Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/385 E. 2021/333 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/385
KARAR NO: 2021/333
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19.01.2021 tarihli ara karar
NUMARASI: 2020/785
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
Taraflar arasında görülen haksız rekabetin meni davasında ihtiyati tedbir talebinin ilk derece mahkemesince reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili davasında özetle; müvekkilinin bağımsız bölüm niteliğinde konut satışı yaptığını, …’nın yetiştirdiği personelleri gazetelere ve haber kanallarına yerleştirerek buralarda ajansın haberlerini ve holding bünyesinde bulunan inşaat şirketi için başka inşaat şirketlerini karalayıcı haberler yapıtığını, web sitelerinde yapılan haberler ile haber verme ve eleştiri sınırlarını aşarak TTK’nın 55. maddesine aykırı şekilde müvekkillerinin emtiasını, iş mahsullerini, faaliyetlerini, ticari işlerini yanıltıcı ve gerçeğe aykırı şekilde kötüleyerek haksız rekabete neden olunduğunu, müvekkili şirket hakkında yapılan karalama ile müvekkiline karşı haksız rekabette bulunulduğunu, müvekkili şirketin satış faaliyetlerini tamamen durdurduklarını belirterek davalının haksız rekabetinin menine, (https://..com.tr/… https://www…com.tr/… /https:// www…com.tr/ …) haberlerin dava sonuna kadar tedbiren yayından kaldırılmasına, mahkeme aksi kanaatte ise haber içeriğindeki müvekkili şirket ve sahibinin görüntülerinin, isminin, video görüntülerinin haber yazısından silinmesine, neticeten haksız rekabetin men’i ve ref’i taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili şirketin, anayasal koruma altında olan basın hürriyeti ile yine kişilerin haber alma hürriyeti kapsamında faaliyet gösteren bir haber ajansı olduğunu, müvekkili şirket hakkındaki haksız rekabet iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin davacı şirket ile haksız rekabetinin söz konusu olmadığını, polis operasyonunu haber yapmanın hiçbir şekilde haksız rekabet sayılmayacağını, yapılan haberde hiçbir şekilde davacı şirketin yöneticilerinin adının geçmediğini, davacının tüm iddialarının reddi gerektiğini, davacı şirket ile hiçbir ilişki ve illiyet bağı kurulamayan, davacının ticari ünvanı ve yöneticilerinin ve hissedarlarını adının dahi geçmediği bir haber sebebi ile haksız rekabet iddiasının ileri sürülemeyeceğini ve davacının ihtyati tedbir talebinin de şartları oluşmadığından reddi gerektiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 03.11.2020 tarihli kararında; ” … Dosya kapsamında alacağın varlığı, niteliği ve miktarı ancak yapılacak yargılama sırasında tarafların delillerinin toplanmasıyla belirlenebileceğinden talep yargılamayı gerektirdiğinden ve şartları oluşmadığından bu aşamada İİK’nun 257/1 maddesinde koşulları taşımadığı, … ” gerekçesiyle, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dairemizin 24.12.2020 tarih, 2020/2025 E. 2020/1464 K. sayılı ilamı ile HMK’nın 3531/a.6.maddesi uyarınca istinafa konu kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu kaldırma kararından sonra ilk derece mahkemesince, ihtiyati tedbir talebi değerlendirilmiş ve yeniden karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 19.01.2021 tarihli ara kararında; “…HMK.’nın 389. maddesinde; ‘Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. 6100 Sayılı HMK.’nın 390-(3) maddesinde; ‘Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek’ zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır. Somut olayın değerlendirilmesinde, davacının, dava dilekçesinde belirtilen internet sitelerinde yer alan haberlere erişimin engellenmesi niteliğinde tedbir talep ettiği görülmüş ise de, tedbir kararı verilebilmesi için yasanın aradığı yaklaşık ispat koşulunun dosyanın bulunduğu aşama itibariyle oluşmadığı, talebin yargılamayı gerektirdiği…” gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Bu ara karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; önceki beyanlarını tekrarla, Dosyada belirtilen URL’lerde yer alan haber ve videolarda gerek müvekkili şirket yetkilisinin adının gerekse görüntülerinin açıkça yer aldığını, gerek haber tarihlerinde gerekse devam eden günlerde yüzlerce kaparo iadesi talep edildiğini, belirtilen haberlerin müvekkili şirketin satışlarını düşürmeye devam etmesi üzerine iş bu davayı açtıklarını, İhtiyati tedbir taleplerinin iş bu dosya kapsamında yalnızca haksız rekabetin durdurulmasına ilişkin olduğunu, ilk derece mahkemesince zararın miktarının tespitinin belirlenemeyeceği gerekçesiyle talebin reddi gerekçesinin kabul edilir olmadığını, Müvekkili şirket hakkında hukuka aykırı ve basın özgürlüğünü aşar nitelikte haberler yapan davalı şirketin grup şirketlerinden olan … A.Ş.’nin müvekkili şirketle aynı bölgede faaliyet gösterdiğini, davalı …’nın gerek kendi internet sitelerinde gerekse başka haber sitelerinde … tarafından servis edilen haberler dolsyısıyla müvekkili şirketin satışlarında bariz derecede düşüş yaşandığını, Müvekkilinin onarılmaz zararına sebep olan URL’lere erişim engeli getirilmemesinin, HMK’nın 389. maddesinde söz edildiği gibi telafisi güç ve ciddi bir zarar doğuracağının ve bu hususun ancak URL’lerin incelenmesiyle ortaya çıkacağını, Müvekkili şirket yetkilileri hakkında, yalnızca soruşturulan bir iddia bulunmasına karşın, davalı … A.Ş.’nin müvekkili şirket yetkilileri hakkında, “çete lideri”, “inşaat çetesi elebaşı” şeklinde ibarelerle haber yapmış olduğuna ilişkin URL’yi dosyaya sunduklarını, haberlerin içeriğinde gizli olan soruşturmaya ait video görüntülerinin mevcut olduğunu, bu görüntülerin basına sızdırılarak ve davalı … A.Ş. aracılığıyla diğer web sitelerine dağıtıldığını, Davalının, web sitelerinde yapılan haberler ile haber verme ve eleştiri sınırlarını aşarak, TTK’nın 55. maddesine aykırı şekilde müvekkillerinin emtiasını, iş mahsullerini, faaliyetlerini, ticari işlerini yanıltıcı ve gerçeğe aykırı şekilde kötüleyerek haksız rekabete neden olduğunu, İlk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 19.01.2021 tarihli ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, haber ajansı konumundaki davalının yapmış olduğu haberlerle TTK’nın 54 vd. maddeleri uyarınca haksız rekabette bulunduğu iddiasına dayalı olarak açılmış haksız rekabetin meni istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde adresleri yer alan üç adet internet sitesindeki haber niteliğinde yayınların tedbiren durdurulması talep edilmektedir. Dava içinde ihtiyati tedbiri talebi, ilk derece mahkemesince, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gerekçesiyle reddedilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1. maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre bu tür davalarda ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. İlk derece mahkemesi istinafa konu 19.01.2021 tarihli ara kararında, davacının iddialarını yaklaşık ispat düzeyinde ispatlayamamış olduğu gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Dava dosyanın şu anki durumu itibariyle haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti ve dava dilekçesinde ileri sürülen vakıalar ispata muhtaç durumdadır. İlk derece mahkemesi, iddiaya konu internet sitesi ve haberler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptığında yargılama sürecinde ortaya çıkan yeni delil durumuna göre yeniden tedbir talep edilirse, o zamanki duruma göre yeni bir değerlendirme yapabilir. Ancak, ara karar tarihi itibariyle ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, ilk derece mahkemesi kararı isabetli bulunmuş ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 18.03.2021
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri uyarınca karar kesindir.