Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/426 E. 2021/322 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/426
KARAR NO: 2021/322
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2020 TARİHLİ EK KARAR
NUMARASI: 2018/1558 D. İş. – 2018/1591 K.
DAVANIN KONUSU:İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına karşı, borçlu … tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, borçlu … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili ile borçlu … Ltd.Şti. arasında çeşitli tarihlerde düzenlenen genel kredi sözleşmeleri kapsamında kredi kullandırıldığını, aleyhine ihtiyati haciz istenen borçluların genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imza attıklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın Bakırköy … Noterliğinin 01.11.2018 tarihli ihtarıyla kat edildiğini ve ihtara rağmen borcun ödenmediğini, borçlu …’in şirketin ortağı olduğunu, ortaklık payını 16.11.2015 tarihinde …’a devir ederek ortaklıktan ayrıldığından kefalette eş rızasının aranmayacağını ileri sürerek, kefillerin kefalet limitleriyle sınırlı olmak üzere, banka alacağını teminen borçluların taşınır, taşınmaz ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebinin değerlendirdiği 05.12.2018 tarihli kararında; ” Talebin %15 teminatla kabulü ile; … için 3.154.621,39 TL, … için 3.154.621,39 TL, … için 116.000,00 TL, … için 666.000,00 TL, … için 666.000,00 TL, … için 666.000,00 TL, … için 726.000,00 TL yönünden kabulü ile yukarıda hüviyeti yazılı alacaklının borçlulardan alacağı olan 3.154.621,39-TL’nin tahsilinin ifasını temin bakımından, vaki isteği İ.İ.K.’nun 257.maddesi 1.fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve karşı tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı yeterli teminat da alınmış bulunduğundan, adı geçen borçluların yukarıda gösterilen malları ile alacaklarının; İcra İflas Kanunu’nda gösterilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine, ” gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne, karar verilmiştir. Bu karara karşı, borçlu … vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından başlatılan takipteki ödeme emrinin 02.11.2020 tarihinde tebliği üzerine ihtiyati hacizden haberdar olunduğunu, ihtiyati hacze dayanak olarak gösterilen belgelerden hesap özeti, kat ihtarı ve kat ihtarının tebliğine ilişkin belgelerin sunulmadığını, bu nedenle mahkemenin hesabın kat edilerek kesinleştiğine ilişkin kabulünün anlaşılamadığını, müvekkilinin dava dışı … şirketindeki paylarını 05.11.2015 tarihinde borçlulardan …’a devir ederek ortaklıktan ayrıldığını, devir tarihi itibariyle şirketin bankaya borcunun bulunmadığını, devir sonrası yeni ortaklarla yapılan genel kredi sözleşmeleri kapsamında şirkete kredi kullandırıldığını, devir sonrası müvekkilinin imzasını içeren 22.08.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullandırılmadığını, talep ekinde müvekkilinin imzası bulunmayan sonraki tarihli genel kredi sözleşmelerinin de sunulduğunu, sonradan imzalanan genel kredi sözleşmelerinin önceki sözleşmeleri hükümsüz kıldığından borcun hangi genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı araştırılmadan eksik incelemeyle ihtiyati hacze karar verilmesinin usulsüz olduğunu, şirketin ortaklık yapısını takip ederek yeni kredi sözleşmelerinde güncellemelerde bulunma yükümlülüğünün bankaya ait olduğunu, alacaklı bankaca, müvekkilinin imzaladığı genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın bulunduğunun kanıtlanması gerektiğini, müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasından sonra imzalanan 2.0000.000,00 TL limitli 22.03.2017 tarihli genel kredi sözleşmesi ile önceki sözleşmelerden daha iyi teminat sağlandığından önceki sözleşmenin ortadan kalktığını, müvekkilinin kefaletinin TBK’nın 583.maddesine göre geçersiz olduğunu, matbu formun imzalanarak yapılan kefalet sözleşmesinin bağlayıcı olmadığını belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 12.12.2020 tarihli ek kararında; “İİK’nun 265/1 maddesinde ihtiyati hacze itiraz düzenlenmiş olup, itiraz sebepleri mahkemenin yetkisine, teminata ve ihtiyati haczin sebebine (alacağın asıl borçlu açısından rehinle temin edildiği, muaccel olmadığı, muaccel alacak için İİK 257 md koşullarının oluşmadığı) ilişkin olarak sınırlandırılmıştır. Somut olayda, itiraz eden talep konusu kredi dolayısıyla, şirket hisselerini devrettiği, 02/09/2015 ve 23/03/2017 tarihli kredi sözlemelerinde imzasının bulunmadığını, kefaletin şekil şartlarına uymadığını belirterek itiraz etmiştir.İhtiyati hacze itiraz edenin dilekçeleri ve ekleri ile dosya kapsamı incelendiğinde,İtiraz eden …’in 22/08/2014 tarihinde müteselsil kefil sıfatı ile, 116.000,00 TL miktar üzerinden kefalet beyanında bulunduğu, 02/09/2015 tarihinde de kefalet miktarının artırıldığı ve toplam 726.000,00 TL üzerinden kefalet beyanında bulunduğu ve kendi imzasının bulunduğu, imzanın kendisine ait olmadığına dair itirazın olmadığı, kefalet tarihleri dikkate alınarak itiraz edenin 05/11/2015 tarihinde hisselerini devrettiği iddiasının önemi olmadığı, kefalet beyanı doğrultusunda sorumlu olduğu anlaşılmakla, itirazın reddine karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle ihtiyati hacze yönelik itirazın reddine, karar verilmiştir.Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlu … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İİK’nın 257.maddesindeki düzenlemeye göre alacaklı öncelikle müvekkilden alacaklı olduğunu ve ve alacağının muaccel olduğunu ispatla mükellef olduğunu, ihtiyati haciz talebinin anılan madde koşullarına uygun olduğunuun mahkemece denetlenmesi gerektiğini, ancak mahkemece alacağın varlığı ve muacceliyete ilişkin itirazlarının değerlendirilmediğini, gerekçesiz ve keyfi şekilde itirazın reddine karar verildiğini, mahkemece bankadan kat ihtarı ve tebliğ belgesinin istenilmesine karar verilmesine rağmen belgeler beklenmeden karar verildiğini, bu nedenle alacağın muaccel olduğunun kanıtlanmadığını, alacağın muaccel olmadığına ilişkin itirazın yasada düzenlenen itiraz nedenlerinden olduğunu, borcun müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasından sonraki genel kredi sözleşmelerinden kaynaklandığının açık olmasına rağmen itirazın reddinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin itirazın reddine ilişkin ek kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati hacze itirazın reddi kararının istinafına ilişkindir. Alacaklı banka vekilince dava dışı şirkete genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan ancak geri ödenmediği ileri sürelen kredi alacağının tahsili için, borçlu müteselsil kefiller aleyhine ihtiyati haciz talap edilmiş, mahkemece yazılı gerekçe ile talep kabul edilmiş, itiraz eden borçlu vekilinin itirazı reddedilmiş, itirazın reddine ilişkin ek karara karşı, borçlu vekilince, süresi içinde istianaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İhtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiştir. Somut olayda; alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığı, aleyhine ihtiyati haciz istenen …’in müteselsil kefil sıfatıyla genel kredi sözleşmelerini imzaladığı, kefaletin şekil şartlarının gerçekleştiği görülmüştür. İhtiyati hacze dayanak 22.08.2014 tarihli genel kredi sözleşmesinde borçlunun 116.000,00 TL borç için müteselsil kefil olduğu, 14.05.2015 tarihli sözleşmede ise kefalet limitinin 726.000,00 TL’sına yükseltildiği anlaşılmıştır. İtiraz eden borçlunun, sözleşmelerin imzalandığı tarih itibariyle borçlu şirketin ortağı olduğu, kefalet miktarının ve türünün el yazısıyla yazıldığı ve kefalet sözleşmesinin geçerli şekilde kurulduğu anlaşılmıştır. UYAP ortamında bulunan kat ihtarı ve tebliğinin incelenmesinde, alacaklı bankaca, kredi borcunun ödenmemesi üzerine Bakırköy …Noterliğinin 01.11.2010 tarih ve … yevmiye nolu kat ihtarıyla hesabın kat edilerek asıl borçlu ve kefillere tebligat gönderildiği, itiraz eden borçlu …’e gönderilen tebligatın iade edildiği anlaşılmıştır. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir; ayrıca ihtarın tebliğ edilmiş olması aranmaz ise de, asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586′. maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsurdur. Sunulu belgelerde, kredi borcunun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edilerek asıl borçlu şirkete, kredi sözleşmesindeki adresine kat ihtarının gönderildiği, ayrıca aleyhine ihtiyati haciz talep edilen kefillere de kat ihtarının gönderildiği tebliğ mazbata örneğinden anlaşılmaktadır. Buna göre TBK’nın 586. ve İİK’nın 257. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz isteminin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Dosyaya sunulan genel kredi sözleşmelerindeki kefilin sorumlu olduğu tutarla sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi karşısında, borçlu vekilince ileri sürülen borca ilişkin iddiaların ihtiyati hacze itiraz nedenlerinden olmadığı, bu tür iddiaların itirazın iptali veya menfi tespit davasında tartışılacağı anlaşılmakla, yerinde görülmeyen tüm istinaf nedenlerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin itirazın reddi kararı ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/5 maddeleri gereğince reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine, 2-İtiraz eden borçlu vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-İtiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.18.03.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.