Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/323 E. 2021/346 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/323
KARAR NO: 2021/346
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2020/257 Esas
KARAR TARİHİ: 20/11/2020
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sırasında ihtiyati tedbir talebinin kabulüne yönelik verilen ara karara karşı davalı tarafça yapılan itirazın reddi kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Şirketin ortağı olan …’in 02/05/2006 tarihinde Erzincan İli, Tercan İlçesi, … Mahallesi … Mevkii, … ada … parsel numaralı taşınmazı satın aldığını, Malik …’in, üzerinde akaryakıt ve oto LPG istasyonu bulunan taşınmazında … A.Ş.’nin (eski unvan … A.Ş.) markası taşıyan ürünleri satışa arz etmek istediğini bildirerek … A.Ş.’ye başvurduğunu, … A.Ş.’nin, kendi markasını taşıyan ürünlerin satışına izin vermek için öncelikle istasyonun üzerinde kurulu olduğu taşınmazın intifa hakkının kendisine verilmesini istediğini, bu nedenle taşınmazın en geniş hali ile kullanım hakkını 25/05/2006 tarihinden itibaren 30 yıl süreyle ele geçirdiğini, malikin taşınmazın kullanım hakkını 25/05/2006’da davalıya teslim ettiği halde davalının bayilik hakkını (… markalı petrol ürünleri satma hakkını) 17/08/2007 tarihinde müvekkiline verdiğini, Danıştay 13. Dairesinin 2018 yılında verdiği talimat gereği, Rekabet Kurulu tarafından 05/03/2009 tarihinde yayımlanan karar ile 2002/2 sayılı Tebliğin 5. Maddesinin intifa hakkının sözleşmelerine de uygulanmasını emrettiğini, bu emre rağmen davalının halen anılan taşınmaz kaydındaki intifa sınırlamasını kaldırmadığını, davalı, süresi dolan intifa hakkını terkin etmeyerek ve 2006 yılında başlayan dikey ilişkiyi kesintisiz devam ettirerek 4054 sayılı Yasanın 4. Maddesi ile 2002/2 sayılı Tebliğin 5. Maddesi ile Danıştay 13. Dairesinin 13/05/2008 tarihli kararı ile Rekabet Kurulunun 05/03/2009 tarihli kararını açıkça ihlal ettiğini, davalının 2006 yılında tesis ettiği intifayı kaldırmamakta direndiğini, intifa hakkının 2006 yılından bugüne kadar kesintisiz olarak devam ettiği için Davacı ile Davalı arasındaki dikey ilişkinin 2006 yılından bugüne kadar devam ettiği hususunun Rekabet Kurulunca da kabul gördüğünü, oysa 4054 sayılı Yasa ile 2002/2 sayılı Tebliğ’de 5 yıldan fazla süreli dikey ilişkinin 4054/4. Maddelere açıkça aykırılık olarak tanımlanmakta olduğunu, Davalının, Davacının sözleşme yapma veya yapmayı ret etme ve davacıya kanunen tanıdığı sözleşmenin karşı tarafını belirleme hakkını işbu ve 2036 yılına kadar süreli intifa hakkı ile elinden aldığını, Davalının 26/05/2016 tarihinde hazırladığı sözleşmede istasyona 2007 yılında yaptığı teknik ekipman/sabit yatırımın teminatından sayılmak, bu ekipman içerisinde 5 yıl süre ile … markalı akaryakıtın satılmasını sağlamak üzere teminat olarak mektup verilmesini istediği, teknik ekipmanı kendisi satın alamayan ve bu nedenle dağıtıcıya mahkum olan davacının bu isteği kabul ettiği ve 2011 yılında 150.000,00 TL ve sonrasında da 250.000,00 TL banka teminat mektubunu verdiğini, 2007 yılından bu yana (2012 ve 2017 olmak üzere) iki kez 5 yıl süreli bayilik sözleşmesini ifa ettiği ve mektup ile bedeli güvenceye alınan teknik ekipmanların Maliye Bakanlığının listesindeki faydalı ömrünü tamamladığı halde davalının halen teknik ekipman faturası düzenleyerek mülkiyetini davacıya vermediğini ve teknik ekipmanın teminatı olarak aldığı banka teminat mektubunu iade etmediğini, Davacı/Bayi tarafından sözleşme ile taahhüt edilen ve teminat mektubu ile güvenceye alınan Yatırım Katılım bedelinin ödenmesini istediği için Davalının, 15/01/2019 tarihli çerçeve sözleşmesinin 8. ve 9. maddeleriyle kendisine verdiği banka teminat mektubunu tazmin yetkisini kullanacağından bahisle davacıyı tehdit ettiğini, davacının yıllık ortalama net kârının 21.877,00 TL olduğunu, bu kâr bedelini işletmesini çevirebilmek için sermaye olarak kullanmakta olduğunu, bu nedenle mektubun tazmin edilmesi halinde davacının ticari faaliyetine devam edemeyeceğinin sabit olduğu, mektup bedeli tazmin edildiğinde bankanın davalıya ödemek zorunda kaldığı mektup bedelini tahsil etmek için davacı aleyhine icra işlemi uygulanacağı ve mektubun teminatı olan istasyonun bu nedenle satılma olasılığının çok yüksek olduğunu, mektup bedeli tazmin edildiğinde yargılama süreci ve yargılama sonunda hüküm infazı aşamasına gelindiğinde dağıtıcının alma ihtimali olan erteleme kararı nedeniyle mektup bedelinin tahsilinin onyıllarca süreceği, bu nedenlerde davacı yönünden sonradan telafisi imkânsız zararın doğacağının sabit olduğu, yukarıda sayılan nedenlerle % 15 oranında teminat karşılığında … A.Ş. Aşkale Erzurum Şubesine ait 21/06/2019 tarihli … numaralı ve 250.000,00 TL bedelli teminat mektubunun tazmin edilmemesi, davalı tarafından tazmin isteğiyle bankaya borçlanması halinde mektup bedelinin ödenmesi yönünde ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 20/11/2020 tarihli ara kararla, “…davacının Tercan Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.05.2020 tarihli, Esas No: 2020/9 D.İş. Karar No: 2020/17 sayılı ihtiyati tedbir kararına yapılan yetki itirazının kabulü ile Tercan Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.05.2020 tarihli, Esas No: 2020/9 D.İş. Karar No: 2020/17 sayılı ihtiyati tedbir kararının Tercan Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olmaması nedeniyle kaldırılmasına, Davacının dava konusu teminat mektubu ile ilgili olarak teminat mektubunun tazmin edilmemesi yönünde verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının devam etmesi yönünden talebinin ise, teminat mektubunun %20’si oranında teminatla, 6100 sayılı HMK.nun 389.ve devam maddeleri uyarınca … Levent Çarşı Şubesine ait 21/06/2019 tarihli … numaralı 250.000,00 TL BEDELLİ TEMİNAT MEKTUBU ÜZERİNE teminat mektubunun nakde çevrilmemesi ve ödeme yapılmaması yönünde İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA şeklinde KABULÜNE, Tercan Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.05.2020 tarihli, Esas No: 2020/9 D.İş. Karar No: 2020/17 sayılı ihtiyati tedbir kararı gereği yatırılan teminat mektubunun %20’si oranındaki teminatın mahkememizin 2010/257 E. sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararına sayılmasına, … Levent Çarşı Şubesine müzekkere yazılarak, … Levent Çarşı Şubesine ait 21/06/2019 tarihli … numaralı 250.000,00 TL bedelli teminat mektubu üzerine teminat mektubunun nakde çevrilmemesi ve ödeme yapılmaması yönünde İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA karar verildiğinin bildirilmesine, tedbir süresince teminat mektubunun nakde çevrilmemesinin ve teminat mektubu nedeni ile ödeme yapılmamasının istenilmesine…” reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Taraflar arasında yürürlükte olan sözleşmeler, 15.01.2019 tarihli Bayilik Sözleşmesi, Çerçeve Protokolün halen sona ermemişken, davacı …’in bu sözleşmelerden ve eklerinden doğmuş ve doğacak borçlarını teminat altına alan dava konusu teminat mektubunun iadesi, iptali veya mektup üzerinde tedbir uygulanması mümkün olmadığına, Doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında da vurgulandığı üzere sözleşme ilişkisi sona ermeden sözleşme kapsamında verilen teminatın iadesi veya iptali istenemeyeceği gibi, aynı doğrultuda mektubun bozdurulmaması yönünde tedbir kararı alınması da mümkün olmadığını, 15.01.2019 tarihli sözleşmelerin halen yürürlükte olduğunu ve müvekkilininin talepte bulunan …ten teminat kapsamında yer alan doğmuş ve doğabilecek alacakları bulunduğunu, nitekim teminat iadesinin kabulünün mümkün olmadığını, Davacının intifa hakkına yönelik iddialarının iş bu davada dinlenmesinin mümkün olmadığını, Davacının iddiasının aksine müvekkili şirketin taraflar arasında akdedilen anlaşmalardan kaynaklanan edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, Her tacir, tüm ticari faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek sağduyu sahibi ve ileriyi düşünmek ve işlemlerini ona göre organize etmek zorunda olduğunu, yapacağı sözleşmelerin yerine getirilip getirilmeyeceğini hesaba katıp “basiretli bir iş adamı” gibi davranıp borcun yerine getirilmesini engelleyebilecek hareketleri önceden nazara alması gerektiğini, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4/e maddesi ile münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanmasının yasaklandığını, kanun koyucunun münhasır bayilik sözleşmelerinde bayiler arasında farklı şartlar uygulanmasına izin verdiğini, Davacının tedbir verilmemesi halinde telafisi imkansız zararlar doğacağı iddiasının hukuki ve maddi dayanaktan yoksun olduğunu, Davacı taraf davanın esası hakkında kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispatlayamadığını, bu nedenle de ihtiyati tedbir kararı ve tedbire itirazın reddine dair kararda hukuka uyarlık bulunmadığını, bununla birlikte; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2020/1372E. 2020/960 K. sayılı kararında kabul edildiği üzere burada aranacak yaklaşık ispat, seviyesi yükseltilmiş bir yaklaşık ispat olması gerektiğini, Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/257 E. sayılı dosyasından 20.11.2020 tarihinde tesis edilen 21.06.2010 tarihli … numaralı 250.000,00 TL bedelli teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesi yönündeki usul ve yasaya açıkça aykırı tedbir kararının kaldırılmasına ve davacının usul ve yasaya açıkça aykırı ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, HMK’nın 389 vd. maddeleri uyarınca, teminat mektubunun ödenmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbire ilişkindir. Tercan Asliye Hukuk mahkemesinin 2020/9 D. İş 2020/17 K sayılı 28.05.2020 tarihli kararı ile talebin kabulüne karar verilmiş, sonrasında asıl davanın açıldığı İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/257 E sayılı dosyasında yapılan murafaalı inceleme sonucunda 20.11.2020 tarihli ara karar ile sonuç itibariyle davalı yanın tedbire itirazının reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı ile davalı … A.Ş arasında 15.01.2019 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi, aynı tarihli Çerçeve protokol ve ekleri düzenlenmiştir. Sözleşme kapsamında davacı bayi, Tercan/ ERZİNCAN’ da sahibi olduğu petrol istasyonunda davalıya ait akaryakıt ürünlerini 01.06.2023 yılına kadar münhasıran satımını yüklenmiştir. Sözleşmelerin teminatı olmak üzere davacı tarafından davalı lehine 21.06.2016 tarihli 250.000,00 TL bedelli 19.06.2020 vade tarihli … A.Ş. tarafından düzenlenen dava konusu teminat mektubunun verildiği ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmeleri kapsamında davalı lehine verildiği ileri sürülen talebe konu teminat mektubunun kesin ve süreli olduğu anlaşılmaktadır. HMK’nın 390/3. maddesi uyarınca tedbir talep eden taraf davanın esası yöünden haklılığını yaklaşık olarak ispatlamalıdır. Esas dava açılmadan Tercan Asliye Hukuk mahkemesince 2020/9 D. İş 2020/17 K sayılı 28.05.2020 tarihli karar ile talep üzerine yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği belirtilerek teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup, davalının tedbire yönelttiği itiraz üzerine asıl davanın açıldığı anlaşılan İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/257 E sayılı dosyasında yapılan murafaalı inceleme sonucunda 20.11.2020 tarihli ara karar ile tedbir kararı veren Tercan Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisiz olması nedeniyle verdiği ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, ancak HMK 389 maddesinde aranan koşullar bulunduğundan ve davacının korunacak acil yararının bulunduğu anlaşıldığı gerekçesiyle teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı konulması gerektiğine ilişkin gerekçe ile sonuç olarak tedbire yönelik itirazın reddi sonucu doğuracak şekilde ve istinaf başvuru yolu açık olarak karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemenin iş bu kararının tedbire itiraz üzerine verilen bir karar olmayıp yeni bir tedbir kararı olduğu düşünülmesi halinde dahi, tarafların yüzlerine karşı duruşmada verilmiş bir karar olduğu dikkate alındığında davalı yanının iş bu karara yönelik istinaf başvurusunun esastan incelenmesi gerektiği sonucuna uluşılmıştır.İhtiyati tedbir geçici hukuki korumalardandır. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi kapsamında davalı lehine verildiği ileri sürülen talebe konu teminat mektubunun kesin teminat mektubu olduğu anlaşılmaktadır. Banka teminat mektubu, bizzat lehtarın veya üçüncü bir kişinin verdiği kontrgaranti karşılığında bankanın muhataba karşı, belli bir paranın, muhatabın ilk yazılı talebi üzerine ödemesi hakkındaki taahhüdüdür. Buna göre, lehtarın muhataba olan borçlarının yerine getirilmemesi halinde bankanın bağımsız olarak yüklendiği bir borçtur. Bankanın bu borcu, üçüncü kişinin fiilini taahhüt niteliğinde olup üçüncü kişinin (lehtarın) borcunu yerine getirmemesi halinde, hatta yerine getirilmediğinin muhatap tarafından beyan edilmesi halinde, salt bu soyut beyan üzerine mektup bedelinin ödenmesi yükümlülüğünü doğurur. Bu nedenle de bankanın borcunun, lehtarın muhatap ile olan borç ilişkisinden bağımsız ve asli bir niteliğinin olduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte, muhatapla lehtar arasındaki uyuşmazlıkta, teminat mektubunun banka tarafından ödenmesinin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir talep edilebilir. Böyle bir talep halinde mahkemece, HMK’nın 391/3. maddesi uyarınca yaklaşık ispatın aranması gerekir. Ancak, teminat mektubunun açıklanan bu özelliği nedeniyle, burada aranacak yaklaşık ispat, seviyesi yükseltilmiş bir yaklaşık ispat olmalıdır (Müjgan TUNÇ YÜCEL, “Banka Teminat Mektuplarının İhtiyati Tedbire Konu Olması Üzerine Medeni Usul Hukuku Bakış Açısından Bir İnceleme”, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C:8, S: 107-108, Temmuz- Ağustos 2013, s.9-18). Somut olayda taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin devam ettiği de gözetildiğinde, tedbir talep eden tarafından davalıya karşı sözleşmede yükümlendiği edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirilip getirilmediği, bu surette teminat mektubunun karşılıksız kalıp kalmadığı yargılama sonucu belirlenebileceğinden ve davacının bu iddiaları yönünden yaklaşık ispatın dosyada mevcut delil durumuna göre gerçekleşmediği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin tedbire itirazın reddi kararında isabet bulunmamaktadır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2.ve 394/son maddeleri uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ihtiyati tedbire vaki itirazın reddine dair 20.11.2020 tarihli ara kararının kaldırılarak Tercan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/9 D. İş 2020/17 K sayılı 28.05.2020 tarihli tedbir kararına yöneltilen itirazın kabulüne ve ihtiyati tedbirin kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; HMK’nın 353/1.b.2 ve 394/son maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İlk Derece Mahkemesinin ihtiyati tedbire itirazın reddine dair verdiği 20.11.2020 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, ihtiyati tedbire itiraz hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda; 1-HMK’nın 394/4. maddesi uyarınca, davalı vekilinin ihtiyati tedbire vaki itirazları haklı görüldüğünden, Tercan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/9 D. İş 2020/17 K sayılı 28.05.2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının ve bu kararın kaldırılmasına ve tedbir kararı verilmesine ilişkin 20.11.2020 tarihli kararla verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, 2-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; 54,40 TL istinaf peşin karar harcının talep halinde davalı tarafa iadesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf harç gideri ile posta giderinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2.ve 394/son maddeleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 18.03.2021 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve 394/son maddeleri uyarınca karar kesindir.