Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/420 E. 2021/321 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/420
KARAR NO: 2021/321
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/01/2020 tarihli ara karar
NUMARASI: 2020/655 E.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası içinde verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ara karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, müvekkili şirkete mal satımından kaynaklanan borcu sebebiyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe yönelik itirazının haksız olduğunu, müvekkilinin emtiayı fatura ve sevk irsaliyesiyle teslim ettiğini, düzenlenen elektronik faturaların itiraz edilmeksizin kabul edilmesine rağmen satım bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, itirazın iptaliyle takibin devamına, borçlunun menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının borca yeter kısmının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 22.12.2020 tarihli ara kararında; “… İhtiyati haciz İİK 257. Maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz geçici bir tedbir olduğundan hem teminat hem de ispat koşullarına bağlanmıştır. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe ve hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve teminatı vermeğe mecburdur. Tüm bu açıklamalar ışığında dosyanın yapılan incelemesinde dava ve takip konusu faturaların irsaliyelerinde teslim alan ve imzası bulunduğu, malların teslimine ve alacağa ilişkin yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle mahkememizce takdir edilen teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulüne,2004 sayılı İcra İflas Kanunun 257 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz talep edenin ileride ihtiyati haciz de haksız çıkması halinde borçlu/borçlular ile üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu olması kaydı ile ihtiyati haciz isteyen alacaklının şimdilik talebe konu alacağın %20 (yüzde yirmi) oranınına isabet eden 8.083,15 TL miktarındaki nakdi teminat tutarını veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu (şayet alacaklı bir banka ise kendisi dışındaki bir başka bankaya ait teminat mektubu olmak kaydı ile) mahkememize yatırdığında veya ibraz ettiğinde borçlunun/borçluların gerek elindeki gerekse üçüncü şahıslardaki taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının yukarıda miktarı yazılı alacağa yetecek kadar kısımlarının ihtiyaten haczine” gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin kabulüne, karar vermiştir.Bu karara karşı, borçlu vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir.İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının haksız olmasının yanı sıra açıkça İİK’nın 362/a maddesine aykırı olduğunu, müvekkili şirketin özel eğitim kurumu olduğunu ve ilkokul, ortaokul ve lise seviyesinde öğrencilere 5580 sayılı Kanun kapsamında eğitim verdiğini, İİK’nın 362/a maddesi uyarınca eğitim öğretim yılı içerisinde özel okullar ile özel öğrenci yurt ve benzeri kurumların taşınır ve taşınmaz mallarının haczinin mümkün olmadığını, müvekkili şirkete ait okulların 15.08.2020 tarihi itibarıyla eğitim öğretime başladığını, ihtiyati hacze esas faturalara itiraz edilmesi nedeniyle alacağın ihtilaflı olduğunu, tarafların borcun miktarı konusunda mutabakatı bulunmadığı halde ihtiyati haciz kararı verilmesinin usulsüz olduğunu belirterek, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 20.01.2021 tarihli ara kararında; “…Tüm dosya kapsamının incelenmesinden; ihtiyati hacze itiraz eden davalının işin aciliyeti sebebi ile kararın duruşmasız olarak verilmesini talep ettiği görülmüştür. İtiraz edenin dilekçesinin incelenmesinden, eğitim kurumu olması nedeni ile öğretim dönemi içinde taşınır ve taşınmaz mallarının haciz edilemeyeceği dolayısıyla ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği iddiası ile kararın kaldırılmasının talep edildiği görülmüştür. Ne var ki anılan yasa maddesi açıkça haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılamayacağını belirtmekte olup kanuni düzenlemede ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine ilişkin bir kısıtlama bulunmamaktadır. Bu dönemde haciz işleminin uygulanması halinde de icra muamelesini şikayet mahiyetinde olacak talebin inceleme yeri de İcra Mahkemesi olacaktır. Bir diğer itiraz nedeni olarak alacağın faturaya dayanması ve taraflar arasındaki alacağın yargılamayı gerektirmesi itirazı yönünden yapılan incelemede ise ihtiyati haciz kararımızda belirttiğimiz üzere faturaların teslim alan kısımlarının isim yazılarak imzalandığı, böylece yaklaşık ispat şartının da gerçekleştiği anlaşılmakla davalının bu itirazı da yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. İhtiyati hacze yapılan itirazın reddine ” gerekçesiyle ihtiyati hacze yönelik itirazın reddine, karar vermiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkili şirketin özel eğitim kurumu olup ilkokul, ortaokul ve lise seviyesinde öğrencilere 5580 sayılı Kanun kapsamında eğitim verdiğini, İİK’nın 362/a maddesi uyarınca, eğitim öğretim yılı içerisinde özel okullar ile özel öğrenci yurt ve benzeri kurumların taşınır ve taşınmaz mallarının haczinin mümkün olmadığını, özel okullar aleyhine haciz işleminin ancak eğitim ve öğretim yılı sonunda yapılabileceğini, müvekkiline ait okulların 15.08.2020 tarihi itibarıyla eğitim-öğretime başladığını ve eğitim döneminin devam ettiğini, bu nedenle ihtiyati haciz kararının kanunun açık hükmüne aykırı olduğunu, davacının fatura dışında belge sunmadığını, fatura alacağının yargılamayı gerektirdiğini belirterek, ilk derece mahkemesi itirazın reddine dair ara kararının kaldırılmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı yanca itirazın iptali davasıyla birlikte ihtiyati haciz talep edilmiştir. Davacı, taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında, davalıya teslim edilen emtianın bedelinin tahsili amacıyla takip başlatmış, süresinde itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali ile birlikte ihtiyati haciz istemiş, ilk derece mahkemesince, dosya kapsamında bulunan fatura, sevk irsaliyeleri ve Ba-Bs formları dikkate alınarak ihtiyati haciz istemi kabul edilmiştir. Davalı vekilinin itirazı üzerine, ilk derece mahkemesince duruşma açılmaksızın dosya üzerinden ihtiyati hacze yönelik itirazın reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekili, 22.12.2020 tarihli ara kararla verilen ihtiyati haciz kararına karşı 31.12.2020 tarihinde itirazda bulunmuş, ilk derece mahkemesince, duruşma açılmaksızın dosya üzerinden 20.01.2020 tarihli ara kararla, itirazın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili, bu ara karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuştur. İİK’nın 265/4. maddesi uyarınca, mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. Somut olayda ilk derece mahkemesince, davalı itirazı hakkında usulünce duruşma açılmadan (murafaa yapılmadan) karar verildiğinden, hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin, davalı vekilinin itirazının esası incelenmeksizin, duruşma açmadan itiraz hakkında verdiği ara kararının kaldırılması gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinaf konu 20.01.2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında ihtiyati hacze itirazın yeniden karara bağlanması için dosyasının, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafça yatırılan peşin istinaf karar harcının, talep halinde iadesine, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.18.03.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.