Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/26 E. 2021/864 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/26
KARAR NO : 2021/864
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2019/1045 Esas – 2020/453 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda icra dairesinin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine yönelik verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu ile müvekkili arasında tekstil ürünleri alım satımı konusunda ticari ilişki bulunduğunu, muhtelif tarihlerde karşılıklı olarak alış verişlerde bulunduklarını ve ödemeler yapıldığını, müvekkilinin pazarladığı ürünlerin ve karşılığında aldığı bedellerin tamamının ticari defterlerde mevcut olduğunu, bu şekilde vuku bulan bir alış veriş sonrası davalının 8.598-TL lik borcunu ödemediğini, bunun yerine 29/03/2019 tarih, … seri ve … sıra no’lu bir fatura düzenlediğini ve faturada sözde iade edilen ürünlerin bedellerinin yazdığını iddia ettiğini, söz konusu faturayı da Bakırköy … Noterliği 03/04/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle ihtar edip müvekkilin kabul etmesini talep ettiklerini, müvekkilinin bu iade faturasına Üsküdar … Noterliği 12/04/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile cevap verdiğini, söz konusu mallar açısından ayıplı ifada bulunulmadığını, davalı faturasının iade edildiğini ve müvekkile olan borcun iki iş günü içinde ödenmesini ihtar edildiğini, müvekkilinin alacağının tahsili için de Beykoz İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğunu, davalının haksız itiraz ile takibi durdurduğunu ileri sürerek davalının takibe haksız itirazının iptali ile alacak miktarının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; vekil eden şirketin merkezi vekaletnamelerinden de anlaşılacağı üzere Avcılar/İstanbul olduğunu, merkezinin Avcılar/İstanbul’da olan vekil eden şirket aleyhine yapılacak icra takiplerinde ve açılacak davalarda yetkili icra müdürlüklerinin Küçükçekmece İcra Müdürlükleri olduğunu, itirazın iptali davasında ise Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, takibin başlatıldığı Beykoz İcra Müdürlüğü ve iş bu davanın açıldığı İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkisiz olduğunu, davacı yanın 2.kalite ürün yapması ve diğer sebeplerle davacı yana iade faturası kesildiğini ve gönderildiğini ancak davacı yanın kötüniyetli bir şekilde bu faturaları kabul etmediğini, yukarıda anlatılan sebeplerle, huzurdaki davanın reddine, davacı yan aleyhine %20 Kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda,”…Davacı dava dilekçesi ile, söz konusu alacağın para borcu olduğunu, 6098 sayılı Borçlar Kanunun 89. Maddesinin ”para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir” hükmü gereğince icra dairesinin ve mahkemenin yetkili olduğunu belirtmiştir. Davalı taraf icra dosyasında hem borca hemde yetkiye itiraz ettiği, yetkili icra dairesinin ikametgah adresi olan Küçükçekmece İcra Dairesinin olduğunu belirtmiştir.Davanın konusu münhasıran para borcuna ilişkin değildir. Borcun mevcudiyeti tartışıldıktan ve davacının edimini yerine getirildiğinin tespitinden sonra nihayetinde bir paraya hükmedilecek olması uyuşmazlığın esasının para borcu olduğu sonucunu doğurmamaktadır. Somut olaydaki uyuşmazlık karz aktinden kaynaklanan bir uyuşmazlık olmayıp, Faturalara ve cari hesaba ilişkin ticari alışverişten kaynaklanan alacağa ilişkin bulunduğundan davalının yerleşim yeri Küçükçekmece icra dairesinde icra takibi yapılmalıdır.Borçlunun icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş olduğu, itirazın iptali davasının dinlenebilmesi için yetkili icra dairesinde mevcut bir takip bulunması gerektiği, dolayısıyla mahkememizce önce icra dairesinin yetkili olup olmadığı incelenmiş olup, icra dairesinin yetkili olmadığı tespit edildiğinden, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği …” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; HMK’nın 10 ve BK’ının 89.maddelerinin geniş yorumlanması halinde HMK’nın yetkiye ilişkin kurallarının uygulanayacağı ve alacaklının ikametgahının genel yetkili yer olacağından bahsettiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/902 E. , 2018/973 K nolu ve 25.04.2018 tarihli kararında huzurdaki dava ile konusu aynı olan bir genel kurul kararı bulunduğunu, para borcunun diğer tarafı genellikle bir edimi yerine getirecek olan taraf olduğunu, bu nedenle para alacağı olan değil de ifa borcu olan tarafın açacağı davalarda genel kurallar geçerli olacağını, bir alış verişte kişi parasını ödemiş olmasına rağmen mal gelmemişse, yine bir hizmet işinde para ödemesi yapılmış olmasına rağmen gerekli hizmet yerine getirilmemişse yine bir eser sözleşmesinde para ödenmiş olmasına rağmen eser yerine getirilmemişse HMK’nın genel yetki kurallarına göre işlem yapılacağını, bu madde ile ediminin yerine getirmiş para alacaklısına bir kolaylık sağlandığını, aksi takdirde, üzerine düşen tüm edimleri yerine getirmiş olan para alacaklısına bir de parasını tahsil etmek için ek külfet yüklemek olacağını, bu durumun da hakkaniyete aykırı olacağını, Dava dosyasına sunulan faturalar ve karşılıklı ihtarnameler incelendiğinde ihtilaf konusunun sadece para alacağı olduğu tarafların başkaca bir konuda ihtilafının bulunmadığı net bir şekilde anlaşılacağını, bu nedenle Yargıtay Hukuk Genel kurulunun kararında da olduğu gibi alacaklının ifa zamanındaki ikamet yeri mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, İlk derece mahkemesi gerekçesinin aksine, tarafların arasında ticari ilişkiden kaynaklanan bir alacak olduğu aşikar olduğunu, mahkemenin bu alacağın var olup olmadığını araştırmak yerine davayı usulden reddetmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira mahkemenizin de malumu olduğu üzere yetkili yer edimin ifa edileceği yer mahkemesi olduğunu, müvekkilinin mal ve hizmet teslimini yaptığını ve edimini ifa ettiğini, edimini ifa etmesi gerekenin davalı olduğunu, edimin ifa edileceği yerin de müvekkili şirketin yerleşim yeri olduğunu, bu durumla ilgili Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2005/10001 E ve 2005/13542 K sayılı ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2009/11392 E ve 2010/1532 K sayılı emsal kararlarının bulunduğunu, Sayılan tüm bu gerekçelerle yetkili yerin dava konusu para borcu da olsa ticari kaynaklı ilişki de olsa edimin ifa edileceği yani alacaklının yerleşim yeri olduğunu gösterdiğini belirterek,Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın yeniden işlem yapılması için mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK 67 maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. ilk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçe ile davanın özel dava şartı yokluğu gerekçesiyle ( icra müdürlüğünün yetkisizliği nedeniyle ) usulden reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İlk derece mahkemesince , davalının icra takibine yetki yönünden itiraz ileri sürdüğü, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde yapıldığı, usule uygun yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmadığından, davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Ancak davacı tarafından taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında faturaya dayalı alacağın tahsili için takip başlatıldığı, davalı yanın davacı ile aralarındaki ticari ilişkiyi benimsediği anlaşılmaktadır. Davacı adresinin de Beykoz/ İST olduğu ihtilafsız olup, sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için takibin yapıldığı Beykoz İcra Müdürlüğü HMK’nın 10, İİK’nın 50 ve TBK’nın 89. maddeleri uyarınca yetkili olmakla, ilk derece mahkemesince yanılgılı gerekçe ile dava şartı yanlış değerlendirilerek davanın usulden reddi doğru olmamıştır. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair;Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 24.06.2021