Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/325 E. 2021/341 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/325
KARAR NO : 2021/341
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2020/392 D.İş – 2020/392 Karar
KARAR TARİHİ: 09/11/2020
TALEP : İhtiyati Haciz
Taraflar arasındaki ihtiyati haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılamasında talebin reddine dair verilen karara karşı, ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz isteyen vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili ile borçlu arasında yıkanmış fındık kömür satımı sonrasında 06.07.2019 tarih ve … numaralı 10.476,51 TL, 27.07.2019 tarih ve 62142 numaralı 10.066,81 TL, 04.08.2019 tarih ve … numaralı 10.461,88 TL, 08.08.2019 tarih ve … numaralı 10.187,53 TL, 20.08.2019 tarih ve … numaralı 10.260,69 TL, 28.08.2019 tarih ve … numaralı 13.272,64 TL, 04.09.2019 tarih ve … numaralı 11.539,22 TL, 10.09.2019 tarih ve … numaralı 23.392,32 TL, 16.09.2019 tarih ve … numaralı 11.902,66 TL, 28.01.2020 tarih ve GIB 20-9 numaralı 11.336,85 TL karar karşılığı faturaları keşide ettiğini, faturalara itiraz edilmediğini, müvekkilinin borçludan 96.083,76 TL ana para alacağı bulunduğunu, müvekkilinin alacağının hala ödenmediğini, ancak borçlunun tüm aktiflerinin risk altında olduğunu, alacağır tahsilinin imkansız hale geleceğini belirterek, borca yetecek tutarda borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarına ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına öncelikle teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülecek bir teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 09/11/2020 tarihli kararla; “…İncelenen dosya kapsamına göre, davacının dava dilekçesi anlatımıyla talebinin ihtiyati haciz talebi olduğu, her ne kadar dosyaya cari hesap ekstresi sunulmuş ise de herhangi bir mutabakat formu sunulmadığı, fatura alacağının vadesi gelmemiş alacak olduğu, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, yine borçlunun belirli yerleşim yeri olmadığına ve mal kaçırma hazırlığı içinde olmasına ilişkin de somut bir delil sunulmadığı, dosyadaki iddiaların bu aşamada soyut iddialar olduğu, bu haliyle yaklaşık ispat koşuluğunun gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin yaklaşık ispat şartları gerçekleşmemekle talep sonucu yargılamayı gerektirdiği…” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Kendilerince dosyaya faturalar, cari hesap özeti, irsaliye asılları, imzalı teslim fişleri, bildirimli satış formları mutabakatı, karşı tarafın borcunu ödeyemeyecek halde olduğuna karine teşkil eden gazete küpürleri ve TSG nüshalarının sunulduğunu, Kural olarak, İİK’nın 257.maddesi gereğince, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde bulunan malları ihtiyaten haczettirebileceğini, İİK’nın 258.madddesi gereğince yaklaşık ispat kuralından hareketle, mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken hususun, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmadığını, bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesinin aranmadığını, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesinin yeterli olduğunu, diğer yandan ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmesinin de bir koşul olarak kanunda öngörülmediğini, aksine, ihtiyati hacze konu her alacağın, kural olarak İİK’nın 264. maddesi kapsamında itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davasına ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davasına konu olmasının mümkün olduğunu, Mahkeme tarafından yeterli inceleme yapılmayarak mutabakat formu sunulmadığı, fatura alacağının vadesi gelmemiş alacak olduğu, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, her ne kadar dosyaya karşı taraf hakkında ruhsatsız biyodizel yakıt üretimi ve akaryakıt kaçakçılığı sebebiyle hakkında çıkan haberlere dair belge ve ticaret sicil gazetesi evrakları sunulmuş ise de karşı tarafın mal kaçırma ya da yerleşim yeri olmadığına dair somut delil sunulmadığı gerekçesi ile talebi reddettiğini, Müvekkilinin Tekirdağ’ın Malkara İlçesinde faaliyet gösterdiğini, karşı tarafın Tekirdağ Şubesine talepte yer alan faturaya dayalı ürünleri teslim ettiğini ve alacakları da bundan kaynaklandığını, ancak müvekkilinin Tekirdağ’da yer alan şubeye ulaşılamadığını, bununla birlikte şirket merkezinde de çalışan bulunmadığından alacağı risk altına girmiş olup ihtiyati haciz talep etme zarureti doğduğunu belirterek, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu ret karının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, kömür satım ilişkisinden kaynaklanan alacağı temin etmek üzere, İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yazılı gerekçeyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, alacaklı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönleriyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümle hükmü uyarınca; ”Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken husus, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi (yaklaşık ispat) yeterli kabul edilmektedir. Somut olayda, talep dilekçesinde bahsi geçen ticari ilişki çerçevesinde düzenlendiği anlaşılan fatura suretleri, cari hesap ektresi, teslim alan imzası taşıyan sevk irsaliye suretleri, kantar fişleri, davacının BS bildirimlerine ilişkin belgeleri sunduğu anlaşılmaktadır. İleri sürülen iddia, tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, alacağın varlığı ve miktarı konusunda yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca, alacağın bir vadeye bağlı olduğuna dair olgu bulunmadığından, alacağın muaccel olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle alacaklının, borçlunun mallarını kaçırma hazırlığı içinde olduğunu da kanıtlama yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Açıklanan bu gerekçelerle, İİK’nın 258/3 ve HMK’nın 353/1.b.2.maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak ihtiyati haciz talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine ve sonuçta ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; İlk derece mahkemesinin istinafa konu ihtiyati haciz talebinin reddine dair 09/11/2020 tarihli kararının İİK’nın 258/3. ve HMK’nın 353/1.b.2. maddeleri uyarınca kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebi hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-İİK’nın 257 vd. maddeleri uyarınca alacaklı vekilinin ihtiyati haciz talebinin kabulü ile borçlunun 96.083,76 TL alacağı karşılamaya yeterli miktardaki menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, 2-İİK’nın 259. maddesi uyarınca takdiren %15 oranında belirlenen 14.412,56 TL nakdi teminat ilk derece mahkemesi veznesine yatırıldığında ya da aynı tutarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz edildiğinde, kararın infazı için bir suretinin ilk derece mahkemesi tarafından, alacaklı vekiline verilmesine,3-Kararın yetkili icra müdürlüğünce infazına,4-…. Uyarınca belirlenen 910,00 TL maktu vekalet ücretinin, esas hakkındaki takip alacaklı yararına kesinleşmek kaydıyla, borçluya tahmiline, 6-İlk derece aşamasında yatırılan 151,80 TL (54,40 TL başvuru harcı, 89,60 TL peşin harç ve 7,80 TL vekalet harcı toplamı) harç giderinin, esas hakkındaki takip alacaklı yararına kesinleşmek kaydıyla, borçluya tahmiline, 7-İstinaf kanun yoluna başvuran alacaklı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 54,40 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde alacaklıya iadesine,8-Alacaklı vekili tarafından harcanan 67,50 TL posta ve tebligat gideri ile 148,60 TL harç gideri toplamı olan 216,10 TL istinaf yargılama giderinin, esas hakkındaki takip alacaklı yararına kesinleşmek kaydıyla, borçluya tahmiline, 9-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,10-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2 ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 18/03/2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.