Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2366 E. 2022/59 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2366
KARAR NO: 2022/59
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07.06.2021 Tarihli ara karar.
NUMARASI: 2021/386
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki haksız rekabetten kaynaklanan tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sırasında davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davasında özetle; müvekkilinin kurucusu ve tek hissedarının Seul Güney Kore adresinde tescilli yabancı şirket olduğunu, müvekkili şirket ve davalı arasında 2016 yılından beri devam eden distribitörlük ilişkisi bulunduğunu, ayrıca taraflar arasında ek sözleşme şeklinde imzalanan bir hedef sözleşmesinin bulunduğunu, bu çerçevede hedeflenen cironun 2.500.000 Euro olduğunu, davalının anlaşılamayan sebepten ötürü bir süredir ürünleri Çin Halk Cumhuriyeti kaynaklı başka bir firmadan ithal ederek satmaya başladığını, davalının ithal edilen bu ürünleri karekodları üzerinde oynama ve karalama yaparak ürünlerin menşeini gizlediğini ve bu malları piyasaya sürdüğünü, bunun üzerine müvekkili tarafından Zeytinburnu … Noterliğinin 09.12.2020 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek bu sebeple oluşan zararların tazmininin talep edildiğini ve zarar tazmin edilmemesi durumunda sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, sözleşme ilişkinin devamının sağlanmasına yönelik ön protokolün davalı firmaya bildirildiğini, ancak davalı yanın bunun üzerine geçerli bir neden belirtilmeksizin ihtarname yoluyla sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin haklarının ihlali niteliğindeki hususların tespiti için İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2021/61 D.İş sayılı dosyasıyla delil tespiti isteminde bulunduğunu, her yıl yenilenen sözleşme kapsamında 2016 yılında 2.413.203,03 Euro olan alışverişin davalı şirketçe sözleşmeye aykırı davranılması sebebiyle 2020 yılında 1.170.915,49 Euro’ya düştüğünü, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshetmiş olduğundan fesih tarihinden itibaren oluşan mahrum kalınan kârın da davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiğini belirterek; bahsedilen sebeplerle dava dilekçesinde yer alan internet adreslerine erişimin engellenmesine, bu kapsamda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) müzekkere yazılmasına, “…” markasını veya ibaresini taşıyan eşyanın davalı yanca ithalinin yasaklanmasına, bu kapsamda Gümrükler Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, “…” ve sair markaları haiz yahut ibareleri taşır ürünlerin pazarlamasının, dağıtımının, satışa arzının ve satımının önlenmesi amacıyla, davalının gösterilecek adreslerindeki bu ürünlerin toplatılmasına karar verilmesini, davanın kabulüyle sözleşmenin yürürlükte olduğu süre içerisinde, “…” ve sair markalı ürünlerin başka yerden tedarik edilip pazarlanması nedeniyle müvekkilin uğradığı maddi zarar karşılığında, belirli hâle geldiğinde HMK m.107/2 gereği artırılmak üzere ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, bu alacağa temerrüt tarihi olan 09.12.2020 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, sözleşmenin süresinden önce ve haksız şekilde feshedilmesi nedeniyle müvekkil şirketin bir yıllık mahrum kalınan kârına karşılık olarak, belirli hâle geldiğinde HMK m.107/2 gereği artırılmak üzere ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, bu alacağa fesih tarihi 28.12.2020’den itibaren ticari avans faizi yürütülmesine, sözleşme m.8.3.’teki 60 günlük süre geçmiş olmasına rağmen yapılan satışlara ilişkin olarak, belirli hâle geldiğinde HMK m.107/2 gereği artırılmak üzere ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 5.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline, bu bedele dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, haksız rekabetin tespitine ve men’ine, haksız rekabetin sonucu olan manevi zarara ilişkin olarak, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, manevi tazminata haksız fiilin öğrenme tarihi olan 08.05.2020’den itibaren avans faizi yürütülmesine, manevi tazminat talebinin kısmen veya tamamen reddine karar verilecekse, manevi tazminatta hâkimin takdir yetkisinin genişliği ve sebebiyet ilkesi nazara alınarak, davalı lehine yargılama giderine hükmedilmemesine, vekâlet ücreti de dâhil olmak üzere her türlü yargılama giderinin davalı yana tahmiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; taraflar arasında 1 Mart 2020 tarihinde sözleşme imzalandığını, işbu sözleşmenin 10. maddesinin 3. fıkrasına göre HMK’nın 17. maddesine atıfta bulunularak “Taraflar arasındaki olası ihtilafların çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri münhasır yetkiye sahip olacaktır.” hükmü bulunduğunu, bu sebeple yetki itirazlarının olduğunu, bahse konu tescilli sınai mülkiyet hakkı kapsamındaki taleplerin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiğini, dolayısıyla mahkemenin uyuşmazlığın çözümünde görevsiz olduğunu, davacı tarafından ikame edilen işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, oysa mevcut durum itibariyle kısmi dava olarak açılması gerektiğini, dava dilekçesinde bahsedildiği gibi “tek yetkili satıcılık” gibi bir durumun somut olayda kesinlikle bulunmadığını, ayrıca … Firmasının dava konusu sözleşmenin yürürlükte olduğu tarihlerde başka firmalara da distribütörlük vererek satış yapmayı sürdürdüğünü, devam eden süreçte … şirketinin, taahhütlerini yerine getirmeyerek müvekkil şirkete sağladığı iskonto tutarının çok daha fazlasını, müvekkil şirketin satış yaptığı diğer şirketlere sağlayarak, müvekkilin pazardaki satışını adeta engellemeye varan işlemler yapmaya başladığını, … marka ürünlerin orijinal olmasına rağmen, sahte olduğu iddiasıyla uzun yıllar çok büyük harcamalar ve emek sonucu oluşturulan müşteri portföyüne mailler atarak, bildirimlerde bulunarak müvekkilini sahte ürün satmakla suçladığını, bu hususta … ile defalarca sözlü ve yazılı olarak iletişim kurulmasına rağmen karşı tarafın eylemlerini sürdürmesi sebebiyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde 2021/8913 Soruşturma numaralı şikayetin müvekkil şirketçe yapıldığını, sözleşme ayrıntıyla incelendiğinde müvekkil şirketin münhasır yetkili olmadığının da açıkça sözleşmede kayıt altına geçirildiğinin görüleceğini, taraflar arasından imzalanan sözleşmenin devamında bulunan yapılması hedeflenen satışları bedel de sözleşmede açıkça “hedef” olarak gösterildiğini, müvekkilimizin bu satışı gerçekleştireceğine dair karşı tarafa vermiş olduğu hiçbir taahhüt olmadığını, davacı yanın dilekçesinde sunmuş olduğu tablolara dahi bakılacak olursa -kabul anlamına gelmemek kaydıyla- yıllara göre yapılan satış tutarlarının değişkenlik gösterdiğini, bu hususun ticari hayattan kaynaklandığını, satışı yapılan ürünlerin eşi benzeri olmayan nitelikte, sürekli olarak tüketileceği garanti olan ürünler şeklinde kabul edilemeyeceğini, bir çok farklı etki sebebiyle satış rakamlarının düştüğünü, davalı yanın sözleşmenin feshi sebebiyle fesih sonrası yapılan satışlardan elde edilen kârı talep etmesinin mümkün bulunmadığını, davacı tarafın manevi tazminat talebinin de hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, haksız rekabete zemin oluşturacak hiç bir hususun da mevcut olmadığını belirterek, anılan sebeplerle ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları da gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU ARA KARARI İlk derece mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 07.06.2021 tarihli ara kararıyla, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu ara karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarlamış ve müvekkilin haklarının ihlali niteliğinin tespiti için İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuku Mahkemesinin 2021/68 D.İş sayılı dosyasıyla delil tespiti isteminde bulunulduğunu, 28.04.2021 tarihinde keşif yapıldığını, müteakip süreçte marka vekili, bilgisayar mühendisi ve muhasip bilirkişilerden müteşekkil heyetçe tanzim edilen 24.05.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre davalının QR kod ihlali, fatura usulsüzlükleri yaptığı, sözleşmenin (haksız) feshinden sonra dahi yetkili distribütörlük iddiasını ileri sürdüğü, kontrolündeki internet sayfaları üzerinden tanıtım ve satış yapıldığı hususlarının anlaşıldığını, Davalının sözleşmeyi haksız bir şekilde feshetmesine rağmen bilirkişi raporunda da görüldüğü üzere gerek müvekkili şirketten alınan gerekse izinsiz bir şekilde Çin’den ithal edilen ürünlerin, Nisan ve Mayıs 2021 ayları itibariyle, fiziken iş yerinde ve davalı kontrolündeki internet sitesinde satışlarının yapmaya devam ettiğini, sözleşmede taraflarca benimsenen m.8.3. hükmüne göre “Sözleşme’nin sona ermesi veya erken sona ermesi durumunda, Distribütör elinde kalan ürünlerin stoklarını sözleşmenin sona ermesinden (…) sonraki 60 gün içinde satma hakkına sahip olacaktır.” şeklinde düzenleme bulunduğunu, davalı tarafça 28.12.2020 tarihinde keşide edilen ve fesih ihbarını ihtiva eden ihtarnamenin taraflarınca tebellüğ edilmiş olduğunu ve sözleşmede m.8.3 hükmünde geçen 60 günlük sürenin bu ihtarnameye uygulanmasıyla 26.02.2021 tarihi itibariyle davalı tarafça yapılacak olan tüm satışların durdurulmasının gerektiğini, Tedbir talebine konu tüm hususların sözleşme bilirkişi raporu ve tarafların keşide ettiği ihtarnamelerle açıkca anlaşıldığını, tedbir talebine konu maddi vakıaların tamamen ispat edildiğini, Bu nudunlarla ilk derece mahkemesinin tedbir talebinin reddine dair 07.06.2021 tarihli ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, bu ara kararın kaldırılmasına, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile dilekçede yer alan internet adreslerine erişiminin engellenmesine; bu kapsamda Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna (BTK) müzekkere yazılmasına, “…” markasını veya ibaresini taşıyan eşyanın davalı yanca ithalinin yasaklanmasına, bu kapsamda Gümrükler Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına, “…” ve sair markaları haiz yahut ibareleri taşır ürünlerin pazarlamasının, dağıtımının, satışa arzının ve satımının önlenmesi amacıyla, davalının taraflarınca gösterilecek adreslerindeki bütün ürünlerin toplatılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, distribütörlük sözleşmesinden kaynaklanmakta olup davalının sözleşmeyi haksız şekilde fesih ettiği iddiasına dayalı olarak açılmakla bu kapsamda mahrum kalınan kar ve ortaya çıkan maddi zararın tahsili, yine sözleşmeye aykırılık iddiası çerçevesinde haksız rekabetin tespiti ve meni, ayrıca haksız rekabetten ötürü ortaya çıktığı iddia edilen manevi zararın tahsili taleplerine ilişkin olup esas dava içinde HMK’nın 389, TTK’nın 61 maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir talep edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde yer alan internet sitelerine erişimin engellenmesi “…” markası veya ibaresini taşıyan eşyanın davalı yanca ithalinin yasaklanması, “…” ve sair markaları haiz yahut ibareleri taşıyan ürünlerin pazarlamasının dağıtımının satışa arzının ve satımının önlenmesi amacıyla davalının gösterilecek adreslerindeki bu ürünlerin toplatılmasına ilişkin olarak ihtiyati tedbir talebi verilmesini talep etmektedir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında, davacı vekilinin ihtiyeti tedbir talebinin reddine dair ara karar verilmiş; bu ara karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1. maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, hukuk usulu muhakemeleri kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Buna göre bu tür davalarda ihtiyati tedbir talepleri TTK’nın 61. maddesine göre değerlendirilmelidir. Burada hüküm bulunmayan konularda, tamamlayıcı hüküm olarak HMK’nın 389 vd. maddelerinden yararlanılmalıdır. İlk derece mahkemesi istinafa konu ara kararında, davacının iddialarını yaklaşık ispat düzeyinde ispatlayamamış olduğu gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Dosya içerisindeki İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2021/68 D.İ sayılı dosyasının incelenmesinde; … Şti. tarafından … A.Ş karşı taraf gösterilerek delil tespiti ve ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, netice olarak suça konu ürünlerin … tarafından ihtalatının engellenmesi için ilgili Gümrük Müdürlüklerine yazı yazılması, ilgili Gümrük Müdürlüklerinde bu ürünlerin bulunması halinde ürünlere el konulması, yine …in depolarında ve şirket bünyesinde bulunan mallara el konulması dilekçede belirtilen internet sitelerine yönelik olarak sosyal medya mecralarında hukuka aykırı tanıtım ve pazarlamaların yapılması sebebiyle erişimin engellenmesi talep edilmiştir. Dosyaya 24.05.2021 tarihli bilirkişi raporu sunulmuş olmakla aleyhine tespit istenen … firmasının işyerinde yapılan incelemede söz konusu firmanın … firmasının yetkili distribütörü olduğunu gösterir emareler bulunduğu, Tespit edilen … markalı ürünlerin orjinalliği hususunun heyette sektörel bilirkişi olmaması sebebiyle tespit edilemediği, talep dilekçesine konu edilen erişimin engellenmesi yönünde tedbir talep edilen internet sitelerininde … markalı ürünlerin tanıtımını yapan siteler olduğu, talep dilekçesine konu iki adet internet sitesinin ise her iki tarafında sunucusu altında çalıştığı bilirkişilerce tespit edilmiştir. Tüm dosya kapsamında davacının dava dilekçesindeki iddiaları ve davalının savunmalarına göre aradaki distribütörlük anlaşmasının davalı yanca fesih edilmesinin haklı fesih olup olmadığı hususunun esaslı yargılamayı gerektirdiği, zira ilk derece mahkemesince henüz delillerin tam olarak toplanmadığı, uyuşmazlığın teknik bir hususla alakalı olması sebebiyle yargılamanın ilerleyen aşamalarında bilirkişi incelemesine karar verilebileceği, zira İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin az yukarıda bahsi geçen 2021/68 D.İş sayılı dosyasına ibraz edilen 24.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda … firmasının adresinde tespit edilen … markalı ürünlerin orjinalliği hususunda dahi herhangi bir değerlendirme yapılamadığı; davacının haksız rekabet iddialarının da yargılamaya ve ispata muhtaç durumda olduğu anlaşılmakla, dosyanın bulunduğu aşama itibariyle davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin yaklaşık ispat ölçüsünde kanıtlanmadığı sonucuna varıldığından, ilk derece mahkemesinin istinafa konu ara kararının sonucu itibariyle doğru olduğu kanaatine varılmıştır. Yargılamanın devamı sırasında delil durumuna göre ilk derece mahkemesinden yeniden talepte bulunulması mümkündür.Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 20.01.2022
KANUN YOLU:HMK’nın 362/1.f ve 391/3. maddeleri gereğince karar kesindir.