Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2372 E. 2022/49 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2372
KARAR NO: 2022/49
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2021- 27/10/2021 tarihli ek karar
NUMARASI: 2021/5 D.İş- 2921/5 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
Taraflar arasında görülen haciz talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, kararda yazılı nedenlerle verilen ihtiyati haciz kararına karşı, borçlu tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin verilen ek karara karşı, borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili, talep dilekçesinde özetle; müvekkilinin, borçlu … Tic. Ltd. Şti.’nden faturadan kaynaklanan alacağı bulunduğunu, borçlunun faturalara konu emtiayı sevk irsaliyesi ile teslim almasına rağmen satım bedelini ödemediğini, e-fatura olarak düzenlenen satım faturalarının borçluya tebliğ edildiğini, müvekkilinin alacağını tahsil etmek için bir çok kez borçlu ile görüşmesine rağmen alacağın ödenmediğini ve borçlunun mal kaçırma ihtimalinin yüksek olduğunu, borçlu şirketin başka kişilerden aldığı mal ve hizmet bedelini ödememesi nedeniyle aleyhine takipler başlatıldığını, kamu borçlarının yapılandırılmasına rağmen ödenmediğini, borçlu şirketin kira borçları ile elektrik ve gaz bedellerini dahi ödemediğini, şirket ortaklarının, şirketi tasfiye ederek borçları ödememe niyetini açıkça ortaya koyduklarını ileri sürerek, 328.695,98 TL fatura alacağının temi için borçlunun menkul vc gayrimenkul mallarıyla, üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, ihtiyati haciz talebini değerlendirdiği 08.09.2021 tarihli kararıyla; “…Fatura düzenleyen … unvanlı … vergi kimlik numaralı firmanın E-Fatura kayıtlı kullanıcılardan olup olmadığına ilişkin https:…gov.tr/…tlikullanicilar.html sorgu ekranından yapılan kontrollerde E-Fatura kullanıcısı olduğu, yine fatura alıcısı … unvanlı … vergi kimlik numaralı firmanın e-Fatura kayıtlı olmadığı sorgusu yapıldığında bu firmanın E-Fatura kullanıcısı olduğu, dolayısıyla taraflar arasında E-Fatura düzenlemek suretiyle yapılan mal ve hizmet işlemlerininin E-Fatura düzenlemek suretiyle yapılan mal ve hizmet işlemlerinin E-Fatura sistemi üzerinden yapılmasının zorunlu olduğu, E-Fatura kullanıcılarının Temel ve Ticari senaryo olarak isteğe bağlı E-Faturalarını düzenleyebildikleri, faturayı düzenleyen firma tarafından Temel senaryo nitelikli E-Fatura düzenlendiği, bu fatura senaryosunda alıcısına onay ve red imkanı vermediği, temel nitelikte düzenlenen faturanın alıcısına sistem tarafından iletilerek alıcısına ulaştırıldığı, alıcısı tarafından kabul edilmesine ilişkin faturayı teslim alan ve teslim eden bilgisinde tarafların ıslak imzalı olurlarının mevcut olması gerekirken bu yönde bir bilgiye yer olmadığı görülmüştür. Dosyanın incelenmesinde; İhtiyati haciz talebinde bulunulmuştur. Talep dilekçesi ekindeki faturaların incelenmesinden davalı şirketin üzerine fatura edildiği anlaşılmıştır. Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları gereğince ihtiyati haciz talebinde fatura sunulması halinde yaklaşık ispatın yeterli olduğunun anlaşılması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceğinin ifade edildiğinden talebe konu dosyaya sunulan faturalar kapsamında talep edenin iddiasında haklılığını ispat konusunda kuvvetle muhtemel yaklaşık kanaatin oluştuğu, borcun borçlu tarafından ödenmediği, karşı tarafın yapılacak takipleri neticesiz bırakmak için malları kaçırmak, alacaklarını tasfiye etmek için faaliyete geçtiği ileri sürülmüş olmakla, 328.695,98 TL alacak miktarı uyarınca; alacaklının ihtiyati haciz isteminin yasal unsurlarının oluştuğu kanısına varılarak alacak miktarının % 15’i oranında teminat alınarak istemin kabulüne karar verilerek… ” gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin yüzde onbeş teminat karşılığı kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, borçlu vekili tarafından, İİK’nın 265. maddesi uyarınca, süresinde itiraz edilmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, itiraz dilekçesinde özetle; İİK’nın 257. maddesi gereğince ihtiyati haczin temel şartının vadesi gelmiş bir borcun bulunması olduğunu, tarafların 7 yılı aşkın süredir cari hesap ilişkisine göre çalıştığını, alacaklının noterden hesap kat ihtarı göndermediğini, bu nedenle alacağın muaccel hale gelmediğini, müvekkili şirketin karşı tarafın kiracısı olduğunu, çalışmaların cari hesap şeklinde yapılmasına rağmen hiçbir bildirim yapılmaksızın muaccel hale gelmemiş olan bir alacak için ihtiyati haciz istenilmesinin usulsüz olduğunu, vadesi gelmeyen borçlar yönünden ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için borçlunun yerleşim yeri bulunmaması ve borçlunun mallarını kaçırmaya çalışması şartlarının arandığını, ancak bu şartların müvekkili şirket yönünden gerçekleşmediğini, müvekkilinin kayıtlı sicil adresinde faaliyetlerini yürüttüğünü, mal kaçırma girişimi bulunmadığını, müvekkili şirketin borçları ödediğini ve borca batık olmadığını belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, itirazı değerlendirdiği 20.10.2021 tarihli ek kararıyla; “…Talep, ihtiyati haciz kararının itirazen kaldırılması isteminden ibarettir. Bilindiği gibi 2004 sayılı İİK’nın 265. maddesinde, ‘Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tahkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.’ hükmü yer almaktadır. Tüm dosya kapsamına göre; htiyat haciz lehine karar verilen şirketin faturaya dayalı olarak talepte bulunulduğu ve talebinin kabulüne karar verildiği, itiraz edenin az yukarıda özetlenen itirazlarını ileri sürmüş ise de, borca yönelik bir itirazın bulunmadığı, alacağın muaccel olmadığı, muaccel olmayan alacağa ilişkin ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı ileri sürülmüş ise de, özellikle itiraz inceleme duruşması öncesi sunulan kayıt bilgiler, tutanak içerikleri ile, karşı yanda bulunan borçlunun işyeri adresinden taşınması, işyerindeki eşyaların taşınması gibi eylem ve işlemlerin tutanağa bağlanması hususları gözetilerek, karşı yanın itirazların mahiyeti, kapsamı, itiraza konu kararın ihtiyati haciz kararı oluşu, İİK’nun 257 maddesindeki şartların oluştuğu gözetilerek itiraz eden vekilinin itirazları yerinde görülmediğinden… ” gerekçesiyle, ihtiyati hacze yönelik itirazın reddine, karar verilmiştir. Bu ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; itiraz dilekçesinde icra dosyasına hem yetki hem de esasa ilişkin itirazda bulunulduğunu, muaccel hale gelmiş bir borcun bulunmadığını, talep edilen alacak tutarının taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi nedeni ile sürekli değiştiğini ve bir ayda kapanabilir olduğu, yedi yılı aşkın süredir tarafların cari hesap ilişkisi içinde çalıştığını, cevap dilekçesinde belirtildiği gibi işletmenin taşınması ve faaliyetin sonlanmasının söz konusu olmadığını, alacaklının iddialarının aksine müvekkili şirketin dava konusu taşınmazı terk etmediği gibi, menkullerinin de halen haciz mahallinde olduğunu, ihtiyati haciz koşulları oluşmaması nedeniyle itirazın kabulü ile ihtiyati haczin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, yasaya aykırı ilk derece mahkemesi ek kararının kaldırılarak itirazın kabulüne ve ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 265. maddesi uyarınca ihtiyati hacze itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda ihtiyati hacze yönelik itirazın reddine dair ek karar verilmiş; bu ek karara karşı, borçlu vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı ve mikterı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Burada aranan ispat, kesin bir ispat olmayıp yaklaşık ispattır.Somut olayda, ihtiyati haciz talep edilirken teslim alan imzası bulunan sevk irsaliyesi, e-fatura, cari hesap ekstresi ibraz edilmiştir. Taraflar arasında TTK’nın 89 ve devamı maddeleri gereğince yazılı şekilde düzenlenmiş bir cari hesap sözleşmesi bulunduğu savunulup kanıtlanmamıştır. Taraflar arasında mal teslimi, kira ve ortak giderlerin yansıtılmasından kaynaklanan borç/alacak ilişkisi bulunmaktadır. Satım sözleşmesinden kaynaklanan edimlerin, alıcı ve satıcı tarafından aynı anda ifa edilmesi TBK’nın 207. maddesi gereğince esas olup, satım sözleşmesi alacağının vadeye bağlandığına ilişkin bir kanıt sunulmadığından, alacağın muaccel olduğunun kabulü gerekmiştir.Alacaklı, alacağını fatura, sevk irsaliyesi ve cari hesap ekstresi ile yaklaşık olarak ispat etmiş olup, borçlunun itirazı alacağın muaccel olmadığına ilişkindir. Yukarıda açıklandığı üzere alacağın muaccel olduğu yaklaşık olarak ispat edilmiştir. Borçlu vekilinin açıkça ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yetkisine veya teminata yönelik bir itirazının bulunmadığı görülmüştür. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265. maddeleri uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İtiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca reddine, 2-İtiraz eden borçlu tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına; bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının itiraz eden borçludan tahsiline, Hazineye irat kaydına 3-İtiraz eden borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. Ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.20.01.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.f ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca karar kesindir.