Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2349 E. 2022/637 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2349
KARAR NO: 2022/637
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2021
NUMARASI: 2021/230 E. – 2021/360 K.
DAVANIN KONUSU: Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı tasfiye memuru tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 27.06.2009 ile 31.07.2014 tarihleri arasında … Limited Şirketi’de çalıştığını işçilik alacaklarının tahsili amacıyla İstanbul 24. İş Mahkemesinde alacak davası açıldığını, mahkemece 25.05.2016 tarihinde verilen kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesince bozulduğunu, yeniden yapılan yargılama sırasında davalı vekilinin, davalı şirketin tasfiye edildiğini beyan etmesi üzerine mahkemece ihya için süre verildiğini, davalı şirketin yargılama sırasında tasfiyeye girdiğini ve tasfiyenin 26.12.2016 tarihinde tescil edildiğini, tasfiyenin eksik yapılması nedeniyle ek tasfiye işleminin gerekli olduğunu ileri sürerek, Tasfiye Halinde … Limited Şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; tüzel kişiliğinin ihyası talep edilen şirketin mevzuatta yer alan hükümler uyarınca kendi iradesi ile tasfiyeye girdiğini ve 2016 yılında tasfiye sonu kararı alarak müdürlüğe sicil kaydının silinmesi için başvurduğunu, başvuru dosyasında mevzuatta sayılan bütün belgelerin sunulduğunu, şirketin tasfiye sonu işleminin mevzuata uygun şekilde tescil edildiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini ve yasal hasım konumunda bulunduğundan yargılama giderinden sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili savunmasında özetle; … Ltd.Şti’nin 17.11.2015 tarihinde tasfiyeye girdiğini, tasfiye kararının 23.11.2015 tarihinde tescil edildiğini, alacaklılara yönelik ilanların yapıldığını, şirketin iş yerine ait kira sözleşmesinin 27.06.2016 tarihinde karşılıklı olarak sonlandırıldığını, gece kulübü olarak faaliyet gösteren şirket için en az 300 m2 olması gereken aynı nitelikte başka iş yeri bulunamadığından, 19.12.2016 tarihinde tasfiyenin sonuçlandırılarak ilan edildiğini, tasfiye tarihinde şirketin kesinleşmiş borcu veya alacağının bulunmadığını, iş mahkemesinde açılan davada da şirketin borcunun bulunmadığı, ilana rağmen başvuruda bulunulmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547. maddesinde düzenlenen, tasfiye işlemlerinin eksik sonuçlandırılması halinde ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yapılması için tüzel kişiliğinin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547 maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya bir kaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmü yer almaktadır. Bir şirket hakkında açılmış davanın bulunması, ilam nedeni ile icra takibi yapılacak olması veya tasfiye edilmemiş mal varlığının bulunması şirketin tasfiye işlemlerinin eksik sonuçlandırıldığını göstermektedir. Mahkememizce …’nden ilgili şirketin sicil dosyası getirtilmiş ayrıca talebe konu mahkeme dosyası getirtilip incelenmiş olup, tüm dosya kapsamından İstanbul 24. İş Mahkemesi’nin 2014/867 esas sırasında davacı … tarafından davalı … Limited Şirketi aleyhine 15/09/2014 tarihinde alacak (işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan) davası açıldığı yargılama sonucunda verilen 2014/867-2016/239 E.K. Sayılı kararın Yargıtay bozması nedeniyle dava dosyasının İstanbul 24. İş Mahkemesi’nin 2021/230 esas sırasına kayıt edildiği 17/03/2021 tarihli oturumda alınan ara karar ile davacı vekiline … Limited Şirketi hakkında ihya davası açmak üzere süre verildiği diğer yandan … sicil nolu Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin tasfiyesinin sona erdiği 26/12/2012 tarihinde sicil kaydının terkin edildiği dolayısı ile terkin işleminin tasfiye nedeniyle yapıldığı anlaşılmış olup, TTK 547. maddesi uyarınca yasal koşulları oluşan davanın kabulü ile ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere şirketin önceki tasfiye memuru …’ın atanmasına..” gerekçesiyle davanın kabulü ile …nün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle terkin edilen Tasfiye Halinde … Limited Şirketinin İstanbul 24. İş Mahkemesinin 2021/230 esas sayılı dava dosyasında yapılacak işlemler ile sınırlı olmak kaydı ile ihyasına, ticaret siciline tescil ve ilanına, tasfiye memuru olarak şirketin önceki tasfiye memuru …’ın atanmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı … vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya verilen cevapta şirketin faaliyet gösterdiği alandaki ruhsatının ilgili belediyece iptal edilmesi nedeniyle şirketin tasfiye sürecine girdiği ve gerekli ilanların yapılarak borç ve alacağı bulunmayan şirketin terkin edildiği, şirketin iş yeri adresinin kira akdinin 27.06.2016 tarihinde mal sahibi ile karşılıklı olarak sonlandırıldığı, faaliyet için gerekli büyüklükte yer bulunmaması nedeniyle 19.12.2016 tarihinde tasfiye sonuçlandırıldığı, davacının alacağının kesinleşmediği, iş davasında da davanın reddinin talep edildiğinin savunulduğunu, buna rağmen şirketin ihyası ile müvekkilinin tasfiye memuru olarak atanmasının karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin ailevi nedenlerle tasfiyeyi kabul etmediğini, Yasada da tasfiye memurluğunun kabulüne ilişkin bir zorunluluk bulunmadığını, müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedilerek şahsen borçlandırılmasının hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiye sonucu sicilden resen terkin edilmiş olan şirketin ek tasfiye işlemleri için ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bakırköy 24. İş Mahkemesinin 2014/867 Esas sayılı dosyasında, davacı tarafından … Ltd. Şti. aleyhine 27.06.2009 ile 31.07.2014 tarihleri arısındaki çalışmalarından kaynaklanan işçilik alacakları nedeniyle alacak davası açılmıştır. İlk derece mahkemesince 25.05.2016 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karar Yargıtay incelemesi sonucu bozularak mahkemenin 2021/39 Esasına kayıt edilmiştir. Yargılama devam ederken, 17.11.2015 tarihinde şirketin tasfiye sürecine girdiği, kapanış tasfiyesinin 19.12.2016 tarihinde yapılarak, 30.12.2016 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, şirketin tasfiye öncesi adresinin Fatih ilçesi olması nedeniyle, mahkemenin yetkili olduğu anlaşılmıştır. TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. …nün dosya içerisindeki cevabi yazısının incelenmesinde; şirketin son tescilinin 30.12.2016 tarihinde yaptırdığı, şirketin tasfiyesine karar verildiğinin 26.11.2015 tarihinde tescil edildiği, tasfiye memuru olarak davalının görev yaptığı yer almaktadır. Davacı tarafından, tasfiye sonucu sicilden terkin olan şirket aleyhine tasfiye kararı öncesi dava açılmıştır. Alacak davasının sonuçlandırılarak infazı için tasfiye halindeki şirketin ihyasının talep edilmesinde davacının hukuki yararı bulunmaktadır. TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde, ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecek, mahkemenin talebi yerinde görmesi halinde tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirecektir. Tasfiyenin kapatılması için tüm tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. Bu nedenle tasfiye memuru vekilinin, müvekkilince şirketin tasfiyesinin usulüne uygun yapılmış olduğu, bu nedenle ihya için gerekli koşulların bulunmadığı yönündeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. İhya davasının TTK’nın 547. maddesi uyarınca talep edilmesi halinde şirketin tasfiye işlemlerini yapmış olan tasfiye memur ya da memurları ile birlikte bağlı bulunulan ticaret sicil müdürlüğünün davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. Başka bir ifadeyle TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir. TTK’nın 547/2. maddesine göre, ek tasfiye işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç kişi tasfiye memuru olarak mahkemece atanarak tescil ve ilan edilir. Bu davada tasfiye memurunun hasım gösterilmesi gerektiğinden, dava dilekçesinde açıkça davalı olarak tasfiye memurunun gösterilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesi tarafından, daha önce şirketi tasfiye eden tasfiye memuru atanmasında da hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinde ilan edildiği tarihte, alacak davasına konu ticari ilişki bulunduğundan bu durumu bilebilecek durumda olan tasfiye memurunun tasfiyeyi kapatması ve HMK’nın 326. maddesi dikkate alındığında yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması da isabetli olmuştur. Tasfiye memuru aleyhine hükmedilen yargıla giderlerinin iş mahkemesindeki yargılamadaki haklılık durumu ile yeniden yapılacak tasfiyede dikkate alınabileceği değerlendirilmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve kararı isabetli olmakla, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalı tasfiye memuru …’ın istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tasfiye memuru … tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 21,40 TL karar harcının davalı …’tan tahsiline, 3-Davalı tasfiye memuru … tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26.05.2022 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.