Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/396 E. 2021/806 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/396
KARAR NO : 2021/806
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2021
NUMARASI: 2021/95 Esas – 2021/68 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
Zayi belgesi verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle talebin süre yönünden reddine dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi mükellefi ve e-defer tutma yükümlüsü olduğunu, müvekkili şirketle ilgili yapılan vergi incelemesi sırasında e-defterin tutulduğu sisteme haricen virüs yoluyla girilmesi üzerine 2018 yılına ait bir kısım verilerin silindiğini ve yapılan inceleme sonucunda verilerin geri getirilemediğini belirterek, kaybolan veriler yönünden TTK’nın 82.maddesi gereğince zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Sunulan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın zayi olduğunun tespitini talep ettiği 2018 yılı 3-4-5-6 aylarına ilişkin verilerin sisteme giren virüs nedeniyle kaybolduğunu, 20/11/2020 tarihinde adli bilişim mühendisi tarafından düzenlenen rapor ile öğrendiği, söz konusu rapor kapsamında Vergi Dairesi Müdürlüğü nezdinde talepte bulunduğu, bu bağlamda davacı tarafın zayi olduğunu iddia ettiği verilere ilişkin öğrenme tarihinin 20/11/2020 olduğu, TTK 82/7.md gereğince dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren 15 gün olduğu, iş bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, davacı tarafın yasada ön görülen 15 günlük süreyi geçirdikten sonra iş bu davayı açtığı, bu nedenlerle…” davanın süre yönünden reddine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkili firmanın, sirküler maddesini esas alarak, Gelir İdaresi Başkanlığına başvurunun posta ile gönderilmesi suretiyle yaptığını, Gelir İdaresi Başkanlığı Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığı Elektronik Belge ve Defter Uygulamaları Müdürlüğü Gelir Uzmanı tarafından 20.01.2021 tarihinde gelen mailde, başvuruya ilişkin zayi belgesi alınması gerektiğinin bildirildiğini, iş bu mail üzerine, Gelir İdaresi Başkanlığı Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığı Elektronik Belge ve Defter Uygulamaları Müdürlüğü’nün verilerin, YMM raporuna rağmen kurtarılamadığı, YMM raporuyla yapılan başvurumuzun Vergi Dairesi bakımından kabul edilmediği ve defterlerin zayi olduğu anlaşılmış olup, zayi belgesi alınması zaruretini öğrenmelerinden itibaren yasal süre içinde, zayi belgesi verilmesi talebinde bulunduklarını, yasal süre içinde zayi belgesi verilmesi için mahkemeye müracaat edilmiş ise de mahkemenin haksız ve hukuka aykırı olarak ret kararı verdiğini, Oysaki bilindiği üzere, işin esasına girilmeden, usulü şekli incelemelerle verilecek kararların telafisi imkansız zararlar vermekle birlikte, gerek Yargıtay içtihatları bakımından bozma, gerekse AHİM içtihatları gereğince adil yargılanma hakkının ihlali kararları verilmesine sebep olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve zayi belgesi verilmesi talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, TTK’nın 82/7.maddesi uyarınca zayi belgesi verilmelis istemine ilişkindir. İl derece mahkemesince, hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili; 2018/3-4-5-6 dönemleri defter kayıtlarının zayi olduğunun tespitiyle zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; zayinin 20.11.2020 tarihli adli bilişim mühendisi tarafından düzenlenen rapor ile öğrenildiğini, davanın ise 27.01.2020 tarihinde 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle HMK’nın 320-385/1 maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu reddine karar verilmiştir. Davacı vekilince Gelir İdaresi Başkanlığı Uygulama ve Veri Yönetimi Daire Başkanlığı Elktronik Belge ve Defter Uygulamaları Müdürlüğü Gelir Uzmanı tarafından 20.01.2020 tarihinde gönderilen mail ile zayi belgesi alınması gerektiğinin bildirildiği ileri sürülmüş ise de; 3 nolu Elektrorik Defter Tebliğinin 7.1 maddesinde ” e- defter tutanlar, Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebep halleri nedeniyle e- Defter veya beratlarına ait kayıtların bozulması, silinmesi, zarar görmesi veya işlem görememesi ve e- Defter ve barat dosyalarının muhafaza edildiği e- Defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlarından veya Başkanlıktan ikincil örneklerinin temin edilemediği hallerde, söz konusu durumların öğrenilmesinden itibaren tevsik edici bilgi ve belgeleri ile birlikte 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yetkili mahkemesine başvurarak kendisine bir zayi belgesi verilmesini istemelidir. Mahkemeden zayi belgesinin temin edilmesi müteakip, zayi belgesi ile birlikte durumun Başkanlığı yazılı olarak bildirilmesi ve Başkanlık tarafından istenilen bilgi ve belgelerin ibraz edilmesi halinde mükelleflerin zayi olan e- Defter kayıtlarının yeniden oluşturulması ve bunlara ait yeni oluşturulan e-Defter ve berat dosyalarının e-Defter uygulaması aracılığı ile Başkanlık sistemine yeniden yüklenmesi için Başkanlık tarafından yazılı izin verilir” şeklinde düzenlenmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 82/7’ye göre hak düşürücü sürenin başlangıcı ziyaın öğrenildiği tarihtir. Bu bakımdan somut uyuşmazlıkta yukarıda yer verilen 3 nolu Elektrorik Defter Tebliğinin 7.1 maddesindeki düzenleme ve hakimin aydınlatma yükümlülüğü kapsamında davacının, e- Defter ve barat dosyalarının muhafaza edildiği e- Defter saklama hizmeti veren özel entegratör kuruluşlarından veya Başkanlıktan ikincil örneklerini temin edip edilemeyeceğinin tespiti ile temin edilemeyecekse bu hususun ve zayi olayının davacı yanca buna göre öğrenme tarihinin aydınlatılarak sonuca gidilmesi gerekir. Buna göre, talep çekişmesiz yargı işi olup resen araştırma ilkesine tabi olmasına rağmen talebin karara bağlanması için gerekli eksiklikler tamamlanmadan karar verildiği gözetilerek, istinafa konu kararın HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine,4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;HMK’nın 353/1.a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 17.06.2021