Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/354
KARAR NO: 2021/862
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 08/07/2020
NUMARASI: 2019/1040 Esas – 2020/360 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemenin yetkisizliğine yönelik verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde öztele; müvekkilinin … A.ş ile davalı taraf olan … Ltd. Şti. arasında yapılan telefon görüşmeleri, e-posta yazışmaları sonucunda sözleşme kurulmuş ve bu sözleşme gereğince müvekkil şirket davalı adına 3 adet … model tüp tasnifleme cihazı sipariş edildiğini, müvekkili şirket ürünlerin teslim alınması üzerine, borçluya ürünlerin tedarik edildiğini ve teslim alınması gerektiğini e-posta yoluyla defalarca bildirdiğini, davalı taraf ise müvekkil şirkete 13.04.2018 tarihli e-posta yazışmasında Ankara … Şehir Hastanesine kurulacak olan 3 adet … cihazı için …’ten haber beklediklerini, en kısa sürede cihazları teslim alacağını bildirdiğini ancak cihazlar müvekkilinin şirketin deposundan alınmadığını, davalı tarafın söz konusu cihazları teslim almaması üzerine Kartal … Noterliğinin 18.09.2018 tarih … Yevmiye Nolu ihtarnamenin gönderildiği, söz konusu ihtarname ile davalı tarafa ürünlerin müvekkil şirketin deposunda olduğu, malların haklı sebep olmaksızın teslim alınmamasından ötürü alacaklı temerrüdüne düştüğü bildirildiğini ve ürünleri teslim alınmak için adres bildirilmesini, bedelin ödenmesini talep edildiğini, davalı tarafın ihtarname cevabında taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığını iddia ettiğini, bunun üzerine tekrardan Kartal … Noterliği’nin 19.10.2018 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilmiş ve bu ihtara ilgili faturaların eklendiğini, ihtarnamede cihazların teslim alınmaması durumunda TBK md. 107 gereğince müvekkili tarafından ürünlerin tüm masrafları muhataba fatura edilerek ardiyeye bırakılacağıni, bu süreçte ürünlerde meydana gelebilecek hasarlardan davalının sorumlu olduğunu, söz konusu siparişlerin teslim alınmamasından doğan/doğacak olan tüm zararların tazmini için her türlü hukuki/cezai yollara başvuru hakkımızın saklı kaldığı ve faturada belirtilen bedel ödenmediği takdirde ihtarın tebliği tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi işletileceğinin ihtar edildiğini, bunun üzerine davalıya karşı önce İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine arabuluculuğa başvurulduğunu, söz konusu görüşmelerden davalının borcu kabul etmemesi nedeniyle olumlu bir sonuç alınamadığı, bu nedenle haklı davanın kabulüne, davalı aleyhine açılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı asıl alacak ve tüm fer’ilerine ilişkin itirazlarının iptaline, davalı borçlunun alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; Müvekkilinin medikal cihazların satışı ve servis hizmetleri alanında faaliyette bulunmakta olduğunu, dava konusu edilen 90.191.260 ürün Kodlu … Model Tüp Tasnifleme cihazlarının geçmişteki Üreticisi olan … şirketinin Türkiye mümessili olduğunu ve geçmişteki taahhütleri kapsamında bu cihazlardan daha önce 10 adet satın aldığını, Satın alınan cihazlar halen müvekkili tarafından kiralanmak suretiyle çeşitli hastanelerde kullandırıldığını, Cihazların üreticisi olan … bu ürünlerin üretim ve sair haklarını … şirketine devredildiğini, cihazları devralan şirketin mümessilliğini bu defa müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren davacı şirket yapmaya başladığını, dava konusu edilen 3 adet … Tüp Tasnifleme cihazı, Ankara …’te kurulacak olan Şehir Hastanesi’nde kullanılmak üzere … firması tarafından açılacak ihaleye teklif edilmek amacıyla müvekkilce alımı düşünülmüş ancak davacı Şirket ile sözleşme ilişkisi kurulmadan ürünlerin alımından vazgeçildiğini, sözleşme ilişkisinin kurulduğunu iddiasına karşılık sözleşme ilişkisinin kurulmadığı yönündeki itirazlarının devam ettiğini, bu itirazlarına rağmen sırf delil yaratma gayesiyle fatura gönderildiği ve bu faturalara 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz edildiğini, davaya konu edilen faturaların defterlere işlenmeksizin aynen iade edildiğini, faturaların iade edilmiş olmasına rağmen, halen dahi taraflar arasındaki alım-satım ilişkisinin 18.10.2018 tarihli faturayla da sabit olduğunun iddia edildiğini, bu durumun, anlaşılabilir ve hukuken kabul edilemeyeceğini, davacı tarafın sözleşme ilişkisi olduğunu kanıtlayamadığını, bu nedenle davacının takibe dayanak faturadan dolayı müvekkilinden bir alacağının bulunmadığı açık olduğu, fatura alacağına dayalı başlatılan takibe karşı yapılan itirazın iptaline karar verilebilmesi mümkün olmadığından, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun; “Genel kural” başlıklı 5. Maddesi; “Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, bu Kanundaki hükümlere tabidir.” şeklinde, “Genel yetkili mahkeme” başlıklı 6/1. Fıkrası “(1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” şeklinde yer aldığını, müvekkilinin şirketin yerleşim yerinin, “… Bulvarı, … Cadde, No: …, Çankaya/Ankara” olduğunu, dolayısıyla, müvekkil aleyhine açılacak davalara bakmaya Ankara Mahkemelerinin yetkili olacağını, bu sebeple öncelikli olarak yetkisizlik kararı verilmesini aksi halde davanın esas yönünden reddine, dava değeri üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesi istinafa konu kararında”….Yapılan yargılamaya göre, taraflar arasında var olduğu beyan edilen şifai sözleşmenin konusunun 3 adet Sarsdet … Model Tüp Tasnifleme Cihazının tedarik edilmesi olmasına göre, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun ‘’İfa Yeri’’ başlıklı 89/(3). maddesindeki ‘’Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir’’ hükmü ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ‘’Sözleşmeden doğan davalarda yetki’’ başlıklı 10 maddesine göre, ‘’(1) Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir’’ hükmü gereğince sözleşmenin ifa yerinin davalının yerleşim yeri olması ve davalının da yerleşim yerinin Ankara ili olmasından dolayı yetkili mahkeme Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olması sebebiyle, davalının yetki itirazının kabulüyle mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, taraflar arasındaki şifai sözleşmenin ifa yerinin davalının yerleşim yeri olması, davalının yerleşim yerinin de Ankara ili olması sebebiyle yetkili mahkeme Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan mahkememizin yetkisizliğine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varıldığı.. ..” gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; HMK’nin “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. Maddesine göre, “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” denildiğini, buna göre dava konusu olan satış sözleşmesinde ise davalının ifa etmesi gereken edim olan bedel ödeme borcunun, para borcu niteliğinde olup TBK’nın 89/1 maddesi gereğince alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilmesi gerektiğini, İş bu hükümler birlikte ele alındığında iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden doğan davalarda, yetkili mahkeme davalının borcunu yerine getireceği yere göre belirlenecek olup; somut olayda davacının yerleşim yeri Ataşehir/İSTANBUL olduğunu, dolayısıyla taraflar arasındaki para alacağına ilişkin uyuşmazlığa bakmaya İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri de yetkili olduğunu belirterek, Yukarıda izah edildiği üzere huzurdaki dava yetkili mahkemede açıldığından yerel mahkemenin 2019/1040 E.- 2020/360 K. sayılı yetkisizlik kararı usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yetkisizlik kararının kaldırmasını istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan doğan alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yetkisizlik kararı verilmiş, karara karşı, davacı vekilince yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Mahkemece, taraflar arasında var olduğu beyan edilen şifai sözleşmenin konusunun 3 adet … Model Tüp Tasnifleme Cihazının tedarik edilmesi olmasına göre, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun “İfa Yeri” başlıklı 89/(3). maddesindeki “Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir” hükmü ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Sözleşmeden doğan davalarda yetki” başlıklı 10 maddesine göre, “(1) Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmü gereğince sözleşmenin ifa yerinin davalının yerleşim yeri olması ve davalının da yerleşim yerinin Ankara ili olmasından dolayı yetkili mahkeme Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olması sebebiyle, davalının yetki itirazının kabulüyle yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. TBK ‘nun 89. maddesi gereğince, para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Mahkemece taraflar arasında şifai sözleşme ile 3 adet … Model Tüp Tasnifleme Cihazının tedarik edilmesinin kararlaştırıldığının kabul edilmesine rağmen, davacı alacaklı yönünden ifa yerinin Ankara olduğu kabulu ile hüküm verilmesi doğru olmamıştır. Somut uyuşmazlıkta davacının edim ifası cihazları tedarik etmek, davalının ise ifa borcu bedeli ödemek olduğuna göre ve ayrıca dosyaya sunulmuş olan sipariş formunda (order sheet) teslim yeri İstanbul olarak gösterildiğinden, yukarıda yer verilen TBK’nın 89 ve HMK’nın 10. maddeleri uyarınca, para borcu nedeniyle davacı alacaklının yerleşim yeri itibariyle İstanbul Anadolu Asliye Ticaret mahkemesi yetkili olmakla, Mahkemenin taraflar yönünden ifa borçları kapsamında yanılgılı gerekçe ile verdiği yetkisizlik kararı isabetsizdir. Davalı yan taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığını ileri sürerek yetki itirazında bulunmuştur. Somut olayda davalı yanca davacının sözleşme ilişkisinin kurulduğuna ilişkin davalı adına 13.04.2018 tarihli maili atan …’ in davalı şirketi temsil yetkisi bulunmadığı yönündeki iddialarının ise …’ in davacıya hitaben gönderdiği mail ve içeriğinin davalı şirketi ne ölçüde bağlayıp bağlamayacağı yargılama aşamasında davanın esasına yönelik değerlendirilebilecek husustur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu yetkisizlik kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, yetkisizlik kararını veren İlk Derece Mahkemesinin yetkili olduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin istinafa konu yetkisizlik karanının KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24.06.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.