Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2342 E. 2021/1720 K. 31.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2342
KARAR NO: 2021/1720
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2021
NUMARASI: 2021/415 E. – 2021/810 K.
DAVANIN KONUSU:Şirketin İhyası
Taraflar arasındaki şirketin ihyası davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; ihyası talep edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarası ile kayıtlı Tasfiye Halinde … Limited Şirketine karşı Bakırköy 18.İş Mahkemesinin 2014/340 Esas sayılı dosyasında açılan davada mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ilama bağlı alacağın tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, takip dosyasında şirketin tasfiye sürecine girerek sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığını, alacağın tahsil edilmeden şirketin tasfiye edilmesinin eksik tasfiye niteliğinde olduğunu ileri sürerek, Tasfiye Halinde … Limited Şirketi unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü, savunmasında özetle; müvekkilinin TTK’nın 32. maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin dava açılmasına sebep olmaması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı tasfiye memuru, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Yapılan yargılama, toplanan deliller, incelenen takip dosyası, ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde ; 6102 sayılı TTK’nın 536 ilâ 548 maddelerinde düzenlenen anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Kooperatiflerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ancak tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilden silinmiş olsa bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiği kabul edilemez. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu karar ve işlemin hataya dayanması halinde gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hata veya kasta dayalı şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasını, gerek o işlemi gerçekleştirenler, gerekse bundan zarar görenler isteyebilirler, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı olan kişinin yapılan ilanlara rağmen alacağını yazdırmaması alacağın düşmesini gerektirmez. Somut uyuşmazlıkta; davacının Bakırköy 18.İş Mahkemesinin 2014/340 Esas, 2015/511 Karar ve Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takip dosyasına taraf teşkili sağlanması için bu davayı açtığını, davada taraf teşkilinin sağlanması ve davanın yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu davada davalı olan şirketin geçici 7. Madde uyarınca sicilden resen terkin edildiği, davada taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına ek tasfiye işlemlerini yapması için 6102 Sayılı TTK.nun 547/2’nci maddesi uyarınca …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına karar verilerek…” gerekçesiyle davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde … Limited Şirketinin Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 2014/340 Esas, 2015/511 Karar ve Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası yönünden ihyası ile ek tasfiye için yeniden tesciline, önceki tasfiye memurunun ek tasfiye için görevlendirilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinini rücu alacağı nedeniyle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı şirket aleyhine takip başlatıldığını, mahkemece ihya davasında davanın kabulüne karar vermesine karşın, müvekkil kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, davanın kabulüne karar verilmesi ve davacının kendisini vekille temsil ettirmesi halinde, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 547. maddesi uyarınca, ek tasfiye işlemleri için şirketin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının alacaklı olduğu Tasfiye Halinde … Ltd. Şti.’nin 31.10.2015 tarihinde tasfiye sürecine girdiği, tasfiyeye ilişkin işlemlerin tamamlanarak 25.12.2017 tarihinde yapılan genel kurulda şirketin TTK’nın tasfiyeye ilişkin 529 vd. maddelerine göre tasfiye işlemlerinin yapılarak, genel kurul kararıyla tasfiyenin tamamlandığı, ancak tasfiye tarihi itibariyle şirkete karşı açılmış dava bulunması nedeniyle TTK’nın 547. maddesi nedeniyle ek tasfiye işlemlerinin yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Şirketin muamele merkezi itibariyle Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin kesin yetkili olduğu ve TTK’nın 547. maddesine göre son tasfiye memurunun ek tasfiye için görevlendirmesinin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Tüzel kişiliğin kazanılmasının ticaret siciline tescil ile mümkün olmasına göre, ticaret sicil memurluğu tüzel kişiliğin ihyasına ilişkin davalarda yasal hasım konumunda bulunmaktadır. Bu itibarla davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği kendisine husumet düşen sicil müdürlüğünün, davanın kabulüne karar verilmesi halinde, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olacaktır. Yargıtayın emsal kararları bu yöndedir (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2005/13309 E.2007/837 K. Sayılı kararı; Yargıtay11.Hukuk Dairesinin 2016 / 2926 Esas 2016 / 3585 Karar ve 04.04.2016 tarihli kararı). Ancak davalı tasfiye memuru yasal hasım olmamakla yargılama giderlerinden kural olarak sorumlu tutulmalıdır. HMK’nın 326. maddesi uyarınca, kanunda yazılı istisnalar dışında, yargılama giderlerinden, aleyhine hüküm verilen taraf sorumludur. Bu istisnalardan biri HMK’nın 312. maddesinde düzenlenmiştir. HMK’nın 312.maddesinin 2. fıkrasında; ”Davalı davanın açılmasına kendi hal ve davranışlarıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmez. ” şeklinde hüküm bulunmaktadır. Somut olaya bakıldığında, davacı kurum tarafından 2014 yılında şirket aleyhine iş mahkemesinde rücu davası açıldığı, ancak davalı şirketin 12.01.2018 tarihli ticaret sicilinde yayınlanan kararla sicilden terkin edildiği, davacı alacağının şirketin tasfiyesinin ilanından önce doğduğu anlaşılmıştır. Şirket hakkında süren dava bulunmakla, şirketin tasfiyesinin eksiksiz tamamlanmadığı görülmüştür. TTK’nın 541. maddesi kapsamında, davalı tasfiye memurunun davacı alacağını tevdi etmemesi nedeniyle kusurlu olduğu gibi, davayı kabul ettiğine dair bir beyanda da bulunmamıştır. Bu durumda, HMK’nın 326. maddesindeki genel kural uyarınca, davalı tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması ve aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, aksine uygulama yapılması usul ve yasaya aykırı bulunmuş ve davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusu haklı bulunmuştur. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye sonucu sicil kaydı kapatılan Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin, Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 2014/340 Esas- 2015/511 Karar sayılı dosyasının ve Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının görülüp sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle ilgili ek tasfiye işlemleriyle sınırlı olmak kaydıyla, Ticaret Siciline yeniden tescili ile ihyasına, 2-Kararın Ticaret Siciline tescil ve ilanına, 3-İhya kararı doğrultusunda ek tasfiye işlemleri için son tasfiye memuru …’ın görevlendirilmesine, 4-Davacının harçtan muaf olması nedeniyle harç alınmasına yer olmadığına, Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına, 5-Karar tarihi itibariyle AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı Tasfiye Memurundan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafça yapılan 50,50 TL yargılama giderinin davalı Tasfiye Memurundan alınarak davacıya verilmesine, 7-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından artan tutarların, HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde iadesine, 8-İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden; a-Davacı harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına, b-Davacı tarafından harcanan 92,00 TL posta giderinin, davalı tasfiye memurundan alınarak davacıya verilmesine, 9-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 10-Karanın kesinleşmesinden sonra dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 31.12.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK’nın 361. maddesi uyarınca, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.