Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/310 E. 2021/917 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/310
KARAR NO: 2021/917
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2019
NUMARASI: 2017/121 Esas – 2019/1068 Karar
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda, davalı … yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine, davalı … yönünden davanın reddine, İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı takip dosyasıyla ilgili mükerer takip iddiası yönünden mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 04/04/2014 tarihinde … A.Ş. Karton Fabrikasından ilgili fabrikanının nakliye işlerini yapan davalı … adına karton ambalaj yükünü davalı …’a teslim etmek üzere alındığını, 05/04/2014 tarihinde ilgili ürünlerin davalı …’a teslimi için irtibata geçildiğini ancak davalının şehir dışında olduğunu ve irsaliyeyi daha sonra imzalayacağını bildirmesi üzerine, ürünleri tam ve sağlam olarak davalı …’un belirttiği yere teslim ettiğini, nakliye bedeli olarak davalı … tarafından müvekkiline 600,00 TL ödendiğini, davalı …’un teslim edilen ürünlerin bir kısmını kullanıp bir kısmını ise satmasına rağmen, malzemelerin bedeli olarak davalı …’ya fatura ettiğini, davalı …’nın ise müvekkili hakkında iki ayır icra dosyası ile ilamsız takip başlattığını ileri sürerek , İstanbul … İcra Müdürlüğünün … ve … Esas sayılı icra takipleri kapsamında borçlu olunmadığının tespiti ile takiplerin iptaline, davalının kötü niyetli olmasından dolayı %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; davanın haksız olduğunu, iddiaların gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin teslimatı yapıldığı iddia edilen ürünleri teslim almadığını ve alması için kimseyi yetkilendirmediğini, dava konusu ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını zarara uğrayan kişinin müvekkili olduğunu bildirmekle davanın reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti.vekili, savunmasında özetle; müvekkili ile davacı arasında taşıma sözleşmesi imzalanıldığını, davacının malları Karaman’a taşıdığını, nakliye sonrası şoför tarafından teslimatın gerçekleştiğini beyan edildiğini ancak müvekkili şirkete herhangi bir belge sunulmadığını, alıcı firmanın müvekkili firmaya ödeme yapmadığını, … tarafından müvekkili şirkete hasar bedeli adı altında 14.997,80 TL fatura kesildiğini ve bu faturayı müvekkili firmanın ödediğini bildirmekle davanın reddine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu verilen kararda “… Dava; Davalı …nce İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasında fatura alacağına dayalı olarak başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığına dair açılan menfi tespit davası ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasında yine davalı …nce fatura alacağına dayalı olarak başlatılan takibe davacı asil tarafından borca ve fer’ilerine itiraz edilmesi üzerine açılan menfi tespit davasıdır. Davacı … ve davalı … mahkememizce verilen bilirkişi incelemesine katılmamış olup, ticari defter ve belgelerini ibraz etmemiştir. Davalı … LTD. ŞTİ. 2014 yılı ticari defterlerini ibraz etmesi neticesinde yapılan incelemede ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun olarak tutulduğu, davalı … LTD. ŞTİ.’nin davacı …’a 31.12.2014 tarihinde düzenlemiş olduğu 14.997,80 TL tutarındaki “Hasar Bedeli Yansıtma” faturasından dolayı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nde E. … ve E. … dosyalarından takip başlatmıştır. Her iki takibin de dayanağının aynı fatura olduğu, davalı … LTD.ŞTİ.’nin davacı …’a taşıma konusu malları teslim etmediği iddiası ile fatura düzenleyip icra takiplerini başlattığı, ancak icra takibi dayanağı olan yukarıdaki faturanın “Hasar Bedeli Yansıtma” faturası olması nedeniyle nakliyeci …’un taşıdığı malları müşteriye teslim edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Davalı … LTD. ŞTİ.’nin iddiası ile icra takibine dayanak olarak sunduğu faturanın çeliştiği, davalı … LTD. ŞTİ.’nin bu faturayı ticari defterlerine kaydederek davacı …’u 14.997,80 TL borçlandırmıştır. Ancak bu borçlandırma faturası içeriği ile davacı … arasında herhangi bir ilişkinin kurulamadığı, davacı …’un davalı … LTD. ŞTİ.’ye borcu bulunmadığı, davalı … LTD. ŞTİ.’nin davacı … hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün E. … ve E. … dosyalarından başlatmış olduğu icra takiplerinin dayanağı bulunmadığı 11/03/2019 tarihli mali müşavir ve taşıma-lojistik uzmanı tarafından sunulan teknik bilirkişi raporundan anlaşılmıştır. Yük gönderenin dava dışı … firması ve taşıyıcının davacı … olduğu, … firmasının taşıma işleri organizatörü olduğu, bu firma tarafından taşımaya temin edilen araçların bu firmaya, bu firmanın da davalı … firmasına fatura düzenlediği anlaşılmıştır. Buna göre … firmasının üst taşıma işleri organizatörü, … firmasının alt taşıma işleri organizatörü, davacı …’in ise fiili taşıyıcı olup asıl yük sahipleri karşısında … firmasının akdi taşıyıcı, davacı …’in ise fiili taşıyıcı konumunda olduğu, bu yönü ile TTK m. 888 gereğince her ikisinin gönderenlere karşı müteselsilen sorumlu olduğu dikkate alındığında nihai sorumluluğun fiili taşıyıcı üzerinde kalacağı anlaşılmıştır. Dava dışı … firması, davalı … firmasının göndereni ve sözleşmenin tarafıdır. … firmasına ait yükün, sürücü dava dışı … tarafından Adana-Karaman’a taşımasının yapıldığı, Karaman alıcısının yükü teslim almadığını ileri sürerek gönderen ile uyuşmazlığa düştüğü, … firmasının 30.10.2014 tarihli 14.997,80 TL hasar yansıtma faturası ile davalı …’dan talepte bulunduğu, bunu … firmasının ödediği ileri sürülerek sürücünün kusurunda davacının TTK m. 879 gereği sorumlu olduğu iddiasının değerlendirilmesinde, davalı …, davacı fiili taşıyıcı olması sebebi ile katlandığı tüm taşıma süreci zararlarını, zayi-hasar-gecikme ve kayıp zararlarını TTK m.888 hükmü gereğince davacıya yansıtmakta hak sahibidir. Davacının sorumluluktan kurtulmak için 05.04.2014 tarihinde kendisine davalı … tarafından “emir ve talimat verilerek” teslimin yapıldığı iddiasını ispat etmesi gerekeceğinden tek yanlı tutanak veya gönderilen imzası olmayan teslim belgesi ile teslimin yapıldığı ispat edilemeyeceğinden 05.04.2014 tarihinden itibaren 20 gün geçmekle malın zayi olduğu anlaşılabilir. Davalı … itirazlarının değerlendirmesinde, davalı taraf, davacının teslim evrakında belirttiği teslimatın kendisine veya kendisi tarafından yetkilendirilen birine yapıldığının sabit olmadığını, davalının yükü teslim almadığını davacının iddialarını ispat etmesi gerektiğini, davacının irsaliyesiz işlem yaptığını, meydana gelen zarardan davacının sorumlu olduğunu, davanın mesnetsiz olduğunu ileri sürmüş olup mahkememizce yapılan değerlendirmede davacı tarafın malı davalı …’e teslim ettiğini ya da onun yetkilisine veya yardımcısına teslim ettiğini bunu ispat etmek zorunda olduğu aksi takdirde taşımaya aldığı yükü gönderilene teslim etmeyen davacı-taşıyıcının meydana gelen zarardan sorumlu olacağı kanaatine varılmıştır. Davacının alacak iddiası, katlandığı zarar miktarına dayalı düzenlemiş olduğu yansıtma faturasıdır. Talep, TTK m. 21’e göre bir iş görme veya mal satışı değil, zarar ziyan tazminine ilişkindir. Sonuç olarak davacının taşımaya aldığı emtianın teslimini ispatlayamadığı, davalı … firmasının akdi taşıyıcı sıfatı ile katlandığı zararı, fiili taşıyıcı davacıya yansıtmakta haklı olduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğünün E. … esas sayılı takipte davalı … firmasının asıl alacak miktarı olan 14.799,80 TL alacaklı olduğu, davalı …’in somut olayda taşınan yükü teslim aldığı ve navlun borçlusu olduğunun sabit olmadığı, uğradığı zararı davalı … firması ile olan kendi aralarındaki ticari ilişkisinde çözümlemesi gerekeceği anlaşılmakla bu davalının iş bu davada pasif husumetinin bulunmadığı ve takiplerde taraf olarak gözükmediği de dikkate alınarak hükme elverişli kök ve ek raporlar gözetilerek davacının davasının davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, davacının davasının davalı … Ltd. Şti.yönünden ispatlanamaması nedeniyle esastan reddine karar vermek gerekmiştir. İcra dosyaları ve davalı … alacağının değerlendirmesinde, davalı … firmasınca 31.12.2014 tarihli yansıtma faturasına dayanan aynı sebeple iki aynı takibin yapıldığı, bunlardan birinin 26.10.2015 tarihli İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı ve 14.799,80 TL asıl alacak ve diğerinin ise 17.12.2015 tarihli, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı 14.799,80 TL asıl alacağa ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, sonraki takibin mükerrer olduğu bu nedenle derdestlik sebebi ile takibin iptalinin gerekeceği anlaşılmış ise de davacının bu iddiasını, İİK m. 16/II fıkrasına göre süresiz şikayet yoluyla icra hukuk mahkemelerinde talep edebileceği gözetilerek davacının İstanbul … İcra Müd. … esas sayılı dosyanın mükerrer takip olduğu iddası yönünden açmış olduğu davanın Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, bu yönden Mahkememiz kararı kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçesiyle, davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı … yönünden davanın esastan reddine, İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla ilgili mükerrer takip iddiası yönünden mahkemenin görevsizliğine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 04.04.2014 tarihli 003730 nolu Nakliyeci … taşıma irsaliyesinin incelenmesinde, “Taşıma konusu malları gönderenin … Kollektif Şirketi olduğu, taşıma araç pkasınm … olduğıu bilgilerinin yer aldığının, 05.04.2014 Tarihli tutanakta … … ile … Soğuk Hava Deposu tesisleri -… (imzaları bulunduğunun ve 05.04.2014 tarihinde … Plakalı araç ile … soğuk hava deposuna … Firmasından gelen karton kutuyu araç sürücüsü …’tan … teslim aldığının yazılı olduğunu, bilirkişice ve mahkemece tutanak değerlendirilmesi yapılmadığını ve sonuçlarının araştırılmadığını,
Mahkemece yapılan bilirkişi incelemesinde; … A.Ş.’nin davalı … Ltd. Şti.’ne düzenlediği faturanın 30.10.2014 tarih ve … nolu olduğunu, faturada OMK kutu hasar bedeli yansıtması açıklaması yer aldığını, KDV dahil 14.997,80 TL olduğunu, davalının sunduğu söz konusu faturanın taşıma tarihinden altı ay sonra düzenlenmiş olduğunu, ayrıca yine faturada hangi müşteriye gönderilen hangi malların hasarlı olduğuna ilişkin bilgi bulunmadığını, davalı … Ltd. Sti. adına düzenlenen bu faturanın nakliyeci …’un taşıdığı mallara ilişkin olup olmadığının da belirsiz olduğunu, Mahkemece verilen kararın gerçekleri yansıtmaktan uzak, eksik inceleme ve araştırma sonucu verildiğini, mahkemece bilirkişi incelemesinin sonuçlarının araştırılmadığını, açılan davanın reddine ilişkin çok yanlış karar verildiğini, Bilirkişi rapor ve ek raporunun üstün inceleme mahsülü olup mahkemece maalesef dikkate alınmadığını, değerlendirilmesinin yapılmadığını, sonuçta çok yanlış karar verildiğini, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçeyle, davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı … yönünden davanın esastan reddine, İstanbul … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla ilgili mükerrer takip iddiası yönünden mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı tarafından davalı …’ nın üst taşıyıcı (akdi taşıyıcı) konumunda olduğu taşıma ilişkisinde fiili taşımanın yapıldığı, davalı …’ a teslim edildiği ileri sürülen ancak davalı … tarafından malların kendisine teslim edilmediği gerekçesiyle bedelinin gönderen dava dışı fabrikaya ödenmemesi üzerine, taşınan mal bedelin …’dan tahsil edilmesi nedeniyle, davalı …’ nın gönderene ödediği tutarı rucuen fiili taşıyıcı davacıdan tahsil etmek üzere dava konusu iki ayrı dosyadan icra takibi başlattığı, ancak davacı tarafından malların davalı …’ a tesliminin gerçekleştirildiği ileri sürülerek, takip dosyalarında davacının borçlu bulunmadığının tespitinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta davacının fiili taşıyıcı olup, davalı …’ nın akdi (üst) taşıyıcı olduğu ihtilafsızdır. Davacı, gönderilen malların … tarafından davacının şoförü …’ a verdiği şifahi talimat ile 05.04.2014 tarihinde … Soğuk Hava Tesisine teslim edildiğini, … ile şoför …’un imzaladığı tutanak ile bu hususun kanıtlandığını, bu belgenin teslimi kanıtlamadığının kabulü halinde ise belgenin delil başlangıcı sayılarak tutanakta imzası bulunan … ve …’ın tanık olarak dinlenmesi gerektiğini ileri sürürek kararı istinaf etmiştir. Davacı yanın 27.03.2019 tarihli beyan dilekçesinde, taşıyan davacının adamı olan şoför tarafından, malların gönderileni Erol aleyhine yapılan şikayet üzerine Karaman C. Başsavcılığının 2018/11851 S. sayılı dosyasında başlatıldığı iddia edilen soruşturma dosyası celp edilip incelenerek, ceza soruşturma sonucunun beklenip beklenmeyeceği tartışılarak değerlendirilmesi gerekir. Bunun dışında davacının beyanlarına göre, gönderilene teslimatı kendi adına temsilen malları alma konusunda yetkilendirdiği iddia edilen …’tan sadır olup, davacı tarafından delil olarak dayanılan “Tutanak” başlıklı belge HMK’nın 202. maddesi uyarınca delil başlangıcı niteliğinde olduğundan, tutanakta imzası bulunan şahısların tanık olarak gösterilmiş olduğu da dikkate alınarak bu kişilerin tanık olarak dinlenmesi suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, tanıkların dinlenmemesi de usule aykırı olmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesince esasa etkili deliller toplanıp değerlendirilmediğinden, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harçlarının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10.06.2021
KANUN YOLU :HMK’nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.