Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2021/2335 E. 2022/778 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/2335
KARAR NO: 2022/778
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2021
NUMARASI: 2018/237 E. – 2021/600 K.
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
Taraflar arasındaki anonim şirketin feshi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun süredir madencilik sektöründe faaliyet gösterdiğini ve davalı … ile tanıştığını, davalı …’in müvekkilinin madencilik tecrübesinden faydalanmak istediğini belirtmesi üzerine davalı şirketin kurulduğunu ve tarafların eşit payla şirket ortağı olduklarını, daha sonra davalı şirket ile davalı …’in aile şirketi olan dava dışı …AŞ. arasında 24.08.2016 tarihinde düzenlen rödovans sözleşmesi ile Mersin ili, Mut ilçesi, … köyündeki mermer ocağının işletilmesi için davalı şirkete kiralandığını, davacının masraflarını karşılayarak iş makinalarını maden sahasına gönderdiğini, davacının, davalı …’e işin yürümesi için çeşitli zamanlarda para verdiğini, ancak madenin çok az rezerve sahip olduğunun ortaya çıktığını, ayrıca … şirketinin maden sahasını başka bir şirkete de kiraya verdiğini, davacının uğradığı zarar nedeniyle 15.03.2017 tarihinde davalı …’e ihtar gönderdiğini, iş makinaların bir yıl süreyle davalı …’in kullanılması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, davacının davalı tarafından aldatılarak şirket kuruluşuna dahil edildiğini, davalının, şirketin karar almasına engel olduğunu, davalı şirketin maden işletilmesi gayesiyle kurulmasına karşın bu işle iştigal edemediğini ve davacının uğradığı zararın katlanılmaz hale geldiğini ileri sürerek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, davacının zararının tespitine, şimdilik 50.000 TL zararın ilk ihtarname tarihi olan 15.03.2017 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, savunmasında özetle; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacı ile davalının müşterek imza yetkilisi olmaları nedeniyle müvekkilinin tek başına işlem yapmasının mümkün olmadığını, davacının onay vermemesi nedeniyle ruhsatın kaybedilmemesi için orman izin bedellerinin dava dışı Marmara şirketi tarafından ödendiğini, davacının haksız davranışları nedeniyle ruhsat sahibi … şirketi tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, davacının getirdiği iş makinalarını uyarıya rağmen kaldırmadığını, maden sahasının dava dışı şirkete önceden kiralandığını, davacının bu hususu şirketin kuruluşu aşamasında bildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… davacı …’in madencilik konusunda bilgili olduğu, faal olarak mermer madenciliği yaptığı, rodövansla işletilecek mermer/traverten sahası için ortak şirket kurulması, rödövans sözleşmesi yapılması süreçlerinde, açık ocak mermer/traverten sahalarında görünür-mümkün-muhtemel rezervler ve kapasite konusunda bilgili olduğu anlaşılmaktadır. Maden mühendisi bilirkişi tarafından yapılan tespitlerden anlaşıldığı üzere, dava dışı … A.Ş.’nin Mersin ili Mut ilçesi sınırları içinde 2 adet Maden ve Petrol İleri Genel Müdürlüğünden alınan 217.50 ve 89.80 hektar büyüklüğünde ruhsatlı mermer/traverten maden sahası ve mermer işleme tesisine sahip olduğu tespit edilmiştir. Davalı şirketin davacı dışındaki diğer ortağı …, bu ruhsat sahibi şirketin hissedarlarındandır. Dava dışı … A.Ş. ile … A.Ş. arasında 24.08.2016 tarihinde rödovans sözleşmesi imzalanmıştır. Ancak, bu sözleşme ile ilgili Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne yapılan başvuru eksiklikler nedeniyle değerlendirilmemiş ve maden sicil kayıtlarına bilgi amaçlı şerh edilmemiştir. Bu nedenle yapılan rödövans sözleşmesi çalışmaya onay verilmemesi nedeniyle geçersizdir. Maden Kanununa göre rödövans sözleşmesinin geçerli olmaması nedeniyle dava konusu ruhsat sahasında çalışılamaz. Bu nedenle davalı şirketin kurulmasındaki amacın ortadan kalktığı anlaşılmaktadır. Yine, davalı şirket temsil kayyımı tarafından, davalı şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davalı şirketin gayrifaal olduğu, son üç yıldır hiç satış yapmadığı, son üç yıl hep zarar ettiği, ortaklar arasında anlaşmaz bulunduğu ve şirketin hiçbir faaliyetin olmadığı, gelir ve kâr etme amacından uzaklaştığı, bu yönüyle şirketin faaliyetini sürdürmesinin mümkün olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Buna göre, TTK’nin 531. Maddesinin gerekçesinde yazıldığı üzere, şirketin sürekli zarar etmesi şirketin feshi için haklı neden teşkil ettiğinden ve rödövans sözleşmesinin geçerli olmaması nedeniyle davalı şirketin kurulmasındaki amacın ortadan kalkması nedeniyle şirketin fesih ve tasfiyesi davasının kabulü ile, 6102 s. TTK’nin 531. Maddesi uyarınca İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı davalı … Anonim Şirketi’nin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak, şirketin temsil kayyımı …’in atanmasına karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar, TTK’nin 531. Maddesi uyarınca şirketin feshi yerine davacının şirketten çıkarılması veya başka çözümlere de karar verilebilir ise de, davalı şirketin üç yıldır faaliyetinin olmaması ve kayden borca batık olması nedeniyle, tarafların bir araya gelmelerinin de mümkün olmaması gözetilerek ekonomik ve rasyonel açıdan en uygun çözümün davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar vermek ” gerekçesiyle; şirketin fesih ve tasfiyesi davasının kabulü ile TTK’nın 531. maddesi uyarınca İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı davalı … A.Ş.’nin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak …’in atanmasına, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece talep gibi şirketin tasfiyesine karar verilmiş olmasına rağmen 7.500,00 TL tasfiye memuru ücreti ile 5.000,00 TL tasfiye avansının müvekkilince mahkeme veznesine yatırılmasına karar verildiğini, davanın kabulüne karar verilmesine rağmen bu ücretlerin davacıdan alınmasına karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, tasfiye memurunun ücreti ve tasfiye avansının davalı tarafa yükletilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu kısmının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve tasfiye avansı ile tasfiye memuru ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 531. maddesi uyarınca, davalı … Anonim Şirketin fesih ve tasfiyesine, davacının uğradığı zararların belirlenerek şimdilik 50.000 TL’lik ihtarname tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece 09.06.2021 tarihindeki oturumda şirketin fesih ve tasfiyesi ile açılan yönetim kurulu üyesinin sorumluluğuna ilişkin davanın ayrılmasına karar verilmiş, şirketin tasfiyesi davası eldeki davada sürdürülmüştür. İlk derece mahkemesince fesih ve tasfiye davasının yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulü ile şirketin tasfiyesine, tasfiye avansı ve tasfiye memuru ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 531. maddesinde “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mehkemisinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüm karar verebilir” düzenlemesi bulunmaktadır. Davacı şirkete ve diğer ortağına yönelttiği davada şirketin haklı nedenlerle feshinin yanı sıra ortaklık nedeniyle uğradığı zararın diğer ortaktan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece fesih ve tasfiye davası ile tazminat davaları ayrılmış, eldeki davada şirkete karşı açılan tasfiye davasının yargılaması yapılmıştır. Mahkemece şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin verilen karar taraflara tebliğ edilmiş, şirket, davalı olarak davada yer alan ve tazminat davası ayrılan … ve davacı tarafından fesih ve tasfiyeye ilişkin istinaf başvurusunda bulunulmamıştır. İstinaf başvurusu, gerekçeli kararın ikinci maddesinde yer alan tasfiye memuru ücreti ile tasfiye avansının davacıdan alınmasına ilişkindir. Mahkemece yargılama giderleri HMK’nın 312. maddesine uygun şekilde davalı şirket üzerinde bırakılmıştır. Ancak, tasfiye avansı ve tasfiye memurunun ücretinin davacıdan alınması yerindedir. Çünkü davacı tarafından tasfiye talep edilip, mahkemece şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilip tasfiye memuru görevlendirildiğinden, tasfiye işlemlerine başlanabilmesi için tasfiye memuru avansı ile tasfiye memuru ücretinin davacı tarafından ödenmesi gerekir. Aksi halde tasfiyeye başlanması mümkün olmayaçaktır. Davacı tarafından yapılan bu giderlerin tasfiye memurunca düzenlenecek tasfiye bilançosunda dikkate alınacağı tabidir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irat kaydına, bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 09.06.2022
KANUN YOLU: HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.