sicil müdürlüğüne gönderilen 18/11/2019 tarihli cevabi yazının yalnızca kendi dosyaları yönünden tedbir kararının bulunmadığının ifade edildiği, dolayısıyla tasfiye işleminin yapılmasına muvafakat edildiği şeklinde bir ifadenin yer almadığı, kaldı ki Sulh Hukuk Mahkemesinin kanunda belirtilen tasfiye koşullarıyla ilgili karar da veremeyeceği, sonuç itibariyle hakkında dava bulunan şirketin tasfiye sonucunda sicilden terkin edilmesinin mevzuata uygun olmadığı, bu nedenlerle açılan davanın kabulüne, mevzuata aykırı olarak şirketi tasfiye sonucunda sicilden terkin ettiren tasfiye memurunun kusurlu olması ve davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak…” davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü …numarası ile kayıtlı Tafiye Halinde … Anonim Şirketi’nin Bakırköy 6.SHM 2019/222 esas sayılı dosyasına münhasır olmak üzere TTK ‘ nın 547. maddesi gereğince ihyasına, tasfiye memuru olarak önceki tasfiye memuru …’ın görevlendirilmesine karar verilmiştir. Bu karara davalı … vekili tarafından tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle: 24.07.2018 tarihli ve 9627 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan 2017 yılı olağan genel kurul kararıyla şirketin tasfiye edilmesi kararı alınmış olup, aynı kararla müvekkilim … yasa ve usule uygun olarak tasfiye memuru olarak seçildiğini, Alacaklılara çağrı ilanları; 30.07.2018 tarihli ve 9631 sayılı, 07.08.2018 tarihli ve 9637 sayılı, 15.08.2018 tarihli ve 9643 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yapıldığını, Davacılar tarafından 30/01/2019 tarihinde Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/222 Esas sayılı dosyası ile müvekkilimin tasfiye memuru olarak görev ifa ettiği Tasfiye Halinde … Anonim Şirketi aleyhine kira alacağı ve eski hale getirme hususunda dava açıldığını, davacılar tarafından tasfiye sürecinde ilgili şirketten kesinleşmiş alacakları olduklarına dair tasfiye memurluğuna ve tasfiye memuru olarak müvekkiline herhangi bir müracaatları ve talepleri olmadığını, yine tasfiye süresince, davacıların alacaklı olduklarını gösteren, şirket aleyhinde verilen ve şirketi borç altına sokacak sonuçlanmış veya kesinleşmiş herhangi bir mahkeme kararı da bulunmadığını, Şirketin kapatılması için 08.03.2019 tarihinde 2018 yılı ve tasfiye sonu olağan genel kurul toplantısı yapıldığını, bu toplantıda tasfiyenin sonuçlandırılmasına ve ticaret sicili ve diğer resmi kurumlardaki kayıtların terkin edilmesi yönünde karar alındığını, alınan bu karar doğrultusunda tasfiye memuru olarak müvekkilinin şirketin 08.03.2019 tarihli tasfiye sonu genel kurul kararının tescili ile ticaret sicil kaydının silinmesi için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müracaat ettiğini, Müdürlükçe bildirilen görüş sonucunda şirketin tasfiye sonu kapanış başvurusunun ve ticaret sicil kaydının silinerek terkin edilmesine ilişkin tescil işleminin diğer davalı … Sicil Müdürlüğü tarafından 18.12.2019 tarihinde tescil edildiğini ve 24.12.2019 tarihli ve 9979 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlandığını, Şirketin Vergi Dairesi mükellefiyet sicil kaydı, İkitelli Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından müvekkilinin yapmış olduğu kapanış başvurusu sonucunda 18.12.2019 tarihi itibariyle kapatıldığını, Tasfiye Halinde … Anonim Şirketi’nin hem ticaret sicil kaydı, hem de vergi mükellefiyet kaydı yasa ve usule uygun olarak terkin olunduğunu, Müvekkili …’ın tasfiye memuru olarak görevini hukuka ve usule uygun bir şekilde yerine getirdiğini, bu nedenle de tasfiyeye ilişkin olarak müvekkiline atfedilebilecek yasal bir kusur bulunmadığını belirterek, Yukarıda açıklanan nedenlerle istinaf talebinin kabulü ile Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/673 E., 2020/633 K. Sayılı 09/12/2020 tarihli kararının kaldırılmasına ve davanın esastan incelenerek reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi gereğince, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkin olup, şirketin sicil kayıtları celbedildiğinde, sicilden terkin edildiği ihtilafsızdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru vekil tarafından, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/222 Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacılar tarafından davalı … Anonim Şirketi aleyhine kira alacağı davası açıldığı anlaşılmıştır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Anonim Şirketinin 18.12.2019 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği ve bu tarihte şirketin sicil kaydının terkin edildiği, şirketin tasfiye memurunun davalılardan … olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacılar tarafından tasfiye halindeki şirket aleyhine Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/222 Esas sayılı dava dosyasında kira alacağı davası açıldığı, davacıların taleplerin bu davada değerlendirilecek olması karşısında, derdest olan bu davada taraf teşkilinin sağlanarak yargılama yapılmasının sağlanması bakımından tasfiye halindeki şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yarar bulunmaktadır. TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde, ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecek, mahkemenin talebi yerinde görmesi halinde tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirecektir. Tasfiyenin kapatılması için tüm tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. Şirketin devam eden bir hukuki uyuşmazlığı nedeniyle şirketin ihyasına karar verildiğinde, yapılacak ek tasfiye işlemleri, tasfiye üstlenmiş olduğu görevin devamı niteliğindedir. Bu durumda, münferit yetkili tasfiye memurunun ek tasfiye için seçilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Diğer taraftan, tasfiye memuru tarafından yapılan yargılama giderleri tasfiye giderlerine sonradan eklenebileceğinden ve HMK’nın 326. Maddesi uyarınca yargılama giderlerinden aleyhine hüküm verilen taraf sorumlu olduğundan ve davalı Sicil Müdürlüğü yasal hasım olup yargılama giderlerinden sorumlu olmasını gerektirir bir durum bulunmadığından, davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında da bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararı isabetli olmakla, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince davacı vekiline tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10.06.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.ç maddesi uyarınca, karar kesindir.