Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/410 E. 2021/701 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/410
KARAR NO: 2021/701
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2019/520 Esas – 2020/848 Karar
TARİHİ: 15/12/2020
DAVA: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalılar vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tahsil amacıyla davalı … Adapazarı Bulvar Şubesine sunulan keşidecisi davalı … olan, … seri nolu, 30.05.2018 keşide tarihli, 50.000,00 TL tutarlı … Bankası’na ait çekin, vadesinde davalı … tarafından muhatap bankaya ibraz edilmediği için tahsilatın yapılamadığını, davalı bankanın görevi kötüye kullanması, ihmal etmesi ve kusuru yüzünden çekin tahsil edilememiş olması ve bu nedenle kambiyo senedi vasfını kaybetmesi sonucunda müvekkilinin zarara uğradığını, çekin keşidecisi davalı … hakkında sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı dava açma hakkına sahip olmakla birlikte zarar davalı bankanın kusuru nedeniyle oluştuğundan, müvekkilinin uğradığı zararı davalı bankanın karşılamak zorunda olduğunu, davalı …’nin 26.07.2018 tarihinde, Bakırköy 2. ATM’nin 2018/271 Esas sayılı 29.05.2018 tarihli ara kararı gereğince çek üzerinde tedbir kararı olduğundan işlem yapılamayacağını çeke işleyerek çek yaprağını kendisine iade ettiğini, çekin her halükarda süresinde bankasına ibraz edilmesi gerektiğini, üzerinde tedbir kararı olmasının çekin bankasına ibrazına engel olmadığını, davalı bankanın süresinde çeki bankasına ibraz etmediği için kambiyo senetlerine özgü yolla takip yapma ve cirantalara başvuru yapma hakkını kaybettiği için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile iyamsız takip yapmak zorunda kaldığını ve davalıların itirazı ile takibin durduğunu, arabuluculuk başvurusu yaptıklarını fakat … dosyadan yaptıkları görüşmelerin sonuçsuz kaldığını iddia ederek; 50.000,00 TL alacağının takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili Bankanın ihmal, kusur, görevi kötüye kullanma ve haksız fiil hükümleri çerçevesinde sorumlu olduğunu ve mağduriyetinin giderilmesi gerektiğini iddia etse de haksız fiil sorumluluğunun dört unsuru olan hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı şartlarının hepsinin oluşmadığı için dava konusu olayda tazminat koşullarının da oluşmadığını, davacının tacir olduğu dikkate alındığında kendisinden önce gelen ciranta ile arasındaki temel borç ilişkisini ve alacağını ticari defterleri, fatura ve sair belgeler ile ispatlayabilecek durumda olduğundan, davacının zarara uğradığına dair soyut iddiasını açık bir şekilde ortaya koyması ve ispatlaması gerektiğini, davacının kendisinden önce gelen cirantadan çek bedelini tahsil edip edemediğinin bilmediğini, etmediyse temel borç ilişkisine dayalı olarak önceki cirantaya karşı alacak davasını ikame edebileceğini, bunu yapmamasının çelişkili bir durum olduğunu, davacının, çek bedelini Kambiyo senedine mahsus yolla takip edilmesi halinde tahsil edebilecek iken müvekkil Banka nedeniyle genel takip yapılması nedeniyle tahsilatın yapılamadığını ispatlamasının gerektiğini, davacının çek bedelini tahsil edebilmek amacıyla diğer dava ve takip yolları tüketmeden huzurdaki davayı açarak çek bedelini müvekkil Bankadan talep etmesinin haksız olduğunu iddia ederek, davanın reddine ve yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çeki cirantalardan …’a verdiğini, …’ın da yıkama fabrikası için … Ltd. Şti.’ne verdiğini, çekin … Ltd. Şti.’nin kasasından kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından çalınıp ciro edilerek piyasada kullanıldığını, … Tic. Ltd. Şti. yetkilisinin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı 2017/41696 sor.no ile suç duyurusunda bulunduğunu ve Bakırköy 2. ATM 2018/271 Esas sayılı dosyası ile çek iptal davası açıldığını, …. Ltd. Şti. tarafından Davacı …’ne karşı İstanbul 15. ATM 2018/717 Esas sayılı dosyası ile istirdat davası açıldığını, Savcılık ve dava dosyaları incelendiğinde, Dava konusu çekin kaybolması ve davacı şirketin zarara uğratılması ile ilgili hiçbir kusurunun bulunmadığının anlaşılacağını, basiretli bir tacir gibi işini yaptığını ve Dava konusu çeki ciro yoluyla devrettiğini, sebepsiz zenginleşmenin olmadığını iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çek bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine karşı açılan itirazın iptaline ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, davacı-alacaklı tarafça, davalılar-borçlular aleyhine, çek bedelinin tahsili amacıyla, 26.04.2019 tarihli takip talebi ile ilamsız haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emirlerinin usulüne uygun olarak borçlulara tebliğ edildiği, borçlularca Yasal itiraz süresi içerisinde borca ve faize itiraz edildiği, icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, 04.11.2019 tarihinde de Mahkememizde icra inkar tazminatı talepli olarak itirazın iptali davasının Yasal süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Yargılama aşamasında taraf teşkili sağlanarak taraflarca usulüne uygun olarak bildirilen deliller toplanılmış ve dava dosyamız uzman bilirkişiye tevdii edilerek 06.11.2020 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde; keşidecisi davalı-borçlu … olan … Bankasına ait 30.05.2018 keşide tarihli, 50.000,00-TL tutarlı, … seri numaralı çekin, davacı-alacaklı tarafa ciro edildiği, davacı-alacaklı tarafça da ilgili çekin davalı-borçlu bankaya Yasal süresi içerisinde ibraz edilmesine rağmen, Bankalar Arası Takas Sistemi üyesi olan davalı-borçlu bankanın, kendisine sunulan çekleri kabul edip bilgileri elektronik ortamda ibraz süresi içerisinde muhatap katılımcı çek bankasına intikal ettirmek üzere çek takas odasına usulüne uygun olarak iletmekle yükümlü olduğu, davalı-borçlu bankanın bu yükümlülüklerini yerine getirmediği, bilirkişi raporunun da bu doğrultuda olduğu, bu haliyle de yükümlülüklerini ihlal eden davalı-borçlu banka ile keşide ettiği çek bedelini ödemeyen çek keşidecisinin, uyuşmazlığa konu, bedeli ödenmeyen çekten dolayı davacı-alacaklıya karşı borçlu oldukları, asıl alacak tutarı için ticari avans faizi talebinin yerinde olduğu sonucuna varılmış, ayrıca likit bir alacağa yönelik kötüniyetle itirazda bulunulduğundan…” gerekçesiyle, davanın kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davalıların itirazının iptaline ve inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle: Sebepsiz zenginleşmenin koşulları oluşmadığını, zira davacının, zarara uğradığını iddia etmesine rağmen zararını açık şekilde ortaya koyamadığını, Davacının davasını ve mal varlığındaki eksilmeyi ispatlayamadığını, davacının temel borç ilişkisine konu alacağını tahsil edip etmediği araştırılmadan hüküm kurulduğunu, davanın önceki cirantalardan tahsilat sağlayıp sağlamadığı tespit edilmediğini, Davacı iş bu davayı ve zararını ispat edediğini, HMK’nın 194.maddesine göre “Taraflar dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmalıdır.” şeklinde düzenlendiğini, davacının maddi zarara uğradığı iddiasına dayalı olarak çek bedelinin tahsil edilip edilmediğinin, davacıya ait ticari defter ve kayıtları ile ortaya konulması gerektiğini, zira çekin teslim alındığı 27.07.2018 tarihinde davacı şirketin müdürü ve tek ortağı …’nin hesabına çek bedeli ile aynı miktarda 50.000 TL’lik para gönderimi mevcut olduğu diğer davalı … tarafından beyan edildiğini, davacı şirket yerine davacı şirketin müdürü ve %100 ortağına gelen bu tutar ile bir anlamda davacı şirketin diğer cebine ödenen tutar ile davacının zararı bulunmadığı araştırılması talep edilmişse de mahkeme tarafından tüm taleplerin reddedildiğini, gerekli araştırma ve incelemeler yapılamadığını, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Davanın, tazminat talepli alacak davası olarak ikame edilmesine rağmen itirazın iptali davası şeklinde hüküm kurulduğunu, bu yönüyle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya açıkça aykırılık teşkil ettiğini, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, Davaya konu olayla birebir aynı konu hakkında görülen davada verilen ve dosyada mübrez emsal bölge adliye mahkemesi kararına aykırı şekilde karar verildiğini, Dava konusu olayda tazminat koşullarının oluşup oluşmadığını ancak istinaf gerekçelerinin incelenmesi ile tespit edilebileceğini, Davacının, çek bedelini müvekkili bankanın kusurlu ve haksız olduğu iddia edilen eylemi neticesinde tahsil edemediğini iddia etmekte ise de diğer cirantalara karşı dava ve takip yollarını tüketmeden evvel, çek bedelinin tahsil edilememe gerekçesini müvekkili banka tarafından gerçekleştirilen işleme dayandırabilmesinin mümkün olmadığını, çünkü dava ve takip yolları tüketilmeden evvel, davacının temel borç ilişkisindeki cirantadan, diğer cirantalardan ve keşideciden çek bedelini tahsil etme imkanı bulunduğunu, Çek bedelini tahsil için tüm cirantalara ve keşideciye dava ve takip yollarının tüketilmesi halinde ancak ve ancak çek bedelinin tahsil edilememesi ile müvekkili bankanın işlemi arasındaki illiyet bağının mevcut olduğundan söz edilebileceğini, Davacı tarafça itirazın iptali davası için arabuluculuk yoluna başvurulmuş ise de davanın, haksız fiilden doğan tazminat davası olarak ikame edildiğinden davanın arabuluculuk şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, Davacı yanın, huzurdaki davaya konu tazminat talebi bakımından arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken ön inceleme celsesinde dava şartı yokluğu itirazın reddi ile davanın esasına girilmesi ve hüküm kurulduğunu, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, alacak istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın itirazın iptali davası olarak değerlendirilip hüküm verildiği, bu karara karşı davalılar vekillerince ayrı ayrı istinaf başvurusu yapıldığı anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava dilekçesi içeriğine göre davacı tarafından, davalı … yönünden sebepsiz zenginleşme, davalı banka yönünden ise ihmal ve kusur sonucu haksız fiile dayalı olarak 50.000 TL alacağın davalılardan tahsili istemiyle alacak davası açıldığı, ancak mahkemece gerekçeli kararda davanın İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davası olduğu kabulü ile hüküm kurulduğu ve davalıların inkar tazminatı ödemesine karar verildiği anlaşılmaktadır. HMK’nın 26. maddesinde, yargılamaya hakim ilkelerden taleple bağlılık İlkesi düzenlenmiştir. Buna göre hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Somut olayda davacı, davasını 50.000 TL alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan tahsili için alacak davası açmış olmasına göre, bu talep kapsamında karar verilmesi gerekirken, talep dışında hüküm verilmesi yerinde olmamıştır. Bu husus kamu düzenine aykırılık teşkil edip, istinaf incelemesine konu bir kararın varlığından söz edilemez. Bu nedenle davalı vekillerinin esasa ilişkin istinaf başvuru nedenleri incelenmeksizin, ilk derce mahkemesinin istinafa konu kararının HMK’nın 355, 353/1.a.6 maddeleri uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 355 ve 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalılar tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalılarca yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 03.06.2021
KANUN YOLU:HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.