Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/397 E. 2023/1924 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/397
KARAR NO: 2023/1924
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05.10.2017
NUMARASI: 2014/31 E. – 2017/808 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, her iki taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davalılara … markalı “2013 model … seri numaralı 1 adet kullanılmamış 1.el (sıfır) … Mobil Taş Kırma Makinesi”, 650.000,00 + KDV bedelle sattığını, makineyi teslim alan karşı tarafın makine bedelini şirkete ödemediğinden müvekkili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalıların takibe süresi içerisinde itirazda bulunarak takibin durmasına sebebiyet verdiğini, satışın taraflar arasında akdedilen 01/08/2013 tarihli sözleşmeyle gerçekleştiğini, sözleşme gereği makinenin kurulumunun da yapıldığını ancak makine bedelinin ödenmediğinden yapılan icra takibine haksız olarak itiraz gerçekleştiğini iddia ederek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; davacı şirketten aldıkları makinenin bedelini çek ile ödediklerini, davacıya bir borçlarının olmadığını, ancak gönderilen makinenin arızalı çıkması sebebiyle davacı tarafından garanti kapsamında iade alındığını ve yerine diğer aracın gerekli bakımları yapılıncaya kadar kullanılmak üzere başka bir makine gönderildiğini ve müvekkillerinden …n’in şahsi olarak teslim tutanağına imza attığının iddia edildiğini, müvekkili şirketin ikinci bir makine siparişinin olmadığını, makineyi teslim alan …’in temsil yetkisini gösterir imza sirkülerini ve şirket kaşesi basılı bir sözleşmenin var olması gerektiğini, ikinci makineyi ilk makinenin tamiri süresince verdiği halde bu makineyi de satmış gibi göstererek fatura düzenlendiğini, bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, “Satış Sözleşmesi” başlığı ile gösterilen bilgisayar çıktısında şirketin kaşe ve imzası bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davacı tarafından davalılar hakkında fatura alacağı nedeniyle 650.000,00-TL asıl alacak ve 27.669,52-TL işlemiş faiz için icra takibi yapıldığı, bilirkişi tarafından yapılan incelemede taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davacının defterlerinde dava konusu alacağın mevcut olduğunun tespit edildiği, davalıların davalı şirketin defterlerinin ibraz edilmemesi nedeniyle incelenemediği, davalıların da icra dosyasına yaptıkları itirazda makinenin kendilerine teslim edilmediği yönünde itirazlarının da bulunmadığı, her ne kadar davalılar birinci makinanın arızalı çıktığından bahisle bakım için davacı şirkete iade edildiğini, yerine bu makinanın verildiğini iddia etmekte iseler de, birinci teslim alınan makinanın davalı şirket tarafından dava dışı … Şirketine satıldığı, bu nedenle artık ikinci makinenin davalı şirkete satıldığının kabulü gerektiği, …’nin makinanın teslim alındığına ilişkin tutanakta alıcı olarak imzasının bulunduğu, şirket kaşesinin bulunmadığı, bu davalının da imzasını inkar etmediği, ikinci makinenin alınmadığı iddiasının bulunmadığı, sözleşmede alıcıların imzalarının bulunmadığı, sözleşme gereğince temerrütün de oluşmadığı, temerrütün icra takibinden itibaren başlayacağının kabulü gerekeceği, toplanan tüm delillere göre de, makineyi teslim aldığına dair imzası bulunan …’nin imzasını kendi adına attığı, şirket kaşesinin bulunmadığı ve ilk makinayı da şirketin sattığı anlaşıldığından davalı … hakkındaki davanın reddine, diğer davalı … hakkında ise sözleşmede imzası bulunmadığından husumet nedeniyle reddine ve davalı şirket hakkındaki davanında asıl alacak olan 650.000,00-TL için kabulüne, faiz ile ilgili kısmın yukarıda açıklanan nedenlerle reddine dair…” gerekçesiyle, davalı … Taahhüt… Ltd. Şti. hakkındaki davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 650.000,00 TL miktar üzerinden itirazın iptali ile takibin bu davalı yönünden takip talebindeki şartlar ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmolunan miktar üzerinden hesaplanan 130.000,00 TL %20 icra inkâr tazminatının bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı … hakkındaki davanın husumet nedeni ile reddine, davalı … hakkındaki davanın reddine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ile davalı … vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; reddedilen kısım yönünden kararın kaldırılarak davanın tüm davalılar bakımından kabulüne karar verilmesi gerektiğini, kararın delillerle çelişkili olduğunu, davalı …’nin dava konusu makineyi teslim alırken alıcı sıfatıyla kendi adına imza attığını ve şirketi temsil yetkisiyle aldığına dair herhangi bir ibare kullanmadığını, bu sebeple davalı hakkındaki davanın kabulü gerektiğini, … bakımından ret kararının çelişkili olduğunu, TBK 12.maddesinde sözleşmelerin şekillerinin kanunla belirleneceğinin öngörüldüğünü, kanunda belirlenmediği sürece sözleşmelerin şekil serbestisinin söz konusu olduğunu, dava konusu makineyi satın alan davalıların daha evvel müvekkilinden bir adet daha makine satın aldıklarını, ilk alınan makinenin sözleşmedeki taraflarca satın alındığını, her iki sözleşmeninde sözlü yapıldığını, sözleşmenin taraflarının aynı olduğunu, yakın arkadaş olmaları nedeniyle imzalamaya ihtiyaç duymadıklarını, imzasız olsa dahi satış sözleşmesinin koşullarının ve taraflarının açıkça yazılı olduğunu, davalı …’nin söz konusu makineyi teslim alırken sadece kendi imzasını kullanıp temsilci olduğuna dair bir ibare kullanmadığını, dava konusu makineyi satın alan davalıları müştereken alıcı olduklarını davalı …’nın her ne kadar mal tesliminde imza atmamış olsa da sözleşmeyi sözlü kabul ettiğini, müşterek alıcı konumunda olduğunu, taşınır satışı konusunda kanunda herhangi bir şekil zorunluluğu öngörülmediğini, bu sebeple sırf belgede davalının imzası bulunmadığı için davanın davalı yönünden reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılarak davanın tüm davalılar için kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemec kanun yasa yoluna başvurduklarını, hükmün 2. maddesinde davanın müvekkili yönünden husumet nedeniyle reddedildiğini, hiçbir şekilde vekalet ücretine hükmedilmediğini, reddedilen miktar yönünden vekalet ücreti için hükmün düzeltilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesini istinafa konu hükmünün vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekilinin 21.12.2017 tarihli dilekçeyle vekalet ücreti yönünden hükmün tavzih talebi, mahkemenin 11.04.2018 tarihli ek kararı ile reddedilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satım konusu fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine karşı itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekili ile ve davalı … vekilince, yasal süreleri içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında, ticari ilişkinin varlığı, dava konusu makinenin davacı şirket tarafından davalı şirkete satılarak teslim edildiği konularında herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir. Uyuşmazlık, dava konusu faturadan dolayı davalı gerçek kişilerin davalı şirket ile birlikte sorumlu olup olmadıkları, davalı gerçek kişiler yönünden ret kararının isabetli olup olmadığı, husumet yönünden ret kararı verilen davalılardan … yararına vekalet ücretine dair olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olmasının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı şirketin satıcı, davalı şirketin alıcı, diğer davalı gerçek kişilerin müşterek borçlu müteselsil kefil olarak belirtildiği, 01.08.2013 tarihli makine satış sözleşmesi adı altında adi yazılı sözleşmenin hazırlanmış olduğu, ancak sözleşmenin taraflarca imzalanmadığı, imzasız olan sözleşmede satıcının davacı şirket, alıcının ise davalı şirket olarak yer aldığı, satım konusu malın satıcı tarafından imal edilen 2013 model kullanılmamış taş kırma makinesi olduğu, ödeme şeklinin finansal kiralama sözleşmesi kapsamında alıcı tarafından bankadan çekilecek kredi ile peşin olarak satıcıya ödeneceği hususuna yer verildiği, davacı şirket tarafından dava dışı … Bankası AŞ adına 800.000,00 TL bedelli 09.09.2013 tarihli taş kırma makinesine ait proforma faturasının düzenlenmiş olduğu, 03.08.2013 tarihinden sevk irsaliyesi ile makinenin davalı şirkete teslim edildiği, adi yazılı şekilde düzenlenen tutanak ile taraflar arasında imzalanan 01.08.2013 tarihli satım sözleşmesine konu 2013 model bir adet kullanılmamış mobil taş kırma makinesinin kurulumunun yapıldığı, çalıştırıldığı ve herhangi bir arıza ve ayıbın olmadığının belirtildiği, tutanağın altında dava dışı satıcı temsilcisi ve şahitlerin isimleri ve imzaları ile birlikte alıcı olarak davalı olarak …’nin isim ve imzasının yer aldığı, dosya içerisindeki davalı şirkete imza sirkülerinden, …’nin 02.06.2011 tarihinden itibaren 10 yıl süreli olarak münferiden davalı şirketin temsilcisi olarak atanmış olduğu, davacı şirket tarafından dava dışı … Bankası AŞ adına 01.03.2013 tarihli taş kırma makinesine ilişkin olarak 650.000,00 TL tutarında KDV ile birlikte toplam 656.500,00 TL’lik fatura düzenlendiği, davalılardan …’nın şirket ortaklarından olduğu, davacı şirket tarafından Beyoğlu … Noterliğinde düzenlenen 25.11.2013 tarihli ihtarnamenin gönderildiği, söz konusu ihtarnamede, 2013 model mobil taş kırma makinesinin tüm bakımlarının yapıldığı ve parçalarının değiştirildiği belirtilerek makinenin teslim alınması ile değişen bakım masrafı ve ücretlerinin ödenmesinin talep edildiği, davalı şirket tarafından ise davacı şirkete cevaben ,Kahramanmaraş … Noterliğinde düzenlenen tarihsiz ihtarnamenin tebliğ edildiği, ihtarnamede 5 ay kullanılan bir makinenin 65.900,00 TL kullanım hatası olamayacağı, belirtilen rakamların çok yüksek olduğu, makinenin 2 yıl garantili olduğu, ihtarnamede söz konusu hususlardan bahsedilmediğinin belirtildiği, makineye ait servis faturalarının ibraz edilmesiyle birlikte davalı şirketin vekili vasıtasıyla Gaziosmanpaşa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/116 Değişik İş sayılı dosyasında makineye ilişkin açılacak zarar ve yoksun kalınan kar davasına esas teşkil etmek üzere delil tespiti talebinde bulunulduğu, 13.04.2015 tarihli tespit bilirkişi raporunda sonuç olarak, makinenin bakımlarının yapıldığı, boyandığı, çalışır vaziyette olduğu, çalıştırılması sırasında makinede herhangi bir aksama ve soruna rastlanmadığının belirtildiği, davacı şirket tarafından 650.000,00 TL fatura bedeli ile 27.669,52 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 677.669,52 TL alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davalıların icra takibine karşı 19.12.2013 tarihli dilekçeyle itiraz ettikleri, davacının ise İİK 67.maddedeki düzenleme kapsamında 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde iş bu itirazın iptali davasını açmış olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili, 04.03.2015 tarihli duruşma zaptına geçen beyanında, davalı tarafa 2 adet makine satıldığını, ilk satılan makinenin parasının davalı taraftan tahsil edildiğini, o makineye ilişkin olarak taraflar arasında ihtilaf bulunmadığını, davanın konusunun 2.kez davalıya satılan 01.08.2013 tarihli satış sözleşmesine konu makine olduğunu, bu makinenin teslim edildiğine ilişkin 07.09.2013 tarihli tutanak örneğini dosyaya sunduklarını, makine satış sözleşmesinin henüz imzalanmadığını, makine kurulumuna ilişkin tutanağın tanzim edilmesinden dolayı satış sözleşmesinin imzalanmasına gerek görülmediğini, makine satış sözleşmesi üzerindeki düzeltmelerin davalı şirket yetkilisi tarafından yapıldığını, 2.kez satılan makinenin davalı tarafından dava dışı… Ltd Şirketine satıldığını, belirterek buna dair fatura örneklerini dosyaya ibraz ettikleri şeklinde açıklamada bulunmuştur. Taraf delilleri dosyaya ibraz edildikten ve ilgili yerlere talimat ve müzekkereler yazıldıktan sonra mahkemece bilirkişi raporu alınmıştır. 24.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda; incelenen davacı şirkete ait 2013 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunun görüldüğü, davacı şirket ticari defterlerinde, takibe konu proforma faturanın resmi faturasının düzenlenmemiş olması nedeni ile kayıtlı olmadığı, ilk makine satışına ilişkin düzenlenen faturanın ise kayıtlı olduğu, davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 22.11.2013 takip tarihi itibarıyla davalı yandan herhangi bir alacağının bulunmadığı, rapor içerisinde açıklanan nedenlerle, davalı yanın 07.09.2013 tarihinde teslim aldığı 2. makineyi, servise teslim ettiği araca karşılık ikame amaçlı değil, satın alma amacıyla teslim aldığı kanaatine varıldığı, bu durumda sözleşmenin geçerli sayılabileceği, bu hususta takdirin mahkemeye ait olduğu, satış sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulü halinde, davacı yanın takipte 650.000,00 TL alacak talep edebileceği, bu durumda sözleşme hükümleri gereği, rapor içerisinde açıklandığı üzere 01.10.2013 temerrüt tarihinden, 22.11.2013 takip tarihine kadar 650.000,00 TL asıl alacak için işlemiş faiz tutarının 10.327,78 TL olacağı belirtilmiştir. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde, faiz oranın yanlış hesaplandığını belirterek, davanın kabulü ile %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, yukarıda yer verilen gerekçelere istinaden, davanın davalı şirket yönünden asıl alacak oranında kısmen kabulüne, davalılardan … yönünden husumet nedeniyle reddine, davalı … hakkındaki davanın ise esastan reddine karar verilmiştir. Davalılardan … kendisini vekille temsil ettirmiş olmasına ve karar başlığında bu husus açıkça gösterilmesine rağmen adı geçen davalı yararına vekalet ücretine karar verilmediği gibi bu konuda olumlu veya olumsuz bir hükümde tesis edilmemiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde ifade ettiği üzere, uyuşmazlık konusu ticari satımda yasal düzenleme kapsamı gereğince herhangi bir şekil şartı öngörülmemiştir. TBK’nın 12. maddesinde bu husus sözleşmelerin geçerliliğinin kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı olmadığı olarak ifade edilmiştir. Aynı Yasa’nın 17. maddesinde, kanunda şekle bağlanmamış bir sözleşmenin taraflarca belirli bir şekilde yapılması kararlaştırılmışsa belirlenen şekilde yapılmayan sözleşmenin tarafları bağlamayacağı, devamında herhangi bir belirleme olmaksızın yazılı şekil kararlaştırılmışsa yasal yazılı şekle ilişkin hükümlerin uygulanacağına yer verilmiştir. Somut olayda, maddede belirtildiği üzere tarafların iradesiyle sözleşmenin yazılı şekilde yapılması amacı doğrultusunda sözleşme hükümlerinin belirlenmiş olmasına rağmen, sözleşmenin taraflarca imzalanmamış olduğu tartışmasızdır. TBK’nın 14. maddesinde, yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarını bulunmasının zorunlu olduğu belirtilmiştir. İmzanın ne şekilde olması gerektiğine ise 15. maddede yer verilmiştir. Yasa’nın 17. maddesinin yukarıda yer verilen 2. bendi kapsamında, iradi olarak yazılı gerçekleştirilen sözleşmede yasal yazılı şekle ilişkin hükümler uygulanacaktır. Bu durumda ise somut olayda taraflarca imzalanmayan makine satış sözleşmesinin geçerliliğinden ve sözleşmede müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak ad ve soyadlarına yer verilen davalı gerçek kişilerin söz konusu sözleşme nedeniyle sorumluluklarından söz etmek mümkün olmayacaktır. Diğer taraftan, davacı her ne kadar makinenin teslimine ilişkin tutanakta davalı gerçek kişi …’nin imzası olduğunu ve davanın onun yönünden kabulü gerektiğini iddia etmiş ise de fatura davalı şirket adına düzenlenmiştir. Limited şirketlerde şirket ortakları şirkete karşı ancak sermaye koyma borcu ile sorumludurlar şirketin borçlarından dolayı sorumluluklarının kabulü mümkün değildir. Bu sebeple davacı vekilinin davalı gerçek kişilerin davalı şirketle birlikte fatura bedelinden sorumlu olacağına dair iddia ve istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Davalı … vekilinin istinaf başvuru söyönünden ise; bu davalı, kendisini vekille temsil ettirmiştir. Aleyhine açılan dava husumet nedeniyle reddedilmiştir. Buna rağmen adı geçen davalı yaranına vekalet ücreti takdir edilmediği gibi bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmiştir. Bu husus usul ve yasaya uygun düşmemektedir. Ne var ki söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün vekalet ücreti yönünden davalı yararına düzeltilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan bu gerekçelerle, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353 1.b.1 madde gereğince esastan reddine; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harçlarının Hazineye gelir kaydına; 215,45 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, B-Davalı … vekilinin istinaf başvurusu yönünden: HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davalı .. Ltd. Şti. hakkındaki davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında 650.000,00-TL miktar üzerinden itirazın iptali ile takibin bu davalı yönünden takip talebindeki şartlar ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Hükmolunan miktar üzerinden hesaplanan 130.000,00 TL %20 icra inkâr tazminatının bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 3-Davalı … hakkındaki davanın husumet nedeni ile reddine,4-Davalı … hakkındaki davanın reddine5-Karar ve ilam harcı 44.401,50 TL den peşin alınan 11.572,00 TL nin düşümü ile bakiye 32.829,50 TL nin davalı …Ltd Şti ‘den alınarak Hazineye gelir kaydına, 6-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 441,00 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.941,00 TL’den kabul ve red durumuna göre 1.861,75 TL ve peşin yatırılan harç tutarı 11.572,00 TL ki toplam 13.434,70 TL’nin davalı …Ltd Şti ‘den alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca taktir olunan 39.950,00 TL nispi ücreti vekaletin davalı …Ltd. Şti.’nden alınarak davacıya verilmesine,8-Davalı … kendisini vekille temsil etmiş olduğundan, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2 maddesi gereğince belirlenen 17.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine, 9-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderler yönünden;a-Davalı … tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; bu davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince bu davalıya iadesine,b-Davalı … tarafından harcanan 121,30 TL başvuru harcı gideri ile 24,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 145,30 TL kanun yolu giderinin davacıdan alınıp bu davalıya verilmesine,10-Kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,11-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, 30.11.2023 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olarak karar verildi.